Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Turgut Uyar'ın ölüm yıldönümü

        1950'lerde Cemal Süreya ve Edip Cansever'le birlikte 'İkinci Yeni'yi kuran usta şair Turgut Uyar, bugün ölümünün 34. yıldönümünde anılıyor.

        Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak 4 Ağustos 1927 yılında Ankara'da dünyaya gelene Uyar, çocukluğunu şöyle anlatıyor: "Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır. Ağabeyim bana sataştıkça annem "'Yapma oğlum' derdi ona; 'o içli bir çocuk.."

        Bursa Işıklar Askeri Lisesi ve sonra da Askeri Memurlar Okulu'nu bitiren ve o yıllarda Kars'ın ilçesi olan Posof'ta askeri memur olarak çalışmaya başlayan Turgut Uyar'ın içindeki şairi uyandıran şey müziktir.

        Çocukluğunun geçtiği evde ud, keman ve saz eşliğinde sanatsal bir kulak ile büyüyen Uyar'ın henüz çocukluk yıllarında şiir yazmaya başlar: "Daha ilkokulda vezin ve kafiyeden haberim olmadığı çağlarda manzumeler yazardım. Sonra ortaokul ve lise devresinde boyuna yazdım. Günde üç beş şiir, haftada on beş, günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler ve romanlar. Liseyi bitireceğim yıl, Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Hamit ve Haşim kıskıvrak tutmuşlardı. Taklit ettiğimi bile bile onlara özenerek, bildiğim ve becerdiğim kadar terkipli filan gazeller mazeller yazardım. Hatta Makber'e Mezar adıyla bir nazire bile yazmıştım. "

        Turgut Uyar, ilk olarak "Yâd" adlı şiirini, o zamanların en önemli dergilerinden biri olan ve birçok şairin adını duyurduğu "Yedigün" dergisinde yayımlar. 1948 yılında ise edebiyatımızın en sağlam kalemlerinden biri olan Nurullah Ataç'ın ısrar ve çabaları ile "Kaynak" adlı derginin açtığı yarışmaya katılır ve "Arz-ı Hal" şiiri yarışmayı kazanır.

        Kendi şiirini kendi çabaları ile oluşturan Turgut Uyar'ın şiirinde birçok şairi ve onların şiir fikirlerini bulmak mümkündür. Onun bazı şiirlerinde toplumsal bir duyarlılık ile Nazım Hikmet izlerini, bazı şiirlerinde Atatürk konulu dizelerinde Cahit Külebi'nin etkisini bulmak mümkündür. Bunun yanı sıra onun şiirinde Lorca ve Ahmet Haşim'i veya Orhan Veli'yi bulmak mümkündür. Şiirinde hem batı hem de divan şiirinin özelliklerini kullanan Turgut Uyar, diğer şairlerin şiirlerinden öğrenerek geliştirileceğine inanır. Ona göre, bir şiir işçiliği mutlaka olmalıdır. Orhan Veli'nin şiiri ile Garip akımının bazı özelliklerini gösteren Turgut Uyar, zamanla II. Yeni hareketi içine girmiştir. Ancak içine girdiği bu hareketin şiirleri gibi tamamen kapalı bir anlatımı Turgut Uyar, çoğu zaman tercih etmemiştir.

        .png
        .png

        Uyar'ın şiirinde yalnızlıkla umut, varlıkla yokluk, çıkmazla kurtuluş hep bir aradadır. Şiirlerinde 'şairaneliğe çok az yer veren Uyar bu durumu şöyle açıklıyor: "Şiirde şairaneye hep karşı oldum. Ama... bir dönemin şairanesine. Değişen dünyayla bütünleşen şiir, hayattan yola çıkan, her dönemde kendi şairanesini yaratır. Kaçınılmaz olgudur bu. Şairanelik sadece sözcüklerde, imgelerde değildir, takınılan tavırdadır biraz da. Örneğin hecenin şairanesi gurbette, hasrette aşk kırgınlıklarında idiyse, Garip'in şairanesi kentli küçük adamın bulduğu ile yetinirliğinde, bir bakıma vurdumduymazlığındadır."

        Turgut Uyar sadece şiir yazmamış şiir ile hayat ilişkisini sorgularken, şairin kendi yaşamında nasıl bir şiir dünyası kurduğunu da araştırmıştır.

        1970'lerin sonunda Tomris Uyar'ın önderliğinde Can Yücel, Edip Cansever, Ömer Uluç, İsa Çelik gibi ustalarla 26 Mart'ı

        TURGUT UYAR ŞİİRLERİ

        Göğe Bakma Durağı

        İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

        Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

        Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

        Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

        Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

        Bu evleri atla bu evleri de bunları da

        Göğe bakalım

        Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

        İnecek var deriz otobüs durur ineriz

        Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

        Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

        Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

        Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

        Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

        Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

        Beni bırak göğe bakalım

        Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

        Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

        Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

        Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

        Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

        Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

        Bana dönesin diye bir bir kapattım

        Şimdi otobüs gelir biner gideriz

        Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

        Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin

        Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

        Durma kendini hatırlat

        Durma göğe bakalım

        REKLAM

        ***

        Denge

        Sizin alınız al inandım

        Morunuz mor inandım

        Tanrınız büyük âmenna

        Şiiriniz adamakıllı şiir

        Dumanı da caba

        Ama sizin adınız ne

        Benim dengemi bozmayınız

        Bütün ağaçlarla uyumuşum

        Kalabalık ha olmuş ha olmamış

        Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum

        Ama ağaçlar şöyleymiş

        Ama sokaklar böyleymiş

        Ama sizin adınız ne

        Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de

        Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı

        Yan gelmişim diz boyu sulara

        Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum

        Hiçbirinizle döğüşemem

        Siz ne derseniz deyiniz

        Benim bir gizli bildiğim var

        Sizin alınız al inandım

        Sizin morunuz mor inandım

        Ben tam dünyaya göre

        Ben tam kendime göre

        Ama sizin adınız ne

        Benim dengemi bozmayınız

        REKLAM

        ***

        Şimdi Gelsem Ki

        Şimdi gelsem ki sen, yıkanmışsın

        saçlarını taramışsın.

        alnında mini mini damlalar,

        bir hafiflik, bir incelik yüzünde.

        buğu ardından yıldızlar gibi

        parmak uçların pembeleşmiş,

        sere serpe yatağa uzanmışsın…

        bunu sevda türküsü olsun diye yazdım, gelinim

        şimdi yağmur yağıyor yollara, yapraklara.

        gelsem ki sen evdesin,

        cümle sıcaklıklarla berabersin.

        göğsün kapalı,

        dudakların aralık.

        ellerimi hohlayıp hohlayıp ısıtsan.

        halbuki şimdi sen nerelerdesin

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa