Elli Ton serisinin üçüncü filmi vizyonda
Vizyonun Sevgililer Günü klasiği "Elli Ton" serisi, "Özgürlüğün Elli Tonu" ile üçüncü defa karşımızda. Dakota Johnson, filmin yıldızı olarak Christian-Anastasia çiftinin heyecanlı ilişkisine tekrar ortak ediyor bizi...
Tarzını “provokatif bir romantizm” diye özetlemişti İngiliz yazar E.L. James... Onun kaleminden çıkan “50 Ton” üçlemesi, Christian Grey ile Anastasia arasındaki gergin, seksi, romantik ilişkiyi anlatırken milyonlarca okuru peşine takmıştı. Seri, ilki 2015’te olmak üzere vizyona tam da Sevgililer Günü’ne denk gelecek biçimde taşınıyor. Provokatif romantizm, artık bir Sevgililer Günü klasiği yani... Sinemadaki serinin üçüncü filmi “Özgürlüğün Elli Tonu” dün vizyona girdi, özellikle 14 Şubat’ta izlenecek... Filmin güzel oyuncusu Dakota Johnson (28), bu üç serilik filmin yıldızı olarak Christian-Anastasia çiftinin heyecanlı, gergin hikâyesine ortak ediyor bizi. HT Cumartesi'nden Deniz Egeli'nin haberi...
Filmleri hatırlayalım... Edebiyat öğrencisi Anastasia Steele, ilk filmde genç işadamı Christian Grey ile bir röportaj gerçekleştirmek üzere görüşmeye gittiğinde karşısında çekici bir adam bulmuştu. Grey, ilişkilerinde mesafeli, yatakta sırları olan biriydi. İkinci filmde Anastasia, Christian ile ilişkisini geride bırakmaya çalışsa da bu o kadar kolay olmadı. Yeniden bir araya geldiler, eski defterler açıldı. Christian geçmişiyle, Anastasia da Grey’in geçmişinde kalan kadınların kıskançlıklarıyla yüzleşti. İkili “karanlık” zamanları ardında bırakarak mutlu sona ulaşırken tutkulu aşkları görkemli bir evlilik töreniyle taçlanıyor. Ancak bu ilişkiyi bekleyen zorluklar bitmiyor. Son filmde de onları gerilim ve tutku bir arada tutuyor. Dün vizyona giren filmin başrolündeki Dakota Johnson, serinin son filmiyle ilgili soruları yanıtlıyor...
Bu filmde Anastasia’nın Christian’la ilişkisi nasıl gelişiyor?
İkisi de aralarında sürekli bir kontrol ve güç akışı olacağını anlıyor. Evlenme kararını bilinçli ve birbirlerine saygı duyarak veriyorlar. Böylece hiçbir dış etken veya tehdit lekeleyemiyor ilişkilerini. Anastasia kendisinin de cinsel ve hükmedici yönleri olduğunu fark ediyor.
Peki evlilik neleri değiştiriyor?
Evlendiklerinde Anastasia biraz daha özgüvenli. Sorumluluğu artıyor. Artık sadece kendi hayatı yok... Bence evlilik ona yakışıyor.
Merkezde birbirini gerçekten seven iki kişinin hikâyesi var.
Christian ve Anastasia’nın birbirlerinde kendilerini bulduklarını düşünüyorum. Derin bir aşk var ve onunla birlikte yargısız, patlayıcı bir tutku geliyor.
Ama aşkları her filmde sınanıyor. Bu filmde yüzleşmek zorunda kaldıkları en büyük zorluk ne olacak?
Her ikisi için de en büyük sınav henüz bebek sahibi olmaya hazır olmadan Anastasia’nın hamile kalması. Sonra onlarla çok uğraşan ve ilişkilerini mahvetmeye çalışan birkaç kişi var. Jack Hyde geri geliyor ve hiç iyi bir ruh halinde değil. Gerilim artıyor. Hatta Anastasia’nın hayatının tehlikeye gireceğini göreceğiz.
‘SAMİMİ SAHNELER RAHAT DEĞİLDİR’
Üç filmde birlikte oynamak Jamie Dornan’la dostluğunuzu pekiştirmiştir...
Kesinlikle. Hep arkadaş kalacağımızı düşünüyorum.
Aranızdaki dostluk samimi sahnelerin çekimine nasıl etki etti?
Bu kadar iyi anlaşamasaydık daha zor olurdu. Samimi sahneleri çekmek hiç rahat değildir. Ona güvenmeseydim kâbus olurdu.
‘ANASTASIA ÇOK SAYGIN BİR KADIN’
Anastasia Steele çok ikonik bir karakter. Onu nasıl görüyorsunuz?
Onu çok saygın bir kadın olarak görüyorum. Zeki, sert, onurlu ve zarif. Kendine ve başkalarına saygılı. Merhametli ve samimi. İlham veren, iyi bir insan.
Bu üç film boyunca gelişimini nasıl anlatırdınız?
Anastasia’nın duygusal ve psikolojik bir gelişimi var. Hafif saf hali değişiyor; son derece sert, cesur, etkileyici ve koruyucu bir kadın oluyor. Bunlar en hayran duyduğum özellikleri. Kendine karşı dürüst. Bu da güçlerini keşfetmek için mücadele eden kadınlara iyi bir rol model oluyor.