Evrendeki en garip 6 olay nedir? Evrendeki inanılması güç olaylar nelerdir?

1. JÜPİTER'DE 186 YILLIK KASIRGA

Jüpiter'in Büyük Kırmızı Lekesi, devasa gezegen Jüpiter'de Dünya'daki en kötü kasırgalar kadar kötü olduğu söylenen yüksek basınçlı bir fırtınadır. O kadar büyüktür ki içine Dünya'mızdan üç tane sığdırabilirsiniz.

Büyük Kırmızı Leke

Bilim insanları Büyük Kırmızı Leke'nin etrafındaki bulutlarda farklı renkler görmüş, bulutların lekenin etrafında saat yönünün tersine farklı yüksekliklerde döndüğünü fark etmişlerdir. Büyük Kırmızı Leke, Dünya merkezli teleskoplar tarafından görülebilecek kadar büyük olduğu için yaklaşık 400 yıldır Dünya'dan gözlemlenmektedir. 1665 yılında Giovanni Domenico Cassini'nin bu harikayı resmi olarak gözlemleyen ilk kişi olduğu söylenmektedir.

2. EVRENDEKİ EN BÜYÜK SU DEPOSU

Evrende şimdiye kadar tespit edilen en büyük ve en uzak su rezervuarı 2011 yılında bulundu. Bu su, Dünya okyanuslarındaki suyun 140 trilyon katına eşittir. Su, APM 08279+5255 adı verilen, güneşten 20 milyar kat daha büyük ve 12 milyar ışık yılından daha uzakta bulunan devasa bir kara delik içeren bir kuasarın (Kuasar, merkezinde bir süper kütleli kara delik bulunan ve bunun etrafındaki akresyon diski ("toplanma diski") sayesinde madde kazanan bir gök cismidir.) çevresini sarmaktadır.

Kuasar gücünü, çevresindeki gaz ve toz dolu diski yavaşça yutarak büyük miktarda enerji üreten devasa kara delikten almaktadır. Bu kuasarın enerji üretimi, bin trilyon güneşe eşittir. Samanyolu'ndaki tüm su buharı, bu kuasardan 4 bin kat daha azdır.

Gaz-buhar ve karbon monoksit

Gaz, -53 derece sıcaklıkta ve Dünya'nın atmosferinden 300 trilyon kat daha az yoğun olmasına rağmen, Samanyolu gibi galaksilerdekinden beş kat daha sıcak ve 10 ila 100 kat daha yoğundur.

Buhar ve karbon monoksit gibi diğer moleküllerin ölçümleri, kara deliğin yaklaşık altı kat daha büyüyene kadar beslemeye yetecek kadar gaz olduğunu gösteriyor; ancak o zamana kadar ona ne olacağını kim bilebilir.

3. DEVASA KÜTLELİ KARA DELİK

Evrenin en büyük kara deliği, 2015 yılında bilinen en büyük kuasarın içindeki J0100+2802 olarak keşfedildi ve bu kara delik, bilinen kuasarlar arasında en yüksek parlaklığa sahip olanıdır. J0100+2802, 12 milyar Güneş kütlesinde ve 420 trilyon Güneş parlaklığında olması nedeniyle gökbilimcileri şaşkına çeviriyor; yani daha önceki en parlak kuasardan 7 kat daha parlaktır.

Büyük Patlama'dan sadece 900 milyon yıl sonra oluşmuş ve yaşına göre bu büyüklükte olması beklenmiyor. Bu kara delik, Dünya'dan 12,8 milyar ışık yılı uzaklıkta yer alıyor.

Kuasar ve kara delik

Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde 4 milyon Güneş kütlesine eşit kütleye sahip bir kara delik bulunuyor. Bu yeni kuasar, Güneş'in kütlesinden 3 bin kat daha ağır olan bir kara delik tarafından güçlendiriliyor.

4. ELMAS GEZEGENİ

2004 yılında keşfedilen 55 Cancri e, Samanyolu'nda en az üçte biri elmas olan bir gezegendir. 55 Cancri e, yarıçapı Dünya'nın iki katı genişliğinde ve kütlesi sekiz kat daha fazla olan bir süper Dünya olarak bilinir. Dünya'dan yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta, Yengeç takımyıldızında bulunan 55 Cancri, ev sahibi yıldızının etrafında sadece 18 saatte dönüyor.

5. DEV BİR AHUDUDU AROMALI ROM BULUTU!

Samanyolu'nun merkezinden yaklaşık 390 ışık yılı uzaklıkta bulunan dev bir moleküler gaz ve toz bulutu olan Sagittarius B2, büyük miktarda etil format içerir. Kimyasal bir bileşik olan etil format, bu dev ahududu ve rom kokusu vermekten sorumludur.

Sagittarius B2, Güneş'in 3 milyon katına eşit bir kütleye sahiptir ve yaklaşık 150 ışık yılı genişliğinde bir alana yayılmaktadır. Buluttaki sıcaklıklar 27 derece ile -233,2 derece arasında değişmektedir.

6. YANAN BUZDAN BİR GEZEGEN

Gliese 436 b, Neptün büyüklüğünde bir gezegendir ve ilk olarak 2004 yılında keşfedilmiştir. Dünya'dan yaklaşık 30 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve yaklaşık 20 kat daha büyüktür. Yıldızından yalnızca 4,3 milyon mil uzaktaki yörüngesinde döner ve turu 2 gün 15,5 saat sürer.

Gliese 436 b'nin minimum yüzey sıcaklığı 245 derecedir. Gezegende bulunan ve buz-X olarak bilinen su, olağanüstü sıcaklıklara rağmen muazzam kütle çekim kuvvetleri tarafından bir arada tutulmaktadır. Madde elbette ki sıradan buz değil, elmasın karbondan oluşmasına benzer şekilde sıkıştırılmış sudan oluşmaktadır. Bu kuvvetler su moleküllerinin buharlaşarak gezegenden kaçmasını engelliyor; bunun yerine gezegenin derinliklerinde sıkıca bir araya toplanmaktadır.

Kaynak: Thefactsite