AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'dan Habertürk'e açıklamalar
Habertürk'te Fevzi Çakır'ın sorularını yanıtlayan AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Sonuç Alım Sistemi (SAS) programı sayesinde seçim sonuçlarını çok erken öngördüklerini; ancak yüzde 100 emin olduktan sonra ilan ettiklerini söyledi. 420 bin kişilik bir sandık üyelerinin olduğunu belirten Yavuz, İstanbul için kullanılacak olan oy pusulasının 97 cm. olacağını kaydetti. Yavuz, vatandaşların kullanacağı oyların iptal olmaması için bazı uyarılarda da bulundu
AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Habertürk'te Fevzi Çakır'ın sorularını yanıtladı.
Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ramazan'da kampanya sürecinin işlediğine şahit oluyoruz. Güzel de oluyor, bereketli işliyor. Öğleden sonra başlıyorsunuz. Sabah 5'e kadar devam eden bir süreç sizi bekliyor. İftar başlı başına program. İftarla teravih arası ayrı program. Teravihten sahura kadar ayrı programlar çıkartabiliyorsunuz. Bereketli geçtiğini düşünüyorum. Ramazan sürecinde de kampanyanın da gayet güzel işleyebildiğini görüyoruz. Bence eksik bir bilgi var, sokaklar niye bu kadar süslenmiyor diye. Onları yasakladık biliyorsunuz. Aslında bir kısım asılanlar da çok yasal değil. Müracaat edildiğinde engel olunuyor. Belli yerlerin haricinde o süslemeyi zaten yapamıyorsunuz. O partilerin oraya yetişememesi değil mevzuatın böyle olmasıdır. Yine de bir centilmence tablo var. Herkes afiş, bayrak, flamalarını asmış. Olması gerektiği kadar bir hareketin olduğunu görüyorum.
"SONUÇ ALIM SİSTEMİ'NE (SAS) SAHİBİZ"
Parti nevi şahsına münhasır bir parti. Hakikaten Türkiye'de örneği yok. Dünyada var mı bilmiyorum. Hem kampanya süreci hem öncesindeki kısımda, aday belirleme süreçlerinde, seçim gününe hazırlık süreçlerinde AK Parti'nin farkı çok net ortaya çıkıyor. Öncesinde iki tane temayül yoklamasında ki birincisi yüzyüze idi. Cumhurbaşkanımız yüzyüze bizzat sordu da. Şimdi kampanya süreci nevi şahsına münhasır işliyor. Bir de seçim günü hazırlıkları var. AK Parti hazır. Biz 28 Mayıs'ta seçimi bitirdik, 30 Mayıs'ta seçim işleri başkanlığı olarak toplantı yaptık. Aktif rol almış tepe yönetiminin tamamını toplamak suretiyle toplantı yaptık. 31 Mart 2024'deki seçimin çalışmasının startıydı. Daha o gün seçim gününe ilişkin yapacağınız yazılımını yaptık. Seçim günü uygulayacağımız SAS dediğimiz sonuç alım sistemine sahibiz.
"YÜZDE 40'LA SİMÜLASYON YAPIYORUZ"
SAS'ı Türkiye'de uygulayan tek parti AK Parti'dir. AK Parti'nin dışında bir parti yok, olamaz. Bu yeter mi, yetmez. Çok güçlü bir teşkilatınızın olması gerekiyor. Her yerde olmanız gerekiyor. Böyle bir lideriniz olacak ki, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideriniz olacak ki size güç versin. Ancak böyle sonuç alıyorsunuz. 2023 seçimlerinin ilkinde 14 Mayıs'ta biz tam 20.30'da seçimleri gördük. İkinci seçimde 19.00'da. Sayın Cumhurbaşkanı adım adım takip ediyor ve aksilik olduğunda arayıp 'niye böyle oldu' diyor. Ortalama Türkiye'nin yüzde 40'ından geldiğinde simülasyonlarla bunu belirliyorsunuz. 20.30'da çok daha ilerdeydik. Seçim sonuçları ortaya çıkmadan çizelgelerimiz var. Her seçim için ayrı çizelge. Büyükşehir, belediye, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği için. Oylar sayılırken bizim müşahit çeteleyi tutuyor. Sandık sonuç tutanağı daha bağlanmamışken bizimkisi hemen SAS sistemine giriyor.
"SONUÇLARI SAAT 20.30 GİBİ ALIRIZ"
Diyelim ki giremedi. Aksaklık oldu. 25 sandıktan sonra çağrı merkezi görevlimiz var. Her ilde kuruyoruz bunu. Akışı sağlıyoruz. Bunları konuştukça, 'biliyoruz' dedikçe. 'Acaba YSK bizimle paylaşmadığı bilgileri mi paylaşıyor' deniyor. Öyle bir şey yok. Biz hem sandığın başından alıyorzu. Sonuç tutanağı imzalanmamışken. Biz bunu bekleyemeyiz. Bir an önce kritik ilçe ve illeri belirleyeceğiz. 420 bin üye verdik seçim kurullarına. Partili resmi sandık kurulu üyesi asil/yedek. Eksiksiz verdik. Acaba CHP tamamını verdi mi? Verememiştir. Bilmeden konuşuyorum şu anda; hep böyle olduğu için böyle öngörüyorum. Başka işlerle uğraşıyor, buraya odaklanmıyor ki CHP. Biz yine saat 20.00 gibi 20.30 gibi sonuçları Allah'ın izniyle göreceğiz ama ilan etmeyeceğiz. Biz kendimiz için alıyoruz. Kamuoyuyla paylaştığımızda yüzde 100 net olmamız lazım. CHP bizim saat 20.30'da aldığımız veriyi gece saat 02.00'de alamayacak. Sistem kuramayacak, kursa bile çalıştıramayacak.
"CHP BAŞKA İŞLERLE UĞRAŞIYOR"
CHP teşkilatçılığı parti tarzına odaklanmıyor. Aslında CHP parti değil. Teşkilatçılığın gereklerini yapmıyor. Mesela valizle bir şeyler getiriyor, sayıyor. Ben CHP'nin adının artık CHP'yi hak etmediğini düşünüyorum. Cumhurla, halkla pek alakası kalmadı. P'si de parti anlamına gelmiyor artık. Pas atmakla meşguller. FETÖ'den ihraç edilenleri geri getireceğiz dediler. Pazarlık ettiler. Şimdi para da çıktı. Pas atma vardı. Yalanın siyasetini yapma zaten sindi onlara. Pazarlıkları gördük. Ama şimdi çok net ortaya çıkan bir de para. Artık CHP eşittir 4 P diyebiliriz. Sandıkta da öyle olacak. Zaten çoktan parti olma vasfını kaybettiği için. Partinin genel başkan yardımcıları dururken iki belediye başkanı o geceyi yönetmeye çalıştı. AK Parti'nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkanı sıfatıyla iddialı bir şekilde söylüyorum; CHP o gün erken haber almada da, koordine etmeden de uzak düşecek. Çünkü dediğim gibi başka işlerle uğraşıyor.
"MİLLET CHP'Yİ BİRAZ DAHA TANIDI"
Diyelim ki il binası alınmış olsun bu paralarla. Siyasi Partiler Kanunu'nda nereden alacağınız vs. hepsi var. Bir kere buna uyulmamış, net. Parti adına yapılan işlerin izahını belediye başkanı mı yapar? O günkü il başkanı, genel başkanı niye yapmaz? Her konuda çokça laf eden, iş yapmak yerine laf üreten o kesim bu kadar önemli bir meselede suskun. Başlangıçtan bugüne değişen ne var diye düşündüğümde CHP'yi biraz daha milletimiz tanıyor diye düşünüyorum. CHP adayı 2019'da ortaya çıkınca bol vaatte bulunmuştu. Geçen bir tv programında yüzde 4'ünü yapmış diyordu. Ben de oralarda bir yerde olduğunu düşünüyorum. Hadi olsun yüzde 20. Daha fazlası değil. 81 ile uğrayan birisiyim ben. Hem gidiyoruz, hem sahadayız. Birçok ile uğraşıyoruz. Herkes bize uğruyor. Mülakatlar, görüşmeler, temayüller, anketler yapıyoruz. Bizim gittiğimiz illerde belediye başkanlarının neleri vaat ettiğini neler yaptığına bakıyoruz.
"ZAMAN BİZİM LEHİMİZE İŞLİYOR"
CHP adayarı bol keseden vaat ediyor. Sadece o günü kurtarmak için söylüyor. Ekrem İmamoğlu veya Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanına yakışan şey nedir? Neleri vaat ettiğini ne kadar yaptığını açıklamaları lazım. Bunu insanımız fark ettikçe 'demek ki CHP'nin siyaset anlayışı bu' diyor. Çağrılmasına rağmen Canan Kaftancıoğlu ifade vermemiş. O paranın nereden, nasıl alındığının açıklaması gerekir. 'Sokağın böyle bir derdi yok' demek, kapat gitsin demektir. Başka açıklaması yok. Bütün bunlar fark edildikçe zaman bizim lehimize işliyor. Zaman geçtikçe biraz daha anlaşılması sebebiyle her şey çok net ortaya çıkıyor.
"ALLAH'IN İZNİYLE İSTANBUL'U ALIYORUZ"
Ortaya çıktıkça CHP irtifa kaybetmeye, Cumhur İttifakı adaylarına biraz daha teveccüh göstermeye başlıyor. Allah'ın izniyle İstanbul'u alıyoruz. Zamanın bizim lehimize işlediğini söylediğimize göre aranın daha da açılacağını görüyorum. Biz öndeyiz ama arada uçurumlar yok. Zaman bizim lehimize işliyor. 2019'da yeni ortaya çıkmıştı her iki aday. Vaatlerinin arkasında durabileceği düşünüldü. Zaman aleyhimize işlemeye başladı. Bu sefer zaman geçtikçe CHP adaylarının ne olduğu, vaatlerinin ne kadar gerçekleştirip, gerçekleştiremediği noktasında kanaat hasıl oluyor. Murat Bey rüştünü ispat etmiş, Ankara'da Turgut Bey öyle. Bizim kitabımızda, dünyamızda yapacağımız şeyi söylemek yok.
"KÜÇÜK OYLARLA KAZANILIP KAYBEDİLECEK"
Biz SAS dediğimiz hadiseyi geliştirdik. Kayıp kaçak durumunu hızlı fark ediyorsunuz. Çok daha küçük oylarla kaybedeceğiniz kazanacağınız yerler olacak. Geçerli, geçersiz oylarda bizim ve diğer partilerin itirazı olacak. Aslında mekanizma düzgün kurulmuş. Mesela Millet İttifakı'nın önemli unsurlardan biri seçime girmedi. Seçime girmeyince sandık kurullarında görev alamıyorsunuz. Partilerin, o ilçede bir önceki seçimde en fazla oy almış 5 siyasi partinin sandıkta kurul üyesi var. Bütün partilerin müşahitleri var. YSK sandık sonuç tutanakları ile verileri alıyor. Tutanağı bütün partilerle paylaşıyor. Bu hakikaten çok takdir edilecek bir nokta. Seçimi açık ara alsak bile bir yerde bizim lehimize yazılması gerekirken başkasına yazılmışsa, orada itirazımızı yapıyoruz.
"İSTANBUL PUSULASI 97 CM. OLACAK"
İstanbul'da oy kullanacak pusula 97 cm. İstanbul seçmeni bu pusulaya mühür basacak. Bu Türkiye'de tek. Başka bir örneği yok. Başka hiçbir ilde uygulanacak pusula yok. 27 bağımsız aday var. Ankara'daki pusula 78 cm. Burada 19 aday, 5 aday var. Anadolu'nun tamamı böyle. İstanbul hariç. 80 il böyle, bir il sadece İstanbul. Zarfa sığacak mı, zorlanarak sığacak. Birinci aşama mutlaka TC kimlik olacak seçmende. Evlilik cüzdanı pasaport, ehliyet, avukat ve noterlere ait kimlik olabilir. İkinci aşama seçmen listesinde yeriniz olacak. Şu anda ister YSK'nın sitesinden ister e-devletten girip görebiliyorsunuz. Size üç tane pusula veriliyor. İstanbul örneğinden gidersek; beyaz pusula büyükşehir için. Mavi pusula ilçe belediye başkanları adaylarına ilgili olacak. Bir de belediye meclis üyelerine has pusula verilecek. 30 büyükşehirde tablo bu. Bu söylediklerimin yanında bir de muhtarlık var. Hepsi aynı zarfa girecek.
OY ATARKEN BU NOKTALARA DİKKAT!
Zarfın üstünde YSK logosu olması gerekiyor. Seçim kurulu ve sandık kurulu mührü olması gerekiyor. Sehven sandık kurulu mührü unutulmuş ise zarf filigramlı ise geçerlidir. Zarf geçersiz ise içindikelrin tamamı geçersiz olur. Pusulaya vuracağınız 'tercih' mühürü zarfa vurulursa, zarf hiç açılmadan geçersiz oluyor. Zarfa parmak izi basmak, imza atmak geçersiz sayılacak. Zarf bütünlüğünü kaybetmişse geçerliliğini kaybediyor. Pusulanın arkasında sandık kurulu mühürü olacak. Oy atarken tek bir yere mühür vurmanız gerekiyor. Birden çok alana vurulmuşsa kesinlikle geçersiz. Herhangi bir yere imza attınız, parmak izi bastınız, isim yazdınız, tercih mühürünü vurmuş olmanıza rağmen oylar geçersizdir. Bütün bunlar 198 sayılı genelgede yazılıyor.
"YRP 2 BÜYÜKŞEHİR 2 DE İL İSTEDİ"
Yeniden Refah'la o dönem çok uzun uzun konuştuk. MHP ile tam bir mutabakatımız sözkonusu. Masaya oturduk 'Önce Türkiye'nin hayrına sonra Cumhur İttifakı'nın kârına sonra partilerin kârına zararına bakacağız' dedik. Çok net belirledik. Sayın Cumhurbaşkanımız gibi bir lider orada, sayın Devlet Bahçeli gibi bir lider burada. Emin olun çok bereketini görüyoruz. Diğer partilerle de oturduk. YRP ile 6 toplantı yaptık. En son oturduğumuzda, YRP tam bir ittifakı doğru görmedi. Sadece 3 büyükşehirde ittifakı doğru gördü. İki büyükşehir, iki de il istendi. Masada konuşulanları çok fazla konuşmak istemeyiz ama. YRP'deki arkadaşlar değişik zamanlarda konuştukları için net birk şekilde ifade etmek istetim. "3 il değil de bir veya iki il olursa ne yapılabilir" diye sorduk. Pazartesi'ne randevu verdik. Pazartesi beklenmeden açıklama oldu. Suat Pamukçu Bey, YRP Genel Sekreteri. 2023 sürecinde müzakerelerin içindeydik. 2024'te başka arkadaşlarla devam ettik. Suat Pamukçu ve arkadaşları tırnak içinde söylüyorum "Biz önce kötüyü def etmeye çalışıyoruz. CHP'nin iktidara gelmesini, muvaffak olmasını daha vahim görüyoruz. Onu zayıflatacak duruş sergilemek istiyoruz" dendi. Zaten kendisi de açıkladı bunu. O zaman netti, bu sefer ne olduğunu biz de anlayamadık.
"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TARZINA AYKIRI"
Konuşulanları doğru bir şekilde vermemiz gerekiyor. Bu konularda sıkıntı olduğunu gördük. Otururken böyle oturduğunuzda demek ki anlaşmanız biraz zor olacaktı. Başka hiçbir yerde olmayacak, ilçeler olmayacak sadece 3 büyükşehir olacak. Arkadaşlarımız 'Hazine'den pay alacak yasal düzenleme isteriz' demişti. Karşılayabileceğimiz talepler değildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın tarzına zaten çok aykırı. AK Parti iş tutarken konjonktürel bakmaz hiçbir zaman. Sayın Cumhurbaşkanımız 'ilkelerimizle geldik, gideceksek ilkelerimizle gideriz' anlayışına sahip bir lider. Doğrusu YRP ile uzlaşma zemini yakalamaktı. Bize ne kaybettirir ve ne kazandırır noktasından bakamayız. Bana göre etkilediği yerden elbette olabilir. Belki de bu duruşun bize olumlu yansıması da sözkonusu olabilir. Bunu ölçümleyemeyiz bugünden. Ne pahasına olursa olsun mutlaka ittifak kurmalıyız diye bakamayız.
"REKOR OYU BEKLEDİĞİMİZ İLLER VAR"
Rekor oyu beklediğimiz yerler Sakarya, Konya, Trabzon, Ordu, Samsun. Bunlar kalemiz olmaya devam edecek. Başka yerler de gelecek. İnşallah İstanbul, Ankara gibi. Hatay'da çok açık öndeyiz. Antalya'yı alacağız. İzmir'de aradaki fark adeta eridi gitti, çok yaklaştı. İnşallah orası da gelecek diye umuyorum. Güzel olacak inşallah.