Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Al-i İmran Suresi okunuşu ve Türkçe anlamı: Al-i İmran Suresi tefsiri, Arapça yazılışı ve fazileti

        Mushaftaki sıralamada 3, iniş sırasına göre 89. suredir. Enfâl suresinden sonra, Ahzâb suresinden önce Medine’de inmiştir. Müfessirlerin çoğunluğuna göre, surenin önemli bir bölümünün geliş sebebi, Necran hıristiyanları adına Medine’ye gelen heyetle Hz. Peygamber arasında geçen Allah inancı konusundaki tartışmalardır. Bu vesileyle nâzil olan ayetlerin sayısı ve surenin iniş zamanı hakkında farklı görüşler vardır. Necran heyetiyle ilgili rivayetten sonra bunlara yer verilecektir. İşte, Al-i İmran Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...

        REKLAM

        Al-i İmran Suresi Arapça Okunuşu

        Bismillahirrahmânirrahîm.

        1.Elif lam mim

        2.Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum

        3.Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrate vel incıl

        4.Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu bi ayatillahi lehüm azabün şedıd* vallahü azızün züntikam

        5.İnnellahe la yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve la fis sema'

        6.Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa'* la ilahe illa hüvel azızül hakım

        7.Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi rabbina* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab

        REKLAM

        8.Rabbena la tüzığ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab

        9.Rabbena inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh* innellahe la yuhlifül mıad

        10.İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike hüm vekudün nar

        11.Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vallahü şedıdül ıkab

        12.Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem* ve bi'sel mihad

        13.Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra'yel ayn* vallahü yüeyyidü bi nasrihı mey yeşa'* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar

        14.Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab

        REKLAM

        15.Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav ınde rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vallahü basıyrum bil ıbad

        16.Ellezıne yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zünubena vekına azaben nar

        17.Essabirıne ves sadikıyne vel kanitıne vel münfikıyne vel müstağfirıne bil eshar

        18.Şehıdellahü ennehu la ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül ılmi kaimem bil kıst* la ilahe illa hüvel azızül hakım

        19.İnned dıne indellahil islam* ve mahtelefellezıne utül kitabe illa mem ba'di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm* ve mey yekfür bi ayatillahi fe innellahe serıul hısab

        20.Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean* ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyıne e eslemtüm* fe in eslemu fe kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vallahü besıyrum bil ıbad

        21.İnnellezıne yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne bi ğayri hakkıv ve yaktülunellezıne ye'mürune bil kıstı minen nasi fe beşşirhüm bi azabin elım

        REKLAM

        22.Ülaikellezıne habitat a'malühüm fid dünya vel ahırah* e ma lehüm min nasırın

        23.E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüd'avne ila kitabillahi li yahküme beynehüm sümme yetevella ferıkum minhüm ve hüm mu'ridun

        24.Zalike bi ennehüm kalu len temessenen naru illa eyyamem ma'dudat* ve ğarrahüm fı dınihim ma kanu yefterun

        25.Fe keyfe iza cema'nahüm li yevmil la raybe fıhi ve vüffiyet küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yüzlemun

        26.Kulillahümme malikel mülki tü'til mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa'* ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa'* bi yedikel hayr* inneke ala külli şey'in kadır

        27.Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl* ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy* ve terzüku men teşaü bi ğayri hısab

        28.La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın* ve mey yef'al zalike fe leyse minallahi fı şey'in illa en tetteku minhüm tükah* ve yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr

        REKLAM

        29.Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vallahü ala külli şey'in kadır

        30.Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda* ve yühazzirukümüllahü nefseh* vallahü raufüm bil ıbad

        31.Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm* vallahü ğafurur rahıym

        32.Kul etıy'ullahe ver rasul* fe in tevellev fe innellahe le yühıbbül kafirın

        33.İnnellahestafa ademe ve nuhav ve ale ibrahıme ve ale ımrane alel alemın

        34.Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vallahü semıun alım

        35.İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı muharranan fe tekabbel minnı* inneke entes semıul alım

        36.Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa* vallahü a'lemü bi ma vedaat* ve leysez zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım

        REKLAM

        37.Fe tekabbeleha rabbüha bi kabulin haseniv ve embeteha nebaten hasenev ve keffeleha zekeriyya* küllema dehale aleyha zekeriyyel mıhrabe vecede ındeha rizka* kale ya meryemü enna leki haza* kalet hüve min ındillah* innellahe yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab

        38.Hünalike dea zekeriyya rabbeh* kale rabbi heb lı mil ledünke zürriyyeten tayyibeh* inneke semıud düa'

        39.Fe nadethül melaiketü ve hüve kaimüy yüsallı fil mıhrabi ennellahe yübeşşiruke bi yahya müsaddikam bi kelimetim minellahi ve seyyidev ve hasurav ve nebiyyem mines salihıyn

        40.Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kad beleğaniyel kiberu vemraetı akır* kale kezalikellahü yef'alü ma yeşa'

        41.Kale rabbic'al lı ayeh* kale ayetüke ella tükellimen nase selasete eyyamin illa ramza* vezkür rabbeke kesırav ve sebbıh bil aşiyyi vel ibkar

        42.Ve iz kaletil melaiketü ya meryemü innellahestafaki ve tahheraki vastafaki ala nisail alemın

        43.Ya meryemuknütı li rabbiki vescüdı verkeıy mear rakiıyn

        44.Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk* ve ma künte ledeyhim iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü meryeme ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun

        REKLAM

        45.İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruki bi kelimetim minhüm ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati ve minel mükarrabın

        46.Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn

        47.Kalet rabbi enna yekunü lı veledüv ve lem yemsesnı beşer* kale kezalikillahü yahlüku ma yeşa'* iza kada emran fe innema yekulü lehu kün fe yekun

        48.Ve yüallimühül kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl

        49.Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe yekunü tayram bi iznillah* ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi iznillah* ve ünebbiüküm bi ma te'külune ve ma teddehırune fı büyutikum* innefı zalike le ayetel leküm in küntüm mü'minın

        50.Ve müsaddikal lima beyne yedeyye minet tevrati ve li ühılle leküm ba'dallezı hurrime aleyküm ve ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm fettekullahe ve etıy'un

        51.İnnellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh* haza sıratüm müstekıym

        REKLAM

        52.Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah* kalel havariyyune nahnü ensarullah* amenna billah* veşhed bi enna müslimun

        53.Rabbena amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın

        54.Ve mekeru ve mekerallah* vallahü hayrul makirın

        55.İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve mütahhiruke minellezıne keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila yevmil kıyameh* sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi tahtelifun

        56.Fe emmellezıne keferu fe üazzibühüm azaben şedıden fid dünya vel ahırah* ve ma lehüm min nasıriyn

        57.Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm* vallahü la yühıbbüz zalimın

        58.Zalike netluhü aleyke minel ayati vez zikril hakım

        59.İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem* halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe yekun

        60.Elhakku mir rabbike fe la teküm minel mümterın

        61.Fe me hacceke fıhi mim ba'di ma caeke minel ılmi fe kul tealev ned'u ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve enfüseküm sümme nebtehil fe nec'al la'netellahi alel kazibın

        REKLAM

        62.İnne haza lehüvel kasasul hakk* ve ma min ilahin illellah* ve innellahe le hüvel azızül hakım

        63.Fe in tevellev fe innellahe alımüm bil müfsidın

        64.Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm ella na'büde ilellahe ve la nüşrike bihı şey'ev ve la yettehıze ba'duna ba'dan erbabem min dunillah* fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun

        65.Ya ehlel kitabi lime tühaccune fı ibrahıme ve ma ünziletit tevratü vel incılü illa mim ba'dih* e fela ta'kılun

        66.Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun

        67.Ma kane ibrahımü yehuddiyyev ve la nasraniyyev ve lakin kane hanıfem müslima* ve ma kane minel müşrikın

        68.İnne evlen nasi bi ibrahıme lellezınettebeuhü ve hazen nebiyyü vellezıne amenu* vallahü veliyyül mü'minın

        69.Veddet taifetüm min ehlil kitabi lev yüdılluneküm* ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yeş'urun

        REKLAM

        70.Ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi ve entüm teşhedun

        71.Ye ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve tektümunel hakka ve entüm ta'lemun

        72.Ve kalet taifetüm min ehlil kitabi aminu billezı ünzile alellezıne amenu vechen nehari vekfüru ahırahu leallehüm yarciun

        73.Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vallahü vasiun alım

        74.Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül fadlil azıym

        75.Ve min ehlil kitabi men inte'menhü bi kıntariy yüeddihı ileyk* ve minhüm men in te'menhü bi dınaril la yüeddihı ileyke illa ma dümte aleyhi kaima* zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun

        76.Bela men evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül müttekıyn

        77.İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün elım

        REKLAM

        78.Ve inne minhüm le ferıtkay yelvune elsinetehüm bil kitabi li tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab* ve yekulune hüve min ındillahi ve ma hüve min ındillah* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun

        79.Ma kane li beşerin ey yü'tiyehüllahül kitabe vel hukme ven nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun

        80.Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba* e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun

        81.Ve iz ehazellahü mısakan nebiyyıne lema ateytüküm min kitabiv ve hıkmetin sümme caeküm rasulüm müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve le tensurunneh* kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı* kalu akrarna* kale feşhedu ve ene meaküm mineş şahidın

        82.Fe men tevella ba'de zalike fe ülaike hümül fasikun

        83.E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati vel erdı tav'av ve kerhev ve ileyhi yürceun

        84.Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

        REKLAM

        85.Ve mey yebteğı ğayral islami dınen fe ley yukbele minh* ve hüve fil ahırati minel hasirın

        86.Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu enner rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vallahü la yehdil kavmez zalimın

        87.Ülaike cezaühüm enne aleyhim la'netellahi vel melaiketi ven nasi ecmeıyn

        88.Halidıne fıha* la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun

        89.İllellezıne tabu mim ba'di zalike ve aslehu fe innellahe ğafurur rahıym

        90.İnnellezıne keferu ba'de ımanihim sümmezdadu küfral len tukbele tevbetühüm* ve ülaike hümüd dallun

        91.İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min ehadihim mil'ül erdı zehebev ve levfteda bih* ülaike lehüm azabün elımüv ve ma lehüm min nasırın

        92.Len tenalül birra hatta tünfiku mimma tühıbbun* ve ma tünfiku min şey'in fe innellahe bihı alım

        93.Küllüt taami kane hıllel li benı israıle illa ma harrame israılü ala nefsihı min kabli en tünezzelet tevrah* kul fe'tu bit tevrati fetluha in küntüm sadikıyn

        REKLAM

        94.Fe meniftera alellahil kezibe mim ba'di zalike fe ülaike hümüz zalimun

        95.Kul sadekallahü fettebiu millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane minel müşrikın

        96.İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemın

        97.Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım* ve men dehalehu kane amina* ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla* ve men kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın

        98.Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü şehıdün ala ma ta'melun

        99.Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemallahü bi ğafilin amma ta'melun

        100.Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'u ferıkam minellezıne utül kitabe yerudduküm ba'de ımaniküm kafirın

        101.Ve keyfe tekfürune ve entüm tütla aleyküm ayatüllahi ve fıküm rasulüh* ve mey ya'tesım billahi fe kad hüdiye ila sıratım müstekıym

        REKLAM

        102.Ya eyyühellezıne amenüttekullahe hakka tükatihı ve la temutünne illa ve entüm müslimun

        103.Va'tesumu bi hablillahi cemıav ve la teferraku* vezküru nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi nı'metihı ıhvana* ve küntüm ala şefahufratim minen nari fe enkazeküm minha* kezalike yübeyyinüllahü le küm ayatihı lealleküm tehtedun

        104.Velteküm minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münker* ve ülaike hümül müflihun

        105.Ve la tekunu kellezıne teferraku vahtelefu mim ba'di ma caehümül beyyinat* ve ülaike lehüm azabün azıym

        106.Yevme tebyaddu vücuhüv ve tesveddü vücuh* fe emmellezınesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima küntüm tekfürun

        107.Ve emmellezınebyaddat vücuhühüm fe fı rahmetillah* hüm fıha halidun

        108.Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemallahü yürıdü zulmel lil alemın

        REKLAM

        109.Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve ilellahi türceul ümur

        110.Küntüm hayra ümmetin uhricet lin nasi te'mürune bil ma'rufi ve tenhevne anil münkeri ve tü'minune billah* ve lev amene ehlül kitabi le kane hayral lehüm* minhümül mü'minune ve ekseruhümül fasikun

        111.Ley yedurruküm illa eza* ve iy yükatiluküm yüvellukümül edbara sümme la yünsarun

        112.Duribet aleyhimüz zilletü eyne ma sükıfu illa bi hablim minellahi ve hablim minen nasi ve bau bi ğadabim minellahi ve duribet aleyhimül meskeneh* zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunel embiyae bi ğayri hakk* zalike bi ma asav ve kanu ya'tedun

        113.Leysu sevaa* min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun

        114.Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat* ve ülaike mines salihıyn

        115.Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vallahü alımüm bil müttekıyn

        REKLAM

        116.İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun

        117.Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh* ve ma zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun

        118.Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu bitanetem min duniküm la ye'luneküm habala* veddu ma anittüm* kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma tuhfı suduruhüm ekber* kad beyyenna lekümül ayati in küntüm ta'kılun

        119.Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih* ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz* kul mutu bi ğayzıküm* innellahe alımüm bizatis sudur

        120.İn temsesküm hasenetün tesü'hüm* ve in tüsıbküm seyyietüy yefrahu biha* ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a* innellahe bi ma ya'melune mühıyt

        REKLAM

        121.Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil kıtal* vallahü semıun alım

        122.İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma* ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun

        123.Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh* fettekullahe lealleküm teşkürun

        124.İz tekulü lil mü'minıne eley yekfiyeküm ey yümiddeküm rabbüküm bi selaseti alafim minel melaiketi münzelın

        125.Bela in tasbiru ve tetteku ve ye'tuküm min fevrihim haza yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafim minel melaiketi müsevvimın

        126.Ve ma cealehüllahü illa büşra leküm ve li tatmeinne kulubüküm bih* ve men nasru illa min ındillahil azızil hakım

        127.Li yaktaa tarafem minellezıne keferu ev yekbitehüm fe yenkalibu haibın

        128.Leyse leke minel emri şey'ün ev yetube aleyhim ev yüazzibehüm fe innehüm zalimun

        129.Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vallahü ğafurur rahıym

        REKLAM

        130.Ya eyyühellezıne amenu la te'külür riba ad'afem müdaafetev vettekullahe lealleküm tüflihun

        131.Vettekun naralletı üıddet lil kafirın

        132.Ve etıy'ullahe ver rasule lealleküm türhamun

        133.Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn

        134.Ellezıne yünfikune fis serrai ved darrai vel kazımınel ğayza vel afıne anin nas* vallahü yühıbbül muhsinın

        135.Vellezıne iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim* ve mey yağfiruz zünube illellah* ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm ya'lemun

        136.Ülaike cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha* ve nı'me ecrul amilın

        137.Kad halet mim kabliküm sünenün fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mükezzibın

        138.Haza beyanül linnasi ve hüdev ve mev'ızatül lil müttekıyn

        139.Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mü'minın

        REKLAM

        140.İy yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh* ve tilkel eyyamü nüdavilüha beynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda'* vallahü la yühıbbüz zalimın

        141.Ve li yümehhısallahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın

        142.Em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve ya'lemes sabirın

        143.Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe kad raeytümuhü ve entüm tenzurun

        144.Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrallahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın

        145.Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela* ve mey yürid sevabed dünya nü'tihı minha* ve mey yürid sevabel ahırati nü'tihı minha* ve senecziş şakirın

        146.Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır* fe ma vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu* vallahü yühıbbüs sabirın

        147.Ve ma kane kavlehüm illa en kalu rabbenağfir lena zünubena ve israfena fı emrina ve sevvit akdamena vensurna alel kavmil kafirın

        REKLAM

        148.Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahırah* vallahü yühıbbül muhsinın

        149.Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'ullezıne keferu yerudduküm ala a'kabiküm fe tenkalibu hasirın

        150.Belillahü mevlaküm* ve hüve hayrum nasırın

        151.Senülkıy fı kulubillezıne keferur ru'be bi ma eşraku billahi ma lem yünezzil bihı sültana* ve me'vahümün nar* ve bi'se mesvez zalimın

        152.Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih* hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma tühıbbun* minküm mey yürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahırah* sümme sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vallahü zu fadlin alel mü'minın

        153.İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yed'uküm fı uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma esabeküm* vallahü habırum bima ta'melun

        REKLAM

        154.Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey yağşa taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min şey'* kul innel emra küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek* yekulune lev kane lena minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev küntüm fı büyutiküm le berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm* vallahü alımüm bi zatis sudur

        155.İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afallahü anhüm* innellahe ğafurunhalım

        156.Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vallahü yuhyı ve yümıt* vallahü bi ma ta'melune basıyr

        157.Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratüm minellahi ve rahmetün hayrum mimma yecmeun

        158.Ve leim müttüm ev kutiltüm le ilellahi tuhşerun

        159.Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm* ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa'fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr* fe iza azemte fe tevekkel alellah* innellahe yühıbbül mütevekkilın

        160.İy yensurkümüllahü fe la ğalibe leküm* ve iy yahzülküm fe min zellezı yensuruküm mim ba'dih* ve alellahi felyetevekkelil mü'minun

        REKLAM

        161.Ve ma kane li nebiyyin ey yeğull* ve mey yağlül ye'ti bi ma ğalle yevmel kıyameh* sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yuzlemun

        162.E fe menittebea rıdvanellahi ke mem bae bi sehatım minellahi ve me'vahü cehennem* ve bi'sel mesıyr

        163.Hüm deracatün ındellah* vallahü besıyrum bi ma ya'melun

        164.Le kad mennellahü alel mü'minıne iz bease fıhim rasulem min enfüsihim yetlu aleyhim ayatihı ve yüzekkıhim ve yüallimühümül kitabe vel hıkmeh* ve in kanu min kablü le fı dalalim mübın

        165.E ve lemma esabetküm müsıybetün kad esabtüm misleyha kultüm enna haza* kul hüve min ındi enfüsiküm* innellahe ala külli şey'in kadır

        166.Ve ma esabeküm yevmeltekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mü7minın

        167.Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemü kıtalel letteba'naküm* hüm lil küfri yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim* vallahü a'lemü bima yektümun

        REKLAM

        168.Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu* kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn

        169.Ve la tahsebennellezıne kutilu fı sebılillahi emvate bel ahyaün ınde rabbihim yürzekun

        170.Ferihıyne bi ma atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun

        171.Yestebşirune bi nı'metim minellahi ve fadliv ve ennellahe la yüdıy'u ecral mü'minın

        172.Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim ba'di ma esabehümül karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym

        173.Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeu leküm fahşevhüm fe zadehüm ımana* ve kalu hasbünellahü ve nı'mel vekıl

        174.Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv vettebeu rıdvanellah* vallahü zu fadlin azıym

        175.İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm ve hafuni in küntüm mü'minın

        176.Ve la yahzünkellezıne yüsariune fil küfr* innehüm ley yedurullahe şey'a* yürıdüllahü ella yec'ale lehüm hazzan fil ahırah* ve le hüm azabün azıym

        REKLAM

        177.İnnellezıneşteravül küfra bil ımani ley yedururlahe şey'a* ve lehüm azabün elım

        178.Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma* ve lehüm azabüm mühın

        179.Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta yemızel habıse minet tayyib* ve am kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve lakinnellahe yectebı mir rusülihı mey yeşaü fe aminu billahi ve rusülih* ve in tü'minu ve tetteku fe le küm ecrun azıym

