Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul İstanbul'un trafik sorununa "tekne ulaşımı" önerisi

        Nagihan ALAN- GAZETE HABERTÜRK

        Bu yıl 10. kez 11-12 Mayıs’ta Four Seasons Bosphorus’ta Ciner 360 anamedya sponsorluğunda gerçekleştirilen Digital Age Summit’te Akıllı Şehirler ile ilgili gelişmeleri aktaran bilişim teknolojisi şirketi IBM’in (International Business Machines) Akıllı Şehirler Avrupa Başkan Yardımcısı Dr. Alexey Ershov ile kentte hayatı kolaylaştıracak çözümleri, dünyadaki gelişmeleri ve İstanbul’u konuştuk. Trafik problemimizin denizi kullanarak rahatlatılacağını söyleyen Dr. Ershov en büyük ihtiyacımızın tekne ulaşımı olduğunu söylüyor.

        Dr. Ershov öncelikle “Akıllı Şehirler” nasıl şehirlerdir? Nasıl anlatırsınız bu kentleri?

        Kent bilgi sistemine sahip, vatandaşların bütün hizmetlerden sabit veya mobil sistemleri vasıtası ile yararlanabildiği, her alanda bilgi dönüşleri sağlayan bütünleşik bilgi organizasyon üzerine kurgulanmış kent yapılanmaları bunlar. Bunların içinde kendi enerjisini kendi üreten binalardan tutun da trafiği entegre ulaşımla çözecek bir modele kadar her şey içinde mevcut ve sistemli. Ancak yetmez ve her akıllı şehir, daha akıllı olabilir.

        Her kente aynı model uygulanabilir mi peki?

        İnsanlar, yaşayan, nefes alan sistemler oldukları için şehirlerde yaşamayı tercih ediyor. Bu nedenle oluşturulacak ve dünyanın dört bir yanında kopyalanacak tek bir akıllı şehir modeli yok. Yeşil bir boş alanın ortasına akıllı bir şehir kurarak insanların orada yaşamasını sağlamak imkânsız. Her şehir diğerlerinden farklı. İstanbul Paris’ten, Madrid’den, Londra’dan farklı bir şehir ve bu nedenle şehirlerde yapılması gerekenleri genellemek imkânsız. Her şehrin bir karakteri var ve İstanbul’un karakterine özel çalışmak gerek.

        ‘AKILLI ŞEHİRLERDE ŞEHİR MÜFETTİŞLERİ VAR’

        Akıllı şehirler kapsamında dünyada nasıl çalışmalar yapılıyor?

        Size bir örnek vereyim. Trafik, her yerde bir sorun. Stockholm’de bu sorunun bir kısmını bir başka şehre arabasıyla girmek isteyenlerden “trafik yoğunluğu ücreti” alarak çözdüler. Sonrasında buradan aldıkları parayı toplu taşımaya yatırdılar ve bunu on yıl önce yaptılar. Ancak bu; İstanbul, Paris veya Madrid’e uygun bir çözüm olur mu tartışılır. Bundan dolayı her şehrin çözümleri kendilerine göre uyarlaması gerekiyor. Size bir örnek daha vereyim... Ben Madrid’de yaşıyorum. Görüştüğüm her belediye başkanı, şehir hizmetlerine çok fazla para ödediklerini ancak kaliteli hizmet üretemediklerini söylüyor. Madrid şimdi harekete geçti ve çeşitli yazılı anlaşmalar yaptı. Şehir Müfettişleri sistemi geliştirerek şehirde günde 1500 kontrol raporluyor. İyileştirmeye yönelik 300 performans göstergesi takip ediyor. Yani şehir, ulaşımdan enerjiye sürekli kontrol altında. Biz de IBM olarak şehrin bu sistemleri yönetmesine yardımcı oluyoruz.

        IBM akıllı şehirler konusunun neresinde yer alıyor? Neler yapıyor?

