Organik film platosu
Yılmaz Erdoğan'ın Köyceğiz'deki organik ürünler yetiştirdiği çiftliği, film çekimleri için inşa edilen evleri, dükkânları, parkları, yolları ve caddeleriyle tam bir kasabayı andırıyor... HT Magazin'den Mehmet Çalışkan'ın haberi...
YILMAZ Erdoğan... 12 yıl önce bir sabah kalktı. “Yılmaz, artık eski kafayı değiştirip organik kafaya yönelmen gerek” dedi. İstanbul’daki ofisinin 20 metrekare olan bahçesinin zeminini kaplayan tahtaları söküp toprağa 44 çeşit şifalı bitki ekti. Ne var ki o 20 metrekare kendisine yetmedi. Arthur Schopenhauer’ın “İnsan neslinin iflası, can sıkıntısıdır’’ sözünü hatırladı.
“Toprakla ilişkisini unutan insan, aslında hiç hatırlamaması gereken bir sürü şeyi hatırlıyor. Geriye stresten başka bir şey kalmıyor” diyerek geniş bir arazi aramaya başladı.
Önce Mürefte ve Çeşme taraflarına baktı, bulamadı.
2014’te Russell Crowe ile Fethiye’de ‘Son Umut’u çekerken yöre insanlarından biri tarafından Köyceğiz’de bir at çiftliğinden söz edildi.
Gitti baktı. Çiftlik kurmak için 120 dönümlük araziyi satın aldı. Tek bir ağaç kesmedi, yeni ağaçlar dikti. Bitkiler de ekti. Kendine bir ev yaptırdı.
2016’da da çiftliğini film platosu haline getirdi. Çiftliğinde çektiği ilk film 1970’li yıllarda Hakkâri’nin belediye başkanlığını yapan dedesi Mehmet Sait Atay’ın hayatının bir bölümünü hikâye edinen ‘Ekşi Elmalar’ oldu.
Sonra ‘Tatlım Tatlım’, ‘Kolonya Cumhuriyeti’ ve ‘Deliha 2’ çekildi.
Hal böyle olunca Köyceğiz’deki çiftlik hem kendisi için büyük şehrin keşmekeşinden kurtulup senaryolarını sakin bir yerde yazma olanağını doğurdu hem de şirketinin filmleri rahat bir ortamda çekildi.
Yılmaz Erdoğan’ın çiftliğine girerken önce bir kasabaya geldiğinizi düşünüyorsunuz. Evler, dükkânlar, resmi kurum binaları, oyun parkları, yollar, ağaçlar ve bir nehir...
Çiftlikte 2 yılda çekilen 4 film için inşa edilen yapılar setlerde gördüğümüz alışılagelmiş dekorlardan değil. Yani önü olup da arkası yok değil. Her yapı içinde yaşanılacak düzeyde. O yapılar filme göre başka bir yapıya dönüştürülmek üzere inşa edilmiş.
Her yer portakal, mandalina, limon, zeytin, greyfurt ağacıyla dolu. Geniş bir ekip çiftçilik yaparak toprağı sürüp ekin ekiyor, ağaçlarla ilgileniyor. Organik ürünler, İstanbul’da Berfin Erdoğan’ın açtığı BKM Mutfak adlı restoranda kullanılıyor.
Yılmaz Erdoğan’ın çiftliği bütün olanaklarıyla şirketinin filmlerinde çalışanların emrine amade. Film ekipleri hallerinden son derece memnun. Yedikleri, içtikleri organik. Havası da temiz. Gürültüden ve ulaşım sorunundan eser yok. Çiftlikte ikamet edilmesi için inşa edilen binalarla çekimlerin yapıldığı yerler arasındaki mesafe yürüyerek en fazla 5 dakika. Öte yandan çiftlik kuralları içinde içki içilmesi yasak.
Çiftlik, bir yandan Yılmaz Erdoğan’ın daha fazla üretim yapmasını sağlarken, bir yandan da birçok sorundan uzaklaşan film ekiplerini daha verimli hale getirdi.
