Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin mesajı: Zalimler için yaşasın cehennem!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ve İsrail'in açıkladığı, "Yüzyılın Anlaşması"na tepki göstererek, "Mescid-i Aksa'nın mahremiyetini koruyamazsak, Kabe'ye uzanan elleri engelleyemeyiz. Bunun için Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz" ifadelerini kullanarak, "Bizim Musevilere karşı en küçük düşmanlığımız yoktur. Böyle bir haydut devlet, terör devleti bizim gözümüzde hiçbir zaman muteber olamaz. Tarihte hiçbir zaman zalimlerin abad olduğu görülmemiştir. Biz diyoruz ki, zalimler yaşasın cehennem" diye konuştu. İdlib'deki göç krizine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teröristleri sonuna kadar kovalarız. Bunları sonuna kadar kovalayacağız. Bizim topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa gereğini yapacağız. Bize verilen sözlerin yerine getirilmediği Barış Pınarı'nda yol ayrımına doğru gidiyoruz" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
AFRİKA ZİYARETLERİ
"Bu hafta Cezayir, Gambiya ve Senegal'i kapsayan Afrika ziyaretimiz oldu. Cezayir Fransa'dan bağımsızlığını 5 milyon evladını şehit vererek kazanmış büyük ve asil bir devlettir. Ziyaretim sırasında Türkiye-Cezayir Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'ni kurarak ilişkilerimizi üst düzeye taşıdı. DEİK'le firmalarımızı bir araya getirerek yeni ortaklıklara vesile olduk. Ticaretimizi 5 milyar dolar seviyesine çıkarma kararı aldık.
FETÖ'ye karşı mücadelemizde ilk desteği veren Gambiya'ya geçtik. Gambiya ziyaretimiz sonrası Senegal'e geçtik. Firmalarımızın Senegal'de hayata geçirdiği altyapı projeleri sayısında ciddi artışlar yaşanıyor. Dakar Uluslararası Havalimanı, firmalarımız tarafından gerçekleşen ilk yap-işlet-devret projesidir. Ticaret hacmi 2018'de 401 milyon dolara çıktı. Bu ziyaretimiz sırasında ise hedef olarak 1 milyar doları belirledik.
Son Afrika turumuzda kıtanın 28 farklı ülkesini ziyaret etmiş olduk. Gayretlerimiz sonucunda Afrika ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 26 milyar dolara ulaştı. 12 olan büyükelçilik sayımız 42'ye çıktı. Afrika ülkelerinin Türkiye'de 10 büyükelçiliği varken, bugün 36'ya ulaştı. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirveleri ilişkilerimize farklı bir boyut kazandırdı. THY, İstanbul'dan 58 noktaya uçuş düzenliyor. Türkiye burslarıyla 4 bin 500 öğrenciye yüksek öğrenim imkanı sağlıyoruz. Afrika ülkeleri ile ilişkilerimizi daha da yoğunlaştıracağız.
DEPREM BİLANÇOSU
24 Ocak Cuma akşamı Elazığ ve Malatya'da can kaybına yol açan 6,8 büyüklüğünde bir deprem yaşadık. Depremde hayatını kaybeden 41 vatandaşımıza Allah'tanrahmet diliyorum. Bin 607 vatandaşımıza geçmiş olsun diliyorum. Hayati tehlikesi olan depremzedemiz bulunmuyor. 48 vatandaşımızın tedavisi devam ediyor. Diyarbakır, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman'da toplan 498 bina yıkılmış, 5 bin 447 bina hafif hasar almıştır.
Depremin ardından 3 bakan arkadaşımı hemen Elazığ'a gönderdik. O günden bugüne bu çalışmalara hep birlikte müzaret ettiler ve terk etmediler. Dün İçişleri Bakanım Ankara'da yapılan MGK toplantısına geldi ve tekrar Elazığ'a döndü. Aynı şekilde Sağlık Bakanım son salgın hastalıkla ilgili olarak dün Ankara'ya geldi ve buradaki çalışmalara o da kesinlikle, bizzat kendisinin yapması gereken müdahaleler için burada. İl milletvekillerimiz orada, bakanlarımız orada, yerel yönetimlerden sorumlu arkadaşlarımız orada. Devletimiz insanlarımızın yardımına koşmuştur. AFAD, jandarma, Kızılay ve diğer kurumlarımızdan 7 binin üzerinde uzman deprem bölgesinde görevlenmiştir. 25 bine yakın çadır, 30 bin yatak ve 50 bin battaniye ihtiyaç sahiplerine ulaşmıştır.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ: UTANMADAN SORUYOR
Şahsım da hemen ertesi gün olay yerine giderek çalışmaları bizzat gördüm. Önce Elazığ, ardından Malatya'da orada halkla iç içe olduk, halleştik, dertleştik ve daha sonra tekrar Ankara'ya dönerek uzun yolculuk için İstanbul'a geçtim. Şunu çok açık net söylemem lazım. Türkiye tarihinin en hızlı ve etkili afete müdahalesini, bu depremde yürütmüştür.
Bizim tarihimizdeErzincan depremi, Sakarya, Düzce, Bolu, Kocaeli depremleri var. O zaman ülkeyi yönetenler de bellidir. Bunun bedeli bellidir. Şu an çıkıp bu CHP'nin başkanı, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Bolu'da ne olmuş bitmiş bitmez. Benim ilk işim oralara gitmek oldu. 9-10 gün halkla bir araya geldik. Bunlardan uzak kalamazdık. Çalıştık, iktidar olduk yarım kalmış olan o çalışmaları biz tamamladık. Biz Van depreminde 20 kat trilyona yakın para harcadık. Utanmadan soruyor, 'Deprem için topladığınız paraları nereye harcadınız' diye. O paralar yerine gittiği gibi milli bütçeden harcama yaparak buraları ayağa kaldırdık. Van'ın suyu yoktu, DSİ'yi seferber ettik. Şu andaki Van bizim yatırımlarımızla, 27 katrilyondan fazla yatırım yaptık. TOKİ, Gençlik Spor çok ciddi yatırımlar yaptık. 'Nereye harcadınız' diyor, git yerinde gör. Aynı şekilde Bingöl. Yeni bir şehir meydana getirdik. Bugünkü Bingöl'ü biz inşa ettik. Aynı şekilde Simav. Simav depreminde de anında müdahale ile bugünkü Simav'ı inşa ettik. Beklemedik. Eğer biz öyle nereden ne yardım gelir, onlar gelsin yapalım diyecek olursak yolda kalırız. Biz milli bütçeden adımları attık. Bay Kemal sen neredesin? Sen kiminle cirit attığının farkında değilsin. Bu işi de öğrenemeyeceksin.
Onlar ne yaparsa yapsın biz vazifemizi iyi biliyoruz. Kalkıyor, CHP'li belediyeler oraya gitmiş de onların yaptıklarıyla sorunlar halledilmiş. Belediyelerin gitmişse hayrolsun. Benim vatandaşım zaten çok fazlasını yapıyor. Deprem gecesinden beri orada bulunan bakanlarımız ve diğer ekiplerimizle bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
KENTSEL DÖNÜŞÜM FAALİYETLERİ
Elazığ ve Malatya'daki arama kurtarma çalışmaları 67'nci saatte tamamlandı. Bu çok seri ve yoğun çalışmanın sonucudur. Yıkılan binaların enkazları da kaldırılıyor. Kullanılamayacak binalar da yıkılacak. Bu büyük afetin yaralarını süratli bir şekilde saracağız. Vatandaşlarımız tarafından toplanan yardımlar da deprem için kullanılmaktadır. Bölgede kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışmasınıbaşlatıyoruz. Elazığ'da 3 bin 850, Malatya'da 2 950 konutu süratle yaparak teslim edeceğiz.
Sürekli 'Deprem vergileri ne oldu' diyorlar ya, 2003-2019 toplamı 66 milyar lira. 2019 fiyatlarıyla 147 milyar liradır. Depremin ardından yapılançalışmalarda harcanan kaynak ise bu rakamların 5 katıdır. Türkiye'yi bu tartışmaların içine çekenleri kınıyorum, milletime havale ediyorum.
Bu ülkede artık hiç kimse depreme dayanıksız bina yapmayayöneltemez. Yatay yapılaşmanın ne kadar önemli olduğunu maruz kaldığımız her deprem bize ispatlıyor. Hiçbir yeni yerleşim yeri ne çürük zemine, ne de yüksek katlı inşa edilemeyecektir. Deprem bizi beklemiyor, bizim deprem kapımızı çalmadan hazırlıklarımızı yapmamız şarttır. önümüzdekidönemde yatırımlarımızıhızlandıracak ve neticeye ulaştıracağız. Elazığ ve Malatya'da süratle oralarda tek katlı binaları yapacağız, yanına ahırı varsa ahırını da yapacağız. Oralarda çelikle bu inşaatı bitireceğiz. Çevre ve ŞehircilikBakanlığımız zemin etütleri başta olmak üzere kırsal kesimi hemen halledelim diyoruz. Arkasından merkezdeki binaların yapımına başlayacağız. Zemin artı 3 şekilde. Çok daha güçlü şekilde bu binaları yapacağız.
YÜZYILIN ANLAŞMASINA: KABUL ETMİYORUZ
İşgal, yıkım ve gözyaşının sürdüğü yerlerin başından Filistin geliyor. Filistin topraklarında korsan şekilde kurulan İsrail kan döke döke haksız ve hukuksuz şekilde bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. Zalimin gözü kana da mala doymaz. İsrail'in gözü de doymuyor. ABD desteği ile hem Kudüs ve Filistin'i ilhak anlamına gelen bir programı devreye almaya çalışıyor. İsrail 1947'deki Filistin'in topraklarının ayniyleişgalci ve tamimiyleFilistin'edamla damla bir Filistin var. Utanmadan sıkılmadan bunlardan Filistin'i mahrum etmenin gayreti içindeler. Filistin'inilhakı amaçlanıyor. Türkiye olarak, Filistin'i tamamen yok eden bu planı asla tanımıyor ve kabul etmiyoruz.
İSLAM ÜLKELERİNE TEPKİ
Mescid-i Aksa'nın mahremiyetini koruyamazsak, Kabe'ye uzanan elleri engelleyemeyiz. Bunun için Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Suudi Arabistan sesin çıkmıyor, ne zaman çıkacak? Umman, Bahreyn. Abu Dabi yönetimi bir de katılıp alkış tutuyor. Söyle bana arkadaşını, söyleyim sana kim olduğunu. Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de barış anahtarı Kudüs'tür. Kudüs'ü İsrail'in kanlı pençelerine terk etmek tüm insanlığa yapılmış en büyük kötülük olacaktır. Kendi vatanlarında parya hale getiren kardeşlerimizi böyle rezil bir plana zorlamanın anlamı yoktur. İsrail'i cesaretlendiren herkes ortaya çıkacak sonuçlara ortaktır. Bu açıklamayı yapıyor Sayın Trump yanında, seçim kaybetmiş Netanyahu var. Türk basını alınmıyor, hani siz basın özgürlüğünden yanaydınız? Aynısını biz ABD medyasına yapsaydık kıyameti koparırdınız. Niye almadınız, açıklayın. Böyle planı destekleyen kimi Arap ülkeleri tüm insanlığa ihanet etmektedir. Utanmadan Filistin'in son topraklarının işgalinin peşindeler.
Biraz sonra Mahmud Abbas ile ardından İsmail Heniyye ile görüşmem olacak. Konuları değerlendireceğiz. Hıristiyan dünyasına da mesajımız var. Hırstiyan dünyasının bu işe sahip çıkması lazım. Hırstiyan dünyası eli bağlı kalmayacaktır. Kudüs'te Hıristiyanların da bir hakkı var. Onların da dik durması lazım. Bizim Musevilere karşı en küçük düşmanlığımız yoktur. Böyle bir haydut devlet, terör devleti bizim gözümüzde hiçbir zaman muteber olamaz. Tarihte hiçbir zaman zalimlerin abad olduğu görülmemiştir.
Biz diyoruz ki, zalimler yaşasın cehennem.
İDLİB MESAJI: SEYİRCİ KALAMAYIZ
Son dönemde önemli gelişmelerin yaşandığı gelişmelerin ikisi de Libya ve İdlib. Suriye rejimi İdlib'de saldırılarını artırmıştır. Rusya ile bir mutabakat imzalamıştık. Bu mutabakat Esed rejimi ve Rusya ile adım adım delinmekte, bozulmakta ve ihlal edilmektedir. Halen 3,6 milyon Suriyeliyi barındıran ülkemizin yeni bir göç dalgasına tahammülü yoktur. Yeni tehdtilerin sınırlarımıza dayanmasına seyirci kalamayız. Bu bakımdan Suriye'nin ne diğer bölgelerindeki, ne İdlib'deki duruma seyirci kalamayız. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarımız sahadaki durumu fiilen kontrol altına alma irademizin en somut örnekleridir. Adana Mutabakatı'nı git öğren. Teröristleri sonuna kadar kovalarız. Bunları sonuna kadar kovalayacağız. Bizim topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa gereğini yapacağız.
Bize verilen sözlerin yerine getirilmediği Barış Pınarı'nda yol ayrımına doğru gidiyoruz. Adı ne olursa olsun, terör örgütünün Suriye'nin herhangi bir yerinde fitne ve ihanet çukuru açmasına izin vermeyeceğiz. Gerekirse, teröristlerin bulunduğu her yere giderek bu oyunu bozacağız. Suriye'deki krizin tek çözüm siyasi sürecin hayata geçirilmesidir. Türkiye olarak, Suriye'nin tüm halkıyla istikrar ve güvenliğini istiyoruz. Bunun için askeri güç kullanmaktan da çekinmeyeceğiz.
LİBYA AÇIKLAMASI
Hafter gibi ücretli bir lejyone ile değil, BM Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı Sarrac ile yürütüyoruz. Birçok ülke, ücretli Abu Dabi'nin memuruyla yürütüyor. Biz şu anda Sarrac'ın yanında BM Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı bir liderle anlaşmamızı yaptık ve oradayız. 500 yıllık ortak geçmişimizin getirdiği sorumluluktan kaçmayacağız. Bir darbecinin yanında yer alanlar demokrasiye ihanet etmişlerdir. Sarrac'ın yapıcı bir rol oynamasına rağmen darbeci general Moskova'dan kaçmış, Berlin'de otel odasında saklanmıştır. Niyetinin anlaşmak olmadığını ortaya koymuştur. Libya konusunda hiç kimsenin eli kanlı savaş baronlarının Türkiye'ye söz söyleme hakkı yoktur. İstikrar ve güven iklimi tesis edilene kadar Libya'da kalmaya devam edeceğiz.
"GÜCÜMÜZÜ TAKVİYE ETMELİYİZ"
Türkiye'nin önünü kesmek, gücünü kırmak isteyenler gece gündüz bizi zayıflatmaya çalışıyor. Bize düşen daha çok çalışmak. 82 milyonun her birinin gönlüne girmeden, desteğini almadan kendimizi başarılı sayamayız. AK Parti herkesin partisidir. Teşkilatlarımız 24 saat 365 gün bu hedef doğrultusunda çalışmalıdır. Cumhur İttifakı'nı daha da güçlendirmeli ve ileri taşımalıyız. Kongre sürecimi gücümüzü takviye etme süreci olarak görüyorum.