Akıl akıldan üstündür sözü lideri polis olan çeteyi çökertti!
İstanbul'da peş peşe ilginç gasp olayları yaşanıyordu. Birbiriyle bağlantısız varlıklı kadın veya erkekler gasp ediliyordu. Kimisi öldürülüp kimisi ise işkence ediliyordu. Profesyonelce çalışan ve hiç iz bırakmayan bu çeteyi İstanbul polisi bir türlü bulamıyordu. Polisin çete için seferber olduğu dönemde önemsiz gibi görünen bir kayıp başvurusu yıllarca konuşulacak olayların çözümüne neden olacaktı. Bir polisin lideri olduğu bu azılı suç çetesi, ondan daha akıllı bir polis tarafından çökertildi. Hollywood'un polisiye filmlerini aratmayan bir çalışmayla olayı çözen emekli cinayet uzmanı Savaş Kurtbaba bilinmeyenleri Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun haberi..
Bazı suç çetelerinin liderlerinin aktif polis memuru çıkması ender görülen bir olaydır. Görevdeki bir polis memuru bir çeteyi yönetiyorsa o zaman durum çok farklıdır.
Çünkü görevdeki polis memuru, bir suç sonrası, soruşturmayı yürüten ekiplerin suçluyu yakalamak ve tespit etmek için nasıl bir çalışma yaptıklarını iyi bilir. Ayrıca görev yaptığı merkezde, sistemde istediği birçok bilgiye de rahatlıkla ulaşabilir. Ve bu tür çeteler gerçekleştirdikleri eylemlerde de geride iz bırakmamayı iyi bilir. Ancak suç çetesi lideri bir polis olursa ve ne kadar titiz çalışırsa çalışsın, her zaman onu yakalayacak ondan akıllı bir polisle denk gelecektir. İşte bu olaylardan biri de 2005 yılında İstanbul’da yaşandı.
2004 YILINDA İŞ İNSANININ EŞİ KAÇIRILDI
Tarih yaprakları 10 Aralık 2004 yılını gösteriyordu. İşadamı Kemal Aydınlıyurt'un eşi Gönül Aydınlıyurt (56) alışveriş yapmak için çıktığı Silivri'deki bir alışveriş merkezi önünden kaçırıldı. Daha sonra alışveriş merkezinin otoparkında kameralara iki kişiyle konuşurken yakalanan Aydınlıyurt'un otomobili de ormanlık bir alanda yakılmış olarak bulundu. O yıl yapılan tüm aramalara rağmen Gönül Aydınlıyurt ne bulundu ne de kimler tarafından kaçırıldığı tespit edildi.
SÜRÜCÜ GASP EDİLDİ
2005 yılına girilmişti. İstanbul Emniyeti'nde yeni atamalar oldu. Türk emniyet teşkilatının en önemli birimlerinden biri olan Asayiş Şube Müdürlüğü’ne emniyet müdürü Ogün Toprak getirildi. Geçmişi başarılarla dolu olan Toprak, İstanbul asayişinden sorumluydu. Geçmiş kayıtlarda İstanbul’a dadanan bir gasp çetesi bir türlü çözülememişti. Buna ağırlık verilecekti.
İstanbul’un çeşitli semtlerinde kimi zaman polis kıyafeti kimi zaman iş insanı görünümüyle bazı kişiler gasp ediyordu. Sadece gasp çetesi olarak biliniyordu ancak olay çözüldüğünde cinayet de işledikleri ortaya çıkacaktı. Genelde hep paralı ve zengin kişiler gasp ediliyordu. Kadını ve erkeği fark etmiyordu. Peki bu bir tesadüf müydü? Geride iz bırakmayan çete bir türlü tespit edilemiyordu. İstanbul'da megakentin soğuk günlerinden birinde yine Anadolu Yakası’nda yaşanan bir gasp olayı polis telsizlerini hareketlendirdi.
Hemen bahsedilen olay yerine Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri gitti. Araç sürücüsü, yolda sözde çevirme yapan resmi kıyafetli polisler tarafından gasp edilmişti. Polis kıyafetli çete yeniden ortaya çıkmıştı.
BİR KAYIP BAŞVURU YAPILDI
Gasp Büro Amirliği ekipleri, hemen olayla ilgili çalışma başlattı. Verilen araç plakaları hep sahte çıkıyordu. Yapılan telefon kayıtları incelemesinde de garip bir durum vardı. Her olayda farklı telefon numaraları olay bölgesinde oluyordu. Yapılan incelemelerde o telefon kayıtları da o dönem ‘Patates hat’ denilen yani başkası adına alınmış SIM kartlardı. Sadece birbirleriyle görüşmeleri vardı. Bu profesyonel olduklarını gösteriyordu. Tüm bunlar yaşanırken Asayiş Şube Müdürlüğü’nün Kayıplar Masası Amirliği’nde sessiz sedasız bir kayıp başvurusu alınıyordu.
KAÇ GÜNDÜR KENDİSİNDEN HABER ALINAMAMIŞTI
Ramazan N., adlı kişilerin yakını kayıp başvurusunda bulundu. Ramazan N.’ye kaç gündür ulaşamıyorlardı ve hiçbir yerden de kendisinden haber alamamışlardı. Bu kayıp başvuru yıllarca Cinayet Masası’nda çalışmış birçok önemli olayı çözen başarılı cinayet uzmanı Savaş Kurtbaba’ya verildi. Savaş Kurtbaba, o yıl kayıplar masasına geçmişti. Kurtbaba, kayıp yakınlarını bir kez daha dinledi.
“ÖLDÜRÜLMÜŞ OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM”
Kayıp masasına birçok kayıp başvurusu geliyordu. Kayıp başvurularının çoğu da genç kızlardan oluşuyordu. Emekli cinayet uzmanı Savaş Kurtbaba, kayıp ailesini dinledikten sonra harekete geçtiğini belirterek “Kayıplar masası bambaşka bir birimdi. Her olayın içeriği bir film senaryosunu içerir. Genelde kayıp genç kızlar rahatlıkla bulunuyordu. Çünkü genç kızların çoğu evdeki baskıdan dolayı kaçıyordu. Evden kaçanları bulmak kolaydı ama cinayete kurban gidenleri bulmak önemli bir çalışma gerektirirdi. Bu kayıp başvurusuna baktığımda, bu kişinin sosyal yaşamı ve çevresine baktığımda kaybolmasını gerektirecek bir durum yoktu. Fidye için kaçırılmışsa evdekileri araması gerekiyordu. Kimse aramamıştı. Ya da adamı öldürünce arama fırsatı kalmamıştı şüpheliler için. Çünkü ben kayıp kişinin öldürüldüğünü düşündüm. Kendi tecrübem bunu söylüyordu.” dedi.
“BİR ARAMA DİKKATİMİ ÇEKTİ”
Bu sırada İstanbul’da 7 kişilik bir aile katliamı yaşanmıştı. Türkiye bu cinayete kilitlenirken, Savaş Kurtbaba, sessiz sedasız soruşturmasını yapıyordu. Önce ölen kişinin telefon kayıtlarına ulaştı. Kayıtları incelemeye aldığını anlatan Kurtbaba şöyle devam etti: “Arayan ve aranan numaraların kime ait olduğuna bakarken bir arama numarası dikkatimi çekti. Bir astsubaya ait telefon numarasıydı. Dedim ki bu astsubayın bu adamla ne işi var. Şüpheli görüşmeler yok. Birkaç telefon numarasıyla birlikte bu astsubayı da incelemeye aldım."
UZANTILAR BİR POLİS MEMURUNA GİTTİ
Birkaç telefon kaydıyla birlikte astsubayı da incelemeye aldığını anlatan Kurtbaba, bir yandan da sokak çalışması yaptığını söyledi. Kayıp Ramazan’ın çevresindeki arkadaşlarından birini de sokak çalışmasıyla tespit ettiğini belirten Kurtbaba, “Bu kişinin arkadaşını tespit etmem önemli oldu. Onu incelemeye almıştım bir yandan diğer ayırdığım kayıtlara baktığımda, astsubayın bağlantısının bir polis memuruna kadar gittiğini gördüm. Önce normal bir bağlantı dedim. Hani astsubay ile polis görüşür tabii. Polis memuru karşıda bir karakolda görev yapıyordu. Onu da not olarak defterime kaydettim ve Ramazan’ın arkadaşını incelemeye aldım. O dönemde suçlular hep patates hat kullanıyordu. Ramazan’ın telefon kayıtlarında da bir iki patates hat diye tabir edilen kayıt vardı. O patates hattı kullanan kişileri bulmam lazımdı.” ifadelerini kullandı.
BİR ÇETEYLE KARŞI KARŞIYA KALDIM
Kurtbaba, o patates hatlardan yola çıkarak, zincirleme bağlantılar bulmaya çalıştığını belirtti. Kurtbaba şunları kaydetti: “O patates hatlardan birinin bu astsubayla görüşme yaptığını tespit ettim. O anda astsubaya doğru yönelmeye başladım. Astsubayın kayıtlarını bu kez daha detaylı incelemeye aldım. Astsubayın görüştüğü kişi bu polis memuruydu. Ortaya organize bir şema çıkıyordu. Karşımda polisli ve astsubaylı bir çete olduğunu düşünmeye başladım. Ve daha fazla bilgi elde etmek için daha çok çalışmaya başladım.” dedi.
“POLİSLİ ÇETE”
Yaptığı çalışmayla karşısında profesyonel bir çetenin olduğunu düşünen Savaş Kurtbaba, çeteyi çökertmek için önce kayıp Ramazan N.'yi bulmayı ya da öldürülmüşse de cesedini ortaya çıkarmak gerektiğini düşündü. Kurtbaba bu olayla ilgili yaşadığı ilginç bir detayı da şöyle anlattı: “Bir gün şube müdürümüz Oğun Toprak müdürümüze evrak imzalatırken, 'Müdürüm polisin içinde olduğu bir çeteyi tespit ettim' dedi. O da bakarsın dedi. Birkaç gün sonra baktım Asayiş Şube Müdürümüz Ogün müdürümüz beni telefonla arıyor. ‘Emirleriniz müdürüm’ diye açtım. Bana dedi ki 'Ben makamdaydım sayın müdürümüz de şu an seni duyuyor (O dönemin il emniyet müdürü Celallettin Cerrah) bu kayıp Ramazan N. varmış dosya sendeymiş Dosya ne durumda' dedi. Ben konuyu hemen arz ettim. Yaptığım çalışmalarda işin içinde bir polis ve astsubaylı bir çete olduğunu söyledim. O dönem İstanbul il emniyet müdürü Celalettin Cerrah’tı. Bana ne gerekiyorsa hemen yap dedi.”
FİLM GİBİ BİR SENARYO HAZIRLANDI
Yaptığı çalışmayla çetenin isimlerini tek tek tespit eden Kurtbaba, cesedin bulunması için şebekenin tamamının çökertilmesi gerektiğini belirtti. Kurtbaba şunları kaydetti: “Yaptığım çalışmaya göre çetenin kilit ismi polis memuruydu. Çeteyi bu polis memuru yönetiyordu. Bir gasp çetesiydi. Her olayda patates hat telefonları kullanıyorlardı. Polis ve astsubayın yerleri belliydi. Ama çetenin önemli iki elemanının yerini bilmiyordum. Bunun için de bir plan hazırladım. Önce o polisi şubeye getirecektim. Polisi almaya giderken, bizim kapıdaki polislere birazdan resmi bir polisle geleceğim, içeri girerken dışarıdan gelenlerin silahlarını alıyoruz söyleyin ve silahını alın dedim. Ben gidip karakolda onu gözaltına aldırırdım ama çete bunu duyarsa ortadan kaybolurdu.”
POLİSİN İLK SÖZÜ: AVUKAT İSTİYORUM
Polis memuru tüm olaylarda bilgisi olan karakolun kilit ismiydi. Karakola giden Kurtbaba, planını nasıl hayata geçirdiğini şöyle anlattı: “Polis memuruna bizimle şubeye kadar gelsene sıradan bir şikayetle ilgili ifadeni alacağız' dedim. ‘Tabi abi zaten beni biri şikayet etmişti' dedi. Karakolda işlem yaptığı biri ona seni şikayet edeceğim demiş o da o olay olduğunu sandı. Biz şubeye girdiğimizde polis arkadaşımız aynen dediğimiz gibi getirdiğim polise silahla girilmez teslim edilmesini istedi. Silahını aldı. Ne olur olmaz biz ona gözaltı dediğimizde silahına sarılabilir diye de düşündük. Odaya götürdüm ve ona seni bu kayıp olayla ilgili gözaltına aldığımı söyledim. Bana ilk olarak ‘Avukatımı istiyorum’ dedi. Bunu duyunca biz doğru iz üzerinde olduğumuzu anladık.”
OPERASYON FİLM SAHNELERİNİ ARATMADI
Çete lideri yakalanmıştı ama geriye çetenin önemli elemanları ve kayıp erkeğin cesedinin bulunması gerekiyordu. Cinayet uzmanı Kurtbaba şöyle devam etti: “Ben polisi gözaltına alır almaz telefonunu kapattım. Ve karakol amirine şunu rica ettim. Bu polisi kim ararsa trafik kazası geçirdi, Çapa'da hastanede yattığını söyle dedim. Çünkü çete elemanlarının bu adama ulaşmaları lazımdı. Ama bir de şunu yaptım. Kayıp Ramazan’ın bir arkadaşı vardı. O da çeteden biriydi. Onu gözaltına aldım. Ve ona dedim ki, o arkadaşlarını ara liderinin kaza geçirip iki ayağını kırdığını ve Çapa'da olduğunu söyle dedim. Bu kişiyi ikna ettim ve dediğimi yaptı.
Kurtbaba, bu telefon görüşmesinden sonra Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin girişinde duran iki güvenlik görevlisine bilgi verdiğini belirterek şöyle devam etti: “İki görevliye dedim ki benim elemanı göstererek, bu adamla kim gelip konuşursa hemen yatırın kelepçeyi takın dedim. Onlara da kelepçe verdim. Çünkü ekip çağırabilirdim ama 2 çete üyesi çok kurnazdı. Tuzağı anlayıp kaçarlardı yakalayamazdık. Bu yüzden ekibimleydik bizim arabayı sakladık. Biz hastanede pusuya yattık. Bir süre sonra baktık bir araç geldi. Beklediğimiz kişilerdi. Biri arabadan indi çevreye baktı. Mafyavari şekilde yürüdü. Elemanı görünce içeri doğru girdiler. İçeride güvenlikçi dediğim şekilde bunu aldı. Ben de hemen sürücü koltuğunda oturan kişiye doğru gittim. Silahımı çektim. Kapının sürücü koltuğunun yanındaki pencere açıktı oradan silahı uzattım polis in aşağı dedim. Bu kişi aracı sürmeye başladı ben yarım içeride ayaklarım dışarıdayken araç gitmeye başladı. Birkaç araca çarptı ve ben durmazsan ateş ederim dedim. Durdu. Hemen gözaltına aldık.”
BEYKOZDA CESET BULUNDU
Ardından astsubayı da gözaltına aldığını belirten Savaş Kurtbaba şöyle devam etti; “Geriye cesedi bulmak kalmıştı. Konuşmuyorlardı. Meğerse bu çökerttiğim çete gasp büronun aylardır yakalamak istediği üniformalı sahte polis çetesiymiş. O ilk elemanı konuşturdum ve cesedi Beykoz’da gömdüklerini tespit ettik. Kayıp cesedi bulduk. Olay çözüldü. Yaptığımız araştırmaya göre bu kayıp olan kişi de arkadaşlarıymış. Bir anlaşmazlık olmuş para konusuyla ilgili, bunlar Ramazan’ı alıp bağlamışlar ve bıçakla işkence ede ede öldürmüşler. Sonrada cesedi Beykoz’a götürüp gömmüşler” dedi.
TARZLARI VARLIKLI KİŞİLERİ KAÇIRIP PARAYA ÇÖKMEK
Çökertilen bu çete, zengin kişileri bulup, peşlerine takılıp gasp ediyordu. Yapılan çalışmalarda yine bu çetenin 2004 yılında Zekiye B. adlı yaşlı bir kadını da kaçırıp işkence ettikleri öğrenildi. Ölü numarası yapan yaşlı kadının kurtulduğu ortaya çıktı.
2009 YILI
Cinayet uzmanı Savaş Kurtbaba’nın bireysel çalışmaları sonucu tüyler ürperten çete çökertilmişti. Ancak bu çeteyle de yine bazı bağlantıları olan kişiler kalmıştı. Savaş Kurtbaba’nın çözdüğü olay Gasp Büro Amirliği ekipleri için çok önemli bir adım atılmasını sağladı. 2009 yılında Kurtbaba’nın çökerttiği çeteyi yeniden incelemeye alan gasp masası, çetenin 2004 yılında kaybolan ve aracı yakılmış olarak Çatalca'da bulunan Gönül Aydınlıyurt cinayeti ile bağlantılı olduğunu da tespit etti. Yapılan çalışmalarda, çete üyelerinin Gönülyurt’u takip ettikleri ortaya çıktı.
VİLLA KAZILDI CESED BULUNAMADI
Elde edilen bilgilere göre Aydınlıyurt’un cansız bedeni Selimpaşa'da bir villanın bahçesine gömülmüştü. Bunun üzerine 2009’daki soruşturmada bu villanın bahçesi kazıldı. Ancak herhangi bir ceset bulunamadı.
BAHÇE KAZILMIŞTI
O dönem polisin yaptığı kazıda dikkat çeken bir detay yıllar sonra ortaya çıktı. Kazı yapılan bahçenin bir süre önce bazı noktalarında daha önce kazı yapıldığı öğrenildi. Elde edilen bilgilere göre, çete gömülen o cesedi oradan çıkartıp başka yere götürüp gömdü. Ancak yapılan tüm çalışmalara rağmen Gönül Aydınlıyurt’un cansız bedenine ulaşılamadı.