Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Rıfkı için sanat

        NAZENİN TOKUŞOĞLU/HT CUMARTESİ

        Dünyaca ünlü sörf kenti Alaçatı’da artık kullanılmayan, modası geçmiş eski sörf tahtaları tekrar topluma kazandırıldı...

        Alaçatı... İlk bakışta rüzgar sörfünün adresi gibi gözükse de, aslındamutlu insanlar beldesi. Burası öyle bir yer ki ünlü bir sanatçıyı parmak arası terlikleriyle elinde akşamdan artmış yemeklerle köpeklerin yanına çökmüş vaziyette görebilirsiniz mesela. Ya da... Ünlü bir ressam yeni nesil sörfçülerin dönüp de bakmayacağı bir sörf tahtasını Alaçatı aşkı uğruna bir sanat eserine dönüştürebilir. İkisine de şahit oldum. Ama benimilgimi çeken ikincisi...Malzeme listesi kısa: İyi bir sanatçı ve bir sörf tahtası. Sonuç: SurfArt’tan tarifi mümkün olmayan bir ziyafet. Hem etkinliği anlatayım hemde birbirinden değerli sanatçıların yorumlarını aktarayım.

        CANLI CANLI SANAT

        Sanatçılar, sörf tahtalarıyla yarattıkları eserlerini önce Çeşme Marina’da sergileyecek. Bir hafta sonra etkinlik sörfçülerin yakından bildiğiMyga Surf City’de bir hafta daha devamedecek. Alaçatı’da bu sene sanatla spor cidden bütünleşiyor, zira workshoplar da yapılacak ve sörf tahtalarının sanat eserine dönüşümü canlı olarak izlenebilecek. Veee geldik en önemli kısma... Eserlerin satışlarından elde edilen gelirin bir kısmı Çeşme’deki sokak hayvanlarının ihtiyaçları için harcanacak. “Bir yerde kedi ve köpeklermutluysa orada iyi insanlar yaşıyor demektir” diye bir laf vardır... İşte kastettikleri tamolarak buymuş büyüklerimizin. İnanın gelirin onlara gideceğini duyunca gözlerimdoldu. Alaçatı’da sokaklardamutlumutlu salınan, istediğinin yanına oturup kendini sevdiren, çoğunlukla tok ve mutlaka isimsahibi yüzlerce kedi ve köpek var. Rıfkı, Ginger, Booboo, Bela,Winter...

        BESTE KOŞ: 'Biraz da sorumluluk gibi geldi’

        1988 Zürih doğumlu. Çalışmalarına Eskişehir’deki atölyesinde devam ediyor. “Daha önce bu kadar yakın olmamıştım bu nesneye. Onu sanata dönüştürmekse ayrı bir zevk ve sorumluluktu. Bir fırça darbesiyle akıp gitti, o ayrı. Her şey çok güzeldi, bu projede yer almaktan büyük zevk duydum.”

        CEM BÜYÜKHANLI ‘Malzemeye sadık kaldım’

        1975 doğumlu. Londra Southeastern Üniveristesi’nde sanat lisansı yaptı. Zurih Künsnacht Carl Gustav Yung Enstitüsü’nde analitik psikoloji programına katıldı... “Sörf tahtası üzerinde çalışmak, malzemenin işlevselliği göz önüne alındığında ve ‘rüzgar, deniz ve insan’ üçlemesinin koordinasyonu düşünüldüğünde, heyecan verici bir şeydi. Malzemeyi anlama ve ona göre ifade yaratma açısından zevkli ve mücadele gerektiren bir çalışma oldu benim için, tatmin ediciydi. Renkleri seçerken malzemeye ve işlevselliğine sadık kaldım”

        GAMZE ZORLU ‘Sürünün simgesi koyunlar’

        1989 Mersin doğumlu. 2009-2010 yıllarını Erasmus LLP ile gittiği İspanya’da Universidad de Sevilla‘da geçirdi. “Sınırsızlığı temsil eden denizde sınırsız hayal gücüyle farklı bir tabanda resim yapmak heyecanlıydı. Özellikle Gezi’de olanlara ve basının tepkisizliğine kayıtsız kalınamayacak bir döneme denk geldiği için, resimde sürü psikolojisini, bu konuyu en iyi yansıtacağını düşündüğüm bir imgeyle, koyunlarla anlattım.”

        ARYA KARİN SOFUOĞLU ‘Fantastik bir dünya gibi’ 1986 Viyana doğumlu. 15 yaşında ailesiyle birlikte Berlin’e taşındı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde sokak sanatları festivallerine katıldı. “Çalışmalarımda genellikle çevre kirliliği temasını işliyor ve aslında güzel gelen birçok şeyin bize zarar verdiğini anlatmaya çalışıyorum. Petrol, kozmetik ürünler, şeker, sentetik ürünler gibi. Hep kendimi, çoğunlukla da bir maskenin altında resmediyorum. Bu maskeyle saydığım tüm bu zararlı şeylerden korunmaya çalışıyorum sanki.”

        YAĞIZHAN ÇALIŞKAN ‘Kendimi tamamen o heyecana bıraktım’

        1992 Ankara doğumlu. El Ele Sanat Galerisi’nde Ekrem Kahraman’la “Usta Çırak” adlı resim sergisini açtı. “Uzun yıllar sörf geçmişim oldu ama böyle bir birlikteliği düşünmedim. Sanat için sörf tahtasını zemin olarak kullanmak beni her zamankinden daha da heyecanlandırdı. Kendimi tamamen bu heyecana bıraktım.”

        EKREM KAHRAMAN ‘Gizemli ve hayranlık uyandırıcı’

        1948 Tarsus doğumlu. Yurtiçi ve yurtdışında 80’in üzerinde kişisel sergi açtı; ulusal ve uluslararası fuarlarda yer aldı. 16 ödül kazandı. Sanatıyla ilgili iki belgesel film çekildi. Çok sayıda ulusal ve uluslararası koleksiyonda resimleri bulunuyor. “Sörf tahtası üzerine çalışmak gizemli ve heyecan verici. Çünkü o büyüklükte ve ağırlıktaki bir nesne üzerinde olmak ve onu yönetmek çok zor bir şey olmalı. Hâlâ şaşkınım ve aklım ermiyor açıkçası, bu da hayranlık uyandırıcı...”

        SALİM BAŞYİĞİT ‘Kışkırtıcı’

        1980 Simav doğumlu. Bugüne dek 13 kişisel sergi açtı. “Malzeme ne olursa olsun duyguların dışavurumu her zaman heyecanlandırmıştır beni. Sörf tahtasına resim yapmak bambaşka bir heyecan yarattı, kışkırtıcı geldi. Bir tavuskuşu yaptım, çünkü her yönüyle etkilendiğim ve kendimi yerine koyduğum nadir imgelerden biri.”

        ÇAĞATAY ODABAŞ ‘Kendimi ve sanatımı zorlamayı seviyorum’

        1980 İstanbul doğumlu. Serigrafi, gravür, fotoğraf eğitimi aldı. Ön planda deforme olmuş figürler ve onların yer aldığı bilinmeyen mekânlardan oluşan kompozisyonlarıyla tanınıyor. “Yarattığım figürleri elimden geldiğince amorf hale getirerek kendimi ve sanatımı zorlamayı seviyorum. Sörf tahtası boyamak benim için çok keyifli oldu çünkü bu tahtaların klişeleşmiş geometrik şekilleri yok, sanki sanatçıyı zorlamak için yapılmış tuvaller gibi...”

        EMEL ÜLÜŞ ‘Denizle dans’

        1984 Ankara doğumlu. Yüksek lisans tez konusu “Atilla Atar’ın Taşbaskı Uygulamaları ve Türk Baskıresim Sanatına Katkısı” idi. “Boyadığım her bir tahtayı kimin kullanacağını bilmeden ona bir kimlik yükledim. Beni yönlendiren tek şey, keyifli bir eylem olan denizle dansı, renklerin yardımıyla daha da canlı kılmak oldu.”

        SERDAR AKKILIÇ ‘Fantastik bir dünya gibi’

        1981 İstanbul doğumlu. Otodidakt bir sanatçı olan Akkılıç resim eğitimini özel davet üzerine gittiği Oslo National Academy of the Arts, Norveç’te aldı. Kuzey ülkeleri sanatından etkilendi. “Sörf tahtası form olarak resim yapmaya çok müsait olmasa da, sanki canlı bir şeyi boyuyormuş gibi hissettirdi bana. Eserlerimde insanın her şeyden, kalabalıklardan ötede bir yerde ve esasında yalnız olduğunu anlatmaya çalışıyorum. O yalnız insanı boyuyor sonra da etrafına fantastik bir dünya çiziyorum.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa