İzmir'de "Hermes" savaşı: Dünyaca ünlü markayı dize getirdi
İzmir'de ikinci el kitapları "Hermes Sahaf" adını verdiği iş yerinde satan 16 yıllık sahaf Ümit Nar, dünyaca ünlü Fransız lüks moda markası Hermes'e karşı verdiği isim mücadelesini kazandı. Mahkeme, Türk Patent Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun Nar'ın "Hermes" ismini kullanmasını engelleyen kararını iptal etti. Nar, "Uluslararası insanlık tarihine mal olmuş bir kültürel kavramın herhangi bir şirketin uhdesinde kalmamasını sağlamanın hukuki yolunu şu an açmış oluyoruz. Marka tescilini gerçekleştireceğiz" dedi.
- 1
İzmir'in Güzelyalı semtinde ikinci el kitap satan 16 yıllık sahaf Ümit Nar (51), 30 Aralık 2021'de "Hermes Sahaf" olan iş yerinin ismini tescil ettirmek amacıyla Türk Patent Kurumu'na başvurdu.
- 2
Sahaflar Derneği Başkanı da olan Nar, tescil talebi için beklemeye başladı. Fransız lüks moda markası Hermes'in Türkiye'deki avukatları, ticari isim ihlali iddiasıyla itirazda bulundu. Türk Patent Kurumu da Nar'ın talebi reddetti.
Bunun üzerine Nar, Türk Patent Kurumu'nun kararıyla Fransız lüks moda markası Hermes'e karşı Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı.
- 3
Davanın 3'üncü duruşması, 29 Haziran'da görüldü. Mahkeme, Türk Patent Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun Nar'ın "Hermes" ismini kullanmasını engelleyen kararını istinaf yolu açık olmak üzere iptal etti.
-
- 4
"MAHKEME BENİ HAKLI BULDU"
2008 yılından bu yana sahaflık yaptığını belirten Ümit Nar, Hermes'in sanatçıları koruyan ve insanlarla tanrılar arasında habercilik yapan bir karakter olduğunu söyledi. Nar, "2021 yılının son günlerinde 'Hermes Sahaf' markasını tescil ettirmek için patent kurumuna başvurdum. Süreç işledi. İki sene boyunca karşı tarafın avukatları tarafından itirazlar oldu. Patent Kurumu'nun Yüksek İstişare Kurulu, avukatlık bürosunun itiraz ettiği 4 başlıktan 3'ünde beni, 1'inde onları haklı buldu. Haklı buldukları bir nokta benzerlik, karıştırma konusuydu. Oysaki böyle bir benzerlik ya da karıştırma olması mümkün değil. Bizde Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde Ankara'da dava açtık. Dava 1 yıldır görülüyordu. 3'üncü duruşma, 29 Haziran günü yapıldı. Mahkeme beni haklı buldu ve marka tescilimin yolunu açtı" diye konuştu.
- 5
"ÇOK BÜYÜK BİR KAZANIM"
Marka tescilini almaları için artık önlerinde bir engel kalmadığına dikkati çeken Nar, "Uluslararası insanlık tarihine mal olmuş bir kültürel kavramın herhangi bir şirketin uhdesinde kalmamasını sağlamanın hukuki yolunu şu an açmış oluyoruz. Marka tescilini gerçekleştireceğiz" dedi. Karşısındaki firmaya marka devi olarak bakmadığını dile getiren Nar, "Elbette büyük, hacimli firma ama bundan 100 sene sonra o firma olmayabilir. Belki 100 sene sonra ben olabilirim. Dünyadaki ekonomik hareketlerin bu kadar kaygan bir zeminde olduğu yerde, bir markayı sanki dünyanın yaratıldığından beri varmış ve sonsuza kadar var olacakmış gibi değerlendirip, bütün bu marka haklarını o kişiye vermek zaten başlı başına yanlış. Ama bu büyük markalar için tanınmış 'marka' diye statü var. Bu statü yerel esnafın, küçük esnafın kendi topraklarımıza ait kavramları kullanmasını engelleyen bir içerik taşıyor. Mahkeme kararının bunun değişmesi yolunda çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Çok büyük bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Tam anlamıyla zafer değil, ama zafere giden yolda çok önemli bir kazanım. Mahkemenin kararı bana bu isim hakkını veriyor. Mahkemede onamış durumda" diye konuştu.
- 6
"YARGI İÇTİHATLARININ ÖNÜNÜN AÇILACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"
Kararı bir zafer olarak değerlendiren Avukat Hasan Hilmi Güllü ise "İlk derece mahkemesi kararını açıkladı ve sonuç olarak başvurumuzun kısmen kabulü ile 'Hermes Sahaf' markamızın belirli hizmetlerde tescil edilerek kullanılabilmesine karar verdi. Bu kararı, küresel çapta faaliyet gösteren dev markaların 'Kullanmayacaklarını bildikleri halde kendilerinin faaliyet göstermedikleri alanlarda diğer kişilerce yapılan marka tescillerine itiraz ederek söz konusu alanlarda faaliyet gösteren gerçek hizmet sahiplerinin markalarını tescil etmelerini önlemek' şeklindeki uygulamaya ilk defa 'dur' denmiş olması anlamında bir zafer olarak değerlendiriyoruz. Bu öncü kararla bir dünya devinin marka tescil kurumunu amacından saptırarak, tescil müessesesinin ruhuna aykırı hareket etmesine kısmen de olsa 'Dur' denilmiştir. Bu karar sonrasında bu tarz dev markaların sürdüregeldikleri 'agresif marka tescil politikaları'nı sınırlayacak yargı içtihatlarının önünün açılacağını düşünüyoruz" dedi.
-