Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Alevi dedesi ve 'akil insan' Prof. Dr. İzzettin Doğan Kübra Par'a konuştu

        KÜBRA PAR/ GAZETE HABERTÜRK

        Barış sürecinin perde arkasında Amerika’nın olduğunu söyleyen Alevi dedesi ve ‘akil insan’ Prof. Dr. İzzettin Doğan, 3. köprü için isim önerisinin ‘Şah İsmail’ olduğunu ifade etti. Doğan, barış süreciyle ilgili olaraksa “Söz konusu olan barışsa, gerisi teferruattır” diye konuştu

        Alevi açılımı yeniden gündemde. Akil İnsanlar Heyeti toplantılarından dönen, Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan ile ayağının tozuyla İstanbul Yeniköy'deki evinde buluştuk. Alevilerin kaygılarını ve Kürtlerle barış sürecinde gelinen noktayı konuştuk. İzzettin Doğan bir Alevi Dedesi... Galatasaray Lisesi'nden mezun olmuş. Fransa'da hukuk doktorası yapmış ve Sorbonne'da ders vermiş bir İstanbul beyefendisi olarak alışılageldik din adamlarından farklı bir profil çiziyor.

        Alevi açılımı neden tekrar gündeme geldi?

        Akil insanlar toplantıları sırasında, inanç özgürlüğünün Türkiye'de çok büyük bir kitle için tanınmadığı fark edildi. Akil insanlar gittikleri yerlerde Kürt meselesinin yanında "Peki Alevilerin hakları ne olacak?" sorusuyla karşılaştı.

        2010'daki Alevi açılımı neden başarılı olamadı?

        Talepler çok net ama hükümet ikili görüşmelerde kendi tabanından çekindiğini söylüyor.

        Sorun tabanı ikna edememeleri mi?

        Aslında bu bir bahane. 1997'den bu yana 16 yıl geçti, tabanın hazırlanamaması inandırıcı değil. Sayın Başbakan ana muhalefetle mücadele edebilmek için, Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu öne sürerek, siyaseti Alevi-Sünni ayrımı üzerine oturtmaya çalıştı.

        Alevi açılımının tekrar gündeme getirilmesi samimiyet sorunu mu yaratıyor?

        Siyasetçilerde samimiyet aramıyorum artık. Samimi fakat güçsüz liderler de gördük. Siyaset çok yüzlüdür.

        Doğu Anadolu Bölgesi heyetindeydiniz. Son dönemde çatışma derinleşmiş mi?

        İlişkiler açısından daha iyiye doğru bir gidiş var. Siyasiler ayrıştırıcı bir dil kullanmadığı sürece hiç kimse Aleviler ile Sünniler arasında bir kavganın olduğunu söyleyemez.

        'ALEVİ GENÇLER DEVLETE KÜSKÜN'

        Alevilerle temaslarınız sırasında en çok hangi şikâyetleri işittiniz?

        Özellikle kamuda çalışmak isteyen öğrencilere ayrımcılık yapıldığını anlattılar. Alevi gençler hak ettiklerini alamadıkları için devlete küskünler. Zamanla intikam hisleri artabilir. Bu büyük bir tehlikedir.

        Başka hangi sorunlar var?

        Alevi dedelerinin, Bektaşi babalarının, Mevlevi, Nusayri inanç önderlerinin hiçbir hukuki statüsü ve güvencesi yok. Şafii inanç önderlerinin yani melelerin de yoktu. Ama Kuzey Irak'la daha derin ilişkiler kurabilmek için hükümet Doğu Anadolu'da bin kişilik kadroyu bir gecede 'mele'lere tahsis ediverdi. Alevi din adamları bildiklerini çocuklarına aktaramıyor. Okullarda zorunlu din derslerinde sadece Sünnilik öğretiliyor.

        Zorunlu din dersi kaldırılmalı mı?

        Yanlış olan Sünni İslam'ın, İslam adı altında bütün çocuklara öğretilmesidir. Alevilik bizim istediğimiz biçimde ders kitaplarına konulabilirse din derslerinin zorunlu olması büyük bir sorun yaratmaz, hatta faydalı olur.

        'Hocaefendi ziyaret etti sürekli haberleşiyoruz'

        Gülen Cemaati ile ortak yürüteceğiniz cami-cemevi projesi gündemde. Nasıl temasa geçtiniz?

        Fetullah Hocaefendi'nin dostları zaman zaman beni ziyarete gelir. Kendisiyle de zaten tanışıklığımız vardı.

        Nerede tanışmıştınız?

        Burada, evime ziyarete gelmişti.

        Ne zaman?

        Amerika'ya gitmeden evvel. Saydığım, sevdiğim bir insandır. Düşüncelerimiz farklı ama bu dostluğa engel değil.

        Başka görüşmeniz olmuş muydu?

        Hayır, ama dostlar vesilesiyle sürekli haberleştik. Bana bir mesaj iletmek istediğinde o dostlarla konuşuyoruz. Çok efendi, kibar, sevdiğim, güvendiğim insanlar. Barış için çalışıyorlar.

        Gülen hareketinin siyaset üzerinde etkisi var mı?

        Evet, çok önemli etkisi var. Hem yaratıcı güç hem de yönlendirici pozitif bir güç. Nasıl bir devlet nizamı benimserler, ya da öyle bir niyetleri var mı bilmiyorum. Ama 135 ülkeden gençler gelip sizinle aynı dilde, aynı duyguda konuşabiliyor. Bu görmezlikten gelinecek bir başarı değil.

        Bir endişeniz var mı?

        Hayır. Dünya çok küçüldü. Toplumu yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir fikri hareket varsa, "Dünya bunu kabul eder mi?" diye hesaplamak zorunda.

        Cami-Cemevi projesi nasıl başladı?

        Bir yıl kadar önce Fetullah Hocaefendi bir mesaj gönderdi ve "Cami ve cemevini aynı bahçe içerisinde yapsak uygun görür müsünüz?" diye sordu. Memnuniyetle kabul ettim.

        Kaç proje yapılacak?

        İlk etapta İstanbul ve Ankara'da birer tane.

        Alevi tabanı bu işbirliğine nasıl yaklaştı?

        Bana güveniyorlar. "Hoca bunu söylüyorsa düşünmüştür" diyorlar.

        Bu projeyi Alevilerin Sünnileştirilmesi olarak görüp eleştirenler var.

        Bu niyet olsa bile ne yazar? Bana Diyanet ile ilgili de aynı eleştir geliyor. Keşke Alevileri alsalar da Sünnileştirmeye çalışsalar.

        Neden?

        Onlar Alevileşir de onun için! Alevilik üstün değerdir.

        'Barış sürecinin perde arkasında Amerika var'

        Öcalan'ın ‘İslam bayrağı altında toplanma' çağrısının Alevilerde rahatsızlık yarattığı doğru mu?

        Bu, Kuzey Irak ve Doğu Anadolu'daki Şafiileri birleştirmek açısından stratejik bir yaklaşım. Aleviler bundan iki şartla rahatsız olmaz. Birincisi Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün bozulmaması. İkincisi hangi İslam anlayışının benimseneceği. Mevlâna'nın, Yunus'un, Hacı Bektaşi Veli'nin İslam anlayışıysa eyvallah ama İmam Gazali'nin İslam anlayışıysa orada tereddütler oluşur.

        Türkiye'nin K.Irak'taki Kürtlerle ilişkileri güçlendirip, Sünni birliği kuracağından ve Alevilerin ötekileştirileceğinden mi endişe ediliyor?

        Hayır, o yönde bir kaygımız yok. Bizim işimiz ideolojilerle değil insanla.

        Alevilerin süreçle ilgili başka endişeleri yok mu?

        Barış süreci iki kelimeden oluşuyor; barış ve süreç. Peki, bunun içinde ne var? Başbakan'a sordum, gülümsedi ve geçiştirdi.

        İnsanlar size sorduğunda ne cevap verdiniz?

        "Kanın durması, silahların susması, silahlı güçlerin ülkeyi terk etmesi isteniyor. Ondan sonra her şey karşılıklı olarak konuşulabilir" dedim.

        Endişe duyduğunuz oldu mu?

        Şu sıralar sık kullanılan bir söz var; söz konusu olan barışsa gerisi teferruattır. Benim aldatılmış ya da kullanılmış olmamın önemi yok. Bile bile lades derim!

        Başbakan, akil adamlar heyetinin final toplantısında çekilmenin yüzde 15'inin tamamlandığı söylemiş. Sürecin başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

        Bunun cevabını Obama'ya sormak lazım. Çünkü sürecin perde arkasında Amerika Birleşik Devletleri var. Zikzaklar çiziliyorsa bunun sebebi Washington'la Sayın Erdoğan arasında bir görüş birliğinin olmamasıdır.

        Sizce ne yapmalı?

        Barış sürecinin başarılı olabilmesi için hükümetin, ABD'nin desteğini alması ve Suriye politikasını değiştirmesi gerekiyor.

        'Büyük güçler mezhep savaşını körükleyebilir'

        Başbakan'ın "Reyhanlı'da 53 Sünni vatandaşımız öldürüldü" vurgusu için ne diyeceksiniz?

        Çok yanlış bir vurgu. Vatandaşları arasında mezhep ayrımına dayalı bir gerginlik yaratarak siyaset yapmanın doğru olmadığını kendisine de söyledim. Bu uzun vadede derin yaralar açar.

        Türkiye'de güçlü bir mezhep savaşı riski var mı?

        Şimdiye kadar devletin kendisi tahrik ve organize etmedikçe olmayacağını düşünüyordum ama bugün şartlar değişti. Büyük güçler mezhep ayrımını körükleyerek ülkeyi kaosa sürükleyebilirler.

        Bu risk fark edildiği için mi Alevi açılımı yeniden gündeme taşındı?

        Olabilir. Sayın Başbakan da bu konuyla ilgili hazırlık yaptırdığını ve yakında görüşeceğimizi söyledi.

        '3. KÖPRÜ'NÜN İSMİ ŞAH İSMAİL OLMALI'

        3. Köprü'nün ismine karşı olduğunuzu açıkladınız. Siz hangi ismi öneriyorsunuz?

        Yavuz Sultan Selim isminin karşılığı Şah İsmail'dir.

        Nevşehir ve Tunceli'deki üniversitelere Hacı Bektaşi Veli ve Pir Sultan isimlerinin verilmesinin tepkileri dindirmeye yeter mi?

        Hayır, tatmin etmez. Hatta kırıcı olabilir.

        Cemevlerine statü olarak 'ibadethane' değil 'inanç ve kültür merkezi' formülü konuşuluyor. Tatmin edici mi?

        Hayır, değil. Cami ibadethaneyse, cemevi de ibadethanedir. Bu kimsenin takdirine bırakılamaz.

        Alevi açılımı kapsamında dedelerin maaşa bağlanmasından da söz ediliyor.

        Hocalara maaş veriliyorsa, dedelere de verilmelidir.

        Alevi kesimden buna itiraz var galiba.

        Onlar ihtilafın sürmesini ve dedelerin perişan yaşamasını isteyenler.

        'Alevilerin yüzde 99'unu temsil ediyorum'

        Alevileri temsil etmediğinize dair eleştiriler var...

        Alevi halkının yüzde 99'unun yanımda yer aldığını görüyorum. Bunun örneğini yaşadık. Deniz Baykal "Ben Alevilerin haklarını savunamam" dedi. Ben de "O zaman Aleviler size oy vermez" dedim. "Gücünüz varsa yapın" dedi. Bir basın toplantısı düzenledim ve Baykal'a oy vermeyeceğimi söyledim.

        CHP meclis dışında kaldı.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa