İki ayrı vahşette katillerin oyununu cinayet masası bozdu!
Eve girildiğinde tüyler ürperten bir manzara vardı. Anne ve kızı bıçaklanarak vahşice öldürülmüştü. Kapıda zorlama yoktu ama evdeki altınlar da çalınmıştı. Katil tanıdık mıydı? Yoksa hırsız mıydı? Cinayet masası dedektifleri bu konuyu araştırırken, genç bir memur da bıçaklanarak öldürüldü. Genç memurun eşi eve hırsız girdi dedi ama aile katilin genç ve güzel kadının sevgilisi olduğunu iddia etti. İki inanılmaz olayda, katil zanlılarının müthiş oyunu ortaya çıktı. Canilerin oynadığı kirli masum oyunları polisiye filmleri aratmayan bir çalışmayla ortaya çıkarıldı. Bu kirli oyunları ortaya çıkaran ekipte yer alan emekli cinayet uzmanı Hasan Dinç Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...
Bazı cinayet vakalarında, katil zanlısı yakalanmamak veya izlerin kendisine ulaşılmaması için binbir türlü oyunlar oynar. Planlar yapar ve o planları hep uygulamaya çalışır. O katil zanlısına göre oynadığı bu oyun veya yaptığı bu planlar profesyoneldir ve hiçbir zaman yakalanmayacağını düşünür. Katilin tek düşünemediği veya hesaplayamadığı şey, karşısında her zaman ondan bir adım önde olabilecek bir cinayet dedektifinin olmasıdır. Her zaman katilin bu kirli oyunlarını çözecek bir cinayet uzmanı vardır. İşte bu olaylara benzer iki cinayet 1992 yılında Diyarbakır’da işlendi.
“ABLAMA ULAŞAMIYORUM”
Diyarbakır’da kış aylarında pek kar yağmaz ama havasıyla kar soğukluğunu yaşayan bir şehirdir. Kışı atlatan Diyarbakır’da serin bir ilkbahar gününde polise gelen bir ihbar ilçe ekiplerini harekete geçirdi. Adana’dan aradığını söyleyen bir kişi Diyarbakır’da ikamet eden ablasına ulaşamadığını söyleyerek endişelerini dile getirdi. Polis ekipleri, bahsedilen kadının evde olup olmadığını öğrenmek için verilen adrese doğru yola çıktı.
GÖRÜNTÜ TÜYLER ÜRPERTTİ
Söz konusu adreste kapıyı çalan polis, içeriden bir ses alamadı. Bunun üzerine çilingir çağrılarak kapının açılması kararı verildi. Açılan kapıdan içeri giren polis ekipleri, kısa süre içinde tüyler ürperten olayla karşılaştı. Ulaşılamayan kadın ve çocuğunun cansız bedeni kanlar içinde yerde yatıyordu.
“KAPIDA ZORLAMA YOKTU”
Kısa bir süre sonra Diyarbakır Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Masası’nın telsiz kanalı yoğunlaştı. Haber merkezinden Asayiş Şube Müdürüne ve Cinayet Masası amirine bilgi verilerek görevli ekibin hemen olay yerine gidilmesi istendi. O gün görevli cinayet ekibi Hasan Dinç ve arkadaşlarıydı. Cinayet Uzmanı Hasan Dinç, Eskişehir'den Diyarbakır'a tayin edilmişti. Olay yerine giden cinayet ekibi incelemelere başladı. Emekli cinayet uzmanı Hasan Dinç o anları şöyle anlattı: “İçeri girdiğimizde o manzarayı gördük. Kadın ve çocuğu bıçaklanarak öldürülmüştü. Kapıda bir zorlama var mıydı? Ona baktık ancak kapıda bir zorlama yoktu? Kadın evli mi boşanmış mı? Kimi var kimi yok hepsini tabi ki incelemeye alacaktık."
HIRSIZLIKLAR YAŞANIYORDU
Maktul kadın eşinden boşanmış biriydi. Evde yapılan incelemede, kapıda zorlama yoktu ama evde bir aranma olduğu belliydi. Ev dağınıktı. Bir süre sonra kadının ziynet eşyalarının alındığı öğrenildi. O dönem hırsızlık olaylarında bir artış vardı. Katil bir hırsız olabilir miydi? Ya da katil tanıdık mıydı? Tabi tüm bunların cevabı, cinayet uzmanı Hasan Dinç ve ekip arkadaşlarının yapacağı çalışma sonrası ortaya çıkacaktı.
YAKINLARININ İFADELERİ ALINDI
Kadını tanıyan komşuları ve akrabalarının ifadeleri tek tek alındı. Soruşturmayı derinleştirdiklerini anlatan emekli cinayet uzmanı Hasan Dinç, o dönem teknolojinin çok kısıtlı olduğu dönemler olduğunu belirterek, “Biz tabi ablasına ulaşamayan ve telefon açan kişiyi de mercek altına aldık. Gerçekten Adana’da mıydı? Bu kişi de cenazeye gelince alıp dinledik. Bize Adana’da çalıştığını ve ablasını kaç kez aradığını ulaşamayınca polise haber verdiğini söyledi. Biz bu kardeşi olsun başka yakınları olsun her dinlediğimizde karşımızdaki kişinin hal ve hareketlerini mutlaka inceleriz. Bu bizim önceliklerimizden biridir. Çünkü kişinin hal ve hareketleri bize bazen önemli fikirler verir. O zamanlar cep telefonları yoktu. Sözde ev telefonunu aramış. Bir yandan o çevrenin hırsızlarını araştırmaya başladık. Bir yandan bu kardeşi mercek altına aldık” dedi.
BİR CİNAYET VAKASI DAHA
Bu olay araştırılırken, Diyarbakır’ın farklı sokaklarında yeni suçlar işleniyordu. Havalar ısınmaya başlanmıştı. Bazen sıcaktan pencerelerin açık kaldığı oluyordu. Gece yarısı polise gelen bir ihbar cinayet masası ekiplerini bir kez daha hareketlendirdi. O gece yine Hasan Dinç ve ekibi nöbetteydi. Hasan Dinç ve ekibi bir kişinin bıçaklandığı bilgisi üzerine çok acil verilen adrese doğru hareket etmeye başladı. Cinayet dedektifleri verilen adrese geldiklerinde sokaktaki çığlıklar arasından, öldürülen kişinin cansız bedenin olduğu noktaya ulaştı. Öldürülen kişi bir hastanede memur olarak çalışan biriydi.
ŞOKE EDEN İDDİALAR
Öldürülen kişi, kilo sorunu olan biriydi. Cesedi sokakta bulundu ama olay evde başlamıştı. Cinayet uzmanı Hasan Dinç, bu vakanın ilginç bir olay olduğunu belirterek “Ceset sokaktaydı ancak olay evin içinde başlanmıştı. Yeni evli biriydi. Genç bir arkadaşımızdı. Diyarbakır’a yeni tayin edilmişti. Tabii önce eşini dinledik. Eşi bize, evde uyudukları sırada bir ses üzerine kalkan kocasının evde bir hırsızla karşılaştığını söyledi. 'Onunla kavga etti. Hırsız eşimi bıçakladı. Eşim hırsızın peşinden koştu sokakta öldü' dedi. Bu doğru muydu? Elbette bunun doğru olup olmadığını çözmek bizim işimiz olacaktı." şeklinde konuştu.
SEVGİLİSİNİ EVE ALDI İDDİASI
Diyarbakır’da önce anne ve kız çocuğu öldürülmüştü. Evde altınlar alınmıştı. Bu olayın katili hırsız olabilirdi. Bu olay araştırılırken, çok uzak olmayan bir başka bölgede, yine bir hırsızlık iddiası ve yine bir cinayet vakası vardı. Bu iki cinayet birbirleriyle bağlantılı mıydı? Gerçekten katil hırsız mıydı? Araştırmalar devam ediyordu. Öldürülen genç memurun akrabalarının iddialarına göre, güzel olan gelinleri kocasını sevgilisiyle aldatıyordu. Ve gece yarısı eve aldığı kişi hırsız değil sevgilisiydi. Cinayet uzmanı Dinç, yaşananları şöyle anlattı: “Ailenin iddiası tabii bu yöndeydi. Biz bir tanık bulduk şöyle, karşı evde oturan kişi, dairenin içinde o gece katil zanlısını görmüş. Tabii yüzünü görmemiş ama içeride dolaşan birini gördüğünü anlattı bize. Bu kişinin anlatımlarına göre eve giren kişi bir hırsız profilini andırıyordu. Bizdeki izlenim o oldu.”
DİĞER OLAYDA KARDEŞ İNCELENDİ
Bir yandan öldürülen kadın ve çocuğunun cinayetini araştıran Dinç ve ekibi, bu cinayette her ne kadar bir hırsızlık şüphesini araştırsa da, kardeşinin emniyetteki hal ve tavırlarını biraz şüpheli bulmuşlardı. İki cinayet vakasını farklı kollarda ekibiyle araştıran Dinç şöyle devam etti: “Gerçekten öldürülen kadının kardeşi Adana’da mıydı? Onu araştırdık. Tabii dediğimiz gibi o zamanlar teknoloji çok gerilerdeydi. Elektronik sistemler yoktu. Biri şehir dışına çıktığında otobüs firmasında bu sisteme işlenmiyordu. Yolda bile çevirip binebiliyordunuz. Ama bizim farklı çalışmamıza göre bu kişi Adana’daydı. Ama ne zaman Adana’ydı. Çünkü bir ihbarın yapıldığı gün bir de cinayetin işlendiği bir zaman vardı. Biz cesetleri bulduğumuzda olay birkaç günlüktü. Eğer katil kardeşse bu da onun o süreç içinde Adana’ya gitmesi için bir zamanı vardı.”
HIRSIZLIK OLAYLARI BİRDEN KESİLDİ
Yaşanan son olayın ardından Diyarbakır’da hırsızlık olayları birden kesildi. Bu bir anlam ifade ediyor muydu? Tabii ki bilinmez ama Dinç ve ekibi buna şüpheli bakıyordu. Dinç, çevredeki tüm hırsızları da araştırdığını söyleyerek “Bir olayda en azından bir görgü tanığımız vardı. Katilin yüzünü görmemiş ama en azından boy kilo gibi bazı tariflerde bulunmuştu. Biz bu tipte bir hırsız da olabilir onu arıyorduk. Ama öldürülen kadın ve çocuğunun olayında hiç görgü tanığımız yoktu ama şüphelimiz kardeşti. Giderek bu konu üzerinde derinleştik" dedi.
İTİRAF ETTİRDİK
Yaptıkları çalışmayla, anne ve kızın cinayeti şüphelisi olarak düşündükleri kardeşi takibe aldıklarını anlatan Dinç, şöyle devam etti: “Yaptığımız çalışmalara göre, bu kardeş Adana’ya uzun süredir gitmemişti. Biz olay olduğu dönemde bu kişinin Diyarbakır’da olduğunu tespit ettik. Uyuşturucu içen biriydi bu muhtemelen ablasından para istiyordu diye düşündük ve düşündüğümüzde doğru çıktı. Biz bunu alıp sorgulamaya başladık. Onun olay zamanında Diyarbakır’da olduğunu kanıtladığımızı gösterdik. Sorgu tekniğimiz sonucu itiraf etti. Cinayeti işlediğini kabul etti” dedi.
ÖLDÜRÜP ADANA’YA GİTMİŞ
Anne ve çocuğunun cinayeti çözülmüştü. Ortaya çıkan detaylara göre, katil zanlısı, sık sık ablasından uyuşturucu satın almak için para istiyordu. Bu kez para alamayınca, ablasını ve yeğenini öldürdü. Evde altınları alarak Adana’ya gitti. Olayla ilgisi olmadığını göstermek için Adana’dan Diyarbakır polisini arayarak ablasına ulaşamadığını ve hayatından endişe ettiğini söyledi. Katil bu oyunu oynayarak polis tarafından yakalanmayacağını düşünmüştü. Ama karşısında cinayet uzmanı bir ekibin olduğunu bilmiyordu. Katilin bu oyunu Hasan Dinç ve ekibi tarafından bozulmuştu.
HIRSIZ MI GİZLİ SEVGİLİ Mİ?
Anne ve kızının katili cezaevine gönderildi. Bu olayın bir hırsızlık vakası olmadığı ortaya çıkmıştı. Elde kalan diğer cinayet vakasının çözülmesi de gerekiyordu. Bu cinayette de düşünülen iki ihtimal vardı. Birincisi katil hırsız, ikinci ihtimal ise katil gizli sevgili. Dinç bu olayla ilgili çalışmalarını şöyle anlattı: “Biz kadının sevgilisi olabileceği ihtimali üzerine kadını araştırdık. Yaptığımız araştırmada, kadının bir yasak ilişkisi yoktu. Yani gizli bir sevgilisi yoktu. Geriye kadının bize söylediği eve giren kişi hırsızdı. Biz hırsızlar üzerinde yoğunlaşmaya başladık.”
ET ÇALAN HIRSIZIN GARİP DAVRANIŞI
Bir yandan Diyarbakır’da işlenen hırsızlık olayları üzerine yakalanan tüm şüphelileri de incelemeye aldıklarını belirten Dinç, dikkatlerini şöyle bir olayın çektiğini belirtti: "Karakol ekiplerinin bir hırsızı yakaladığını duyduk. Et çalan bir hırsız yakalanmıştı. Ancak bu hırsızın yakalanma hikayesi bize garip geldi. Çünkü hırsız, bir kasaptan et çalıyor. Ve bu etle sokakta göstere göstere sanki beni ihbar edin polis gelip beni yakalasın diyordu. Hırsızlar bunu pek yapmazlar eğer yapıyorlarsa bir nedenleri vardır. Biz bu hırsızı görmek istedik.”
BOY VE EŞKAL UYUYOR
Dinç, karakola gittiklerini belirterek “Bu hırsızı adliyeye gönderilmeden gidip görmek istedik. Karakola gittik. Hırsıza baktık. Bizim görgü tanığının eşkaline uyan biri. Boy posu uyuyor. Biz orada bu hırsız bizim aradığımız katil olabilir mi acaba diye düşündük? Bu kişiyi sorgulamaya karar verdik. Bunun için karakoldan alıp cinayet masasına getirdik” dedi.
KATİL HIRSIZ ÇIKTI
Hangi şehir olursa olsun, her şehrin Cinayet Masasının havası farklıdır. Cinayet masasından içeri giren suçluların duyguları kaskatı kesilir. Şüpheli hırsız sorgulanmaya başlandı. Dinç sorguyu yaptıklarını anlatarak “Bu kişiyi sıkı bir sorgudan geçirdik. Yaptığımız sorguda, hırsız bize cinayeti itiraf etti. Öldürülen genç memurun evine hırsızlık için girdiğini, sonra ev sahibinin uyanarak kendisini görmesi üzerine olayın çıktığını söyledi. Yani bu olayın yasak ilişki değil de yaşanan bir hırsızlık olayı yüzünden çıktığı ortaya çıkmıştı." ifadelerini kullandı.
HIRSIZIN ET ÇALMA OYUNU BOZULDU
Yaşanan bu cinayetler Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü üzerinde büyük baskı oluşturmuştu. Bu olayların çözülmesi üzerine Diyarbakır Emniyeti rahat bir nefes aldı. Soruşturmada, katil hırsızın olaydan kurtulmak için ilginç oyunu da ortaya çıktı. Cinayet olayının ardından, korkup hırsızlık yapmayan şüpheli, polisin bir hırsız aradığını ve çemberin daraldığını hissetmesi üzerine cezaevine başka bir suçtan girmek istedi. Bunun için et çalarak, herkesin ihbar edip rahat yakalanması için kaçmak yerine sokakta yürüdü. Yakalanan hırsız et çalmaktan cezaevine girecek ve cinayet ekipleri de bir daha kendisine ulaşamayacaktı. Planları bunlardı. Ancak bu hırsız da karşılarında bu konuda uzman bir ekibin olduğunu bilmiyordu.
ADIM ADIM GAYRETTEPE’YE
Hasan Dinç ve ekibi yaşanan iki olayda katillerin oyununu bozmuştu. Hasan Dinç, bu tür olaylarda zaten tecrübeliydi. Dinç, Eskişehir Cinayet Masası'nda görevliyken 4 çocuğunu öldüren katil bir babanın oynadığı oyunu da ekip arkadaşlarıyla birlikte müthiş bir çalışmayla çözmüştü. Önce Eskişehir Cinayet Masası, sonra Diyarbakır Cinayet Masası'nda görev yapan Hasan Dinç, bu olaylardan kısa bir süre sonra Türkiye’nin en önemli görev noktası olan İstanbul Gayrettepe’deki Cinayet Masası'na tayin olacaktı.