Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor Esin Övet: Türk şarkıcıların dünya müzik piyasasında şansı yok

        HT MASA ekibi bu hafta Ebru Şallı-Cem Yılmaz ilişkisine “Dur” diyen eski eş Ahu Yağtu’yu, Selami Şahin’in şiir ve roman okumamasını, Göksel’in konforun yaratıcılığı öldürdüğü yönündeki açıklamasını, Hüsnü Şenlendirici’nin “4 yıldır evden çıkmadım” sözlerini, Murat Dalkılıç’ın İngilizce şarkıyla dünyaya açılma girişimini, Sertab ile eşi Emre Kula arasındaki gelir farkını ve Türkiye’nin acı kaybı Tarık Akan’ı masaya yatırdı.

        Bu hafta Murat Dalkılıç’ın ABD’li bir şirketle görüştüğü ve İngilizce bir single’la yurtdışına açılacağı iddia edildi. Dalkılıç’ın bu adımı başarıyla sonuçlanır mı? Sizce Türk şarkıcıların dünya pazarında şansı nedir?

        Esin Övet: Yıllardır Türk sanatçıların dünyaya açılma hevesi bitmedi. Sıra Murat’taysa kolay gelsin, ne diyeyim? Bir de o çıkarsın bakalım. Bu işler belli olmaz. Ama Türk şarkıcıların dünya müzik piyasasında şansı yok. Bu da bir gerçek.

        İpek Durkal: Keşke ama olmaz. Olmadığını ve olamayacağını en iyi Tarkan’da gördük. Amerika ve İngiltere için kimseye şans vermiyorum ama geçtiğimiz aylarda Endonezya’daydım. Bangır bangır Gülşen dinliyorlardı. Oralarda Türkçe şarkılarla Türk şarkıcıların şansı var.

        Oben Budak: Valla Tarkan, Arif Mardin ile denedi şansını, olmadı. Bu yüzden ABD pazarında bir Türk olarak hoş anılarla geri dönerler gibi geliyor bana. Amerikan müzik endüstrisi tamamen bağımsız takılıyor. Tarkan’ı bırak, Robbie Williams, Kylie Minogue gibi isimler tutunamadı o listelerde, bizimkilere bırakırlar mı?

        Kadir Kaymakçı: Başarıya ulaşamaz!

        Bülent İpek: Yurtdışına açılma cümlesi gördüğünüz yerden kaçın. Murat Dalkılıç da bu girişimden vazgeçsin. Dünyaya açılmak mı kaldı? Sen iyi şarkılar yap zaten bu dijital çağda dünya gelir seni bulur. Bırak dünya sana açılsın.

        "ŞENLENDİRİCİ 10 YIL EVDEN ÇIKMASA DA HEP SUÇLANACAK"

        Ünlü klarnetçi Hüsnü Şenlendirici “4 yıldır evden çıkmadım” diyerek ekranda görünmek istemediğini söyledi. Deniz Seki’yle yaşadığı aşkla ve bu aşkın sonrasında magazin gündeminden düşmeyen, şimdilerdeyse gözden uzak yaşayan Şenlendirici’nin bu değişimi, Seki’nin durumundan dolayı mı?

        E.Ö.: Hüsnü Şenlendirici 4 yıl değil 10 yıl evden çıkmasa bu durumu unutturamaz. Maalesef bu durumda hep Hüsnü Şenlendirici suçlanacak. Deniz Seki’yi yalnız bıraktığı düşünülüyor çünkü.

        İ.D.: Bir dönem Şenlendirici’nin özel hayatını en ince ayrıntılarına kadar biliyorduk. Hem eşiyle yaşadıkları hem de Deniz Seki’nin günah keçisine dönüştürülmesine sesini çıkarmayışı çok eksi yazmıştı Şenlendirici’ye... Yıllar geçiyor, çocuklar büyüyor, insanlar olgunlaşıyor. Bence en doğrusunu yapıyor.

        O.B.: Deniz’e üzülüp de evden çıkmıyor değil bence, ne zaman dışarı çıksa laf yiyor çünkü. Canını sıkacağına evde oturup konser gibi bir zorunluluğu olmadığı sürece dışarı çıkmıyordur.

        K.K.: Hüsnü Bey bu açıklamayı yaptığı gün Kıbrıs’ta verdiği konserin haberi vardı gazetelerde. Deniz Seki’nin içinde bulunduğu durumla “Ben de 4 yıldır evden çıkmadım” diyerek kendi durumunu karşılaştırması abesle iştigal olmuş. Demeç vermek klarnet çalmaya benzemiyor.

        B.İ.: Hüsnü Şenlendirici’nin 4 yıldır evden çıkıp çıkmadığını bilmiyorum da 4 yıldır kendisinin de çok ıstırap çektiğini, Deniz Seki kadar kendisinin de mağdur olduğunu anlatmaya çalışıp durduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Sanırım hayatı boyunca Deniz’in başına gelenlerle ilgili hem sorgulanacak hem de kendini sorgulayacak.

        "CEM, AHU'NUN ETKİSİNDEN ÇIKAMAYACAK GİBİ"

        Ebru Şallı’yla aşk yaşayan Cem Yılmaz, eski eşi Ahu Yağtu’yla tatil yapıyor. Yağtu ve Şallı sosyal medyada paylaşımlarıyla birbirlerine mesaj yolluyorlar. Sizce Ahu’nun fendi Ebru’yu yeniyor mu?

        E.Ö.: Ahu Yağtu ‘eski eşim elden gidiyor’ durumunu hissedip bir anda atağa geçti sanırım. Cem Yılmaz o kadar kişiyle yakalandı ama Ahu Yağtu bu kadar ön plana çıkmamıştı. Ebru Şallı sonrasında Ahu Yağtu görünür oldu. Enteresan.

        İ.D.: Ahu Yağtu ve Cem Yılmaz evlilikte olmasa da arkadaşlık ve çocuk yetiştirmek kısmında çok iyi anlaşıyorlar. Birlikte çok da eğleniyorlar. Ebru Şallı ile Cem Yılmaz arasında neler olup bittiğini bilmiyorum ama Ahu Yağtu ile Ebru Şallı arasında rekabet olmadığından eminim.

        O.B.: Yaz mevsimindeyiz, mayolu fotoğraf yayınlamanın altında bir mesaj varsa da ben anlamıyorum galiba.

        K.K.: Kimsenin kimseyi yendiğini düşünmüyorum! Şampiyonlar Ligi mi bu? Cem’le Ahu’nun birlikte tatil yapmasında yanlış bir şey de görmüyorum... Eminim Cem kimseyi galip ya da mağlup duruma düşürmeden bu işi çözecektir.

        B.İ.: 2 hafta önce Cem Yılmaz’ın Ebru Şallı’yla ilişkisinin diğer yaz kaçamakları gibi kısa olmayacağını hatta en az 6 ay sürebileceğini söylemiştim. Tabii burada Ahu Yağtu etkenini göz ardı etmişiz. Bir ahu çevikliğiyle bu ilişkinin üzerine atlayacağını Ebru Şallı da benim gibi hesap edememiştir. Cem Yılmaz, yaz başındaki tatilde buzları iyice erittiği eski eşi ve oğlunun annesi Ahu Yağtu’nun etkisinden çıkamayacak gibi.

        "ONURLU İNSAN DURUŞUNUN YERYÜZÜNDEKİ KARŞILIĞIYDI"

        Usta oyuncu Tarık Akan’ın vefatı tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Bu büyük kayıp size neler hissettirdi?

        E.Ö.: Çok büyük bir kayıp. Gerçekten evimizin yakışıklısı, Damat Ferit’iydi. Bu ülkede doğmuş, büyümüş herkes için önemli bir isimdir Tarık Akan. Nur içinde yatsın. Gerçekten yeri doldurulamayacak bir kayıptır.

        O.B.: Hiç tanımadan da ne kadar iyi bir insan olduğunu kestirebildiğimiz bir ustaydı. İyi ve onurlu insan duruşunun yeryüzündeki karşılığıydı o.

        K.K.: Twitter’a da yazmıştım; bir filmde oynadıktan sonra bir sabah uyanıp Tarık Akan olunmuyor. Vazgeçmeyerek, mücadele ederek adını kalplere kazıyorsun.

        B.İ.: Herkesin yüreğinde yer etmiş bir isimdi, bu yüzden abimizi, komşumuzu, yakınımızı kaybetmiş gibi üzüldük. Salon filmlerinde Ferit olmaya devam edip, günümüzün dizi starları gibi kazandığı paralarla evler, lüks arabalar, taksi plakaları satın alarak hayatını sefa içinde sürdürebilirdi. Bu imkânı vardı. Her şeyi elinin tersiyle itip hayatını toplumsal iyileşme için mücadeleye adadı. Eğilip bükülmeden, toplumun sanatçısı olmanın ruhsal sefasını sürmeyi tercih etti.

        İ.D.: Allah herkese onunki kadar onurlu bir yaşam nasip etsin. Hiçbir zaman maddi çıkarlarını düşünmedi. Dimdik yaşadı ve dimdik öldü. Her zaman saygıyla, sevgiyle, hasretle anacağız...

        "KARI-KOCA PARA KONUSUNU ARALARINDA ÇÖZMÜŞTÜR"

        Sertab Erener konser başına 40 bin TL kazanırken eşi Emre Kula’nın gitar performansı karşılığı 500 TL alması haber oldu. İkili arasındaki gerek yaş gerekse kariyer farkı sık sık gündeme geliyor. Sizce bu tarz haberler evliliği yıpratır mı?

        E.Ö.: Sanatçılar her zaman daha fazla para kazanır. Orkestranın da belli bir ücreti vardır. Tabii ki sanatçı ve gitar performansı gösteren bir müzisyenin aldığı para tartışılmaz ama karı-koca bu konuyu da kendi içlerinde çözmüşlerdir. Zaten “Sertab benden fazla para kazanıyor” boyutunda olsa evlilik yürümez.

        İ.D.: Hayır tabii ki. Kazandıkları para sürpriz değil ki... Sahnedeki sanatçı 100 bin lira da alsa, müzisyenin kazancı bellidir. Sahnede en az yorumcu kadar performans gösterirler ama 10’da birini bile kazanmazlar maalesef...

        O.B.: Niye yıpratsın ki? Bahsettiğimiz isim Sertab Erener yani, bir zahmet aralarında bu kadar fark olsun. Bu konuları ortaya atanlar kadar takmıyorlardır herhalde. Mis gibi üretip mis gibi şarkılar çıkarıyorlar ortaya, sorun varmış gibi durmuyor.

        B.İ.: Emre Kula’nın kazandığı paranın Sertab’ın çok gerisinde kalmasında bir tuhaflık yok. Bunu ikisinin de sorun edeceğini sanmam. En azından olmamalı. Bir de Emre Kula’nın “Eşimle sahneye çıkmam” diye açıklaması var. Bunu gerçekten söylemişse açıklama sorunlu. Bir müzisyen için Sertab gibi iyi bir solistle sahneye çıkmaya evlilik engel olmamalı.

        "YARATICILIĞI KORUMAK İÇİN ŞİİR OKUMAMAK ÇOK SAÇMA"

        Sanatçı Selami Şahin HT Magazin’e verdiği röportajda “Kimseden etkilenmemek için hiç şiir ve roman okumadım” açıklamasında bulundu. Sizce yaratıcılığı korumak için başka yol yok mu? Şahin’in bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

        E.Ö.: Herkes farklı şeylerden etkilenir. Belli olmaz. Selami Bey böyle uygun görmüş, okumamış.

        İ.D.: Komik... Kendimize bir şeyler katabilmek, farklı bakış açıları görebilmek için okuruz. Okumak yaratıcılığı besler. Bence Selami Şahin okumayı sevmeyen çoğunluktan. Kendisine de böyle bir bahane bulmuş.

        O.B.: Bu açıklamayı Selami Şahin değil de yeni bir popçu yapsa üzerine yürürdük sanırım. Hiçbir şey okumadıysa dünya üzerine nasıl bir fikir edindi merak ettim. Hatta edindi mi? Hadi şarkılarında geçen acılı aşk hikâyeleri yaşanarak öğreniliyor da ya geri kalan şeyler?

        K.K.: Yaratıcılığı korumak için şiir ya da roman okumamak kadar saçma bir şey duymadım! Ha bir de hiç sinemaya gitmeyen yönetmenler ve dizi izlemeyen, evinde televizyon olmamasıyla övünen oyuncular var. Selami Bey’le bu arkadaşlar buluşup yaratıcılıklarını konuşturabilirler, resmen tencere kapak olurlar!

        B.İ.: Selami Şahin unutulmaz şarkılarının yanı sıra kendine has esprileriyle de meşhur. Herhalde bu da o açıklamalarından birisidir. Yoksa okumayan birisinin o şarkıları yazması mümkün değil. O zaman besteciler hiç şarkı dinlemesin, yönetmenler hiç film izlemesin.

        "TİCARETE ATILAN ÜNLÜLERİN BİRÇOĞU BİR ŞEY ÜRETMİYOR"

        Şarkıcı Göksel, HT Magazin’e verdiği röportajda “Fazla konforun yaratıcılığı öldürdüğüne inanıyorum” dedi. Pop müzikte yaşanan üretim sıkıntısının sebebi sanatçılarımızın parayla fazla içli dışlı olmaları olabilir mi?

        İ.D.: Göksel’in söylediğine kısmen katılıyorum ama bu konunun pop müzikte üretim sıkıntısına yol açtığını düşünmüyorum. Zaten çoğu solist üretken değil. Üretimi besteciler ve söz yazarları yapıyor. Onlar da çok büyük paralar kazanmıyor.

        O.B.: Ticarete atılan ünlülerin çoğu bir şey üretmiyor ki... Ne şarkı yazıyorlar ne de senaryo, bu yüzden ticarete atılıyorlar, tüccar ruhlular nihayetinde. Birçoğu şans eseri bu dünyaya atılmış. Para kazanınca değerlendirmek istiyorlar sonuçta. Göksel mesela, o üreten bir sanatçı, ticaretten anlar mı sizce?

        K.K.: Bence kişiyi yazma, beste yapma gibi konularda güdüleyen duygu önemli. Para ve konfor için yazıyorsanız onlara sahip olunca ‘yan gelip yatmanız’ ve yaratıcılığınızın ölmesi normal. Hemingway “Seni yazman için güdüleyen şey alkış olmamalıdır”, Flaubert ise “Sadece kendin için yazmalısın, iyi yazmanın sırrı budur” diyor. Bizde genelde alkış için ve gelecek para için yazıldığından sonuçlar ortada!

        HT MASA

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa