Kız İsimleri: En Güzel, Modern, Farklı, Türkçe, İngilizce, Duyulmamış Kız Bebek İsimleri ile Anlamları
Kız isimleri seçerken güzelliği, anlamı, farklılığı ve uygunluğu gibi pek çok faktörü göz önünde bulundurmanız gerekir. İsim seçimi önemlidir; çünkü çocuğunuzun hayatı boyunca taşıyacağı bir şeydir. En güzel kız isimleri arasında dini, modern, farklı, Türkçe, İngilizce ve yabancı seçenekler bulunabilir. Ayrıca dini kız isimleri de aileler tarafından popüler bir tercih sebebidir. Eğer farklı bir isim arıyorsanız, duyulmamış kız isimleri listemize de göz atabilirsiniz. İşte her dönem popülerliğini koruyan en güzel, anlamlı ve nadir bulunan kız bebek isimleri ile anlamları...
- 32
HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik.
HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık.
HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü.
HÜSNA: Pek çok güzel.
HALE: Ayın çevresinde görülen ışık halkası.
HALENUR: Işıklı, aydınlık daire, hale.
HÜRRİYET: Taze, şen şakrak, sevinçli. Güler yüzlü.
HÜVEYDA: Apaçık, belli, besbelli.
- 33
'I' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum, akın.
ILGIM: Serap.
ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık.
ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında.
ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık.
IRMAK: Akarsuların en büyüğü.
- 34
IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık, nur.
IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık.
IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay.
IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi.
IŞINBIKE: Aydınlık saçan kadın.
ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans.
-
- 35
'İ' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
İCLAL: Ağırlama, ikram. Büyüklük, ululuk.
İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türklerin verdiği ad.
İLAYDA: Su perisi.
İLBÜKE: İlbey hanımı, seçkin hanım
İLCAN: Ülkenin canı, sevdiği.
İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim
- 36
İLGÜN: Ülke güneşi. Başkaları, yabancılar.
İLKAY: Ayın ilk hali.
İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi.
İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad.
İLKE: Temel alınan düşünce, kural.
İLKİM: İlk çocuğum anlamında.
İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce, öncelikle.
İLKNUR: İlk ışık.
İLKYAZ: İlkbahar.
İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever.
İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında.
İMREN: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği.
- 37
İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde.
İNCİLAY: Parlama, ışıldama.
İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar, zarif.
İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti.
İREN: Özgür, serbest.
İZEL: El izi anlamında.
İZEM: Büyüklük, ululuk.
İZGİ: Güzel, adaletli, zeki.
İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti.
-
- 38
'J' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları.
JALENUR: Parlayan, ışıldayan çiğ.
JANSET: Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi)
JANSELİ: Güneşin doğduğu yer (Çerkez ismi)
JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık.
- 39
'K' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
KADER: Alın yazısı, yazgı. Talih.
KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar.
KAMELYA: Pembe, kırmızı, beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.
KAMER: Birinci ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında.
KAMİLE: Tam, eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin, bilgili.
KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu.
KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan
KARANFİL: Kokulu bir çiçek.
KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi
KARMEN: Parlak kırmızı.
KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; İhsan, lütuf.
- 40
KERİME: Cömert. Ulu, büyük. Kız çocuk.
KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su.
KIVANÇ: Sevinç.
KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası.
KIZILTAN: Kızıl renk almış tan.
KÖSEM: Sürünün önünden giden, yol gösteren koç. Cildi temiz, pürüzsüz.
KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu.
KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş.
KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı.
KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme.
-
- 41
'L' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan.
LALE: Çan biçiminde bir çiçek
LALEHAN: Lalelerin sultanı.
LALEZAR: Lale yetiştirilen yer, lale bahçesi.
LAMİA: Parlayan, parlak.
LATİFE: Yumuşak, hoş, güzel, nazik. Güldüren güzel söz, şaka.
LEMAN: Parlama, parıltı.
- 42
LADİN: Çamgillerden, 50-60 metre yüksekliğinde, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı
LEMİS: Dokunma, elleme.
LERZAN: Titreyen, titrek
LEYAN: Parlayan, parlayıcı. Konfor. Lüks hayat.
LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.
LEYLİFER: Gece ışığı.
LİLA: Açık eflatun.
- 43
'M' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
MAHİRE: Hünerli, becerikli.
MAHPERİ: Güzeller güzeli.
MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet
MANOLYA: Bir süs bitkisi.
MARAL: Dişi geyik.
MAVİSU: Deniz.
MAYIS: Bir bahar ayı.
MEBRUKE: Kutlu kadın.
MEDİHA: Övülen, beğenilen, sevilen kadın.
MEHİR: Ay parçası.
MEHPARE: Ay parçası gibi güzel.
MEHTAP: Ay ışığı, dolunay.
MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın.
MELDA: İnce ve taze bedenli.
-
- 44
MELEK: Allah katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)
MELİHA: Güzel, şirin, sevimli.
MELİKE: Kadın hükümdar, padişah eşi.
MELİS: Bal, bal arısı
MELİSA: Oğul otu
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel.
MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek.
MERAL: Dişi geyik, ceylan.
MERCAN: Deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü.
MERİÇ: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi`ne dökülen ırmak.
- 45
MERİH: Mars gezegeni.
MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı.
MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı.
MERZE: Mercan.
MEYYAL: Meyleden, aşırı istekli. Fazlaca eğilen. Eğik.
MISRA: Manzumenin satırlarından her biri, dizeler.
MİHRİBAN: Dost, sevgili, yarendaş. İyi yürekli, güler yüzlü.
MİHRİCAN: Dost, sevgili. Sonbahar.
MİHRİGÜL: Güler yüzlü, dost, sevecen, güzel.
MİHRİNAZ: Çok nazlı.
MİHRİNUR: Güldüğünde ışıklar saçan.
- 46
MİMOZA: Bir süs bitkisi.
MİNA: Mine. Liman. Şişe, cam, billur. Şarap şişesi.
MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan.
MİRCAN: Güneş gibi aydınlık.
MÜGE: İnci çiçeği.
MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış
MÜJGAN: Kirpikler.
-
- 47
'N' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
NADİDE: Az bulunur, görülmemiş. Çok değerli, eşsiz.
NADİRE: Az bulunan.
NAĞME: Güzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz.
NARİN: İnce, ince yapılı, kibar
NAŞİDE: Şair, şiir okuyan ve yazan.
NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış.
NAZAN: Cilve yapan, nazlanan, nazenin.
NAZER: Nazar.
NAZGÜL: Gül kadar güzel olan, nazlı.
- 48
NAZLI(M): Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)
NAZLIHAN: Naz yapan han anlamında.
NECLA: Evlat, çocuk. Soylu.
NEFİSE: Çok güzel, değerli.
NEHİR: Akarsu, ırmak.
NERGİS: Bir süs bitkisi.
NERMİN: Yumuşak, narin, ince.
NESLİ: Soylu.
NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.
NESLİŞAH: Şah soyundan.
NESRİN: Yaban gülü.
NEŞVE: Keyif, neşe.
- 49
NEVA: Ses, ahenk; Güç, zenginlik, servet; Nasip; Türk müziğinde bir makam.
NEVAL: Talih, kader, kısmet.
NEVADE: Torun anlamında.
NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz.
NEVGÜL: Yeni açmış gül.
NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık.
NEVRES: Yeni yetişen.
NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim.
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan, taze sürgün.
NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır.
NİL: Çivit. Mısır'da bir nehir.
NİLAY: Işıklı mavi, ışıklı lacivert.
-
- 50
NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde.
NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi.
NİRAN: Nurlar, aydınlıklar, ışıklar; Ateşler; Cehennem.
NİSA: Kadın, kadınlar.
NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı.
NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık.
NURAN: Nurlu, ışıklı.
NURAY: Işık saçan.
NURCAN: Aydınlık insan.
NURFER: Işık veren, aydınlatan, ferahlatan.
NURGÜL: Nur+Gül.
- 51
NURGÜN: Nur+Gün.
NURPERİ: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan.
NURSAL: Işıksal ışıkla ilgili.
NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında.
NURSELİ: Işık seli
NURTEN: Işık gibi duru tenli.
NÜKET: Nükte, zarif, güzel sözler.
NÜKHET: Güzel koku.
NÜKTE: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz.
- 52
'O' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
OKŞAN: Sevil, şefkat gör.
OLCA: Ganimet, bolluk.
OLCAY: Mutlu, talih.
OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan.
OMAY: Gözde, sevilen, beğenilen.
ONGÜL: Ön ayak olmak; İlk gül.
ORKİDE: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki türlerinin ortak adı.
OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel.
OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı.
-
- 53
'Ö' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ÖDÜL: Armağan.
ÖĞÜN: Kendini yücelt. Zaman. Kez, defa.
ÖĞÜT: Tavsiye.
ÖMÜR: Yaşama süresi, hayat.
ÖNAY: Yeni çıkmış ay.
ÖNGÜL: Direnen, inatçı. Kılavuz. Öncü, teşvik eden.
ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan.
ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz.
ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi.
ÖVÜNÇ: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç.
ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay.
ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında.
- 54
ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan.
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili.
ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek.
ÖZGE: Yabancı. İyi, güzel. Cana yakın, şakacı. Yürekli, gözü pek.
ÖZGEN: Başına buyruk. Rahat. Özü geniş. Kuzu kulağı otunun filizi.
ÖZGÜL: Gerçek gül, benim gülüm anlamında.
ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür.
ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret.
ÖZNİL: Nil gibi verimli.
ÖZNUR: Özü ışıklı, aydınlık.
- 55
ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su.
ÖZÜN: Şiir. Hak edilmiş ün.
ÖZTEN: Güzel tenli.
-
- 56
'P' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla.
PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi.
PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın; Güzel ol, güzel görünüşlü ol.
PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki.
PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında.
PERÇEM: Kahkül.
PERRAN: Uçan, uçucu.
PERVİN: Ülker yıldızı.
- 57
PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları.
PINAR: Büyük su kaynağı.
PIRILTI: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık
PAKİZE: Çok temiz, hoş ve güzel saf, iyi, lekesiz.
PEREN: Ülker yıldızı.
PERİ: Çok güzel, çekici.
PERİHAN: Peri padişahı.
- 58
'R' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
RABİA: Dördüncü.
RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık, ışıltı.
RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş.
RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahçe.
REBİA: Bahar.
RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan.
RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel.
REVAN: Yürüyen, giden; akan, akıp giden. Ruh, can.
REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen.
REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu.
-
- 59
RİMA: Dişi ceylan yavrusu.
ROSA: Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk.
RUHAN: Güzel kokulu.
RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz.
RUHŞEN: Neşeli, canlı.
RUKİYE: Büyü, sihir.
RÜÇHAN: Üstünlük
RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut
RAHİME: Müminlere çok acıyan kadın.
RAHŞAN: Parlak, parlayan.
- 60
'S' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
SABA: Gün doğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam.
SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler.
SAHRA: Kır, ova, çöl.
SALİHA: Yararlı, iyi, elverişli.
SANAL: Sanlı ol, ünlen.
SARA: Halis, saf, katkısız
SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk.
SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyici, yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, güzel.
SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma.
SAYGIN: Sayılan, sevilen.
SEBLA: Uzun kirpikli göz.
SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen.
- 61
SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit.
SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı.
SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş.
SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak.
SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından.
SEHER: Tan ağartısı.
SELDA: Bir söğüt cinsi.
SELEN: Haber, müjde.
SELİN: Gür akan su.
-
- 62
SELMA: Barış içinde, huzur, erinç.
SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.
SELVİ: İnce uzun ağaç.
SEMA: Gökyüzü; Göç.
SEMANUR: Nurlu gökyüzü.
SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik.
SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik
SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur kraliçesi.
SEMRA: Esmer kadın.
SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek
SEVDEM: Sevginin en son demi
SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan
SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
- 63
SEVGÜL: Gül gibi sevilen.
SEVİL: Her zaman sevilen biri ol.
SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik.
SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku.
SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen.
SEYLAN: Sel, akma, akış.
SEZEN: Hisseden, sezgili.
SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar.
SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği.
SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu, anlayışlı.
- 64
SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ.
SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
SİMA: Yüz, çehre.
SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler.
SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim.
SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı.
SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adı.
SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı
SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç
SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı.
SERAY: Ay gibi güzel.
-
- 65
SEREN: Gemi direği.
SERPİL: Gelişmek, büyümek.
SERRA: Rahatlık, kolaylık.
SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında.
SEVAL: Severek al anlamında.
SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi.
- 66
SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
SUZAN: Yakan, yakıcı.
SÜHEYLA: Yumuşak ve iyi huylu, mütevazı kadın.
SAADET: Kavuşan, mutlu.
SABAHAT: Latif, yüzü güzel, cemal sahibi.
- 67
'Ş' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ŞAHDANE: Mutlu, bahtiyar, dindar, temiz yürekli.
ŞAHİKA: Dağ tepesi, dağ doruğu.
ŞAHMELEK: Güzeller güzeli.
ŞAZIMENT: Özellikleri kimseye benzemeyen.
ŞEBNEM: Gece nemi, çiğ, nem, rutubet.
ŞEHNAZ: Çok nazlı.
ŞEHRİBAN: Şehrin en büyük âmiri, vali.
ŞERMİN: Utanan, sıkılan.
-
- 68
ŞERMİZE: Küçük insan topluluğu.
ŞEYDA: Âşık, tutkun. Sevgiden aklını kaybetmiş.
ŞEYMA: Bedeninde ben, alamet olan.
ŞİRİN: Tatlı, cana yakın sevimli.
ŞULE: Alev, parıltı.
ŞÜKRAN: Teşekkür eden, minnettar kalan.
ŞÜKUFE: Çiçek gibi güzel, tomurcuk.
ŞİFA: Hastalıktan kurtulma, şifa bulma.
- 69
'T' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
TAÇNUR: Mutluluk.
TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar.
TALİHA: Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek.
TAMAY: Dolunay, ayın on dördüncü.
TANAY: Secde eden.
TANSELİ: Şafak vakti gelen sel.
TANYEL: Katıksız, arı. Seçilmiş.
TANYELİ: Tan vakti esen rüzgar.
TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad.
TENNUR: Yüksek, ulu.
TİJEN: Taç, taçlar.
- 70
TUBA: Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. Güzellik, iyilik. Rahat.
TUĞÇE: Küçük tuğ.
TULÜ: Doğuş, doğma (güneş için) anlamında.
TÜLAY: Ayın ince ışığı.
TÜLİN: Ayın çevresinde görülen ışık halkası.
TÜNAY: Gece ve ay.
TÜRKAN: Kraliçe. Güzel kız.
TÜRKÜ: Yankı, ses.
TÜRKAN: Kraliçe. Güzel kız.
-
- 71
'U' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
UBEYDE: Yaradanın kölesi.
UĞURGÜL: Uğurlu gül.
UHDE: Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev.
ULYA: En yüce, en ulu, yüksek
UMAY: Devlet kuşu.
UMUR: Görgü, deneyim.
UZEL: Usta, becerikli.
ULYA: Pek yüce.
- 72
'Ü' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ÜLKÜ: Amaç, ideal.
ÜMRAN: Bayındırlık; Uygarlık, medeniyet; İlerleme, mutluluk, refah
ÜNZİLE: Gönderilmiş
ÜZGÜ: Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet.
ÜLFET: Dost olan, yakınlık duyan.
ÜMMÜHAN: Hükümdarın annesi.
- 73
'V' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
VAHİDE: Tek yalnızca bir tane.
VARİDE: Gelen, erişen. Söylenti
VERDA: Gül.
VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar.
VİRA: Durmadan, aralıksız, sürekli.
VEDİDE: Dost, sevgili, Çok seven.
VESİLE: Vasıta olan.
VUSLAT: Dostuna, sevdiğine kavuşan.
VERA: Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak duran.
-
- 74
'Y' İLE BAŞLAYAN KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI
YAĞMUR: Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları.
YAPRAK: Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölüm.
YAREN: Dost, arkadaş.
YASEMİN: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki.
YAŞAM: Hayat.
YELDA: Uzun. Yılın en uzun gecesi.
- 75
YELİZ: Ferah yer, aydınlık, havadar.
YEŞİM: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş.
YILDIZ: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.
YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı.
YÜKSEL: Başarı kazan, yücel.
YADİGAR: Dost hatırası.
- 76
'Z' İLE BAŞLAYAN KIZ İSİMLERİ VE ANLAMLARI
ZEHRA: Çok beyaz, parlak yüzlü.
ZEHRE: Çiçek.
ZELİHA: Züleyha, su perisi.
ZENNUR: Zinnur, nurlu, ışıklı.
ZEREN: Anlayışlı, kavrayışlı.
ZERİN: Altından ya da altına benzer olan.
ZERRİN: Altından yapılmış.
-
- 77
ZEYNEP: Süs, bezek.
ZİNNUR: Nurlu, ışıklı.
ZİŞAN: Şanlı, şerefli; Bir tür lale.
ZUHAL: Satürn gezegeninin adı.
ZULAL: Hafif, güzel, soğuk su.
ZÜBEYDE: Öz, asıl.
ZÜHRE: Çoban yıldızı, venüs.
ZÜLAL: Saf, temiz, hafif tatlı su.
ZÜLEYHA: Su perisi - Hazreti Yusuf'un karısı.
ZÜMRA: Akıllı, çabuk kavrayan kadın.
ZÜMRÜT: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.
ZEHRA: Yüzü beyaz ve parlak, nurani yüzlü.
ZEKAVET: Çabuk anlayan, tez kavrayan.