Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Venöz yetmezlik yaygın görülen ve ciddiye alınması gereken bir sorun. Bu sorunun bacaklarımızda yarattığı belirtilere “Varis” adı veriliyor. Peki ne oluyor da bu hastalıkla karşı karşıya kalıyoruz? Bacaklarımızda 2 önemli damar grubu bulunuyor. Bunlardan biri, kalbin pompaladığı temiz kanı ayak parmak uçlarına dek ulaştıran arterler (atardamar) diğeri ise kirli kanı, temizlenmek üzere kalbe ve akciğerlere taşıyan venler. (toplardamarlar) Venler, yer çekiminin aksi yönünde gerçekleştirdikleri bu önemli işlevlerini yerine getirirken, içlerinde yer alan ve adeta bir ‘çekvalv’ gibi tek yönlü çalışan kapakçıklardan yardım alıyor. Bu kapakçıkların bozulup geri kaçırması, venöz yetmezlik (reflü) adı verilen damar hastalığına yol açıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas, “varisler ‘venöz yetmezlik’ adı verilen hastalık sürecinin bir parçası olup, ihmal edilirse, bacakta pıhtı oluşumuna ve ‘pulmoner emboli’ denen ölümcül duruma zemin hazırlayabilir” diyor.

KİMDE HANGİ ORANDA GÖRÜLÜYOR?

Her yaşta görülen bu soruna kadınlarda ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi etkenler yüzünden, erkeklere göre 2 kat fazla rastlanıyor. 2012 yılında dünya genelinde “kronik venöz yetmezlik” bulunan 91 bin 545 kişiyle yapılan bir araştırmada, hastalığın cinsiyete göre dağılım oranının yüzde 32 erkek, yüzde 68 kadın olduğu belirtiliyor. Anne ve babasında varis bulunmayan bir kişide, herhangi bir yaşta, hastalığın ortaya çıkma olasılığı yüzde 20 iken sorunun anne veya babada olmasıyla bu oran yüzde 25-62’ye ulaşıyor. Söz konusu olan bir kız çocuk ise oran yüzde 60, erkek çocuk ise yüzde 25 oluyor. Hem anne hem de babada kronik venöz hastalık varsa doğacak çocuğun kız ya da erkek olması fark etmiyor ve hastalığın görülme oranı yüzde 90’ı buluyor.

Prof. Dr. Semih Barlas
Prof. Dr. Semih Barlas
OLUŞUMUNU ENGELLEMEK MÜMKÜN MÜ?

Varisi oluşturabilecek hem genetik hem dış etkenler bulunuyor. Ailedeki kalıtsal duruma müdahale etmek imkansız olsa da varisi doğurabilecek dış etkenlere dikkat edilmesi varis oluşumunu engelleyemese de geciktirmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Prof. Dr. Semih Barlas, “Varisi önleyici hiçbir yöntem bulunmuyor. Yaşam-çalışma koşulları, gebelik, bazı hastalıklar veya kullanımı kaçınılmaz olan bazı ilaçlar hayatımızın bir parçası haline geliyor. Aileden olan genetik geçiş ise en somut neden” diyor. Venöz yetmezlik ve varisler ileri yaş hastalığı olmayıp çocukluktan yaşlılığa her dönemde görülebiliyor.

KİMİN RİSKİ FAZLA?

İleri yaş, cinsiyet (kadınlarda daha sıktır), hamilelik, kalıtım, aşırı şişmanlık ve yaşam şekli bacaklarda varis oluşumu için en önemli risk faktörleri arasında bulunuyor. Çok sayıda bilimsel araştırma, konforlu koşullarda çalışanların aksine, uzun süre ayakta durmayı gerektiren mesleklerle uğraşanlarda, varisin daha sık görüldüğünü ortaya koyuyor. Üç önemli araştırma (Tampere, Edinburgh ve Framingham) tüm gün boyunca ayakta durmanın tek başına bir venöz yetmezlik ve varis risk faktörü olarak karşımıza çıktığını gösteriyor. Sürekli oturarak çalışanlarda yüzde 27 oranında venöz yetmezlik görülürken sürekli ayakta durarak çalışanlarda bu oranın yüzde 36 olduğu belirtiliyor. Ailede bir varis öyküsü bulunmaması, kişinin yaptığı mesleğin ayakta durmayı gerektirmemesi, varis oluşturabilecek topuklu ayakkabı, hormonal ilaç kullanımı, aşırı kilo gibi etkenlerden kaçınılması kişide varis görülmemesinin en önemli nedenleri arasında sayılıyor.

'VARİS TEDAVİSİ HASTALIĞIN KENDİSİNDEN BİLE BETERDİR' İNANIŞI DEĞİŞTİ Mİ?

Klasik varis ameliyatları, doppler görüntüleme altında yapılmadığı için tedavisi hedeflenen damarın doğru veya yeterli olduğundan emin olunamıyor. Diğer yandan ameliyat sırasında yapılan kasık kesisi ve damarın aranması, arzu edilmeyen sonuçları doğurabiliyor. Klasik varis ameliyatlarından sonraki 5 yıllık süre içinde aynı damarın nüks etme olasılığı yüzde 40-70'lere varabiliyor. Özetle, klasik varis ameliyatı sonrasında nüks oranının yüksek oluşu, “varis tedavisi hastalığın kendisinden bile beterdir” inanışına yol açıyor. Prof. Dr. Semih Barlas, gelişen teknolojik imkan ve yöntemlerin bu kanıyı değiştirdiğine dikkat çekerek, “Günümüzde modern varis ameliyatı EVTA ile lokal anestesi altında, ağrısız, dikiş gerektiren kesi olmadan günlük yaşama hemen dönüş sağlanabiliyor”diyor.

BUNLARI YAPMAYIN!

Varise davetiye çıkartmamak için ister oturarak isterse ayakta hareketsiz kalarak sürdürülen yaşam ve çalışma şekillerinden kaçınmak gerekiyor. Kötü beslenme sonunda alınacak her fazla kilonun, bacaklar üzerinde olumsuz etki yarattığının unutulmaması çok önemli görülüyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