Kadınları kanser değil bu öldürüyor!
Erken teşhis meme kanseri tedavisinde hayati risk taşıyor
Erken evrede teşhis edilen meme kanserinde tam tedavinin mümkün olduğunu dikkat çeken uzmanlardan yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde artık kadınların korkulu rüyası olan memenin alınmasına gerek kalmadığı müjdesi geldi.
Meme kanseri bilinçlendirme ayı nedeniyle Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Benekli, Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Varol Çelik, Sağlıkta Umut Vakfı ve Kansere Karşı Elele Federasyonu Üyesi Doç. Dr. Nejat Özgül, Europa Donna Türkiye-Meme Hastalıkları Koalisyon Derneği Başkanı Violet Aroyo basın toplantısı düzenledi.
BELİRTİ VERMEDEN YAKALAMAK GEREK
Meme kanserinde öncelikli hedeflerinin, hastalığın belirti vermeden yakalanması olduğunu, bu durumda yüzde yüz tedavi şansı olduğunu dile getiren Varol Çelik, ''Bu hastalıktan değil, tanıda gecikmeden korkuyoruz'' dedi.
Kanseri daha oluşmadan yakalamak istediklerini belirten Çelik, tarama için yakınması olmayanların başvurmasının büyük önem taşıdığına işaret etti.
Türkiye'deki tedavi imkanlarının dünya standartlarının üzerinde olduğunu, kadınların bu konuda bilinçlendirilmesinin önem taşıdığını anlatan Çelik, şu bilgileri verdi:
''Kendi kendine elle muayene önemli. Bunun yanında mamografi çekilmesinin de hiçbir sakıncası olmadığının bilinmesi lazım. Mamografi çekilirken alınan radyasyon sınır ötesi uçak yolculuğu sırasında alınan ile aynı düzeyde. Tanı konulduktan sonra da hekimin tedaviyle ilgili önerisi mutlaka yerine getirilmeli.''
Meme kanserinin yüzde 90'ının süt kanallarından, yüzde 10'unun da meme dokusunun kendisinden kaynaklandığını bildiren Çelik, ''Meme kanserli kadınların en büyük korkusu memesinin alınmasıdır. Artık geliştirilen ilaçlar sayesinde çoğu hastada hastalıklı dokunun alınması yeterli oluyor, memenin alınmasına gerek kalmıyor'' diye konuştu.
Kanserin çevre ve uzak organlara sıçramaması halinde tedavi şansının arttığını vurgulayan Çelik, ''Kadınlar ellerine kitle gelmesine rağmen 'yakınma yok' diye doktora gitmiyor. Bu nedenle ancak vakaların yüzde 50'sini erken evrede yakalıyoruz'' ifadesini kullandı.
HANGİ EVREDE OLDUĞU ÖNEMLİ
Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Benekli de erken evrede yakalanması halinde memenin alınmasına gerek kalmadığını belirterek, ışın tedavisi ve sonrasında koruyucu tedavi uygulandığını, buna tümörün büyüklüğüne göre karar verildiğini bildirdi.
Tümörün lenf bezi ya da koltuk altına yayılıp yayılmadığının tedavi açısından önemine işaret eden Benekli, tarama yöntemleri sayesinde dördüncü evrede yakalanan hasta sayısının giderek azaldığını belirtti.
Benekli, risk grubundakilerle ilgili bilgi verirken genetik yatkınlık, aile öyküsü, erken ve geç doğum, sigara, hareketsiz yaşam ve beslenme gibi faktörlerin riski artırdığına dikkati çekti.
KORKUYORUZ AMA KORUNMAYI BİLMİYORUZ
Sağlıkta Umut Vakfı ve Kansere Karşı Elele Federasyonu Üyesi Doç. Dr. Nejat Özgül ise yapılan araştırmaya göre halkın en çok kanserden korkmasına rağmen buna karşı ne yapması gerektiğini bilmediğini söyledi.
Sigara, obezite ve yaşam süresinin yükselmesinin kanser oranlarında artışa yol açtığını ifade eden Özgül, Sağlık Bakanlığı'nın ücretsiz tarama programıyla meme, kolon ve rahim ağzı kanserinde erken tanının mümkün olduğunu kaydetti.
Bir soru üzerine, meme kanserinin bir ile dört arasında evreleri bulunduğunu belirten Özgül, ''En çok engellenebilir kanserlerle karşılaştığımız zaman üzülüyoruz'' dedi.
16 yıl önce meme kanserini yenen, annesi ve üç teyzesini meme kanserinden kaybeden Violet Aroyo da ailesinde bu hastalık görülenlerin taramalarını ihmal etmemesi önerisinde bulundu.
AA