Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Galatasaray'ın efsane başkanı Faruk Süren Balçiçek İlter'e konuştu - Futbol Haberleri

        HT GAZETE / Balçiçek İLTER

        PAZARTESI sohbetinin konuğu, Galatasaray’ın efsane başkanı Faruk Süren. Süren ile takımın Arsenal yenilgisinin ardından Sunset’te buluştuk. “Dört? Az bile yedik, oyuncular iyi, yönetim çok kötü” diye söze başladı, “Prandelli bu işi kıvıramaz” dedi. Süren ile Ünal Aysal’ın gidişini, ‘derin Galatasaray’ denilen yapıyı, elitleri ve kulübü konuştuk

        Siz ayrılalı 13 yıl oldu. Niye hep sizin döneminiz ve siz konuşuluyorsunuz?

        Mütevazı olmayacağım bu konuda. Galatasaray bugün bir yere gelmişse, biz 1996’da iktidara gelip şirketi kurduğumuz içindir. 2001’de o sürece bir sekte vuruldu, tersine döndü ve tamamlanamadı. Neler çektim ben orada... “AIG kendi şirketi, Galatasaray’ı kendine satıyor” falan dediler. AIG eğer benim olsaydı herhalde benim suratımı göremezlerdi, ne başkanlığı? (gülüyor)

        Siz sahi niye Galatasaray’a başkan oldunuz? Güç müydü aradığınız?

        O bir sevgi, anlatamam.

        Nasıl Galatasaraylı oldunuz?

        İlkokulda olmuşum, neden oldum hatırlamıyorum. Annemde Galatasaray diploması vardı. O zaman kızlar yok okulda ama Fransa’dan gelince olgunluk imtihanına orada girmiş. Babası Marsilya’da yaşıyordu. Belki ondan etkilendim. Sonra basketbol oynadım. 1978’de eşimin amcası Talat Sadıkoğlu, Suphi Batur Başkan’ın ikinci adamıydı ve beni üye yaptı

        Fanatik misiniz?

        Hayır, yapım müsait değil. Üstelik fanatizm kötü bir şey. Seyirci olarak bir derece kabul edilebilir ama yöneticilikte hiç olmaz.

        “Galatasaray’a başkan olmak zor, derin Galatasaray var” derler. Neden sizi başkan yaptılar?

        Bilemiyorum. Derin var; çoook derin var hatta bakıp dibini göremiyorsun. O derece derin...

        ‘KIRAÇ EVET DEMEDEN BAŞKANLIK ZOR’

        İnan Kıraç mı başkan yaptı sizi?

        Etkisi vardı tabii...

        İnan Kıraç ‘Evet’ demeden başkan olunabilir mi?

        Zor... Hatta mümkün değil. O zamanlar daha zor hatta.

        Peki sonra neden sizden vazgeçti?

        Mantığı anlamak için soruyorum... O derin toplumun tasavvurunun üzerinde bir hedef koydum çünkü...

        Bu iyi bir şey değil mi?

        Ya size deli diyorlar ya da benimsemişlerse gülüyorlar. O iş gerçekleşince o hal fazla geliyor. Bu başarı fazla geldi. Hem de yapı.

        ‘Tenekeyle yolladılar’ diyorsunuz.

        Ne kavga ettik AIG konusunda. Hedef şuydu. Sportif AŞ kurulacak. Bir müddet sonra AIG girecek para koyacak. Gelir artacak, temettü vasıtasıyla futbolu finanse edeceğiz. 3 yıl sonra AIG çıkacak. Futbol AŞ ile birleştireceğiz ve halka açılacağız. 11 olağanüstü kongre geçirdik, ne tartışmalar ne tartışmalar... Ve 2000’de gerçekleştirdik. Derken bir kriz oldu, bir de benim bu kadar ileri gitmem herhalde rahatsız etti ki, bir kampanya başladı hakkımda. Bir anda düğmeye basıldı. Gazetelerde öyle negatif bir kampanya başladı ki...

        Madem böyle derin bir yapıyı biliyorsunuz, olacaklara hiç ihtimal vermediniz mi?

        İhtimal verdim ama ne yapayım? GS camiası diğer başkanlara, rahmetli Özhan’a da böyle bir kampanya başlatıldığında muazzam bir tepki göstermişti, sahip çıkan ilanlar verildi. Bana sağ olsunlar hiçbir şey yapmadıkları gibi, gitmem için de bayağı yardımcı oldular.

        İnan Kıraç mektepli olmamanıza rağmen desteklemişti, neden vazgeçti sizden?

        AIG yüzünden.

        Kendi cebinizi mi doldurduğunuzu düşündüler?

        Bunu düşünmemişlerdir umarım. “Bu bizi dinlemiyor, aştı, çok büyüdü” diye... Star tavırlarım yoktur benim aslında.

        Aslıtürk (Eski Şişli Belediye Başkanı Gülay ve eşi Orhan Aslıtürk) operasyonu size kadar uzandı sonra...

        Onlarınki legal değildi. Bizim durumumuzda bir şey yoktu ama amaç sadece itibarsızlaştırma kampanyasıydı zaten

        Yani Galatasaray Başkanı olmasaydınız özel işlerinizde bu kadar üzerinize gidilmeyecek miydi?

        Katiyen. Tamamen o konumun varlığı yüzünden

        ‘G.SARAY ELİTİYLE AŞKNEFRET İLİŞKİSİ VAR’

        Pişman oldunuz mu başkan oldunuz diye?

        Çok üzüldüm, eşim ve ailem de çok üzüldü. İtibarsızlaştırıldım. Google’a gir bak ne söylediğimi anlayacaksın. Piyasada başka bir algı oluşturuldu.

        Nedir o algı?

        “Adam son derece zeki ama çok kıvrak.” Son derece zeki de değilim, kıvrak da... Yazılmamış etik kurallara bile uyan biriyim ben. Ama o algıyı oturttular. Ne yapayım? 13 yıl oldu bırakalı ama toplum o yaratılan imaj gibi olmadığımı fark ediyor. Galatasaray eliti de bunu fark edecek bir gün.

        Daha fark etmedi mi?

        Hayır.

        Elit ne kadar etkili camiada?

        Çok etkili. Aşk ve nefret ilişkisi. Hem seviyorlar hem de nefret ediyorlar.

        Kimden?

        Bizim gibilerden...

        Kimsiniz siz?

        Mesela Alp Yalman da o kategori. Bilemiyorum tarzımız mı hoşlarına gitmiyor, açıklığımız mı?

        Neden peki?

        Siz de beyaz Türk’sünüz... Tarzınız da uyuyor o elite aslında. Ben o beyaz Türklerden değilim.

        Nedir farkınız?

        Beyazın da beyazı var biliyor musun. Belki de çok uluslararası olmak rahatsız ediyor. Kokteyller yapılıyor örneğin, birbirlerini ağırlıyorlar kendi aralarında. Oysa amaç başkalarını çağırmaktır. Davet ederim, ‘Kim var’ diye sorarlar, kim varsa var, sen gel... Bu bakış açısı rahatsız etti galiba.

        Derin Galatasaray elitlerinden biri neden başa geçmiyor? İnan Kıraç?

        Bence de... Etkindi bugüne kadar, artık zamanı gelmiştir. Alp Yalman’ı da katabilirlerdi bu yapıya.

        İnan Kıraç’tan başka kim var o derin yapıda?

        Selahattin Beyazıt var... Çok etkindir. Bir tabaka var... Divan Kurulu’na bak yeter. Önemli adamlar var. Çok adam var bana isim sorma...

        Alp Yalman’ı severler mi?

        Onu da fazla şey yapmazlar... Alp çok zeki ama çok zor bir görev aldı. Galatasaray ‘başkanlık sistemi’dir. Çok zor, eskisi gibi değil, Alp epey bir süredir kopuk, o beni endişelendiriyor. Rakamlar çok büyük. Ama cesaretine hayran oldum hazırlıksız bir şekilde çıktı, bravo ona...

        ‘ÜNAL AYSAL’I PARALI DİYE SEÇTİLER’

        Ünal Aysal, Riva meselesi yüzünden mi gitti?

        Hayır, dedikodular var ama... Yetkisi zaten vardı. Benim anlamadığım bir şey var; onu getirdi Divan’a. Bizim şirketin imtiyazlı hisseleri olur. Bu hisseler kulübe ait ve satılamaz, devredilemez, teminat olarak gösterilemez. Bu Divan’da bu imtiyazdan vazgeçme gibi bir teklif oldu. Divan itiraz etti. Bu sebepten mi acaba? Anlayamadım.

        Riva’nın etrafındaki arazileri aldı dedikodusu var...

        Ottoman Fon diye bir fon aldı o arazileri ama... O şirketin Ünal’ın eski eşinin oteli Les Ottomans’la alakası yok. Arap ağırlıklı bir fon. Sanmıyorum.

        700 küsur milyon dolar borç var. Kazaklar’la hatta Katarlılar ile ortaklık yapılacak, takım satılacak deniyor.

        Kim olur bilmem ama ortak şart... Riva’nın değerlendirilmesi de lâzım. Ama bu kulübün borcunu, ihtiyacını karşılamaz. Borç da değil sorun. Teminatlar borcu ödüyor zaten. İşletme sermayesi eksikliği dert. Nakit akışı lazım. Gelen ortağın en az 200 milyonla gelmesi lazım. İmtiyazlı hisseler kulüpte kalmak üzere birileriyle ortaklık yapılabilir. Bir sermaye artırımı yapılır. Sonradan yatırımdan çıkacak bir fon olmalı. Galatasaray’ı dış borsalara sürmek lazım.

        Derin Galatasaray Ünal Aysal’ı neden başkan yaptı peki?

        Çok başarılı ve çok zengin olduğu için. Dediler ki, hem mektepli hem de bizden, para da koyar. Para filan da vermedi, ağalık yaptı tabii biraz ama bekleneni vermedi. Yüzlerce milyon dolar aktarmadı, belki birkaç milyon dolar vermiştir

        ‘EN ÇOK F.BAHÇE İLE KAVGADAN RAHATSIZ OLDUM’

        Neden vazgeçtiler peki şimdi?

        SPK ile, federasyonlarla, Fenerbahçe ile kavgalıyız. En çok Fenerbahçe kavgasından rahatsız oldum ben. Niçin kavga ediyoruz? Çok büyük camia, çok büyük bir kulüp. En önemli rakibimiz, müşterek menfaatlerimiz var. Bir gösteri endüstrisinin önemli oyuncularındanız. Neden kavga? Biz birlik olmalıyız. Hiçbir anlamı yok

        Kavgacı bir yapısı yok aslında Ünal Aysal’ın.

        Yok. Etrafındakiler onu yanlış yönlendirdi. 3 Temmuz zaten çok alaturka oldu, böyle bir yarası var rakibinin, sen niye üzerine gidiyorsun? Zaten herkes uğraşıyor, sen bırak bari.

        “Özel hayatım yıpratıldı” dedi.

        O bir şey değil. Bundan dolayı insan alınıp gidiyorsa eyvah. Ne yaşadı ki?.. Bence sıkıldı. Bir de problemler var tabii. Nakit açığı var, halletmesi lazım. 60 milyoncuk gibi bir nakit lazım. 2015 Mayısı’nda bir 70 milyoncuk daha... Buna kendi mecbur kalacak diye rahatsız oldu belki. Bir de şirketinin merkezi Belçika’da, belki oraya gitmek istiyor...

        Yurtdışına mı yerleşecek?

        Öyle düşünüyorum, gidecek. O yüzden derin Galatasaray bir anda bıraktı Aysal’ı. Önce kalması lazım denildi. Belki de Türkiye’den ayrılacağını anladılar. Sıkılmış olabilir, rahatsızlık duyabilir ama bunun bir yolu var. İstifa yoluyla olmaz. Galatasaray elitleriyle toplanılır ve 3 ay sonra olağanüstü seçime gidilir. İstifa olunca tüzüğe göre 1 ay içinde seçim... Gittik ikna etmek istedik. Kesinlikle kabul etmedi. “Siz olun aday” dedi, “Bıktım ayrılıyorum.” İşte bu Galatasaray yönetme bilgisi noksanlığı. Çok zor duruma soktu kulübü. “Yes man”leri topladı etrafına. Sen işi çok iyi biliyorsan ancak profesyonellerle çalışabilirsin. Ama bilmiyorsan 3 yılda öğrenemezsin. Rahle-i tedristen geçmen gerekir. Yönetim kurullarında çalışırsın, pişersin. Öyle tepeden inme olmaz.

        Önemli isimler uzaklaştırıldı...

        Evet. Ali Dürüst, Refik, Adnan Öztürk, Ali Gürsoy... Ona, “Sen yönetmiyorsun Ali yönetiyor” dediler.

        Etraf? Kim?

        Bu yanlış kararlarda en etkin olan Sedat Doğan’dır!

        Abdurrahim Albayrak için ne düşünüyorsunuz?

        Çok önemli bir adam, lazım. Bizim ülkemizde kulüpler gerçek profesyonel seviyeye gelene kadar bize lazım. İngiltere ya da Almanya’da değil ama Türkiye’de lazım. Canla başla kalbini bu işe koyan bir adam. Türk toplumu duygusal. Neden adamı yolluyorsun?

        'TALEP GELİRSE ADAY OLACAĞIM'

        Siz tekrar aday olacak mısınız?

        Hazırlıklı değilim. İşimin çok önemli bir evresindeyim ve bitirmem lazım. Galatasaray yüzde 100 vaktini alır adamın.

        Şöyle anlıyorum, bu zor süreç geçecek, ara dönem sonrası siz aday olacaksınız?

        Olabilir tabii. Neden olmayayım?

        Tenekeyle yolladılar diye mi geri dönmek istiyorsunuz, bir nevi ‘Oh olsun’ diye mi?

        Yo, yine tenekeyle yollarlar merak etme...

        Gerçekten mi?

        Bu söyleşiden büyük tepki alacağım, gör. Yine yollarlar.

        Yollanacağınızı bile bile neden adaylık peki?

        Çünkü bizim temelini attığımız, yaptığımız şey kötü yönetildi ama başarılı oldu. Stadı da kaybettik, bu stat bizim değil, biz Ali Sami Yen’i bilerek kaybettik.

        Nasıl bilerek?

        Faruk’un stadı olmasın diye. Net! 2002’de ekonomi düzeldi, faizler düştü. Stadın ihalesi yapılmıştı zaten, tekrar yapılabilirdi. Bir de pislik attılar “Bu paraya bu planlar yapılır mı?” diye... Para götürmüşüm yani oradan... Ondan sonra anladılar ki böyle bir stadın planları ancak böyle bedellerle olabilir. Mahsus itilaf yarattılar.

        Peki bütün bunları yaşamış biri olarak nasıl tekrar aday olmayı düşünüyorsunuz?

        Talep olursa aday olacağım çünkü Galatasaray ilişkisi mantıken izah edilecek bir şey değil. Bu bir mikrop hatta virüs, ilaç işlemiyor. Şu anda Galatasaray’dan öç almak isteyenler var, zamanında gönderilenler arasında. O işlere de girmemek lazım. Bu bir endüstri, gösteri endüstrisi. Galatasaray’ın öyle yönetilmesi gerekiyor; kim ne derse desin. Sevdiğim bir Çin atasözü var: Küçük insanların gölgeleri uzadıkça o ülkede güneş batıyor...

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa