Brexit: Avrupa barışının en büyük krizi!
Yaklaşık 34 milyon İngiltere vatandaşı, hem ülkesinin hem de Avrupa'nın kaderini etkileyecek tarihi referandumda 'AB'den ayrılalım' dedi. Dünyanın en büyük siyasi ve ekonomik ortaklığı tarihindeki en ciddi sınavla karşı karşıya
ABONE OLECE ÇELİK/HABERTURK.COM
ecelik@haberturk.com
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasını (Brexit) oyladığı kritik referandumda yüzde 52'ye karşı yüzde 48 oyla 'Birlikten ayrılalım' kararı çıktı. Peki, ülkeyi başta siyasi ve ekonomik olmak üzere birçok alanda etkileyeceği düşünülen bu kampanya ne zaman ve nasıl başladı? İngiltere neden AB'den ayrılmayı tartışıyordu? Kimler kalmak, kimler çıkmak istiyordu? AB'den ayrılmasının sonuçları neler olacak?
İngiltere'nin 1973 yılında katıldığı AB, o zamanlar henüz küçük bir topluluktu. Şuan 28 üyesi bulunan birlik, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından serbest ticaret fikriyle ekonomik ortaklığı geliştirerek, tekrar bir savaşa gidilmesi riskini de ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Üye ülkelerin vatandaşlarının 'tek bir ülkeymiş' gibi serbest dolaşımını da sağlayan birlikte 19 ülke ortak para birimi olan Euro'yu kullanıyor.
Bir süre boyunca topluluk için her şey yolunda gitse de, AB'nin bazı üyelerinin borçları olduğunun ortaya çıkması, İngiltere'nin birliğin bütçesine yapmak zorunda olduğu ödemeler ve Brüksel'in taleplerine yönelik isteksizliğin ardından bir de göçmen krizi patlak verince, ülke artık birlikten ayrılıp ipleri kendi eline almanın daha doğru olacağını düşünmeye başladı.
'AB'DEN AYRILALIM' DİYEN SESLER YÜKSELMEYE BAŞLADI
İngiltere'de son yıllarda hem iktidardaki Muhafazakar Parti'den bazı milletvekillerinin hem de Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP) birlikten çıkma yönünde çağrıları arttı: 1975'te de yapılmış olan AB referandumunda 'kalalım' yönünde sonuç çıkmasının ardından, birlikle ilgili bir söz haklarının kalmadığını söyleyeme başladılar.
İngiltere Başbakanı David Cameron da 2015'teki seçimler sırasında bu çağrıları inceleyip, ülkesinin AB üyeliğini referanduma götüreceğine dair söz vermişti. Cameron, "Artık Britanya halkının kendi sözünü söyleme zamanı geldi. Avrupa sorusunu Britanya siyasetinde çözme zamanı geldi" ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca Cameron, 2016 yılının başında İngiltere'nin AB üyeliğinin şartlarının değişmesi için bir anlaşma yoluna gitti. Cameron, eğer Birleşik Krallık birlikte kalmaktan yana oy kullanırsa, ülkeye 'özel bir statü' verecek olan anlaşmanın anında devreye gireceğini de söyledi.
Anlaşmanın başlıca maddesi ise göçmen konusu. Bu madde, AB'ye üye ülkelerden İngiltere'ye gelen göçmenlerin devlet yardımından yaralanmasına 'fren' sistemi konmasını ve ülkede en az 4 yıl yaşamış olma kriterinin getirilmesi gerekliliğini içeriyor.
Bunun dışında İngiltere'nin kendi yasalarını düzenleme konusunda daha fazla kontrole sahip olması, AB'ye her yıl yaptığı ödemenin durması, Euro para birimine asla geçmemek gibi kriterler de içeriyor.
AB üyesi ülkeler İngiltere'nin bu taleplerine karşı çıkarken, Cameron ise taleplerin karşılanması durumunda birliğe üye kalmaktan yana olacağını söylüyor.
KİMLER KALMAK İSTİYOR?
Başbakan Cameron ile Maliye Bakanı George Osborne da dahil Muhafazakar Parti üyelerinin büyük bir kısmı, İşçi Partisi ve lideri Jeremy Corbyn Avrupa Birliği'nde kalmaktan yana. Öte yandan ABD Başkanı Barack Obama, Fransa ve Almanya gibi AB üyesi ülkeler de İngiltere'nin birliğe üyeliğinin devam etmesini destekliyor.
AB'de kalmak isteyenler, üye ülkelere 'satış yapmanın' çok kolay olduğunu, göçmenlerin ekonomiyi büyüttüğünü söylerken; ayrılma durumunda İngiltere'nin dünyadaki statüsünün de zarar göreceğini ve 28 üyenin olduğu toplulukta, 'tek başına kalmaktan' daha güvende olduğunu savunuyor.
Ki İngiltere’nin birlikte kalmasını savunanların Brexit (Britain Exit) kampına karşı yürüttüğü kampanyanın sloganı Bremain (yani Britain Remain in EU).
KİMLER AYRILMAK İSTİYOR?
Bağımsızlık Partisi (UKIP) ve lideri Nigel Farage, Muhafazakar Parti'nin bir kısmı, Kuzey İrlandalı Demokratik Birlik Partisi (DUP), AB üyeliğine karşı çıkanlar arasında yer alıyor.
Öte yandan Adalet Bakanı Michael Gove ile eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson da AB'den ayrılma yanlısı kampanyanın başlıca liderlerinden.
AB'den ayrılmak isteyenler, ülkenin birlik yüzünden geri kaldığını düşünüyor. İş dünyasına çok fazla kuralın empoze edildiğini ve yıllık milyarlarca poundun ödenmesi zorunlu kılınırken, karşılığında çok küçük bir geri dönüşün olduğunu söylüyorlar. Ayrıca ayrılma yanlısı kampanya, ülke sınırlarının kontrolünün tamamen kendi kontrollerinde olması gerektiğini savunuyor.
AYRILMA YANLILARININ 'TÜRKİYE' BAHANESİ Brexit kampanyasının en büyük destekçileri, Türkiye'nin AB üyeliğine yaklaştığını söyleyerek, bu argümanı da birlikten ayrılma konusunda büyük bir koz olarak kullanıyor. Örneğin Boris Johnson, '77 milyon Türk'ün ülkeye gelmesini hayal bile edemediğini' söylerken, İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond Türkiye'nin bu kampanyada kullanılmasını 'cahillik' olarak değerlendiriyor. Cameron ise Türkiye'nin AB üyeliğinin on yıllarca gerçekleşmeyeceğini, bu konunu referandumda dikkati başka yere çekmek için kullanıldığını vurguluyor.
JO COX'UN ÖLDÜRÜLMESİ
Geçtiğimiz hafta İşçi Partisi milletvekili JoCox'un öldürülmesinin de referandum sonucunu etkileyeceği düşünülüyor. AB'de kalmaktan yana olan Cox'un ölümünün ardından yapılan iki ankette, 'kalalım' oylarının az da olsa yükseldiği görüldü.
Öte yandan AA'nın haberine göre Cox'un Suriye, Filistin ve Pakistan başta olmak üzere İslam dünyasının sorunlarına duyarlı kimliği ve ülkedeki Müslüman toplumla iyi ilişkilerinin de milletvekilini hedef haline getirmiş olabileceği düşünülüyor.
Ülkedeki yüzde 5'lik nüfusuyla oylarının belirleyici olduğu düşünülen Müslümanların ve ülkedeki azınlıkların, Cox'un öldürülmesinden etkilenmesinin mümkün olduğu ifade ediliyor.
AYRILIK SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?
Üye bir devletin birlikten ayrılma kararının uygulanmasını belirleyen AB anlaşmasının 50. maddesi devreye girecek.
Buna göre İngiltere ilk önce AB Konseyi'ne referandum sonucunu iletecek. Bu bildirimin ardından İngiltere ile AB arasında tüm konuları içeren bir müzakere süreci başlayacak. Eğer müzakerelerin uzatılmasına karar verilmezse, iki yıl sürecek. Müzakereler sonucu 'çıkış anlaşması' Avrupa Parlamentosu'nda (AP) kabul edilecek, AB Konseyi'nde onaylanacak ve yürürlüğe girecek.
Çıkış müzakereleri tamamlanana kadar Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmaya devam edecek ve birlik yasaları İngiltere için geçerliliğini sürdürecek.
İNGİLTERE AB'DEN AYRILDIĞINDA NE OLACAK?
ABD'li milyarder George Soros, Guardian gazetesi için kaleme aldığı makalede, İngiltere'nin AB'den çıkmasının ülkeyi ekonomik olarak olumsuz etkileyeceğini söyledi. AB'den çıkmanın ekonomik olarak kendilerini etkilemeyeceğini düşünenlerin yanılgı içinde olduğunu belirten Soros, Sterlin'in hızlı bir biçimde düşeceğini savundu. Soros, "Brexit bazı insanları çok zengin yapacak ancak seçmenlerin çoğunuysa önemli oranda yoksullaştıracak" ifadelerini kullandı.
Habertürk gazetesi yazarı Soli Özel, İngiltere'nin AB'den ayrılmasının Avrupa siyasetinde ciddi bir depreme yol açacağını ve bundan Türkiye'nin de etkileneceğini söylüyor."AYRILMANIN MALİYETİ KALMAKTAN DAHA FAZLA"
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, referandumu hükümetin, 'halkın kendilerine verdiği ayrılma müzakeresi yetkisi' olarak değerlendirdiğini söyledi.
AB'den ayrılma sürecinin en az iki belki üç sene süreceğini belirten Dedeoğlu, ekonomik etkilerinin hemen gözükmeyeceğini ancak siyasi sonuçlarının belirgin olacağını ifade etti.
Piyasaların olumsuz etkileneceğini ve hem Avrupa Birliği'nin hem de Birleşik Krallık'ın uluslarararası kredisini azaltacağını vurgulayan Dedeoğlu, özellikle sanayi mallarının serbest dolaşımına gelecek darbeyle zararın büyük olabileceğini dile getirdi.
İngiltere'nin AB'den ayrılmasının toplumsal sonuçları noktasına da değinen Dedeoğlu, 'Türkiye' ve 'göçmen akını' bahanesiyle yürütülen 'korkutma' kampanyasının, ülkedeki ırkçı eğilimleri beslediğine dikkat çekti.
AB'den ayrılma durumunda 'içe kapanmacı' politikanın İngiltere'ye bulaşacağı endişesinin var olduğunu söyleyen Dedeoğlu, 'demokrasinin beşiğinde böyle şeyler yaşanmaz' tartışmasını da gündeme getirdiğini belirtti.
Dedeoğlu, gelinen nokta itibarıyla 'ayrılmanın maliyeti, kalmaktan daha fazla olacaktır' dedi.
BREXIT'İN EKONOMİK SONUÇLARI İngiltere'nin AB'yi terk edecek olması, türlü söylentilerin çıkmasına sebep olurken, küresel piyasalardaki hareketlilik de artıyor. Zira olası bir çıkış kararının dünya ekonomisindeki mevcut kırılgan durumu daha da kritik bir hale getirmesinden endişe ediliyor.Peki referandumdan Brexit kararının çıkmasının ekonomik sonuçları neler olacak?