Şimdi de içki yasağı
Balçiçek Pamir yazdı...
ÇEVRE Bakanı Sevgili Gülin‘e (Yıldırımkaya) Boğaz’daki eğlence yerleri için 23.59 açıklamasını yaptığından beri gürültüydü değildi tartışması sürüyor. O tartışmaları bir tarafa bırakalım, benim bir başka sorum var...
Bodrum’daki gece ve içki yasağı için ne düşünüyorsunuz?
Evet, yanlış okumadınız.
Şimdi örneklere başlayalım.
Örnek 1:
Bodrum içinde lüks bir otel... Otelin yabancı müşterileri gece yarısını biraz geçe bilgisayarlarıyla otelin önündeki masalarda otururken birden polis baskını yaşanıyor. Şaka değil. Suç? Gece 12’yi geçtikten sonra dışarıda oturmak... Yabancı müşteriler apar topar otelin içine sokuluyor ve kapıların pencerelerin kapanması emrediliyor. Müzik kısılacak tabii. Otel sahibinin “İyi ama burası bar değil, otel, müşterilerimi nasıl içeri sokarsınız!” itirazlarına yanıt bile gelmiyor.
Örnek 2:
Bodrum’un Nevizadesi olarak anılan meyhaneler sokağında ise başka bir rezillik yaşanıyor. Gece devriyeleri mekân sahiplerini gece yarısını bir geçe “İçki vermek yasak” diye uyarıyorlar ve kontrolünü çok sıkı şekilde yapıyorlar. Yani gece 12’yi geçtikten sonra içki servisi yapan yandı. Mekân kapatılıyor...
Örnekleri uzatabilirim. Şehir otellerinde, meyhanede, lokantada gece yarısından sonra içki içmek, dışarıda oturmak, müzik dinlemek yasak... Siz hayatınızda böyle saçma bir uygulama gördünüz mü? Sabah saat 4’e kadar hizmet vermek için ya işkembeci ya da disko sahibi olmanız gerekiyor. Peki bu uygulama nerede yapılıyor? Turizmin gözbebeği Bodrum’da... İşletmeciler ve gece mekânları sahipleri bırakın yabancıları, Türk müşterilere bile durumu anlatmakta zorluk çekiyor bir de üstüne üstlük tartışmalar yaşıyorlar.
“Saat 12 oldu, rakı veremeyeceğim efendim, birazdan bütün personel balkabağına dönüşeceğiz de... Kusura bakmayın.”
Belediye Başkanı Kocadon, topu polise atmayı tercih ediyor ve “Ben karışamam onların uygulamaları” açıklamasını yapıyor. Farkında değil ki bu uygulama asıl kendisine yol, su ve elektrik olarak geri dönecek.
Uzun lafın kısası Bodrum’da gürültü yasağıyla başlayan süreç, içki yasağına doğru ilerlemiş durumda. Benden duyurması...
İspanyolca bilmeyen deniz otobüsüne binmesin
SEZON açıldı. Ben ikizlerle Büyükada’ya yerleştim ve tabii ki deniz otobüsü seferlerim de başladı. Geçen sezon uzun yazılar döktürmüştüm, mecburen seyrettiğimiz 24 kanalı üzerine. Açıklamalar gönderdiler, bizzat telefonlar ettiler, “10 gün içinde çözüyoruz, lokal haber yayın yapacağız falan” diye... Maşallah yani, bir arpa boyu yol alınamamış. Geçenlerde yine İspanyolca bir film dinlemek zorunda kaldık, altyazılı. En önde oturan belki keyif almıştır.
24 tematik kuşakları deniz otobüsü yolcusu için işkence... Ama dinleyen yok tabii. Geçen yıl ihale sürecini bile konu etmiştim, kayda değer bir açıklama alamamıştım. Diyeceğim şudur ki, ayıp ediliyor.