Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem AK Parti grup toplantısı, başbakan erdoğan 28 şubat, başbakan erdoğan kılıçdaroğlu, erdoğan atatürk telgrafı

        HABERTURK.COM

        Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmasında, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak önemli açıklamalarda bulunurken, anamuhalefet partisi CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da ağır eleştirilerde bulundu.

        Erdoğan konuşmasında önümüzdeki günlerde TBMM'nin açılışını, 23 Nisan'ı kutlayacağımızı hatırlatarak Mustafa Kemal'in TBMM'nin açılışından bir iki gün önce gönderdiği iki telgrafı da okudu.

        Başbakan telgrafları okuduktan sonra, "23 Nisan arifesinde bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir kurum, hiçbir kişi TBMM'nin üstünde değildir. Millet iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur" dedi.

        Başbakan Erdoğan konuşmasında muhalefetin 'yolsuzluk' iddialarına da değindi ve "Sağlık, yargı, ulaşım konularındaki yatırımlarımız ortada. Yolsuzluk varsa bunlar nasıl oluyor?" dedi.

        Başbakan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

        ULUSLARARASI GÜNDEM

        İki Türkiyeli gazeteci hâlâ Suriye'nin elindedir. Bir defa Suriye bunun cevabını vermelidir. Zaten Suriye yönetimi şu anda zamana oynamaktadır. Ateşkes konusunda her ne kadar umutsuz olsak da beklemeye ve uluslararası kamuoyunun dikkatini buraya çekmeye devam edeceğiz.

        Hafta sonu İstanbul önemli bir uluslararası toplantıya evsahipliği yaptı. Zirve dünyada umutları arttıracak atmosferde sona erdi.

        CHP'NİN YOLSUZLUK İDDİALARI

        İl kongrelerimiz demokrasi şöleni şeklinde geçiyor. Makam hırsı, öfke, çatışma, yumruk değil kardeşlik, samimiyet damgasını vuruyor. Siyaseti hizmet değil bir rant aracı olarak görenlerin kongrelerinde neler yaşandığını da görüyoruz. Genel başkanları, yöneticileri bizlere karşı asılsız suçlamalar yaparken kendi partilerinde neler yaşandığını görmüyorlar. Anayasa Mahkemesi'nde iki kez yolsuzluk yaptığı tespit edilenler bize asılsız suçlamalar getiriyor. Kendi il belediyelerinde birbirlerini yolsuzlukla itham edenler bunu perdelemek için bize çamur atıyorlar.

        Fatih Projesi'ne bakınca biz kaliteli eğitim sistemi, aydınlık evlatlarımızın aydınlık istikbalini görüyoruz. Onlar ihale, rant görüyorlar. Gözlerini rant hırsı bürümüş. CHP yöneticileri eğer yolsuzluk görmek istiyorlarsa aynaya bakmalarını tavsiye ediyorum.

        "YOLSUZLUK VARSA BU YAPTIKLARIMIZ NASIL OLUYOR?"

        Sağlıkta Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir devrim gerçekleştirdik. Her şeyimiz yüzde yüz tamam mı? Hayır, elbette eksiklerimiz vardır. Ama bunlarıda tamamlamak için çabalıyoruz. Sağlıkta 'artık bana insanca muamele ediliyor' dönemini yaşıyoruz. Paletli ambulanslar, helikopter ambulanslarla sayesinde dağ köylerinden hastalarımızı artık alabiliyoruz. Bunlar 'önce insan' diyerek yola çıktık ya, işte bun politikalar bu şiarımızın en önemli kanıtıdır. Birileri laf üretir biz ise iş üretiriz. Farkımız burada.

        Adalette biz şu anda fiziki altyapıda çok önemli adımlar attık. Adalet sarayları herkese dudak uçuklatıyor. Ya insaf, bunları görmüyor musun? Eğer yolsuzlukların olduğu bir ikltidar olsa bu saydıklarımız nasıl yapılır? Ortak olduğunu iktidarlarda neler yaptınız? Bir söyleyin... Hayatında sen hiç hızlı terene bindin mi? Boğazın altında tüp geçit yapılıyor. Girme boğulursun, dikkat et.

        İzmir'de raylı sistem projesini bitirin diye Ulaştırma Bakanlığı büyük katkı verdi. Bunları görmüyor musun? Gördes Barajını bitirdik, İzmir'e su verdik. Susuz kalmıştın susuz... Biz, CHP'li belediye demedik orada bizim halkımız var dedik koştuk. Yolsuzklukların olduğu bir iktidarda bunlar nasıl oldu?

        Yolsuzlukların olduğu iktidarda borçlanmada bu noktaya gelemezdik. Bu güçlü iktidarın işidir. Şimdi Ziraat Bankası da Halk Bankası da iyi bir konumda. Bunlar nasıl oldu? Yolsuzluk olan bir iktidar olsaydı bu bankalar batmaz mıydı? Bunların çaldıkları karalar Allah'ın izniyle bize bulaşmayacak. Yolsuzluğa bulaşan olursa da yanımızda barındırmayız.

        "HİÇBİR KURUM HİÇBİR KİŞİ TBMM'NİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR"

        Burada size 21 Nisan 1920'de Gazi Mustafa Kemal'in TBMM'nin açılması çalışmaları nedeniyle attığı telgrafı paylaşmak istiyorum. "Gayet acildir. Allah'ın yardımıyla Nisan'ın 23'ünde Cuma günü, Cuma namazını müteakip TBMM açılacaktır. Vatanın istikbali gibi en önemli hayati vazifeleri yerine getirecek olan Meclis'in açılışını Cuma 'ya rastlatmak vesilisiyle bu günün bereketinden güç kazanılacaktır."

        TBMM İstiklal Savaşımızın başarı ile sevk etmiş, milletimizin o zor günlerinde hem yüreği hem aklı olmuştur. 23 Nisan arifesinde bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir kurum, hiçbir kişi TBMM'nin üstünde değildir. Millet iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur. 28 Şubat'ta kendi iradesini millet iradesinin üzerinde görenler bu millete en büyük kötülüğü yapmıştır. AK Parti'nin gerçekleştirdiği reformlar sayesinde kimsenin yaptıkları yanına kalmayacaktır.

        28 ŞUBAT: "BEN CEZAEVİNE O TALİMATLARLA GİRDİM"

        Anamuhalefetin Genel Başkanı diyor ki, AK Parti darbelerden ne zarar gördü? Sen bir defa siyasi tarih bilmiyorsun. Bir defa darbelerden benim milletim zarar görmüştür. Bir defa AK Parti'nin Genel Başkanı oralardan gelen direktiflerle mahkum olmuştur. Ben o cezaevine o talimatlarla girdim.

        Türkiye'de demokrasi güç kazanmıştır. üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü önemli olandır. Bir kez daha tekrarlıyorum, bütün sivil ve askeri makamların başvuracağı merci TBMM'dir.

        28 Şubat'ın karanlık günlerinde hep birlikte oturduk konulurduk. Yumruklarımızı sıkardık. Kamudaki memur, başörtülü genç kızlar, Anadolu'daki işadamları hep sabrettiler. Hakkımızda jet hızıyla karar veren yargıya sabrettik. Bugün ise sabrın selamete erdiği gündür. Bugün adaletin tecelli ettiği demokrasinin de güç kazandığı gündür. Türkiye'nin gençlerine sesleniyorum. Biz demokrasiye milli iradeye nasıl sahip çıktıysak sizler de sahip çıkacaksınız. Bundan sonra Milli İrade'ye kast edenler er ya da geç sanık sandalyesine oturacaklarını bileceklerdir.

        "İNTİKAM DUYGULARI İÇİNDE DEĞİLİZ"

        Daha önce de ifade ettim, biz intikam değil adalet peşindeyiz. Biz hesaplaşma ve intikam duyguları içinde değiliz. İntikam kelimesiyle çamur atmak isteyenler var. Bunu yapanlar büyük ikiyüzlülük yapıyorlar. Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanını itham etmek istiyor. Dün sayın Cumhurbalşkanı gerekli cevabı verdi. Ben MGK'ya katılmadım dedi. Çamur siyaseti görmek isteyenler Kılıçdaroğlu'na yapsın.

        "KILIÇDAROĞLU SEN 28 ŞUBATÇILAR TARAFINDAN TEKRAR GÖREVE ATANAN BÜROKRATSIN"

        Kılıçdaroğlu ben de 28 Şubat mağduruyum diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, mağdur değilsin, 28 Şubatçılar tarafından göreve tekrar atanan bürokratsın. Kılıçdaroğlu son dönemde yasaklanan kitaplardaki o duaların ayet olmadığını bilmiyor. Siz Kur'an süs olarak duvara asarsanız Kunut dualarının ayet olduğunu zannedersiniz.

        Ben CHP'nin geçmişini hatırlatınca küplere biniyor. Genel Başkan yeni ama zihniyet eski. Kılıçdaroğlu'nu daha fazla terletmeyeyim o bize lazım diyorum ama malesef kendisi öyle ifadeler kullanıyor ki es geçmek mümkün değil. Kılıçdaroğlu'nu Kutlu Doğum Haftasında dinledim. 4+4+4 için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyecek dedim.

        Böyle bir Genel Başkan'la CHP'ye Allh sabır versin diyorum. CHP'nin geçmişini aklayacak diye yine sular altında kaldı. Ben dedim bu sular seni aşar diye. Kitapların neden yasaklandığını anlatmaya çalışıyor.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa