Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ekmek fiyatları neden artıyor?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ağrı’da çocukluk anılarımın bir kısmı harman yerine aittir. Babamların ektiği buğday hasat edildikten sonra harman yârine getirilip, sapı başağından ayrılır, samanı yele verilip, buğday taneleri ayıklanırdı.

        Sonra su değirmeninde una çevrilir, çuvallara doldurulup tüketilmek üzere evin bir yerine istif edilirdi.

        Annemizin yaptığı yemeklerin çoğu bu undandı. Tandırda lavaş ekmeği, bulgur pilavı, mantı, hangel, haşıl… Biz buğdaydan beslenirdik. Tıpkı Anadolu’daki binlerce aile gibi.

        EKMEK FİYATI FIRINCIYA BIRAKILMAZ

        12 bin yıldır Anadolu ve Mezopotamya topraklarında buğday yetişiyor. O gün bugündür temel besin maddemiz buğdaydan yapılan gıdalar.

        REKLAM

        En başta da ekmek.

        Dünyanın en çok ekmek tüketen milletiyiz. Kişi başına yıllık 150 Kg ekmek yiyoruz.

        Bu yüzden geleneklerimizde, kültürümüzde, dini yaşantımızda ekmek kutsal gibidir. Onun üzerine yemin ederiz, yerde ekmek bulduk mu öper başımıza koyar, bir yere kaldırırız.

        Siyasette de ekmeğin fiyatı her zaman önemli olmuştur.

        Fiyat artışı bu nedenle diğer sektörlerde olduğu gibi, üreticilerin inisiyatifine bırakılmaz.

        Ekmek fiyatı bir komisyon tarafından belirlenir.

        Buna 'tarife komisyonu' denir. İçinde Tarım, Ticaret Bakanlığı yetkilileri, valilik temsilcisi ve Fırıncılar Odası yetkilisi bulunur.

        Burada belirlenen fiyatlar o şehirde uygulanır. Her şehir kendine göre fiyat belirler.

        Kriz anlarında bu fiyatlar hayati önem taşır.

        EKMEK FİYATINI ASLINDA TMO BELİRLER

        Türkiye’de para piyasasını nasıl Merkez Bankası regüle ediyorsa, hububat piyasasını da Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) belirler.

        REKLAM

        Buğday, Mısır, Arpa, Mercimek, Fasulye gibi hububat ürünlerinin arz ve talep dengesini TMO sağlar. Bunu da depoladığı ürünleri piyasaya sürerek, alım ve satım ile yapar.

        Aslında TMO ekmeğin de fiyatını belirler.

        Bunu ucuz kampanyalı buğday satarak yapar. Şu anda ucuz ekmek yememizin nedeni, TMO’nun pazarın çok altında fiyatla piyasaya buğday sürmesidir.

        Serbest piyasada bir çuval ekmeklik un 315-350 tel arasında satılırken, TMO 200-210 TL arasında satıyor. Bu da ekmeğin ucuz olmasına neden oluyor.

        TMO buğdayın tonunu 280-385 dolara ithal ederek, bunu iç piyasaya 155 dolara satıyor. Aradaki fiyat farkını görev zararı olarak yazıyor.

        2021 yılında aşırı kuraklık ve üretim düşmesi nedeniyle, TMO yoğun bir buğday sübvansiyonu yaptı. Şu ana kadar 6 aylık sürede 5 milyon ton buğday ithal etti ve zararı 400 milyon doları geçti. Bu rakam 2022 yılı Mayıs ayına kadar daha da artacak.

        Ekmek fiyatlarının düşük olmasının asıl nedeni bu sübvansedir.

        FIRINCILARIN SIKINTILARI

        TMO ucuz un veriyor ama bir ekmeğin maliyet hesaplamasında un tek belirleyici kalem değil.

        REKLAM

        Maliyet kalemleri; un yüzde 33, vergi, enerji, işçilik, mazot, kira vb. Yüzde 40, bakkal ve marketlere verilen kar payı yüzde 20-25.

        Dolayısı ile fırıncılar artan maliyetlerinin tek undan değil, diğer girdilerden de olduğunu söylüyor.

        Son ekonomik kriz nedeniyle fırınların ana enerji ihtiyacı olan mazot, elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar yüzde 70’in üzerinde. Ancak ekmeğe yapılan zamlar yüzde 50’nin altında kaldı hep.

        Birçok fırın işletmesi bu zamlar yüzünden kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bazıları işletmelerini küçülttü, az sayıda fırın da kapandı. Böyle giderse daha çok fırın kapanacak.

        Öte yandan fırınların işletme kapasitelerini kullanamama ve verimli çalışma sorunları var. Bu da maliyetlerini arttırıyor. Optimum çalışma sistemine geçiş için gerekli düzenleme ya da eğitim çalışmaları da yapılmıyor.

        Hijyen ve sağlıklı çalışma ortamı konusu ise ayrı bir sorun.

        Eğer belediyeler ve bakanlıklar sıkı bir kontrol yapsa, birçok fırın bu hijyen şartlında çalışamaz aslında.

        REKLAM

        Bu da ayrı bir tartışma konusu.

        Binlerce insanın ekmek kapısı olan fırın sektörü, daha detaylı ve bilimsel olarak masaya yatırılmalı. Ne kimse mağdur edilmeli, ne de sağlık, hijyen ve verimlilik konularından ödün verilmeli.

        OCAK AYINDA EKMEĞE ZAM HAZIRLIĞI

        Enflasyon sepetinde ekmek önemli bir yekun tutuyor. Bu nedenle yıl içinde enflasyonun yüksek çıkmaması için ekmeğe zam yapılmaması konusunda geçen yıl baskı yapıldı aslında.

        Bir yandan TMO, un sübvansesi yaparken diğer yandan tarife komisyonları ekmeğe zam yapmayarak enflasyonun yüksek çıkmamasını sağladılar bir anlamda.

        Ancak 2022 Ocak ayından itibaren ekmeğe zam yapılması için Fırıncılar Odası şimdiden hazırlık yapmaya başladı bile.

        Artan girdi maliyetlerini gerekçe göstererek zam yapılmasını isteyecek. Asıl sorun TMO'nun 210 TL’den piyasaya sürdüğü unun fiyatını arttırması. Bu gerçekleşirse ekmeği çok pahalıya yiyebiliriz.

        REKLAM

        NE YAPMALI?

        Ülkenin en temel besin kaynağı olan ekmeğin fiyatını stabil ve ekonomik hale getirmek için buğday üretiminden başlayan bir politika belirlemek gerek. Sürekli TMO’nun zarar ederek ekmeği sübvanse etmesi sürdürülebilir bir politika değil.

        Buğday üretim alanlarımız son 20 yılda % 25 küçüldü. Kır nüfusu azaldı ve buğday ekecek nüfus tehlike sınırına geldi.

        Buğday üretimi neden yetersiz?
        Haberi Görüntüle

        Çiftçiler daha kârlı diye pamuk, mısır, hatta tropikal meyve üretimine kaydı. Bu da dünyanın en stratejik ürünü olan buğday üretiminin daha da azalması demek.

        Tarım Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tohum ıslahından ekim tekniklerine kadar oldukça bilimsel çalışmalar yapıyor aslında. Yine bakanlığın havza bazlı ekim planlaması çalışmaları da çok başarılı.

        Gelin görün ki yerel siyasetçilerin ve aktörlerin baskılarına boyun eğen merkezi siyaset, bu plan ve programların uygulanmasını engelledi.

        Buğday üretimimiz üç yıldır bize yetmiyor. Bu yüzden ithalat yapıyoruz. Bu gerçeği saklayan TÜİK ve Tarım Bakanlığı bundan vazgeçmeli ve acı gerçekle yüzleşmeliyiz.

        Acil olarak tarım politikasını baştan kurgulamak gerekiyor. Buğdayın yeniden bize yetecek kadar üretilmesi ekmeğin de fiyatını etkileyecektir.

        Tarım ve gıda bugün dünyanın en stratejik alanı oldu. Bu yüzden acil ‘biopolitik’ ve ‘tarımpolitik’ konularını gündemimize almalıyız.

        Yoksa ekmeği çok pahalıya alacağız ileride.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa