Gezginlerin rotası Stockholm-Helsinki!
İskandinav ülkeleri, en moda seyahat rotaları arasında. Baltık Denizi'nin girintilerinde, irili ufaklı binlerce adanın arasından geçerek yapacağınız bir gemi seyahati en azından İsveç ve Finlandiya gibi iki ülkenin kültürünü tanımak için eğlenceli bir fırsat
Bedia Ceylan Güzelce, HT Cumartesi'de Stockholm-Helsinki'yi kaleme aldı. Benim gibi Akdeniz çocukları için Kuzey’e gitmek başta pek cezbedici gelmeyebilir. Ancak en az yorgunluk, doğa ve tarihle en fazla temas söz konusuysa, gemiyle Kuzey seyahati hiç de fena fikir değil. Üç günde iki ülke, iki başkent ve binlerce ada görmek, dünyanın başka bir yüzüyle tanışmak için Stockholm-Helsinki turu “evet” denecek bir rota.
Önce İsveç’in başkenti, geyikler diyarı Stockholm’e ulaşıyorum. Başkent kalabalık fakat sakin. Genç nüfus gittikçe de gençleşiyor. Burada gençler 17-18 yaşında evlenip, 25’ine gelene kadar birkaç çocuk yapıyor ve o defteri kapatıyor. Amaç, 40 yaşından sonra rahat rahat dünyayı gezebilmek ve özgür olmak.
İrili ufaklı 14 ada üzerine kurulu Stockholm’de gezilecek çok yer yok. Belediye binası, Baltık Denizi’nden çıkarılarak restore edilen Vasa gemisinin sergilendiği Vasa Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi, pastaneleri ve 24 saat açık dondurmacılarıyla Gamla Stan (eski şehir) mutlaka görülmesi gereken yerler. Kışın hava 14.30’da kararıyor ancak mart ayından sonra başlayan ‘beyaz geceler’ gittikçe uzayan günler anlamına geliyor. Beyaz gecelerde sadece birkaç saatliğine gece oluyor.
GEMİDE HER ÇEŞİT EĞLENCE VAR
Stockholm limanından bindiğimiz Viking Line’a ait cruise gemisiyle başlayan deniz yolcuğunda yaklaşık 500 kişiyiz. Hareket saatim 16.30. Paranıza göre oda seçenekleri lüks ve vasat olarak ikiye ayrılıyor. Vasat dediysem; odanın içinde televizyon, klima ve banyonun bulunduğunu hatırlatayım. Televizyonda da 24 saat canlı yayınla, geminin baş kısmına yerleştirilmiş kameradan seyri izleyebiliyorsunuz.
Gemide her şey düşünülmüş; spor salonu, kumar makineleri, disko, dutyfree market, farklı temalarda restoran ve barlar seyahat boyunca yolcuların sıkılmaması için hazır bekliyor. İki ülke arasında gemiyle seyahat yapmanın keyfi, dört tarafı camlarla kaplı gemiden dışarıyı izlerken çıkıyor. Fiyortları aşarken, binlerceadanın yanından geçiyor, dört mevsim yeşil kalan ağaçları izleyebiliyorsunuz.
Cruise ile Stockholm-Helsinki arası deniz yolculuğu yaklaşık 16 saat sürüyor.
Sabah kahvaltısına isteğe göre şampanya ve somonla başlayıp fiyortların derinliklerinde yetiştirilen sebze ve meyvelerle yeni günü taptaze karşılıyorsunuz. Öğle yemeği için fast food, açık büfe, alakart restoran seçenekleri her daim hizmetinizde. Bütün menülerin ortak zenginliği Baltık denizinden çıkarılan çeşit çeşit balık ve deniz ürünleri. Yemeğin bitmesine yakın eğlence başlıyor. İçkiye para vermek istemeyen gençler, dutyfree’den aldıkları içkileriyle, bu yüzen otelde kendilerine buldukları bir köşede şarkılar söyleyipotantik enstrümanlar çalarak kendi eğlencelerini yaratıyor. Canlı müzik dinlemek isteyenler, akşam yemeğini dans ederek tamamlamaya niyetlenenler için de farklı alternatifler mevcut.
ERTESİ GÜN HELSİNKİ’DEYİZ
Yaklaşık 16 saat süren seyahatin en keyifli tarafı ise üst katlardaki suit odanızda, uzandığınız yerden denizi ve gün batımını izlemek sanırım. Uyandığınızda başka bir ülkede ve başka bir başkenttesiniz; Helsinki’de. 2007’de Eurovision yarışmasıyla gündeme gelen kentte hâlâ Kenan Doğulu’nun ‘Shake It Up Şekerim' şarkısını çalan dükkanların yanından geçmek mümkün.
Beyaz Katedral (Toumiokirkko) ile tavanında 22 kilometrelik bakır telin kullanıldığı Kaya Kilisesi (Temppeliaukio) görülmesi gereken yerlerin başında. Helsinki’de uzun kalmaya gerek yok, sabah geldiğiniz şehirden akşamüstü kalkan gemiyle ayrılırsanız pek bir şey kaçırmış olmazsınız.
Beyaz Katedral, Senato Meydanı’nda beyaz ve yeşili yani kar ve ormanları buluşturuyor.
Buradan İster Estonya’nın başkenti Tallin’e ister Dostoyevski’nin yaşadığı St. Petersburg’a devam edebilirsiniz. Vaktiniz darsa aynı gemiyle Stockholm’e geri dönüp oradan da İstanbul’a, üzerinize sinmiş tatlı deniz kokusuyla ve doğaya doymuş olarak dönebilirsiniz.
Sibelius parkında 600 gövdeli huş ormanını simgeleyen heykel, 30 ton çelikten yapıldı.
GÖRMEK İÇİN 5 NEDEN
1.Eğer biraz şanslıysanız Baltık Denizi’nde sürüler halinde gezen yunusları görebilirsiniz.
2.Beş milyonluk Finlandiya’da iki aileye bir ada düşüyor. Bu yeşil adalar gezi boyunca karşınıza çıkıyor.
3.Tasarımın başkenti İsveç’te herhangi bir mekandaki detaylar, üzerinde iyice düşünülmüş birer tasarım ürünü...
4.Fiyortların eşsiz manzarası, her an başka bir tablonun karşısında durmak gibi. Ruhunuza ve bedeninize iyi geliyor.
5.Gemide dünyanın birçok yerinden insanla tanışabilir, ileriye dönük dostluklur kurabilirsiniz.