Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Serdar KULAKSIZ / İSTANBUL

MİT TIR'larına ait görüntüleri yayınladıkları gerekçesiyle yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay, Ankara temsilcisi Erdem Gül ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gül ve Dündar hakkında "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan beraat, "FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme" suçundan ise dosyanın ayrılmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, Dündar ve Gül hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına hükmetti.

SADECE EŞLERİ İZLEDİ

İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 4'üncü duruşmasına, "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül katıldı. Davanın müştekileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) Müsteşarlığı avukatları da duruşmada hazır bulundu. Gizli yapılan duruşmaya sadece Dündar ve Gül'ün eşleri izleyici olarak alındı.

MÜTALAA OKUNDU

Duruşmada savcı Evliya Çalışkan'ın celse arasında dava dosyasına sunduğu 7 sayfalık görüşü okundu.

HABERCİLİKTEN CEZA ALMAYALIM

Mütalaanın okunmasının ardından söz verilen Can Dündar ve Erdem Gül savunmalarına 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anarak başladı. Suçlamaları kabul etmeyen Dündar, "Diliyoruz ki habercilikten ceza almayalım. Bu bütün gazeteciler üzerinde Demokles kılıcı yerleştirir. Suçsuz olduğumuza inanıyoruz" dedi.

GAZETECİYİZ

Erdem Gül de "Büyük hukukçu Faruk Erem'in 'Suçluyu kazıyın, ardından insan çıkar' sözünü hatırlatmak istiyorum. Buradaki suçluyu kazıyın, altından gazeteci çıkıyor. Biz suçlu değiliz gazeteciyiz" diye savunma yaptı.

2,5 SAAT ARA VERDİ

Dündar ve Gül'ün son sözlerinin sorulmasının ardından mahkeme heyeti 17.30'da kararı hazırlamak için duruşmaya ara verdi. Saat 19.50'de yeniden başlayan duruşmada mahkeme kararını açıklamadan önce dosya üzerindeki gizlilik kararını kaldırarak koridorda bekleyen basın mensupları ve milletvekillerini de duruşma salonuna aldı.

MAHKEME HEYETİ SALDIRIYI KINADI

Duruşma başlamadan önce mahkeme başkanı Canel Rüzgar, duruşma arasında silahlı saldırıya uğrayan Can Dündar'a "Bu alçakça saldırıyı kınıyoruz. Heyet olarak hayretle karşıladık. Şiddetle ve lanetle kınıyoruz" dedi. Duruşma savcısı Evliya Çalışkan da Can Dündar'a "Geçmiş olsun" dedi. Dündar da teşekkür etti. Saat 20.00 sıralarında kısa karar üye hakim tarafından okunmaya başlandı.

DOSYA AYRILDI

FETÖ/PDY olarak adlandırılan silahlı terör örgütünün varlığı yönünde kesin bir yargı hükmünün mevcut olmadığı, Türkiye genelinde soruşturma ve yargılamaların devam ettiğini hatırlatan mahkeme heyeti, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin Yargıtay 16'ıncı Ceza Dairesi'ndeki yargılamanın da devam ettiği ifade edildi. Varlığı yönünde henüz kesin bir yargı hükmü mevcut olamayan bir örgüte yardım etmek şeklinde yüklenen suçtan bu aşamada herhangi bir hüküm kurulamayacağına dikkat çekilerek, "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyanın ayrılarak yargılamanın devamına karar verdi.

DARBEYE TEŞEBBÜSTEN BERAAT

MİT TIR'larının durdurulması tarihi ile Dündar ve Gül'ün bu TIR'lara ilişkin görüntüleri yayınlama tarihlerini dikkate alan mahkeme heyeti, suçun yasal unsuru niteliğindeki cebir ve şiddeti kullanmadıklarının da açık olduğunu vurguladı. Dündar ve Gül'ün TIR'ı durduran ve yargılanmakta olan sanıklarla önceye dayalı veya eylem sırasında herhangi bir irtibat ve ilişkilerinin bulunmadığını ifade ederek "Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.

CASUSLUKTAN DEĞİL GİZLİ BİLGİLERİ AÇIKLAMAKTAN

"Siyasal ve askeri casusluk maksadıyla hareket etmek" suçun gerçekleşmesi için zorunlu olan "Başka bir devletle veya terör örgütü ile anlaşma olgusu"nun hukuk uygun şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilemediği belirtildi. Sanıkların eylemin oluş ve kabulüne göre "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçlarından değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

GİZLİ BİLGİLERİ AÇIKLAMAKTAN CEZA

Can Dündar'ın, "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçundan alt sınırdan uzaklaşarak 7 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Geçmişi, sabıkasız oluşu ve geleceği üzerindeki etkisini dikkate alarak Dündar'a verilen cezayı 5 yıl 10 aya indirdi. Erdem Gül'e "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak" suçundan verilen 6 yıl hapis cezası da aynı gerekçelerle 5 yıla indirdi. Gül ve Dündar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını da kaldıran mahkeme heyeti, karara itiraz yolunun açık olduğunu hatırlattı.

MİT'İN AVUKATINA VEKALET ÜCRETİ ÖDEYECEK

Mahkeme Dündar ve Gül'ün, davanın müştekisi olan MİT Müsteşarlığı'nın avukatına 3 bin 600 TL vekalet ücretini eşit olarak ödemesine hükmetti. Davanın müştekileri arasında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılma talebinin gerekçesi olan, "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" beraat kararı verildiğini hatırlatarak avukatına ücret ödenmesine yer olmadığına karar verdi.

KARAR SONRASI İLK AÇIKLAMA

Can Dündar: Kararı öğrendik az önce. Aslında şöyle söyleyeyim, iki suikast yaşadık. Biri silahlıydı diğeri yasaldı. İlki sizlerin gözü önünde oldu, ayrıntısına girmeyeceğim. İkincisi kapalı oturumda gerçekleşti ve ben haber yayınlamaktan 5 yıl 10 ay, Erdem 5 yıl ceza aldı.O kurşunlar sadece bizi susturmaya yönelik değil. Aynı zamanda hepimizi yazmaktan, konuşmaktan korkar hale getirmek için yapılmış bir suikasttır. Biz baştan beri yaptığımızın gazetecilik olduğunu savunuyorduk. Anayasa Mahkemesi bizi onayladı fakat mahkeme bu kararı elinin tersiyle itti. Biz baştan beri eylemin suç olduğunu söyledik ve karşımızda Cumhurbaşkanını bulduk. Tehdit etti, hedef gösterdi, şantaj yaptı. Bugün sıkılan kurşunların hedefi devletin en üst kademesi tarafından hedef gösterilmemizdir. Bizi sindirmeye yeter mi bu kurşunlar yeter mi, asla. Biz doğru bildiğimiz gibi yazmaya, konuşmaya, söylemeye devam edeceğiz. Bu baskılar bizi yıldırmayacak, yeter ki bunlar diğer basın mensuplarını yıldırmasın. Hepimiz çok cesur olmak zorundayız. Hepimiz gerçeği öğrenme hakkını halktan esirgememek adına çok cesur ve kararlı olmak zorundayız.

Erdem Gül: Ben önce tam bu noktada bugün yapılan alçakça saldırıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bu Türkiye'nin ilk kez yaşadığı bir saldırı değil. Hapse girdiğimiz ilk günlerde Tahir Elçi öldürüldü. Kendisini siyasileşmiş bir davanın aktörü olarak gördük ve bir linç işlendi. Bunu hep yazdık çizdik. Bugünkü olay, bugünkü saldırı, çok ciddi bir şey. Buna benzer bir şey. Hukuku yeterince eğip bükemediğiniz zaman katletmeye çalışıyorsunuz. Bu çok alçakça bir şey. Biz o haberleri yaptığımız tarihlerde Türkiye'de katliamlar süreci başlamıştı. Bir tane eli kanlı katil, bir tane ülkenin en önde gelen gazetecisini duruşma arasında öldürmeye teşebbüs edebiliyorsa burası yaşanacak bir Türkiye değildir.

Read more!
Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