        180.Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta'melune habır

        181.Le kad semiallahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk

        182.Zalike bi ma kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd

        REKLAM

        183.Ellezıne kalu innellahe ahide ileyna ella nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi kurbanin te'külühün nar* kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn

        184.Fe in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri vel kitabil münır

        185.Küllü nefsin zaikatül mevt* ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh* fe men zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz* ve mel hayatüd dünya illa metaul ğurur

        186.Le tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezıne utül kitabe min kabliküm ve minellezıne eşraku ezen kesira* ve in tasbiru ve tetteku fe inne zalike min azmil ümur

        187.Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu lin nasi ve la tektümuneh* fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen kalıla* fe bi'se ma yeşterun

        188.La tahsebennellezıne yefrahune bi ma etev ve yühıbbune ey yuhmedu bi ma lem yef'alu fe la tahsebennehüm bi mefazitem minel azab* ve lehüm azabün elım

        189.Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vallahü ala külli şey'in kadır

        REKLAM

        190.İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari le ayatil li ülil elbab

        191.Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar

        192.Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar

        193.Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar

        194.Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad

        195.Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vallahü ındehu husnüs sevab

        196.La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad

        REKLAM

        197.Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad

        198.Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil ebrar

        199.Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab

        200.Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun

        Al-i İmran Suresi Türkçe Anlamı

        Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.

        1 - Elif, Lâm Mîm,

        2 - Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur

        3 - 4 - O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'ı ve İncil'i de yine O indirmişti.. Evet bu Furkan'ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. Allah çok güçlüdür, intikamını alır.

        REKLAM

        5 - Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.

        6 - Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur. Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, şeref ve hikmet sahibi olan O'dur.

        7 - Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.

        8 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.

        9 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.

        REKLAM

        10 - Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Muhakkak ki Allah, hiç sözünden caymaz.

        11 - Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar.

        12 - Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı. Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti. Allah, cezası çetin olandır.

        13 - O inkârcı kâfirlere de ki, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena bir döşektir.

        14 - Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır.

        REKLAM

        15 - İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.

        16 - De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür.

        17 - Onlar ki, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler.

        18 - O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür).

        19 - Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır.

        20 - Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.

        REKLAM

        21 - Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir". Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah kulları görendir. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!

        22 - İşte bunlar öyle kimselerdir ki, dünyada da ahirette de bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır.

        23 - Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah'ın kitabına davet olunuyorlar da, sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar.

        24 - Bunun sebebi, onların "belli günlerden başka bize asla ateş azabı dokunmaz" demeleridir. Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır.

        25 - O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır?

        26 - De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kâdirsin.

        REKLAM

        27 - Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.

        28 - Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş olur, ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır. Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır. Nihâyet gidiş Allah'adır.

        29 - De ki, göğüslerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Hiç şüphesiz Allah, her şeye kadirdir.

        30 - O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister. Allah, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki Allah, kullarını çok esirger.

        31 - De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.

        REKLAM

        32 - De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.

        33 - Gerçekten Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu âlemler üzerine seçkin kıldı.

        34 - Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her şeyi işitendir, bilendir.

        35 - İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin." demişti.

        36 - Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum".

        37 - Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?" deyince, o da: "Bu, Allah katındandır." derdi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

        REKLAM

        38 - Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin" dedi.

        39 - Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: "Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." diye ünlediler.

        40 - Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır." dedi. Allah: "Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar." buyurdu.

        41 - Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et".

        42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.

        43 - Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.

        44 - İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) "Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.

        REKLAM

        45 - Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı, aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır.

        46 - Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.

        47 - (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.

        48 - Allah ona kitab (okuma ve yazmay)ı, hikmeti ve Tevrat ile İncil'i öğretir.

        49 - Allah onu İsrailoğullarına (şöyle diyecek) bir peygamber olarak gönderir: "Şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet (mucize, belge) getirdim: Size, kuş biçiminde çamurdan birşey yaparım da içine üflerim, Allah'ın izniyle o, kuş olur; anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm".

        50 - "Önümdeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim. Artık Allah'tan korkun da bana uyun".

        REKLAM

        51 - "Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur".

        52 - İsa onların inkârlarını hissedince: "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler: "Allah yolunda yardımcılar biziz. Allah'a iman ettik. Şahit ol ki, biz muhakkak müslümanlarız." dediler.

        53 - Ey Rabbimiz, senin indirdiğine iman ettik, o peygambere de uyduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz.

        54 - Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.

        55 - O zaman Allah şöyle dedi: "Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim".

        56 - "İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır".

        REKLAM

        57 - "İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez".

        58 - İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandır.

        59 - Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.

        60 - Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde şüphecilerden olma.

        61 - Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim".

        62 - İşte (İsa hakkında söylenen) gerçek kıssa budur. Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Muhakkak ki Allah çok güçlüdür ve hikmet sahibidir.

        63 - Eğer (haktan) yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Allah bozguncuları çok iyi bilendir.

        64 - De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun biz müslümanlarız".

        REKLAM

        65 - Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?

        66 - İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

        67 - İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

        68 - Doğrusu onların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber ve iman edenlerdir. Allah da müminlerin dostudur.

        69 - Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler, halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar.

        70 - Ey kitap ehli! (gerçeği) gördüğünüz halde, niçin Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?

        71 - Ey kitap ehli! Niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?

        72 - Kitap ehlinden bir grup: "Müminlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar da dönerler." dedi.

        REKLAM

        73 - "Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur". (Onlar kendi aralarında): "Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine" (de inanmayın dediler). De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir".

        74 - Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve kerem sahibidir.

        75 - Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur." demelerinden dolayıdır. Ve onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.

        76 - Hayır, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever.

        77 - Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır.

        78 - Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o, kitaptan değildir. "Bu, Allah katındandır." derler; oysa o, Allah katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler.

        REKLAM

        79 - İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kul olun." demesi yakışmaz. Fakat onun: "Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb'e halis kullar olun" (demesi uygundur).

        80 - Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin." diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı emreder mi?

        81 - Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar: "Kabul ettik" dediler. (Allah da) dedi ki: "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım".

        82 - Artık bundan sonra her kim dönerse, işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir.

        83 - Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir.

        84 - De ki: "Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık. Onların arasında hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız".

        REKLAM

        85 - Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır.

        86 - İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez.

        87 - İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir.

        88 - Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

        89 - Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.

        90 - Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.

        91 - Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

        REKLAM

        92 - Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.

        93 - Tevrat indirilmeden önce, İsrail (Yakub)in kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helal idi. De ki: "Eğer doğrulardan iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun".

        94 - Kim bundan sonra Allah'a karşı yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

        95 - De ki: "Allah doğru söylemiştir. Öyle ise dosdoğru, Allah'ı birleyici olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi".

        96 - Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir.

        97 - Onda apaçık deliller, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç)dir.

        98 - De ki: "Ey kitap ehli! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?"

        REKLAM

        99 - De ki: "Ey kitap ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir".

        100 - Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.

        101 - Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın elçisi de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Kim Allah'a sımsıkı bağlanırsa, kesinlikle doğru yola iletilmiştir.

        102 - Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.

        103 - Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.

        104 - İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.

        REKLAM

        105 - Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.

        106 - O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın" (denecektir).

        107 - Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

        108 - Bunlar Allah'ın, sana gerçek olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir. Allah âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez.

        109 - Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Bütün işler Allah'a döndürülür.

        110 - Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.

        111 - Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

        REKLAM

        112 - Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanlar (müminler)ın ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı.

        113 - Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.

        114 - Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.

        115 - Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.

        116 - O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.

        117 - Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar.

        REKLAM

        118 - Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

        119 - İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.

        120 - Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir kötülük gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır.

        121 - Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işiten ve bilendir.

        122 - O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.

        REKLAM

        123 - Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size Bedir'de yardım etmişti. Allah'tan sakının ki, O'na şükretmiş olasınız.

        124 - O zaman sen müminlere: "Rabbinizin size, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?" diyordun.

        125 - Evet, sabreder ve (Allah'tan) korkarsanız, onlar ansızın üzerinize gelseler, Rabbiniz size nişanlı nişanlı beş bin melekle yardım eder.

        126 - Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım, yalnız daima galip ve hikmet sahibi olan Allah katındandır.

        127 - (Allah bu yardımı) inkâr edenlerden bir kısmını kessin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yaptı).

        128 - Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder.

        129 - Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

        130 - Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.

        REKLAM

        131 - Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.

        132 - Allah ve Peygambere itaat edin ki, size de merhamet edilsin.

        133 - Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allah'tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun!

        134 - O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.

        135 - Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.

        136 - İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir!

        137 - Muhakkak ki sizden önce birçok olaylar, şeriatler gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin, dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün.

        REKLAM

        138 - Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür.

        139 - Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir.

        140 - Eğer size (Uhud savaşında) bir yara değmişse, (Bedir harbinde) o topluma da benzeri bir yara dokunmuştu. O günler ki, biz onları insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu da) Allah'ın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Allah zalimleri sevmez.

        141 - Bir de bu, Allah'ın iman edenleri tertemiz seçip, kâfirleri yok etmesi içindir.

        142 - Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?

        143 - Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

        144 - Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.

        REKLAM

        145 - Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız.

        146 - Nice peygamberler vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever.

        147 - Onların sözleri ancak: "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!" demekten ibaretti.

        148 - Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah güzel davrananları sever.

        149 - Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız, sizi topuklarınız üstünde gerisin geriye çevirirler. O zaman büsbütün kaybedersiniz.

        150 - Hayır! Sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

        151 - Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!

        REKLAM

        152 - Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.

        153 - Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

        154 - Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu. Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki: "Bütün iş Allah'ındır". Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik". Onlara şöyle söyle: "Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah göğüslerin içinde olanı bilir.

        REKLAM

        155 - İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını kaydırmak istedi. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır, halim(çok yumuşak)dir.

        156 - Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi." diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah yaptıklarınızı görmektedir.

        157 - Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.

        158 - Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.

        159 - Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever.

        REKLAM

        160 - Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah'a güvenip dayansınlar.

        161 - Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi (devlet-millet malını aşırması) yaraşmaz. Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını boynuna yüklenerek getirir. Sonra da herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir, onlar haksızlığa da uğramazlar.

        162 - Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!

        163 - Onlar (insanlar) Allah katında derece derecedirler. Allah, onların yaptıklarını görmektedir.

        164 - Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

        165 - (Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.

        REKLAM

        166 - 167 - İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar. kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.

        168 - Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için: "Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi" dediler. Onlara de ki: "Eğer iddianızda doğru iseniz, kendinizden ölümü uzaklaştırınız".

        169 - Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar.

        170 - Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.

        171 - Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.

        172 - Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.

        173 - İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".

        REKLAM

        174 - Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir.

        175 - (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.

        176 - Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a hiç bir şekilde zarar veremezler. Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük bir azap vardır.

        177 - İman karşılığında inkarı satın alanlar Allah'a hiç bir zarar veremezler. Onlar için acı bir azap vardır.

        178 - Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

        179 - Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.

        REKLAM

        180 - Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır o, kendileri için şerdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

        181 - Allah, "Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz." diyenlerin lafını elbette duymuştur. Onların söylediklerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz: "Tadın o yakıcı azabı!".

        182 - "Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır". Allah kullar(ın)a asla zulmetmez.

        183 - "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere de ki: "Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz?"

        184 - Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.

        185 - Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir.

        REKLAM

        186 - Muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah'dan gereği gibi korkarsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir.

        187 - Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz." diye söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür.

        188 - O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir azap vardır.

        189 - Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Allah her şeye kâdirdir.

        190 - Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

        191 - Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler.

        REKLAM

        192 - "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur".

        193 - "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al".

        194 - "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin".

        195 - Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır".

        196 - Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.

        REKLAM

        197 - Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası!

        198 - Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.

        199 - Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

        200 - Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Yağmur Polat
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa