Hızlı kilo vermenin yolları
Tok tutan yiyecekler nelerdir? Hızlı kilo vermenin yollarını anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, kilo verme sürecini hızlandıracak önerilerde bulundu
Hızlı kilo vermek, kilolardan hızlıca kurtulmak pek çok kişinin istediği bir şey. Peki, kilo verirken nelere dikkat edilmeli? Hangi kurallara uyulmalı? Hayatımızda neleri değiştirmeliyiz? Fit ve sağlıklı olmak için ne yapmalıyız? İşte bu merak edilen soruların yanıtları...
ABD'nin önde gelen sağlık kuruluşlarından Mayo Clinic tarafından yayımlanan diyet kitabında, günlük hayata adapte edilemeyen diyet mitlerinin bir kenara bırakılarak birkaç sağlıklı alışkanlığın edinilip bazı kötü alışkanlıkların terk edilmesiyle kolay kilo vermenin ve bu kiloyu korumanın yolları anlatılıyor.
Mayo Clinic uzmanlarına göre; tüm yapılması gereken, doğru yiyecekleri bulmak, yemekten zevk alarak tüketmek, böylece strese girmeden zayıflama süreci geçirmek, doğru beslenmeyi öğrenmek ve eski kötü alışkanlıklara dönmemek.
KİLO VERMEK İÇİN BU 5 SAĞLIKLI ALIŞKANLIĞI EDİNİN!
Kilo vermek için öncelikle sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinme ve hareketsiz yaşamı bir kenara bırakma konusunda kararlı olmak gerektiği belirtiliyor ve şu 5 sağlıklı alışkanlığın edinmek öneriliyor.
"Güne iyi bir kahvaltıyla başlayın. Meyve ve sebzenin bulunmadığı öğününüz olmasın. Tahılları sofranızdan eksik etmeyin. Zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar tüketin, trans yağ ve doymuş yağlardan uzak durun. Her gün mutlaka egzersiz yapın, hiçbir şey yapamıyorsanız her gün 1 saat yürüyün."
Çoğu zaman önemsiz görülen ve terk edilmesi gereken 5 kötü alışkanlık ise şöyle sıralanıyor: "Televizyon seyrederken asla yemek yemeyin. Şekeri hayatınızdan çıkarın, 'yapamam' diyorsanız tatlandırıcı olarak meyvelerden faydalanın. Aperitif olarak sadece meyve ve sebze yiyin, bir dilim kekin 4 elmaya eş değer olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Yağlı etten uzak durun, eti az yağlı veya yağsız tüketin. Fast food restoranlar başta olmak üzere dışarıda yemek yemeyi kesin."
"TELEVİZYON NEDEN ÇOK YEDİRİYOR?"
Diyetisyen Sinem Paker, ''Listenin başında televizyon var, neden televizyon karşısında yemek yenmemeli?'' sorusuna şu karşılığı verdi: ''İnsanları adeta hipnotize ediyor. Bizi hareketsiz yapıyor. Eskiden çocuklar sokaklarda koşup oynarken şimdi televizyon, bilgisayar karşısında. Toplumumuzda şişmanlığın artmasının başlıca sebebi budur, hareketsizlik çok arttı. Doyma hissi veya hızlı miktarlarda bir şekilde tükettiğinizde yediğinizi ayarlayamıyorsunuz. Yemeye başladıktan 20 dakika sonra beyinden doyma hissi emri gelir. Bu 20 dakika boyunca televizyon izlerseniz yediklerinizin miktarına adapte olamazsınız ve çok fazla yemiş olabilirsiniz. Ne yediğinizi bilmeniz, görmeniz, yediğinizin tadına varmanız gerekiyor. Televizyon bunu engelliyor. Çocuklarda çok sık düşülen bir hata. Çocuklara asla televizyon karşısında yemek yedirilmemeli. Aksi halde ileride büyük sorunlara yol açar.''
Sinem Paker, kilo vermenin sırrının karar vermekte yattığını belirterek, ''Bu işi yapacağım diye düşünürseniz kilo verirsiniz ancak şu kıyafete gireceğim, yazın bikinime girmem lazım, şu düğün var hazırlanmam lazım mantığıyla yola çıkarsanız çok sıkıntılı oluyor'' dedi.
"HIZLI KİLO VERMEYİ ÖNERMİYORUZ"
Hayat tarzı değişikliği yapılmayıp meseleye ''diyet'' gözüyle bakıldığında zayıflamada başarılı olunmadığını kaydeden Paker, ''Bir haftada 5 kilo, 10 günde 15 kilo verme, 3 ayda 20 kilo verme gibi hedefler olmamalı. Çünkü bedeni hızlı bir şekilde kilo vermeye endekslediğinizde çok hızlı şekilde de kilo alıyorsunuz. Bu yüzden hızlı kilo vermeyi önermiyoruz. Bu zahmet isteyen bir iş. Beslenme alışkanlıklarınızı mutlaka değiştirmelisiniz'' diye konuştu.
Paker, bu süreçte en sıkıntılı dönemin ilk 1 ay olduğunu, bu dönemde bedenin dirençle karşılık verdiğini, sonrasında ise vücudun buna alıştığını belirterek, şunları söyledi: ''Gazetelerde, dergilerde özellikle yaz öncesi bu dönemlerde çok fazla diyet listeleri çıkacaktır. Onları 3-5 gün uygularsanız sonrasında yaşam şeklinize uygun olmadığı için hayatınıza adapte edemezsiniz. O zaman da kilo vermeden uzaklaşılıyor. O yüzden uzmanlarla kontak halinde olunması gerekiyor ki böylece hayatını zorlaştırmadan, sınırlar içine almadan kilo verilebilsin.''
"DİYET LİSTELERİ DEĞİL KİŞİYE ÖZEL PROGRAM OLMALI"
Diyetisyen Sinem Paker, tek tip diyetlerle kilo vermede başarı sağlanamayacağını, kişiye özel programlar uygulanması gerektiğini belirterek, ''Kişinin çalışma koşulları, zevk aldığı şeyler, hayat tarzı, sağlık durumu gibi kişisel programların uygulanması gerekiyor. Çünkü her vücut yeganedir'' dedi.
Paker, ''Sadece haşlama, sadece sebze yiyeceğim'' gibi bir sıkıntı yaşamanın doğru olmadığını kaydederek, ''Hayatımızdaki en büyük sosyallik yemek yemek. Sevdiklerimizle buluşacağımız zaman nereye gitsek, ne yesek, ne içsek diye düşünüyoruz. Böyle büyük bir sosyalliği hayatımızdan çıkarmak gibi bir hakkımız yok. Ama insanlar diyet deyince böyle bir sürece gireceğini düşünüyor. Oysa hayat tarzı haline getirmek için elinizin altındaki gıdalarla bunu yapmayı öğrenmek gerekiyor'' diye konuştu.
AYDA EN AZ 1 EN FAZLA 5 KİLO VERİLMELİ
Kilo vermeye çalışan bir çok kişi kilo verme hızı ile ilgili sıkıntılar yaşar. Bilimsel olarak bir kişinin ayda en az 1 en fazla 5 kilo kaybetmesi normaldir. Çok dikkat ettiğiniz halde bu sınırların içinde kilo veremiyorsanız işte size İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’dan kilo verme sürecinizi hızlandıracak 5 öneri...
1. ANA ÖĞÜNLERİNİZE SALATA VE YOĞURT İKİLİSİ İLE BAŞLAYIN!
Salata ve yoğurdu bitirdikten sonra diğer yemeklere geçin. Bizim geleneksel yemek şeklimizde sofraya önce çorba, sonra ana yemek gelir. Salata ve yoğurt çoğu zaman yardımcı yemek olarak sofraları süsler ve çoğu zaman yenmez. Halbuki yemeğe salata ve yoğurtla başlarsanız ve onları bitirdikten sonra ana yemeğe geçerseniz, daha yüksek enerji değeri olan ana yemeği daha az yemeyi başarırsınız. Daha çabuk doyarak sofradan kalkarsınız.
2. YEMEKTE KARBONHİDRAT DEĞERİ YÜKSEK OLAN YİYECEĞİ EN SONA BIRAKIN!
Karbonhidratlar vücudumuzun en önemli yakıtıdır. Karbonhidratsız bir hayat düşünülemez. Özellikle beynin kullandığı tek yakıt karbonhidrattır. Ancak ne yazık ki günlük yaşamımızda gereğinden fazla karbonhidrat tüketiyoruz ve fazla karbonhidratlar yağ olarak vücudumuza depo ediliyor. Yemeklerimizin yanında yardımcı yemek olarak kullandığımız patates, pilav, ekmek, makarna, börek, erişte gibi yiyecekleri hep en sonda ve hep en az olarak tüketmeye çalışalım. Bu tür yiyecekleri aynı anda sofrada bulundurmayalım.
3. YEMEKTEN ÖNCE VE YEMEK SIRASINDA SU İÇİN!
Yapılan bir çok bilimsel araştırmada gösterildi ki, yemek öncesi ve yemek sırasında su içimizayıflamayı kolaylaştırıyor. Yemek sırasında ve öncesinde su içmek midenin boş hacmini küçültüyor, açlığı bastırıyor ve daha az yemeyi sağlıyor.
4. AÇ KARNINA SOFRAYA OTURMAYIN!
Yemek yemeye çok aç oturulduğunda yenilen miktar artıyor ve kişi çok zor doyuyor. Çok acıktığınızı hissediyorsanız protein değeri yüksek olan süt, yoğurt, ayran, sütlü kahve gibi yiyecekleri yemekten hemen önce tüketirseniz öğünde daha çabuk doyduğunuzu ve daha az yediğinizi fark edeceksiniz.
5. DAHA TOK TUTAN 5 AKILI YİYECEĞE SOFRANIZDA DAHA ÇOK YER AÇIN!
LİMON: Yemeklerinizde mutlaka limon kullanın. Çünkü limon yiyeceklerin glisemik indeksini düşürerek kan şekeri dalgalanmalarının önüne geçer, daha tok hissetmenizi sağlar.
CEVİZ: Ara öğünlerde veya salatalarınıza ekleyeceğiniz 2 adet ceviz içerdiği iyi yağlar sayesinde mide boşalma zamanınızı uzatır ve daha çabuk acıkmanızı önler.
ACI KIRMIZI BİBER: Acı kırmızı biber içerdiği kapsaisin maddesi nedeni ile metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımını arttırır. Acılı yemekleri daha çok sevmenin vakti geldi.
TURŞU: Ev yapımı turşunun içindeki probiyotikler bağırsakdaki iyi bakterilerin sayısını arttırarak boşaltımı hızlandırıyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve metabolizmayı dengeliyor.
YOĞURT: İçerdiği konjuge linoleik asitler sayesinde göbek çevresindeki yağlara savaş açıyor. İçerdiği protein sayesinde daha tok hissetmeyi sağlıyor ve yüksek kalsiyum içeriği yağ yakımını hızlandırıyor.