Ferhan Şensoy'un hayallerinden biri 'Çok Pardon'du

Cumartesi günleri yarım gün açık olduğu için çalıştığım eczaneden çıktıktan sonra çarşıdaki sinemaya gider, büfe işlerine yardım ederdim. Karşılığında da film izlerdim.

Haftalar öncesinde şehrin en görünen köşeleri, 'Ferhangi Şeyler'in afişiyle bezenmişti.

Ferhan Şensoy, 'Ferhangi Şeyler'i sahnelemek için Mersin'e gelecekti.

Üstelik oyunu, cumartesi günleri büfe işlerine yardım ettiğim sinemada sahneleyecekti.

Eczane çıkışı yine sinemaya gidip büfedeki rutin işlere başladım.

Büfenin dolabının alt kısmını silerken camdan başını aşağıya doğru uzatmış bana bakan Ferhan Şensoy'u gördüm.

Büfenin arkasından doğrulup 'Buyurun' dedim.

"Aç oradan bir gazoz ama marka olmasın. Şehir gazozu olsun" dedi.

Bir şehir gazozu açıp uzattım.

Prova yapmak için salona doğru yöneldi.

Kapıyı araladı, tam içeri girecekken "Eeee... Parasını istemedin" dedi.

"Benim hediyem olsun ağabey" dedim.

Güldü, "Olmaz, parayı birazdan gönderirim" dedi.

'Ferhangi Şeyler' başladığında tüm koltuklar dolu olduğu için salonun basamaklarından birine oturup oyunu seyrettim.

Ertesi hafta tekrar büfe işlerine koyulduğumda büfenin işletmecisi Cemal Amca, Ferhan Şensoy'un sinemadan ayrılırken "Adını bilmediğim büfedeki genç adama verin. İçinden gazozun parasını da ödesin" diyerek gişeye bir zarf bıraktığını söyleyip ekledi; "Herhalde o sensin." Açınca içinde bir miktar para olduğunu gördüm. Durumu anlattığım Cemal Amca, "Ha, tamam. Demek ki sana bahşiş bırakmış" dedi.

Gazozun parasını zaten o gün kasaya koyduğumu söylediğim Cemal Amca, "Ben dururken Ferhan Şensoy'a gazozu neden sen ısmarlamış olacaksın?" diyerek kasadan gazozun değeri kadar bir parayı alıp bana verdi.

Ferhan Şensoy ile yolum 13 yıl sonra yeniden kesişti.

Bülent İpek ile birlikte çalıştığımız gazeteye ikili röportajlar yapıyorduk. Ferhan Şensoy'dan bir türlü randevu alamayınca Ses 1885'in kapısına dayandık.

Ferhan Şensoy, tiyatroda değildi.

Bir süre sonra geldiğinde röportaj talebimizi ilettik.

Randevusuz geldiğimiz için bizi bir güzel haşladı ama röportajı yaptı.

"Ferhan Bey, ben yıllar önce Mersin'de size gazoz veren kişiyim. Bahşiş için teşekkür ederim" cümlesi dilimin ucuna geldi gitti, geldi gitti ama bize oldukça kızgın olduğu için söyleyemedim.

Ne yazık ki Ferhan Şensoy ile yolumuz bir daha da kesişmedi. Bahşiş için teşekkür edememek de hep içimde ukde olarak kaldı.

Ödülleri: 37

Tiyatro Oyunları: 56

Kitapları: 25

Sinema Filmi: 9

TV Dizisi: 10

Ferhan Şensoy'un 50 yıllık kariyerinin köşe başlarını tutan çalışmaları ve faaliyetleri şöyle;

1971... Grup Oyuncuları çatısında ilk profesyonel oyunculuk deneyimini yaşadı.

1972 - 1975... Tiyatro üzerine Fransa ve Kanada'da eğitim gördü. Jerome Savary, Andre - Louis Perinetti ile birlikte çalışma olanağı buldu. Fransa'da 'Ce Fou De Gogol' ile 'En İyi Yabancı Yazar' ödülünü kazandı.

1976... Türkiye'ye döndükten sonra yazdığı ve rol aldığı 'Dur Konuşma Sus Söyleme'yi Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sahneledi. Aynı yıl, yazdığı ilk televizyon skeçlerinde Ali Poyrazoğlu ile rol alırken Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu'nda oyunculuk yaptı. Aynı zamanda Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda skeçler yazdı.

1978... İlk kitabı 'Kazancı Yokuşu'nu yayımladı. Temel Gürsu'nun yönettiği, Müjde Ar, Mahmut Cevher, Müşfik Kenter ve Nedret Güvenç ile başrolleri paylaştığı 'Kızını Dövmeyen Dizini Döver'de sinema oyunculuğuna da adım attı. Aynı yıl Mete İnselel ile 'Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu'nu kurarak yazdığı oyunları sahnelendi. 'Bizim Sınıf', öğretmenlerin manevi şahsiyetini tezyif ettiği gerekçesiyle ikinci bölümden sonra TRT'de yasaklanınca dizinin hikâyesini tiyatro oyununa çevirerek Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sahneledi. Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu'ndan ayrılarak Ayfer Feray Tiyatrosu'na geçti.

1980... Ortaoyuncular Tiyatrosu'nu kurarak yazdığı yönettiği ve rol aldığı oyunları sahnelemeye başladı.

1986... 1981'de tiyatro oyunu olarak yazdığı 'Parasız Yaşamak Pahalı'yı senaryolaştırarak ilk sinema filmi yönetmenliğine imzasını attı.

1987... Toplumun bazı kesimleri tarafından tepkiyle karşılaşan 'Muzır Müzikal'in 77'inci gösterisinden sonra Şan Tiyatrosu yanarken tiyatronun gece bekçisi Niyazi Özlü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti. İtfaiye yangının elektrik kontağından çıktığını rapor ederken Ferhan Şensoy, oyuna tepki gösterilmesinden dolayı tiyatroya sabotaj düzenlendiğini iddia etti. Oyun için hakkında açılan davanın sonunda 21 gün hapis cezasına çarptırıldı. Aynı yıl, 'Ferhangi Şeyler'i sahnelemeye başladı.

1989... Kel Hasan Efendi'nin 'Ortaoyuncular Kavuğu'nu Münir Özkul'dan devraldı. Aynı yıl İstiklâl Caddesi'ndeki tarihi Ses Opereti'ni onararak 521 koltuk kapasiteli 'Ses 1885' adını verdiği tiyatro salonuna dönüştürdü.

1994... Kiraladığı bir gemiyi yüzen tiyatro haline getirdi. Rotası Kuruçeşme - Fenerbahçe olan gemide oyunlar sahneledi.

Ortaoyuncular Tiyatrosu'nda onlarca oyuncu, yönetmen ve senarist yetişmesinde önemli pay sahibi olan Ferhan Şensoy, sanat hayatının 50'inci yılı olan 'Altın Yıl'da anjiyoya bağlı olarak gelişen komplikasyonlar nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 70 yaşında hayatını kaybetti. Türkiye'nin ulusal değerlerinden biri olan Ferhan Şensoy'u iyi tanıyan meslektaşları ve öğrencileriyle konuştuğumda tam olarak ifade etmeseler de pandemi sürecinde tiyatrosunu kapatmak zorunda kalmasının kendisini fena üzdüğünü, moral bozukluğunun sağlığını bozduğunu dile getirdi.

Öyle ya, işini aşkla yapan birçok kişinin emekliye ayrılmasından veya çeşitli nedenlerden dolayı işinden uzaklaşmak zorunda kalmasından kısa süre sonra hayatlarını kaybedenleri çok gördüm. Bazı kişiler için yaptıkları iş, onları ayakta tutan eş değeri olmayan bir güç, hayata bağlayan bir zincir.

Hele ki tiyatroya olan sevgisini her fırsatta 'Tiyatroyla evliyim' sözleriyle tanımlayan Ferhan Şensoy için perde açamamanın ne büyük ölçüde yıkım olduğunu tahmin etmek hiç de güç değil. Şensoy, elbette evde boş durmuyordu; kitap yazıyor, yeni oyunlar tasarlıyor, 'Şahları da Vururlar'ı tekrar sahnelemenin hayalini kuruyordu. Ne var ki tiyatrodan aktif olarak uzak kalmak, yaptığı çalışmalarla işine olan sevgisini yakından bildiğimiz Ferhan Şensoy için başka bir yıkımdı.

Ferhan Şensoy'un 'Şahları da Vururlar'ı tekrar sahnelemenin dışında bir hayali daha vardı; 'Çok Pardon' adlı sinema filmi.

Ferhan Şensoy'un 'Çok Tuhaf Soruşturma' adlı tiyatro oyunundan senaryolaştırdığı, Mert Baykal'ın ilk yönetmenlik çalışması olan 2004 yapımı 'Pardon'da başrolleri Ferhan Şensoy, Zeki Alasya, Rasim Öztekin, Ali Çatalbaş, Bülent Kayabaş, Erol Günaydın, Şahnaz Çakıralp ve Hakan Bilgin paylaştı. Film, gösterime girdiği 2005'te 105.784 kişi tarafından izlendi.

'Pardon'

Ferhan Şensoy, 'Pardon'un devamı niteliğindeki 'Çok Pardon'un çekilmesi için fırsat kolluyordu. Şensoy, zaman zaman "Zeki Alasya yok, Bülent Kayabaş yok, Erol Günaydın yok, Rasim Öztekin yok. Bu iş nasıl olacak?" dese de senaryosu hazır olan filmin çekilmesi yönünde oldukça arzuluydu.

Ne yazık ki 'Şahları da Vururlar' gibi 'Çok Pardon' hayalini de gerçekleştiremedi.