İleriye bakın ve fark edin!
Fethettiğiniz her metrede biraz daha ilerisini görürsünüz, o zaman hâlâ fark etmediğiniz şeyleri keşfetmek için bunu kullanmalısınız
A) Tırmanmak istediğiniz dağı seçin: Kimsenin sözüne aldırmayın, “Bu daha güzel” ya da “bu daha kolay” sözlerine bakmadan dağı kendiniz seçin. Hedefine ulaşmak için en çok enerji harcayacak ve coşku yaşayacak kişi sizsiniz bu yüzden seçiminizden tek sorumlu da siz olmalısınız; ne yaptığınızdan emin olun.
B) Yanına nasıl yaklaşacağınızı bilin: Dağlar uzaktan genellikle güzel, ilginç ve heyecan dolu görünür. Peki yamacına geldiğimizde ne olur? Çevrelerinden yollar geçer, sizinle zirve arasında çiçekler, bitkiler vardır; haritada çok net görünenler gerçek hayatta engellerle doludur. Bu yüzden bütün patikaları bütün güzergâhları deneyin taa ki sonunda kendinizi ulaşmayı hayal ettiğiniz zirvede bulana kadar.
C) Daha önce oraya çıkmış birinden tavsiye alın: Kendinizi ne kadar özel hissetseniz de mutlaka sizin hayalinizin aynısını daha önce kurmuş birisi vardır ve ardında, iplerin asılacağı noktalar, yolu açan kırık dallar ve patikalar gibi sizin yolculuğunuzu kolaylaştıracak izler bırakmıştır. Tırmanış size ait, bütün sorumluluk da, ama unutmayın başkalarının deneyimleri size yardımcı olabilir.
D) Yakından bakılınca tehlikeler kontrol edilebilir: Hayalinizdeki dağa tırmanmaya başladığınızda çevrenize dikkatli bakın. Tabii ki yamaçlar olacaktır. Dağın sert kayalarında fark edilmez çatlaklar olacaktır. Rüzgârın fazlasıyla aşındırıp cilaladığı ve buz gibi kaygan taşlar olacaktır. Ama Dağa tırmanma kılavuzu her adımınızı nereye atmanız gerektiğini bilirseniz tuzakları fark edebilir ve onlardan nasıl sıyrılacağınızı da bilirsiniz.
E) Değişen manzaranın keyfini çıkarın: Elbette aklınızda bir hedef var - zirveye ulaşmak. Ama tırmanış sırasında görülebilecek de çok şey vardır ve arada sırada molalar verip manzaranın keyfini çıkarmakta hiç bir sakınca yoktur. Fethettiğiniz her metrede biraz daha ilerisini görürsünüz, o zaman hâlâ fark etmediğiniz şeyleri keşfetmek için bunu kullanmalısınız.
F) Bedeninize saygı gösterin: Bir dağa ancak vücudunuza hak ettiği özeni gösterirseniz tırmanabilirsiniz. Bahşedilmeyenleri talep etmeden yürümeye devam ettiğiniz sürece hayatın size sunduğu tüm zaman elinizde olacaktır. Eğer çok hızlı yürürseniz yorulur ve yolun yarısında hedeften vazgeçebilirsiniz. Eğer yavaş yürürseniz zirveye varmadan hava kararır ve kaybolursunuz. Manzaranın keyfini çıkarın, serin kaynak suyunun ve doğanın cömertçe sunduğu meyvelerin tadına varın ama yürümeye devam edin.
G) Ruhunuza saygı gösterin: Sürekli “Başaracağım” diye tekrarlayıp durmayın. Ruhunuz bunu zaten biliyor, onun asıl ihtiyaç duyduğuysa bu uzun yolculuğu gelişmek, ufka yayılmak ve gökyüzüne dokunmak için kullanabilmek. Takıntılı olmak hedefe ulaşmanıza çok da faydalı olmaz, hatta tırmanışın zevkini de yok eder. Ama dikkat: Sürekli “Sandığımdan daha zormuş” da demeyin çünkü bu içinizdeki gücün zayıflamasına sebep olur.
H) Bir kilometre daha tırmanmaya hazırlıklı olun: Dağın zirvesine giden yol her zaman sizin sandığınızdan daha uzundur. Kendinizi kandırmayın çünkü mutlaka yakın görünen şeyin aslında hâlâ ne kadar uzakta olduğunu fark edeceğiniz bir an gelecektir. Ama kendinizi daha fazlasını kat etmeye hazırlarsanız bu bir problem olmayacaktır.
I) Zirveye ulaştığınızda mutlu olun: Ağlayın, ellerinizi çırpın, dört bir yana başardığınızı haykırın, rüzgârın - zirve her zaman rüzgârlıdır - zihninizi temizlemesine, yorgun ve terlemiş ayaklarınızı tazelemesine, gözlerinizi açmasına ve kalbinizdeki tozu silkmesine izin verin. Bir zamanlar sadece bir hayal, uzaktaki bir görüntü olan şeyin artık hayatınızın bir parçası olması harika bir duygudur; bunu siz başardınız!
J) Söz verin: Artık eskiden farkında bile olmadığınız bir gücü keşfettiğinize göre kendi kendinize bu gücü bundan sonra her gün kullanacağınızı söyleyin. Hatta başka bir dağ keşfedip yeni bir maceraya daha atılmak konusunda da kendinize söz verin.
K) Hikâyenizi anlatın: Evet, hikâyenizi anlatın! Örnek olun. Herkese bunun mümkün olabileceğini anlatın ve böylece diğer insanlar da kendi dağlarına tırmanmak için gerekli cesareti bulacaktır.
(Çeviren: Mine Akverdi Denktaş)