Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Rusya işgali altındaki Ukrayna'dan kaçan mültecilerin dramı

        Ukrayna’nın en modern şehri Lviv’de, güzel mimarisiyle tren garı önünde, binlerce insan açık alanda bekliyordu. Hepsi ülkenin doğu ve güneyinde yaşanan çatışmadan kaçmıştı.

        Çöp tenekelerinde yakılan ateş etrafında ısınmaya çalışıyor, biraz ötede odun sobasına benzeyen seyyar ocakta pişen sıcak çorbayı yudumluyorlar.

        Hepsinin gözünde bir dalgınlık, yorgunluk, boşluğa bakar bir hal vardı.

        Burada çektiğim bir fotoğraf aslında bu insanların ruh halini yansıttı tam olarak bana.

        Gerçek ile hayal arasında bir yerde duruyor bu insanlar.

        Olanlara inanmıyorlar.

        Ülkelerinin işgal edildiğine, şehirlerinin bombalandığına, binlerce insanın öldüğüne ve kendilerinin şimdi bir mülteci konumuna düşmelerine akıl erdiremiyorlar.

        Krizin başladığı günden bu yana inanmadılar. Rusya’nın bu çağda, bu yüzyılda bir işgal başlatacağına kimse ihtimal vermedi.

        “Bir Ukraynalı gazeteci şöyle dedi: “Kırım ilhak edilince de inanmıyorduk. Donbas bölgesi adım adım bizden koparıldığında da aynıydık. Şimdi ülkenin tamamı işgal ediliyor.”

        Sınır boyunca sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli yüzbinlerce göçmenin olduğuna da inanamıyorlar.

        Avrupalı görünümlü bu insanların gerçekten evsiz, yurtsuz, vatansız, peş parasız kaldığına ve birer göçmen olduğuna kimse inanamıyor.

        İşte o yüzden gerçek mi hayal mi bilemiyorlar.

        Ancak ben bu acı gerçeğin yaşandığı tabloyu gördüm.

        Avrupa onlarca yıl sonra kendilerini ürküten bir gerçeğe uyandı: Savaş kapılarında artık.

        LVİV GÖÇMEN ŞEHRİNE DÖNÜŞTÜ

        Şık caddeleri, güzel binaları ve geniş meydanlarıyla ülkenin üçüncü büyük kenti Lviv, artık bir göçmen şehri.. Binlerce göçmen burada Polonya sınırına gidecek ve oradan geçip Avrupa’ya dağılacak.

        Şehirde çatışma, bombardıman ya da füze saldırısı olmadığından normal bir hayat sürüyor insanlar. Sadece göçmenlerin gelmesi nedeniyle parklarda, meydanlarda büyük kalabalıklar birikmiş, aşırı araç yoğunluğundan trafik felç olmuş durumda.

        Marketlerde, restoranlarda, kafelerde aşırı kalabalık yüzünden bazı ürünler zor bulunsa da, bir yokluktan bahsedilemez.

        SINIRDA KÜÇÜK BİR GÖZALTI YAŞADIK

        Lviv’e gelmek için Polonya’nın Hrebenne sınır kapısından sabah erken saatte geriş yaptık Ukrayna'ya. Yürüyerek sınırı geçmek yasak olduğundan, orada gönüllü olarak Ukrayna’ya yardım götüren birinin aracına bindik. Diğer tarafına geçtiğimizde hava birden değişti.

        Askerler, polisler, sınır güvenliğini sağlayan muhafızlar çok gergindi. İnsanların hiçbir gülmüyor, aşırı tedirgindi.

        Sınırdaki insan kalabalığı ise korkunçtu.

        Binlerce araç, binlerce insan soğuk altında sıraya girmişti. Yavaş ilerleyen gümrük işlemleri yüzünden, 15-20 saat bu sınırda bekleyecekler. Hava eksi 1 derece.

        Bu etkileyici manzarayı kaçırmamak için kameramızı açtıktan birkaç dakika sonra, büyük bir öfkeyle yanımıza Ukraynalı askerler geldi.

        Kameraman arkadaşım Özcan Öztürk’ün ve benim pasaportlarımızı aldılar, kameraya da el koydular.

        Tam o esnada telefonuyla fotoğraf çeken bir göçmeni ise yaka paça aşağı indirdiler ve darp ettiler.

        Bağırmalardan ve adamı dövmelerinden dolayı kadınlar ve çocuklar ağlamaya başladı.

        Bizimle beraber yakındaki karakola götürüldü.

        Askerler gazeteci olduğumuzu söylememize rağmen sert tutumlarını değiştirmedi.

        Bu bölgede çekim yasakmış.

        Kameradan görüntüleri silmemizi istediler. Sonra telefonlarımızı alıp fotoğraf var mı diye kontrol ettiler.

        Bir süre sonra oradan uzaklaşmamız şartıyla eşyalarımız geri verdiler. Biz de ilerideki bir benzin istasyonuna yürüyerek gidip, orada Büyükelçiliğimizle irtibat kurduk.

        Üç saat sonra aynı karakoldan askerler tekrar yanımıza geldi ve çekim yapabileceğimizi söyledi. Elçiliğimizin girişimleri sonuç vermişti.

        Gözaltına alındığımız aynı yere giderek, bu kez oradan canlı yayın yaptık Habertürk TV'de.

        Sanırım sınırın bu sıfır noktasından ilk defa canlı yayın yapılmış oldu.

        Bizim çekim yaptığımızı gören göçmenler de telefonlarını çıkartıp çekim yaptılar.

        Asker öfkeyle bize ve göçmenlere baktılar ama ses de çıkaramadılar. Bizimle birlikte gözaltına alınan göçmeni aramama rağmen bulamadım. Sanırım biraz daha hırpaladıktan sonra serbest bırakmışlardır.

        BİR TEHDİT ARACI OLARAK GÖÇMEN KOZU

        10 günde Ukrayna’dan çıkan insan sayısı 1.5 milyona ulaştı neredeyse. Polonya hükümeti 10. günde ülkelerine 827 bin göçmenin girdiğini söyledi. Macaristan, Romanya, Slovakya ise son rakamları henüz açıklamadı.

        Bu kadar kısa süre içinde bu denli yoğun göç pek görülmüş bir şey değil.

        Ancak tüm Avrupa ülkeleri bu konuda kendilerini seferber ettiği için Ukrayna’ya komşu ülkeler perişan olmadılar. Henüz...

        Savaş uzadıkça göçmen sayısı da artacaktır. Sayının 6-7 milyonu bulduğunu düşünelim. Bunların çoğu kadın, yaşlı ve çocuk. Yani bakıma muhtaç ve çok az artı değer üretecek bir kesim.

        Bu, o kadar da kolay yönetilecek bir kriz olmayacaktır Avrupa için.

        Putin, Suriye’de İdlip’te sivil yerleşim yerlerini ve kampları bombalayarak göç dalgası oluşturup, bununla Türkiye’yi tehdit ederdi.

        Benzer şeyi şimdi Ukrayna’da yapıyor.

        Şehirleri yavaş yavaş ele geçirerek ve özellikle Batı bölgelerine hiçbir şey yapmayarak göç dalgasının Avrupa’ya doğru yükselmesini sağlıyor.

        Ukrayna’nın batı illeri göçmenlerle doldu bu yüzden. Onlar da dört Avrupa ülkesine geçiyor.

        Şimdi sivillerin tahliyesi için koridorlar açacak ve göç dalgasını daha da kabartacak.

        Bakalım Avrupa ne yapacak?

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa