Serdar Ali Çelikler yazdı: Milli Takım kapatılsın
A Milli Futbol Takımımız, UEFA Uluslar C Ligi 1. Grup altıncı ve son maçında deplasmanda Faroe Adaları'na 2-1 mağlup oldu. Ay-Yıldızlılar'ın FIFA sıralamasında 125. olan rakibi karşısında sahadan yenilgiyle ayrılması tepkiyle karşılandı. Habertürk yazarı Serdar Ali Çelikler, Faroe Adaları - Türkiye maçının arından bir yazı kaleme aldı ve "Kendimizi kandırmayalım. Milli Takımımız yok bizim. Bu yapıyı taşımanın alemi yok. Kapatın gitsin" ifadelerini kullandı
Ulusal takımlar bir milletin temsilinin futbol sahasına yansıması. Bizim de bir milli takımımız var. Aslında var-dı. Şimdi bizim de göçmen çocuklarının forma giydiği ülkelerdeki gibi bölünmüş bir yapımız var. Lukaku ne demişti? "Kazanırken Belçikalıyım kaybederken göçmen.."
Bizde durum ırk boyutundan farklı olarak kulüpçülük var. Kazanırken "bizim çocuklar" kaybederken "falanca takımın oyuncusu.."
Tabi bu kulüpçülük virüsü taraftar boyutunda. Gelelim oyuncu boyutuna. Habertürk sabah kuşağında Lüksemburg maçından sonra söyledim: "Bakın şimdi kaç tane oyuncumuzun 'ağrısı' olacak ve Faroe'ye gitmeyecekler" diye..
• İşler kötü gittiğinde..
• Hocalar zayıfladığında..
• Primler yatmadığında..
• İddia bittiğinde..
• Hedef tamamlandığında..
Bizim oyuncularımızın ağa paşa olanları başta olmak üzere bir çoğunun 'kılı döner.'
Yahu Allah aşkına Faroe Adaları'na yenilmemek için hocaya mı ihtiyaç var?
☆
Bitmedi..
Bizim 'efsane' teknik direktörümüz zamanında
• Bir başka takım arkadaşının ağzına silah sokan mı olmadı?
• Havalimanında ya da ülkedeki bir kampta değil, uçakta planlı ve organize bir şekilde gazeteci dövmeye mi kalkılmadı? O saldırgan topçu tarafından anasına avradına sövülen TFF başkanları, o küfürleri mi yalayıp yutmadı?
• Mercedes cip krizinden prim pazarlıklarına kadar defalarca ve değişik kuşaklarca para meselesi mi konuşulmadı?
• Bir milli takım maçından sonra uluslararası krize dönüşen kavga dövüş mü yaşanmadı? O zaman futbol hayatı bitirilen ve tüm dosya tamamen üzerine yıkılan bir futbolcumuz mu olmadı?
☆
Bitmedi..
İş ve işçi bulma kurumuna dönen, ülkenin her yerinde görülen liyakatsiz kimselere iş kapısı yapılan TFF, adeta bir Kamu İktisadi Teşebbüsü'ne dönmedi mi?
• Maç başına puan ortalaması 1'in altında olan 2. ligden bile her sene kovulan isimler sırf A takım hocasının hemşehrisi diye yardımcı yapılmadı mı?
• Her gelen "Büyük" teknik adam çaycısından fotoğrafçısına, iletişimcisinden çimcisine kadar "Kendi ekibimle gelirim" saçmalığını yaşatmadı mı?
• Kunt'tan önceki teknik direktörlerimiz her zaman dünyanın en pahalı 5 milli takım hocası listelerine girmedi mi?
• TFF Başkan ve yönetimlerinin isteği ve dahi çoğu zaman haberi dahi olmadan, bilmem ne abinin; falanca kardeşin zorlaması - ikna turu ve çoğu zaman yalan olan "Yukarısı böyle istiyor" martavalı ile milli takım görevleri hısım akraba; eş dosta dağıtılmadı mı? Hatta olmayan görevler uydurulmadı mı?
• Bu şekilde göreve getirilenler bir işe yaramadıkları için şimdi görevden alınacaklarını duyduklarında TFF yerine Ankara'ya; Beylerbeyi'ne; 5.Levent'e gidiyorlarsa "Futbolu aslen TFF yönetmiyor" desek başımız ağrır mı?
• Maksat milli takımın düzelmesi falan değil. İşsiz kalan eş dost teknik adama iş bulma derdi. Kuntz zayıf halka. Yarın başkası işsiz kalınca da Kuntz'un yerine gelene "Biraz da bu yesin" denmeyecek mi?
• Ülkede ciddi oranda artan futbolcu ihracatı varken, marangozundan doktoruna; tesisatçısından yazılımcısına kadar her iş dalından çalışan yurtdışından teklif alırken; yurtdışında çalışırken teknik direktörlerimizin hangisi; işsiz kalmışların Allah için hangi biri bıraktım Avrupa'yı Körfez'den Kafkasya'dan teklif alabiliyor? İşsizlik biraz uzadı mı nasıl olsa ağaları paşaları var..
☆
Bitmedi..
• Bir zamanlar topçu iken hocalıklarını yapmış kişilere 'A' diyemeyen yorumcular söz konusu Alman Kuntz, Hollandalı Hiddink olunca bıçakları bilemiyorlar mı?
• Turnuvada zırıncı olan takımın hocasına "hemşehrimizdir" diye ses çıkarmayan; 2 cümle eleştireni de kovan spor kanalı! Kuntz'un ya da hemşehrisi olmayanın üzerine beton dökmeye kalkmıyor mu?
☆
Bitti sanma sevgili taraftar. Kabahatin büyüğü sende.. Tüm bunları görüyorsun ve gayet iyi biliyorsun. Ama hala Twitter'da "Salih'i almadı Beşiktaş düşmanları hepsi istifa etsin" manasızlığına etkileşim veriyorsun. Derdin milli takım; Salih falan değil, Beşiktaş.
Uğurcan ve Eren Lüksemburg maçının en kötüleriyken "Maşallah" diyorsun. Derdin milli takım değil Trabzonspor.
"İsmail neden oynamıyor" diye söyleniyorsun. 2 ay evvel İsmail diye bir topçun olduğundan sen dahi haberdar değildin. Derdin milli takım değil Fenerbahçe.
Milli takımın yararlanamayacağı oyuncuya yerli statüsü verilsin diye yırtınan Galatasaraylı; senin derdin milli takım değil.. Dert milli takım değil dert kulüpler.
Kendimizi kandırmayalım. Milli takımımız yok bizim. Ego tatminlerimiz rakiplerimize küfretme alanlarımız kendi takımımızdan olmayanı milli forma vasıtası ile ezmeye çalışmamız var. Liyakatsiz, eşe dosta partiliye hemşehriye görev verme yerine dönüşmüş, milli duygularla uzaktan yakından alakası kalmamış; kılı dönen futbolculardan oluşan bu yapıyı taşımanın alemi yok. Kapatın gitsin.
