Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Dünya Kupası 2010 Efsaneden iyi hoca olur mu? - Futbol Haberleri

        HTSPOR.COM

        Hagi, Gullit, Cruyff ve niceleri... Ortak özellikleri futbolculuklarında yıldızların daüzerine çıkmış olmaları. Son örnekleri Maradona oldu. Peki bir efsane futbolcu iyi bir hoca olabiliyor mu? Örnekler olamadıklarını gösteriyor. Dünya Kupaları'nın favorisi olan Arjantin yıllardır kazanılamayan yeni başarıların da etkisi altında tam anlamıyla kaynayan bir kazan. Bu kazan da şimdi de Maradona var. Efsane ateş hattında... Bu arada yıllardır en iyi kim tatışmasının bir tarafında yer alan Maradona'nın yakından tanıdığı "Siyah İnci" Pele'nin antrenörlük hakkında ifade ettiği, "Futbolculuğumdan daha ileriye gidemeyeceğim için antrenörlüğü hiç tercih etmedim" açıklamasını Maradona göreve getirildikten sonra tekrar etmiş olması da hala akıllarda...

        -EFSANE BİR FUTBOLCUDAN İYİ BİR ANTRENÖR OLUR MU?-

        Bir futbolcu olarak, Oscar Ruggeri Arjantin ile 97 maça çıktı; bir Dünya Kupası ve iki de Amerika Kupası kazandı. Ruggeri bu aşamaları kat ederken ülkesinin en başarılı futbolcularından biri oldu. Öte yandan antrenörlük kariyerinde peş peşe başarısızlıklar kaydetti ve bir türlü toparlanamadı. İşler San Lorenzo ile iyi başlamıştı ve ilk sezonunda şampiyonluğa yaklaşmıştı. Ancak iyi günler o dönemle sona erdi ve her şey tepe taklak oldu.

        Ruggeri 2003’te Meksika’da Tecos UAG ile ilk altı maçını kaybettikten sonra istifa etti. Eve geri döndüğünde Independiente’de işe başladı ve dört ay sonra evlerinde oynadıkları maçta kendi taraftarlarının ıslıklamalarının ardından görevden ayrıldı. 2004’te şansını İspanya İkinci Lig takımı Elche ile denedi ama 20 maç sonra kovuldu. Bu maceranın ardından Meksika’ya dönerek America’ya yani ülkenin en zengin kulübüne katıldı. Bu sefer de altı ay görevde kalabildi. 2006’da San Lorenzo’ya geri döndü. Bu defa da fazla dayanmadı ve evlerinde Boca Juniors’a 7-1 yenildikleri maçın ardından görevden alındı.

        Bunların hiç biri ilham veren istatistikler ya da detaylar değil. Bu istatistikler üzerine Diego Maradona eski arkadaşını yardımcısı olarak Arjantin Milli Takımı’nda işe almak için girişimlere başladı. Bu andan itibaren Maradona’nın şanı ve şöhreti dahi sorgulanmaya başladı. Maradona bu göreve, 1986 Dünya Kupası kazanan takımdan arkadaşları Sergio Batista ve Jose Luis Brown’u alacağını açıklamıştı. Bu iyi bir tepki toplamış ve olumlu bir hava yaratmıştı. Özellikle de kısa süre önce Brezilya’yı 3-0 yenerek Olimpiyat altını kazanan Arjantin’in başındaki Batista’nın Maradona ile birlikte çalışacak olması herkes tarafından beğeniyle karşılanarak takımdaki dengenin bu ikiliyle sağlanacağına inanılmıştı. Brown da 17 Yaş Altı Milli Takımın antrenörü olarak genç yeteneklerin mimarı olarak biliniyordu.

        Ancak bu oluşumdan geri adım atan Maradona resmi olarak Arjantin Milli Takımı’nın başına geçerken yardımcılarının henüz belli olmadığını söyledi. Kısa süre sonra da listenin tepesinde “Ruggeri var” dedi. Bir anda ortalık karıştı ve medyanın yanı sıra yöneticilerin baskısı da yakından hissedilmeye başladı. İskoçya ile açılışı yapacak olan Maradona’nın maça bir hafta kala Arjantin Futbol Federasyonu Başkanı Julio Grondona yaptığı açıklamada, Ruggeri’nin antrenör ekibinde bulunmasının kendisi açısından kabul edilemez olduğunu söylemesi işleri daha da karıştırdı. Hatta bir adım ileriye giderek, "Koca surat" lakaplı Ruggeri için “O’nun yüzünü sevmiyorum. Bu kişisel bir şey” dedi. Maradona da kesinlikle geri adım atmayarak, göreve gelmesinden sadece bir hafta sonra rahatlıkla görevi bırakacağını açıkladı. Ruggeri ise Maradona’ya İskoçya’ya kendisi olmadan gitmesini ve dönüşte bu sorunla uğraşmasını söyleyerek arkadaşını açılış maçına yolladı.

        Eleştirmenlerin ortak noktada birleştiği tek bir payda vardı, “Maradona tabii ki efsane ama milli takım bir sirke dönebilir.” Ancak kimse bu kadar erken başlayan bir sirk beklemiyordu: 29 yıldır milli takımın kontrolünü elinde tutan Grondona eleştiri oklarından üzerine düşeni alırken istatistiklere bakıldığında döneminde görev yapan 6 çalıştırıcıdan sadece 2’sinin dört yıllık görev dönemini tamamlayabildiği görülüyor. Kovulmak yerine istifa etmeyi tercih etmiş olan Marcelo Bielsa ve Alfio Basile’yi de unutmamak lazım.

        Ancak Maradona ile işlerin değişeceği sinyali kuvvetli bir şekilde yayılmaya başladı. Geçen Kasım’da İskoçya ile oynanan dostluk maçında efsanenin Glasgow’da geçirdiği beş gün tam bir heyecan fırtınasına dönüştü. Hem de bu sefer futbolcu değil hocaydı. Medyanın ilgisi yıldız futbolcularda değil, efsane futbolcu, "çaylak" hocadaydı. Hatta Arjantin’de bile işler Maradona sayesinde rahatlamış, 24 saat yayın yapan dört haber kanalı, üç spor kanalı ve bir çok radyo istasyonu kaliteli ve heyecanlı haberlerle akışlarını doldurmaya başlamışlardı. Maradona anons edilmeden kısa süre önce 1998-2004'te Arjantin'in başında olan Bielsa’nın kapısını çalan medya özel bir röportaj kopartamazken, Bielsa Rosario’nun dışında bulunan evine çekildi. Maradona ve ekibi ise kurallara uygun hareket ederken, birkaç haberi sevdikleri kanallara sızdırarak tansiyonu yükselttiler ardından da Maradona favorisi olan iki kanala özel mülakat verdi. Medya için unutulmaz dakikalar saatlere dönüşürken televizyon ve gazetelerden aldığı desteği taraftardan alamayan Maradona yapılan birkaç ankette göreve gelmesi doğrumuydu sorusunda ancak %30’larda kalabildi.

        -MARADONA BAŞARABİLECEK Mİ?-

        Ancak Maradona gelene kadar son sekiz maçında bir galibiyet, altı beraberlik almış olan Arjantin’in durumu gayet kötüydü ve değil tecrübesiz bir hoca olan Maradona kim olsa aynı tepkileri alacaktı. 1993 Amerika Kupası’ndan beri eli boş kalan Arjantin düzenli olarak hayal kırıklığı yaratmaya devam ederken, ezeli rakip Brezilya bu döneme iki Dünya Kupası ve dört de Amerika Kupası sığdırmayı başardı. Doğal olarak bu da Arjantin’in tango yerine sinir dansı yapması için yeterli sebepti. Maradona’nın Ruggeri’yi göreve getirme arzusu bir yana milli takım başında çıktığı ilk maçta İskoçya karşısında elde edilen 1-0’lık zafer rüzgarın efsane isimden yana esmesini sağladı. Glasgow’da oynanan maç Maradona için ayrı bir öneme de sahipti. Maradona futbolculuk kariyerinde Arjantin Milli Takımı formasıyla ilk golünü Hampden Park’ta 1979’da kaydetmişti.

        Maradona’nın bir sonraki sınavı Şubat’ta Fransa ile olacak. Horozlarla girilecek mücadelenin ardından da gerçek testler başlayacak ve Arjantin 6 ayda Dünya Kupası Elemeleri’nde sekiz maça çıkacak. Arjantin grubunda hiç de rahat bir konumda değil. Kaybedilen puanlar Dünya Kupalarının favori takımının 10 takımlı grupta üçüncü sırada kalmasına sebep oldu. Şili ile aralarında sadece bir gollük fark bulunurken üç puanlık farkla beşincilikten ayrılıyorlar. Arjantin Milli Takımı’nın başındaki isim bir futbol efsanesi olan Maradona olsa da Maradona ve ekibinin hata yapacak lüksü ya da vakti yok.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa