Adalet Bakanı Bozdağ: BM üzerine düşeni yapsaydı Suriye'de katliam çoktan son bulurdu
"Ankara'nın güvenliği Şam'ın güvenliğiyle, Bağdat'ın güvenliğiyle irtibatlıdır."
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "BM bugüne kadar üzerine düşeni yapmış olsaydı Suriye'deki katliam çoktan son bulurdu ve oradaki insanlar huzur ve barış içerisinde hayatlarını sürdürebilirlerdi. Maalesef ortada hayat sürdürebilecek bir vatan toprağı, huzur ve barış içerisinde yaşanabilecek bir ülke kalmamıştır." dedi.
Cuma namazını Yozgat'taki Çapanoğlu Büyük Camisi'nde kılan Bakan Bozdağ, daha sonra Cumhuriyet Meydanı'nda, AK Parti il kadın ve gençlik kolları tarafından Halep'teki mağdurlar için toplanan yardımların uğurlaması törenine katıldı.
Bozdağ, burada yaptığı açıklamada, Yozgatlı hayırseverlerin gönüllerinden kopan yardımları organize eden AK Parti kadın ve gençlik kolları üyelerine teşekkür etti.
Suriye'de 2011'den bugüne kadar devam eden savaş ve çatışmaların, başka ülkelerin Suriye üzerindeki hesapları nedeniyle hala sürdüğünü vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Suriye'de yaşananlar büyük bir insanlık ayıbıdır, büyük bir insanlık suçudur. Bütün insanlığın gözü önünde kadınlar, çocuklar, yaşlılar, siviller, masum insanlar öldürülmektedir. Birleşmiş Milletler (BM) bugüne kadar maalesef olayları seyretmiştir. BM Güvenlik Konseyi bu hadiseleri durduracak bir iradeye sahipken böyle bir irade ortaya koyması halinde Suriye'de yaşanan çatışmaları sonlandırabilecekken maalesef bugüne kadar aldıkları kararlarla bu ateşi söndürmemişlerdir. Aksine BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerinin kendi çıkarlarını insanların hayatından yüksekte görmeleri nedeniyle de ortak bir tutum bugün kadar sergilenememiştir.
BM bugüne kadar üzerine düşeni yapmış olsaydı Suriye'deki katliam çoktan son bulurdu ve oradaki insanlar huzur ve barış içerisinde hayatlarını sürdürebilirlerdi. Maalesef ortada hayat sürdürebilecek bir vatan toprağı, huzur ve barış içerisinde yaşanabilecek bir ülke kalmamıştır. 3 milyon civarında Türkiye'de Suriye'den gelen mülteci var, başka ülkelere göçenler, baktığınız zaman Suriye nüfusunun yaklaşık 15 milyonu yerinden, yurdundan edilmiştir. 500 binden fazla masum Suriyeli maalesef katledilmiştir ve bütün dünya bu zulmün seyircisi konumundadır."
"TÜRKİYE'NİN YAPTIKLARINI GÖRMÜYORLAR"
Bozdağ, Suriye'deki iç savaşı, çatışmayı, zulmü durdurma güç ve kudretine sahip olanların, bu güçlerini, kudretlerini kullanmamaları nedeniyle Suriye'deki olup bitenlerden manen sorumlu olduklarına dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:
"Katliamların birinci faili Esad'dır ama bu zulmü durdurma kuvvetinde, gücünde olup da bunu durduramayanlar da buradaki katliamlardan manen mesuldür, sorumluluktan kurtulamazlar. Türkiye, Suriye'deki acıya, drama, iç çatışmaya sessiz kalmamış, insanlığın vicdanı olmuştur. Dünyanın hiçbir yerinde 3 milyondan fazla mülteci barındıran bir ülke yok. AB ülkeleri insan hakları, demokrasi kelimelerini kullanırken mangalda kül bırakmıyorlar ama Suriye'den gelen mültecileri ülkelerine kabul etmemek için binbir türlü yol ve yöntem arıyorlar, sınavlar koyuyorlar. İnsanlar bir yandan ölüyor, öldürülüyor onlar sınav yapıyorlar. Sınava girerken öldürülen insanlar var ve seçerek alıyorlar. 3-5 mülteci alan, 100-200 mülteci alan bin mülteci alan ülkeler var. Bununla iftihar ediliyor, övünülüyor ama Türkiye'nin 3 milyon mülteciyi memleketinde ağırlamasını ve ekmeğini onlarla paylaşmasını görmek istemiyorlar, görmüyorlar da."
Türkiye'de de bazı aydın geçinen kara cahillerin Türkiye'nin yaptıklarını görmezden gelip, Kanada başbakanını övücü twitler attıklarına işaret eden Bozdağ, "Gözleri kör olmuş. Kendi ülkelerinin yaptığı büyüklüğü görmeyecek kadar körelmiş, kulakları sağır olmuş, kendi ülkelerinde olup bitenleri duymayacak kadar sağırlaşmış, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına her türlü hakareti yapıyorlar ama Kanada'nın Başbakanını övmede yarışa giriyorlar. Bu millet sizin ne yaptığınız görüyor. Bu ülkeye karşı sevginizin, saygınızın hangi düzeyde olduğunu da görüyor. Bu milletin, devletin yaptıklarını bazı zavallıların takdir etmesi ya da etmemesi onların kıymetini azaltmaz da artırmaz da." ifadesini kullandı.
Bozdağ, Türk milletinin ve devletinin büyüklüğüne yakışır biçimde darda ve zorda olanlara el uzatmaya devam edeceklerini vurgulayarak, bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.
"ANKARA'NIN GÜVENLİĞİ ŞAM'IN GÜVENLİĞİYLE..."
Suriye'deki iç çatışma konusunda Türkiye'nin aldığı aktif tutumun bundan sonra da devam edeceğine dikkati çeken Bozdağ, "Biz istiyoruz ki Suriye'deki çatışmalar kısa sürede tamamen sonlandırılsın, iç barış, iç güvenlik tesis edilsin, huzur güven ortamı yeniden oluşsun, otorite boşluğu ortadan kalksın, devletin otoritesi tam olsun, Suriye'nin toprak bütünlüğü korunsun ve halkın iradesi Suriye'de söz sahibi olsun. Bütün bunları hayata geçirecek adımlar kısa sürede atılsın arzu ediyoruz. Türkiye bu noktada fedakarca çalışmalarını yürüttü ve bundan sonra da yürütmeye devam edecektir." diye konuştu.
Bakan Bozdağ, Türkiye'nin iç güvenliğini Suriye'nin, Irak'ın güvenliğinden ayrı düşünmenin fevkalade büyük bir yanlışlık olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ankara'nın güvenliği Şam'ın güvenliğiyle, Bağdat'ın güvenliğiyle irtibatlıdır. Oralarda huzur, güvenlik olmadığı sürece Ankara'da ve Türkiye'de de huzur ve güvenlik ortamı olumsuz etkilenmeye devam eder. Onun için biz Irak'ta, Suriye'de, oralara barış gelsin, huzur gelsin, iç çatışmalar dursun, oradan kaynaklanıp Türkiye'ye gelen terör yok edilsin diye mücadele ederken bunun herkes tarafından bilinmesi lazım ki en önemli sebeplerinden bir tanesi de Türkiye'nin ve Türk milletinin huzuru ve güvenliği için bunları yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin çıkarlarını korumak da hükümetimizin görevi. Bunları da korumaya devam edeceğiz."
Bakan Bozdağ, buradaki programın ardından Yozgat Şehir Hastanesini ziyaret ederek, vatandaşlarla sohbet etti ve yetkililerden bilgi aldı. Bozdağ'ın ziyareti basına kapalı gerçekleşti.