Son dakika haberi AB, 'ateşkes oy birliği' sağlayamadı

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, Avrupa Birliği zirvesinde büyük çoğunluğun istediği Gazzede ateşkes çağrısının oy birliği sağlanamaması nedeniyle yapılamadığını söyledi

Giriş: 15.12.2023 - 18:52 Güncelleme: 15.12.2023 - 21:43

Avrupa Birliği (AB) liderleri, 7 Ekim'den sonraki üçüncü toplantılarında da Gazze'de ateşkes çağrısı yapmak üzerinde fikir birliğine varamadı.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Brüksel'de 2 gün süren AB liderler zirvesinin sonunda basın toplantısı düzenledi.

Michel, toplantının en önemli gündem maddelerinden birinin, İsrail-Filistin çatışması olduğunu söyledi.

Bazı üye ülkeler arasında çatışmalara verilecek ara ile ilgili farklı görüşler bulunduğunu aktaran Michel, "Bir kısmı 'insani duraklama' ve bir kısmı 'insani bir ateşkes' istiyor." dedi. Ancak Michel, insani yardım taahhüdü ve iki devletli çözüme yönelik siyasi sürece bağlılığın tüm liderlerce kabul edildiğini kaydetti.

REKLAM

Böylece 7 Ekim'den sonra ilk olarak 17 Ekim'deki olağanüstü zirvede, ikinci olarak 26-27 Ekim'deki olağan zirvede bir araya gelen AB liderleri, 3. kez ateşkes çağrısında bulunmak konusunda anlaşamamış oldu.

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, zirvenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, büyük çoğunluğun istediği Gazze'de ateşkes çağrısının oy birliği sağlanamaması nedeniyle yapılamadığını söyledi.

Varadkar, "Benim görüşüm ve diğerlerinin görüşü de şuydu; eğer ateşkes çağrısı konusunda oy birliğine varamazsak, bir çeşit geçici ateşkes ya da geçici bir süre için duraklamalarla ilgili teklifte bulunmanın hiçbir anlamı yoktu. AB ülkelerinin ezici çoğunluğunun tutumu, şu anda ateşkes olması gerektiği yönünde.” ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda 12 Aralık'ta yapılan Gazze'de acilen insani ateşkes talebinde bulunulan karar tasarısına, AB ülkelerinden Avusturya ve Çekya "hayır" oyu kullanmıştı.

Almanya, İtalya, Hollanda, Macaristan, Bulgaristan, Litvanya, Romanya ve Slovakya "çekimser" kalmıştı.

Gazze'deki ateşkes çağrısı konusunda ne tutum alacağı merak edilen liderler, 7 Ekim’den sonraki 3. zirve toplantılarında yine bu konuda uzlaşamadı.

Zirveden sonra basına açıklamalarda bulunan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, üye ülkeler arasında İsrail'in güvenliğinin garanti altına alınması konusunda güçlü bir fikir birliği olduğuna işaret etti, esirlerin karşılıksız salınması çağrısını yineledi.

"İsrail'in kendini savunma hakkını uluslararası hukuka uygun olarak kullanması gerektiğini de tekrarlıyoruz." diyen Michel, Gazze'de ateşkes çağrılarına ilişkin şunları kaydetti:

"Bazı üyeler arasında çatışmalara verilecek ara ile ilgili farklı hisler var. Bir kısmı 'insani duraklama' ve bir kısmı 'insani bir ateşkes' istiyor. Ama temel noktalar olan daha fazla insani yardım taahhüdü ve iki devletli çözüme yönelik siyasi sürece bağlılık herkes tarafından kabul edildi."

Zirvede, Belçika’nın gündeme getirdiği Batı Şeria’da şiddete başvuran yerleşimcilere yaptırımlar uygulanması konusunda da fikir birliği çıkmadı.

Michel, bazı üye devletlerin, yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin, Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik artan saldırılarını kınamak gerekliliğini dile getirdiğini aktardı.

AB Konseyi Başkanı Michel, antisemitizm ile her türlü hoşgörüsüzlük, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığına karşı mücadeleye olan bağlılığı vurguladı.

Müslüman karşıtı nefretle mücadeleyi zikretmemesi dikkati çeken Michel, liderlerin Türkiye ile ilişkiler konusunu ilerisi için gündemlerine aldıklarını ifade etti.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, konuşmasında, "hem İsrail hem Filistin tarafının" sivillerin hayatını korumak için elinden geleni yapması gerektiğini belirterek, Hamas'ın tüm esirleri serbest bırakması gerektiğine işaret etti.

AB Komisyonunun önceliğinin Gazze'ye mümkün olduğunca daha fazla yardım göndermesi olduğunu belirten von der Leyen, "Hem İsrailliler hem de Filistinliler için siyasi bir çözüm ihtimali olmadıkça barış olamaz." dedi. Von der Leyen, iki devletli çözüme dikkati çekti.

Von der Leyen, bir Filistin devletinin yönetim yapısında Hamas'ın bulunamayacağını belirterek, "Hem Gazze'yi hem de Batı Şeria'yı reforme edilmiş bir Filistin otoritesi yönetmelidir. İsrail'in, Gazze'de orta veya uzun vadede askeri varlığı olamaz." değerlendirmesini yaptı.