        IBM, bir veri ve analitik şirketi. Bilişim sistemlerine, veri ve analitikle ilgili şeylere ihtiyacı olan şehirler bize geliyor. Bazen direkt olarak şehirle değil, örneğin şehre su sağlayan özel şirketle çalışabiliyoruz. Daha verimli ve tasarruflu sistemler geliştirebiliyoruz.

        Nüfus ve araç yoğunluğunu düşündüğümüzde şehirler iyice kalabalık ve yaşanmaz hale geliyor. Küreselleşen dünyada yaşanabilir şehirler nasıl kurulabilir?

        Bunun için yüz yıl öncesinden çok iyi bir örnek verebilirim. New York ve Londra’da insanlar aynı Digital Age Summit gibi bir konferansta bir araya geldiler. Şehirlerin, üç metrelik at tezeği altında kaybolacağına dair projeksiyonlar yapıyorlardı. Çünkü ulaşım gerekliliklerini, şehirde kaç insan yaşadığını, mal taşımak için kaç ata ihtiyaç olduğunu öngörüyor ve şehrin bunu karşılamasının imkânsız olduğu söyleniyordu. Bu problem arabanın keşfiyle sona erdi. Ancak şimdi de yollarda çok fazla araba olması problemiyle karşı karşıyayız. Ama insanın pratik zekâsı halen işliyor. Bu problemi de çözeceğiz. Kendi arabamıza binip, bir yerden bir yere gitmemiz garip gelecek ve arabamız zamanın yüzde 90’ında kullanılmadan bir kenarda duracak.

        ŞANGHAY FÜTÜRİSTİK BİR ŞEHİR

        New York, Moskova, Şanghay ve Madrid’de görev aldınız. Bu şehirlerdeki gelişmeler nasıl?

        Şangay oldukça fütürist bir şehir. Scarlett Johansson’ın bir robotu seslendirdiği, gelecekte geçen ‘Her’ filmini izlediniz mi bilmiyorum... İzlemeye devam ettikçe “Bu yeri biliyorum” hissine kapıldım ben ve Şangay olduğunu anladım bu şehrin! Yani Şanghay çok fütüristik bir şehir. Havaalanından şehir içine gitmek için bindiğiniz tren saatte 431 km hızla gidiyor. Madrid’de de pek çok şeyi doğru bir şekilde yaptılar. Moskova’da da aynı şekilde. Ve New York’ta. Şehirler, birbirleri ile rekabet içerisindeler ve birbirlerinden bir şeyler öğreniyorlar.

        İSTANBUL’A ÜCRETLİ ARAÇ GİRİŞİ

        İstanbul hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Bu üçüncü gelişiniz. İzleniminiz nedir?

        Evet İstanbul’a üçüncü gelişim ve trafiğin önemli bir sorun olduğunu görüyorum. Stockholm de İstanbul’a benzer bir yapıya ve şekle sahip, çok fazla su ve köprünün olduğu bir şehir. Onlar, şehir merkezine giren araçlardan“trafik yoğunluğu ücreti” alma çözümünü tercih ettiler. İstanbul’a giriş yapan araçlardan da ücret alınabilir. Araç trafiğini hafifletecektir.

        ‘MOBİL VERİLERLE ÇALIŞIYORUZ’

        “İstanbul’un trafik sorununu çözmek için bir projemiz var. Mobil telefonlardan aldığımız anonim verileri analiz ederek insanların gün içerisinde hangi saatlerde nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini bulduk. Bu sayede ulaşım yetkililerine otobüs ve metro rotalarını optimize etme konusunda yardımcı oluyoruz Yani işe karadan ulaşım sorununun çözümüyle başladık. Ama en önemlisi İstanbul gibi bir deniz şehri için özel tekne kullanımı. Kent bir deniz şehri ve karayı zorlamak yerine denizde akabilirsiniz. İhtiyacınız olan tam da bu.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa