Seda Türkmen: Her kadın önce insan olarak okunmalı
SHOW TV'de ekrana gelen 'Sandık Kokusu'nun oyuncu kadrosuna 'Lale Özkan' karakteriyle dâhil olan Seda Türkmen, Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın sorularını yanıtladı. Türkmen, üç çocuk annesi 'Karsu'nun yaşadığı büyük bir travma sonrası Adana'dan İstanbul'a gelişi ve hayata yeniden tutunma hikâyesini konu alan 'Sandık Kokusu' için; "Her kadın önce insan olarak okunmalı. Değerinizi ancak kendiniz belirlersiniz. Dolasıyla insan olarak kendinizi korumaz, hak ve özgürlüğünüzü aramazsanız var olamazsınız. Siz yoksanız, hiçbir şey ve hiç kimse olamaz" ifadelerini kullanırken usta oyuncu Demet Akbağ için "Büyük şans... Demet Akbağ'ın işimizin lokomotifi olması bir kere hepimiz için bir güvenli alan yaratıyor" dedi
ABONE OLSHOW TV’nin, yapımını O3 Medya’nın üstlendiği dizisi 'Sandık Kokusu'nun kadrosunda; Özge Özpirinçci, Demet Akbağ, Metin Akdülger ve Necip Memili gibi başarılı isimler yer alıyor.
Senaryosunu; Melis Civelek ile Zeynep Gür'ün kaleme aldığı, kreatif danışmanlığını Zeynep Günay'ın yaptığı, yönetmen koltuğunda Nezaket Coşkun'un oturduğu 'Sandık Kokusu'nun oyuncu kadrosuna; 'Lale Özkan' karakteriyle dâhil olan Seda Türkmen, Habertürk'e diziyle ilgili görüşlerini paylaştı; "Dizinin ekibini ve oyuncu kadrosunu görünce tereddütsüz dâhil olmak istedim."
• 'Sandık Kokusu' dizisine 'Lale Özkan' karakteriyle dâhil oldunuz... Senaryo seçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
‘Lale Özkan’ı oynamayı senaryoyu okuduğum an istedim açıkçası. Oyuncu olarak sözünü sakınmayan, dişi ve agresif karakterleri oynamak bana keyif veriyor. Fakat en önemli ve kıymetli şey ise bir yola kimler ile çıktığınız. ‘Sandık Kokusu’ ekibini ve oyuncu kadrosunu görünce tereddütsüz dâhil olmak istedim.
• 'Sandık Kokusu'nun senaryosunda sizi en çok ne etkiledi? Hikâyeyi nasıl buldunuz?
Benim jenerasyonum; ‘7 Numara’, ‘Şehnaz Tango’, ‘İkinci Bahar’ gibi dizilerle büyüyen bir jenerasyon. Ailece oturup izlediğimiz, temelinde sevginin ve merhametin olduğu nice güzel işler. Bizim dizimizde bu kokuyu yeniden hatırladı hemen herkes. Hikâyenin anneler ve çocukları üzerinden temellendirilmesi ise hep bir umut ve aydınlık hissi bırakıyor üzerimizde. En çok bu beni etkiledi.