Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Fahrid Murray Abraham: Göçmen politikamızdan utanç duyuyorum

        Süryani asıllıFahrid Murray Abraham'ın dedesi, yaşanan kıtlık nedeniyle 1900'lü yılların başında Suriye'den ABD'ye göç etti.

        Fahrid Murray Abraham'ın babası; Frederick Abraham. Annesi ise Italoamericano olarak adlandırılan bir İtalyan göçmeni olan Josephine Abraham.

        1939'da doğan Fahrid Murray Abraham, Texas Üniversitesi'nde tiyatro eğitimi aldıktan sonra Los Angeles'a taşındı.1965'te profesyonel olan Abraham, New York'a taşındıktan sonra Broadway oyunlarıyla ünlendi.

        1973'te 'Serpic' ile sinema filmlerinde de rol almaya başlayan Fahrid Murray Abraham, 1983 yapımı 'Scarface' ile şöhretini ABD dışına taşıdı.

        Bir yıl sonra rol aldığı 'Amadeus' ile 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında Oscar kazanan Fahrid Murray Abraham, Suriyeli Mülteciler İçin Farklı İnançlar Birliği adına çalışmalarda da bulunuyor.

        Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle düzenlenen Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin onursal başkanlığını yapan Fahrid Murray Abraham, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'ın sorularını cevapladı.

        Uluslararası Göç Filmleri Festivali hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Festivalin muhteşem bir içeriği var. Birincisi; iltica trajedisini mültecilerin kendi bakış açılarından ele aldı. Sonra da taraflara eşit yaklaşan, farklı farklı görüşlere yer vererek birçok farklı tecrübeyi bir araya getirdi.

        Onursal başkanlık teklifi geldiği zaman festivalin hangi özellikleri size 'Bu işte olmalıyım' dedirtti?

        Onursal başkan olarak çağrılmış olmam bile beni derinden etkiledi. Bildiğiniz gibi, ben 'The MultiFaith Alliance for Syrian Refugees' (Suriyeli Mülteciler İçin Farklı İnançlar Birliği) adına konuşmacı olarak hizmet veriyorum. Bugüne kadar 125 milyon doların üzerinde yardım sağladık. Uluslararası Göç Filmleri Festivali de eşdeğer bir katkı sağladı. Göçün, mülteci olmanın, yurtsuz olmanın nasıl bir şey olduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi ve gerçekten çok, çok önemli bir şey. Çünkü yaşadığımız bu korkunç trajediyi üst üste yığılmış istatistikler olmaktan çıkartıp, insanlaştırıyor.

        REKLAM

        Festivalin 'Uzun Metrajlı Film Yarışması'nın jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Nuri Bilge Ceylan harika bir sinemacı. 'Kış Uykusu' inanılmaz bir film.

        Festivalin göç olgusuna nasıl bir farkındalık kattığını söyleyebilirsiniz?

        Henüz göçün insanlık üzerindeki nihai etkisini günümüz dengeleri açısından değerlendirebilmiş değiliz. Bu festival, tüm dünyanın bu insanlara destek olmak konusunda sorumluluklarını kabul edebilmeleri ve bu yükü evrensel düzeyde paylaşabilmeleri için eşsiz bir fırsat sundu.

        REKLAM

        Türkiye'nin göç politikası hakkında nasıl bir yorumda bulunursunuz?

        Herhangi siyasi bir yorumda bulunmamayı tercih ederim. Bir Amerika Bileşik Devletleri vatandaşı olarak, kendi göçmen politikamızdan utanç duyuyorum. Eğer bugünkü göçmen politikası 1900'lerin başında, ailem Suriye'yi terk etmek zorunda kaldığı dönemde uygulanıyor olsaydı, tüm ailemi kaybetmiş olabilirdim. Ama ülkemin insanlık bilincini yeniden kazanacağına dair umudumu yitirmedim. Türkiye'nin göç politikasının dünyanın geri kalanı için örnek teşkil etmesini umuyorum.Türkiye Cumhuriyeti'nin iyi kalpli insanları, geçtiğimiz yıllar içerisinde o kadar çok mülteciyi ülkelerine alma konusunda verdikleri o zorlu karardan dolayı kendileriyle gurur duymalılar. Eminim ki göstermiş oldukları bu yüce gönüllülüğü ayakta tutmanın birçok zorluğu vardır. Belki bu festival sayesinde diğer ülkeler de kapılarını açmaya ve Türkiye ile kimi diğer ülkelerin taşıdığı bu sorumluluğu paylaşmalarına sebep olacak vicdanı kendilerinde bulabilirler.

        Salgın dönemini nasıl geçiriyorsunuz?

        Günlerimi hastalıkla mücadele eden eşime bakarak ve ABD'nin her yerinden tiyatrolara destek olmak için online toplantılarına katılarak geçiriyorum. Tiyatroların bütçeleri tükenmek üzere ve onlara destek olmak için bir süredir William Shakespeare'in oyunlarından ve sonelerinden okumalar yapıyorum.

        Malum, salgın döneminde en çok etkilenen sektörlerden biri de sinema. Bundan sonraki süreçte zararın telafisi için sinemacılara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

        Tüm sanatçılara tavsiyem; çalışmaya, öğrenmeye, kendinizi bir sonraki projeye hazırlamaya devam edin ve umudunuzu asla yitirmeyin. Örneğin ben, şu anda tamamını ülkenin dört bir yanındaki evlerimizden, uzaktan çektiğimiz bir dizi projesinde çalışıyorum.

        Türk sinemasını takip edebiliyor musunuz? Sinemamız hakkındaki yorumlarınızı rica edebilir miyim?

        Bunu söylediğim için çok üzgünüm ama Türkiye sinemasına hakim değilim. Affınıza sığınıyorum.

        REKLAM

        Oscar kazanan biri olarak Türk filmlerinin Akademi Ödülleri'nde 5 aday film arasına girmesi için ne gibi tavsiyeleriniz olur?

        Türkiyeli sinemacılar, konuları ne kadar karmaşık olursa olsun, kurulun filmlerini anlamalarını sağlamalılar. Kendinizi, o Türkiye hissiyatıyla, samimi bir şekilde ifade ederseniz izleyicinin istediği şeyi; kendileri için yeni ve farklı bir dünyayı onlara vermiş olursunuz.

        Bu yıl ilki gerçekleştirilen dünyanın en geniş katılımlı ve kapsamlı tematik film festivali Uluslararası Göç Filmleri Festivali, gerçek zamanlı 3D sanal stüdyoda 'Artırılmış Gerçeklikle' düzenlenen yeni nesil kapanış ve ödül töreniyle sona erdi.

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere'deki 4 bin yıllık Stonehenge Anıtı ile 12 bin yıllık Göbeklitepe'nin dijital olarak harmanlanmasıyla oluşturulan sanal sahnede gerçekleştirilen kapanış törenine video konferansla katıldı. Son 8 yılda çoğu kadın ve çocuk 25 bin kişinin Akdeniz'in azgın sularında hayatını kaybettiğini dile getiren Erdoğan, Avrupa'ya sığınan 10 bin mülteci çocuğun akıbetinin bilinmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eskiden beri kültürel etkileşimin en önemli vasıtası göç, aynı zamanda yeni bir buluşmadır. Bu süreçte yaşananlar dilimizde yeni kelimeler, ağzımızda yeni tatlar, hafızalarımızda yeni birliktelikler bırakır. Hüznüyle, sevinciyle göç hikayelerinin etkili bir şekilde anlatılması noktasında sinema güçlü bir araçtır. Göçle ilgili ön yargılarımızı bir tarafa bırakarak göçmelerin gittikleri ülkelere ve gittikleri toplumlara katkılarını görmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.

        Festivalin mimarı olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise festivalin amacına ulaştığını şu sözleriyle dile getirdi; "Suriye kaynaklı göçün başladığı 2011'den beri anlatamadığımız, daha doğrusu anlatıp hissettiremediğimiz pek çok duyguyu, bu sayede anlatabilmiş ve hissettirebilmiş olduk. Göçün sırt çeviremeyeceğimiz dramları ve trajedileri olduğunu; medeniyetimizin her noktasında göçler göçten izler olduğunu; göçün umutla başladığını ve gittiği yere de umut götürdüğünü anlatmaya çalıştık. Gönüllere girmek istedik ve galiba başardık. Bana sorarsanız bu festivalin mesajı 'Göçten korkma' olmalıdır. Göçün bir sorun olarak algılanmasının nedeni gereksiz ön yargılar ve korkudur. Bu filmler bize aslında hepimizin birer göçmen olduğunu anlatmıştır. 21'inci yüzyılın en önemli meselesine sinemanın gücüyle merhametten yana müdahil olan herkese, Nuh'un Gemisi'nin tüm yolculara ayrı ayrı teşekkürler.''

        'En İyi Uzun Metraj Film' ödülünü Waad Al- Kateab ile Edward Watts'ın yönettiği 'Sama İçin' kazandı.

        Jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan, 'Sama İçin' şunları söyledi; "Temasıyla bu çağın belki de en büyük trajedilerinden birine sahip çıkma düşüncesiyle yola çıkan Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin 'En İyi Film Ödülü', bir belgesel filme gitti. Suriye'de olan bitenler konusundaki tüm yargılarımızı yerle bir edecek, mülteci sorununa karşı bakış açımızı tümüyle değiştirebilecek güçte, insanı allak bullak eden, bir yandan da bir yığın, altından kalkılmaz soruyla baş başa bırakan bir film bu. Eldeki sarsıcı malzemeyi bir anlatıya dönüştürmeyi ustalıkla başaran kurgusu olan ve her sahnesiyle insan doğası hakkında ezber bozan ayrıntılar barındıran bir film."

        'UNICEF Uluslararası Kısa Film Ödülü', 'Kıyının Çocukları'na verildi.

        UNICEF İyi Niyet Elçisi Tuba Büyüküstün, 'Kıyının Çocukları' için duygularını şöyle dile getirdi; "Çok iyi bir kısa film seçkisi ile karşı karşıyaydık. Çok duygulandık, yetkin filmler vardı seçkide, filmlerin hepsini keyif alarak izledik. Şimdi UNICEF Uluslararası Kısa Film Yarışması ödülünü açıklıyorum. İyi bir senaryoya etkileyici bir anlatım dili eşlik ediyor. Mülteci bir çocuğun dramını bize iki farklı kültürün buluşması üzerinden anlatıyor."

        Göçlerin tarih boyu tüm milletlerin yaşadığı ortak bir hikaye olduğuna vurgu yapması ve bu konuda farkındalık oluşturması hedeflenen Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nde diğer ödüller;

        * İlham Verici Senaryo Ödülü: Oğlum Gibi

        * Aynı Gemi Yarışması: Orada

        * Jüri Özel Ödülü: Oskar & Lilli

        Haberi Hazırlayan: Mehmet Çalışkan
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa