Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan açıklamalar | Son dakika haberleri

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gündemin sıcak konularıyla ilgili görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrasında Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili revizyonlar yapılabileceğini ifade etti.

        Kanal D ve CNNTÜRK ortak yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

        Günümüzün en önemli başlığı; asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat afetler konusu bizim için bir milât. Bu vesile ile bir kez daha depremlerde vefat eden vatandaşlarıma Allah'tan rahmet diliyorum. Çok canımız yandı. Yaralılarımız çok çok fazla. Onlara da Allah'tan şifalar diliyorum. Çok kararlı adımlar atmamız kesinlikle şart. Biz iktidara gelmeden önce en önemli başlık olarak eğitim ve sağlığı arka arkaya koyduk. Sağlıkta dünyada herhalde en ileri ülkelerle yarışır durumdayız. Özellikle şehir hastanelerimizle örnek bir ülke hale geldik. Daha da kararlı adımlar atmamız gerekiyor. Öncelikle deprem bölgesindeki vatandaşlarımızı sağlam konutlara yerleştirmemiz gerekiyor. Belediye başkanlığımdan bu yana hep dikey mimariye karşı çıktım. Toplamda 650 bin konut ve köy evi inşa edeceğiz. 319 binini de inşallah 1 yıl içinde tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Bir kısmı inşallah bayrama kadar köy evlerinden tamamlayıp teslim etme durumuna geleceğiz. Devletimiz 50-60 gün içerisinde bu konutları teslim eder noktaya gelme tezini Van, Bingöl, İzmir'de ispat etti. Kütahya, Malatya'daki afetlerde ispat etti. Antalya, Manavgat, Muğla, buralardaki afetlerde aynı şekilde Karadeniz'de ispat etti.

        REKLAM

        "HER BİRİNİ SAĞLAM, DAYANIKLI KONUTLARA YERLEŞTİRECEĞİZ"

        Deprem bölgesinde evi yıkılan vatandaşlarım bize güvensinler. Her birini en kısa zamanda sağlam, dayanıklı konutlara yerleştireceğiz. İlk toplantımızı İstanbul'da hocalarımızla 120 kişiyle yaptık. İkinci ve üçüncüyü de Çevre-Şehircilik Bakanım yaptı. Bunu devam ettireceğiz. Zemin +3, bilemedin 4. Bunlar en ideal yapı çeşitleri. Bu konutlar bizi daha güvenli hale getirecektir. Bilhassa 1999 öncesi yapılan binaların risk analizini yapmaya başladık. Bunları yoğun şekilde çalışarak bitireceğiz. Hakkaniyete dayalı dönüşümle sağlıksız yapı stoku ortadan kaldırılacak. Yeni yerleşim alanları tespit edilecek. Bütün bu konularda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul burada ayrı önem taşıyor. 39 ilçesinde tüm risk unsurlarını ele alacak şekilde harita çıkardık. 1.2 milyon bina ve 5.9 milyon konut bulunuyor. Gördük ki, toplam 220 bin bina yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. 300 bininin acil dönüşmesi gerekiyor. Bir de bugüne kadar yaptığımız var. Hepsinden öte vatandaşımın devletine inanması lazım. Muhalefetin bu kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm propagandalarına kesinlikle aldanmaması lazım.

        "AYNI ŞEY KADIKÖY VE ÜSKÜDAR'DA DA GEÇERLİ OLMUŞTU"

        Ben Burhaniye'de oturuyordum, Üsküdar. Orada süratle dönüşüme girdik. Çamlıca Camii'nin altındaki bölümlerde kentsel dönüşüme başladık. Davetimize icap edenler binalarını yıktırdılar. Onlara kiralarını verdik. Nereyi beğeniyorsanız oralara yerleşin ve biz evlerinizi yaptıktan sonra buralara döneceksiniz dedik. Bize evet diyenler hallerinden çok memnun. Bire 5, bire 10 fiyatları arttı. Yolumu kestiler 'Başkanım yanlış yaptık' dediler. Benim hemşehrilerim. Ne olur gelin bizimkileri de yıkın. Ben size dediğim zaman bunu yapsaydınız, binalarınız bitmiş olacaktı. Şimdi yanlış yaptık dediler. Belediye başkanıma gerekli talimatı verdik. Onlarda da aynı çalışmalar başladı. Orada yapılan binaları görseniz. Peki Bay Bay Kemal ne diyordu? Benim için diyor ki, 'Boğaza nazır binalarımızı yıktı'. Sorsan Küplüce neresi, Ferah Mahallesi neresi inanın buraları bilmez. Şu anda oradaki binalar, herkes halinden memnun. Zemin +3, zemin + 4 binalar yaptık. Gören keşke ben de buradan yer alabilseydim der. Her geçen gün daha da güzel bir hal alıyor. İnanıyorum ki bitince muhteşem olacak. Aynı durum Kadıköy ile Üsküdar ilçelerinin ortak bölgesi olan yerde oldu. O da çok çok ilginç yer. Kadıköy Belediyesi ile malesef uyum sağlanamadığı için halledilemedi, sonunda kabul ettiler. Orayı da yine bizim Çevre Şehircilik Bakanlığımız üstlendi. Orası da süratle gelişti, inanıyorum ki, orası da muhteşem olacak.

        "BU İŞİN AFFI MAFFI OLMAZ"

        Kanalistanbul'la birlikte oralarda rezerv şehirler ortaya çıkacak. Orada yoğun inşaatlar başlayacak. Aynı şekilde İmar affı diyorsunuz. Bu konuyla ilgili parlamentoyla ilgili, Anayasa'nın aklımda kaldığı kadarıyla 50. maddesi olsa gerek, bunların içerisinde katalog suçlar var. O da yerini alacak. Biz onunla daha da köşeye sıkıştıracağız. Bu için affı maffı olmaz. Benim belediye başkanlığımda İstanbul'a girişte vize demiştik. Dediler ki, 'siz şehirden şehire gidişi vizeye mi bağlayacaksınız'. Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Londra'da merkeze giremezsiniz. Belli ücrete, vizeye tabi. İstanbul o zaman benim belediye başkanlığımda 8 milyondu. Şimdi yaklaşık 16 milyon oldu. O gün bunu söyleyenler şehircilik, göç nedir haberleri yoktu. O gün bizim iddialarımız şimdi haklılığı getirdi. O zamanki dediklerimize saygı duyulmuş olsaydı, o günkü planlamalarımız çok daha güçlü olacaktı. O planlamalar neticesinde İstanbul'a gelenler önce iş buldu mu, belli imkana sahip misin, akraban vesairen var mı? Bu şekilde sorarak gelecekti. Vizeye tabi oldukları için herkes gelemeyecekti.

        "EN AZ ÜÇ DÖNEM GÖREV YAPAN ARKADAŞLARIMIZDAN DÖNÜŞÜM OLDU"

        Rezerv şehir şudur. Mevcudu bir yerden bir yere naklederek, mevcudun da zemin tahlillerini yapıp oralara müdahale. İstanbul'u bilirsiniz. Avcılar aslında sağlam zemin değildir, tehdit eden zemindir. Beylikdüzü'ne doğru sıkıntılı yerlerdir. Denize yakın bölgeler her zaman için sıkıntılı bölgelerdir. Siz orada hakikaten bütün zemin etüdlerini yapmak suretiyle sağlam zeminde yapılanmaya gider, orada kentsel dönüşümü yaparsınız. Seyreltme şart. Onu yaparsak kendimizi sağlama alırız. AK Parti'yi kurduğumuzdan bu yana hep yenilikten ve gelişmeden yana olduk. Biz sıradan bir parti değiliz. Kongrelerimizde hep hücre yenilenmesi adı altında değişimlere gittik. Bu yenilenmeyi Meclis'e de yansıtmak istedik. En az 3 dönem görev yapmış olan arkadaşlarımızdan böyle bir dönüşüm yapalım dedik.

        "BİZ DEVLET NASIL YÖNETİLİR BİLEN BİR HAREKETİZ"

        Her seçim dönemine özgü çalışmalarımız oldu. Kadın ve genç temsiline kadar bütün demografik yapıyı masaya yatırmak suretiyle tespitleri yaptık. Alt komisyon çalışmalarını üst komisyonda değerlendirdik. Burada yaptığımız toplantılarımızda elemine edilerek önümüze gelen tabloyu orada da gözden geçirdik. Demografik yapı, nüfus, seçmen sayısını masaya yatırdık. Bir atlama olmuşsa gerekirse yine geri döndük. Hassasiyetle buna dikkat ettik. Tespitlerimizi de buna göre yapmış oldtuk. Bütün bunlara rağmen çok da az olsa bazı hatalarımız, bazı illerimizde olmadı değil, oldu. Sistem böyle bir şeye gerek duyulursa zaten adım atmaya müsait. Kalkıp da tabii şu anda CHP zihniyetinin yaptığı uygulamayı asla yapamayız. Temel ilkelerimizle de ters. Şu anda diyor ya, 'hepsine, bir tane sana, bir tane sana' derken her birine Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sözü verdi. Biz devlet nasıl yönetilir bilen hareketiz. Bunu da başarıyla zaten yaptık. Bir Cumhurbaşkanı yardımcısıyla bu iş yürütülüyor. Başbakanlığım döneminde 36 bakanla devraldım. 15'e kadar düşürdük. Cumhurbaşkanlığımız döneminde de en son 17 bakanla işleri tıkır tıkır yürütüyoruz. Bol bol devlet bakanlığı ihdas ettiler. Bir işe yaradığı yok. Bize teklifler yapıyorlar. Şu kurumu bakanlık yapsak. O kurum şu anda kurumsal olarak personeliyle yürüyor mu? Yürüyor. Niye kalkıp bakanlık haline getireceksin. Mesele işin yürütülmesi değil mi?

        "IMF'YE UÇKURU KAPTIRIRSANIZ YANDI GÜLÜM KETEN HELVA"

        Bu ülkeye o karanlık koalisyon dönemlerini, kirli bakanlık modellerini, Güneş Motel sendromlarını yaşatmak istemiyoruz. Bunlar Güneş Motel yerine Ahlatlıbel'de yeni yerler ihdas ettiler. Oralarda pazarlık yaptılar. İsraf diyorlar, asla! Bizim kitabımızda israf yok. Tam anlamıyla finansın en ideal şekilde yönetilmesinin örneklerini biz verdik. Eğer bunun başarılı şeklinde örneklerini veremeseydik, deprem felaketinin altından kalkamazdık. Finans yönetimini başarıyla yürüttüğümüz için kalkıyoruz. Birilerinin öyle veya böyle konuşması değil. Atılan adımlara bakalım. Göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz vardı. IMF temsilcileriyle otellerde konuşan CHP'nin yöneticileriydi. Biz 23,5 milyar dolar devraldığımız IMF'Yİ 2013 yılında sıfırladık ve IMF'yi gönderdik. Şu anda o masanın etrafında olanlardan bir tanesi de, mâlum her yıl Davos'ta bir araya gelir. O zaman benim yanımda Davos'a gelmişti. IMF'nin başındaki zatla görüşme yaptık, 'memurlarınız siyaseten akıl vermeye değil, gelir bütçe tahlillerini yapar alacağı parayı, taksidini alır gider, ama bize yön veremez, Türkiye'yi yöneten benim siz değilsiniz' dedim. 2013 bunlarla işi bitirdik. Ondan sonra CHP meydanlarda IMF ile ilişkiler tekrar kurulmalı diye propaganda yaptı. Biz kurduk mu, kurmadık. Çünkü IMF'ye uçkuru kaptırırsanız yandı gülüm keten helva.

        "KAMU DİSİPLİNİNDEN TAVİZ VERMEDİK"

        Şu anda Merkez Bankamız hamdolsun muhtaç değil, finansı yönetebilir durumda. Bundan sonraki süreçte çok daha güçlü şekilde yolumuza devam edeceğiz. İsrafın değil verim ekonomisinin hayatta olduğu kabinenin, yönetimin icraatıdır. Bizim tezimiz de verim ekonomisi. Her bakan şu anda çok çok verimli çalışmaların içerisinde. Ticaret Bakanlığı'nda ihracatı aldığımızda, ihracatta hamdolsun patlamamız var. Şu anda 240 milyar doların üzerine çıktık. Daha da tırmanıyor. Bütün bu zor şartlara rağmen. Kamu mali disiplininden taviz vermedik. Türkiye bu şekilde büyüdü, zenginleşti. Bizim tezimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. Şu depremde arkadaşlarımızı gönderdiğim bölgelerde bütün bakan arkadaşlarım yoğun çalışma içerisinde oldular. Evlerini falan unuttuklar. Şimdi de kendilerine ikinci bir talimat. Her bir arkadaşıma seçim bölgelerinde görevler verdim. Onlar da inanıyorum ki o bölgeleri hallaç pamuğu gibi atıp, oralardan gümbür gümbür gelecekler.

        "CUMHUR İTTİFAKI BUNLARA AHLAK DERSİ VERECEKTİR"

        Düşünün, bir ana muhalefet partisi, yavrucuklarla bir araya geliyor. Oturup pazarlık yapıyor. Sen ne kadar istersin 5 tane, sen 10, sen daha fazla. Bunların hepsine yer bulacaksın, kolay değil, yer beğendireceksin. Şimdi bu çalışmalarla seçime gidiliyor. 14 Mayıs'ta bütün tabloyu göreceğiz. Bu bir defa siyasi ahlakın iflasıdır. Bırakın herkes rüştünü ispat etsin. Bu tür yolla siyasi mücadele verilemez. Şu andaki durumlarda kavgalar, gürültüler herşey ortaya çıkıyor. Temenni ederiz ki, inşallah 14 Mayıs'ta da herkes buradan öyle veya böyle nasibini alacaktır. Cumhur İttifakı bunlara en güzel siyasi ahlak dersini verecektir.

        "KENDİ LOGOLARIYLA GİRMELERİ KENDİ TAKDİRLERİDİR"

        Onun takdirini biz yaparsak bu defa biz Cumhur İttifakı içinde yer alan arkadaşlarımıza, liderlere müdahil olmuş oluruz. Arkadaşlarımızın kendi takdiridir. Kendi logosuyla girmek, Cumhur İttifakı içerisinde bizim logomuzun altında girmek kendi takdirleridir. Cumhur İttifakı'nın ortakları herkes takdirini kullanmıştır. Bu bakımdan diğerleriyle yani Millet İttifakı ile benzer yanımız hemen hemen hiç yok. Mâlum HÜDA PAR bizim logomuzla giriyor. Mesajlar bakımından diğer partilerle de bu ittifakımızı koruyacağız.

        "MEYDANLARIN DİLİ BİZE 'YÜRÜYÜN' DİYOR"

        Seçimi yaparsın, hakikaten kabinede öyle ya da böyle birilerine diğerlerinden yer vermek, bu alibilir. Ama bir şeye dikkat etmek lazım. Parlamentoya girebilmişse, parlamentodan seçeceğiniz bir kişi milletvekili olamıyor. Bakanlıktan öte, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı diyorlar, bu daha da öte. Şimdi bunlar parlamentoya da giremeyecekler. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veriyor ya. Partilerin genel başkanları parlamentoya girme şansları olmuyor. Şu anda bizim bütün yaptığımız ki bu dönemlerde anketlere şu deprem sebebiyle güven de olmaz ama bizim bütün anketlerimizin dışında, yaptığımız açılış törenleri vesaire. Meydanların dilini herhalde mevcutların içinde herhalde bu fakir anlar. Açılışlar bizim doğal mitinglerimizdir. Meydanların dili bize yürüyün diyor, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan diyor.

        "MİLLETİMİZ BU İŞİ ZORA SOKMAYACAKTIR"

        Milletimizin işi zora sokmadan bitireceğini düşünüyorrum. Deprem bölgesinde Bağcılar'da gördük. İnşallah milletim hiç işi zora sokmayacaktır diye inanıyorum. Bir taraftan mitingleri yapacağız, bir taraftan ben açılışları yapacağım. Süreci son ana kadar devam ettireceğiz.

        "BİNALİ BEY'E 'BİZ OTELDE GÖRÜŞMEYİZ' DEDİM"

        AKPM'den bir grup gelmiş. Bugün ben onları Binali Bey'e havale ettim. Binali Bey'le görüşsünler dedim. Bizim mâlum diğer programımız vardı. Binali Bey 'Bunlar bizimle otelde görüşmek istiyorlar' dedi. 'Binali Bey biz CHP değiliz, bunlar eğer bizimle görüşmek istiyorlarsa, daha önce geldiler, biz seçim karargahında görüştük, sen bunları partiye davet et, gelsinler partide görüş' dedim. otelde ne işimiz var bizim? Bizim yerimiz var, partimiz var. Batının bizimle ilgili hesabı var. Macron niçin Çin'e gitti? Çok mu muhabbeti vardı? Şu anda La Pen, Macron'un önüne geçmiş. Türkiye bu seçimle beraber Batı'ya mesaj verecek. Bu ülke terörle mücadele ederken, ekonomi politikalarını belirlerken Batı ne der diye bakmıyor. Biz şu anda işimize bakıyoruz. Savunma sanayinde yüzde 20'den yüzde 80 yerliliğe çıktıysak başarının adımıdır. Batı Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyor. Erdoğan'a karşı aldıkları bu cephe benim milletime karşı aldıkları cephedir. Benim milletim bu oyunu 14 Mayıs'ta bozacaktır.

        "ÖZBEKİSTAN TOGG'DAN ÖYLE MUTLU Kİ"

        14 Mayıs adeta kırılma noktası olacaktır. Türkiye'yi kendi alanlarına kim çekecekse onlara mavi boncuk dağıtıyorlar. İslam aleminden görüştüklerim, Afrika'dan görüştüklerim hepsi bize '14 Mayıs ne alemde' diye soruyor. Bugün Özbekistan'la görüşmem oldu. Azerbaycan'dan sonra bir Togg da Özbekistan'a gönderdik. Öyle mutlu ki. 'Siz bizim yolumuzu açıyorsunuz. Bize İHA, SİHA gönderdiniz, şimdi Togg bunun kullanımı çok çok rahat' diyorlar.

        "MİRZAYEV RENGİNİ BİLE KENDİSİ SEÇTİ"

        Beyefendiye dedim ki, ben orada olmayacağım, Togg'a gel, benim Sanayi Bakanım seni ağırlasın dedim. Gelemedi. Rifat Bey'le gezerse olurmuş. Fabrikanın yerini bilmiyor. Üretim inanmıyor. Kime satacaksınız diyor. Millet sırada, şu anda herkes sırada. Dünyadan liderler, mesela Mirzayev, rengini bile kendisi seçti. Gemlik mavisini istedi. Aliyev kardeşim de Togg seçti. O da Anadolu kırmızısını seçmişti. Kemal Bey parasını verir, Togg'u satın alır. Biz nasıl verip aldıysak.

        "TOGG KREDİSİ İÇİN KAMU BANKALARI İLE GÖRÜŞEBİLİRİM"

        Öncelikle kamu bankalarımız niye var? Elbette Togg ile kampanya yapma noktasında kamu bankaları için de bu iyi bir fırsat olacaktır. Buradan kendilerine çağrıda bulunuyorum. Gerekirse kendileriyle ortak toplantı yapıp, böyle bir zemini oluşturmaları hususunda inşallah bu adımı atmayı ben de düşünüyorum. Nasıl konutta böyle bir imkan hazırladıysalar, Togg'a yönelik böyle adım atılabilir. Bütün endişem, Togg'un araç yetiştirme noktasında durumu ne olur? Talep çok fazla. Öyle de böyle de olsa Togg'un tüm yönetimiyle başta Sanayi ve Teknoloji Bakanım olmak üzere görüşmeleri yapıp kamu bankalarımızı süratle bir araya getirip. Önümüzdeki 7 yılda 1 milyon Togg inşallah yollarda olacak. Acaba Togg için zırhlı yapılabilir mi? Bunun çalışmasını Gürcan Bey mesai arkadaşlarıyla yapabilecektir diye düşünüyorum.

        "CUMHURBAŞKANI ADAYI BU LAFI NASIL SÖYLER?"

        Girdiğimiz seçimleri kritik ve önemli gördük. Şu anda beyefendi girdiği seçimlerin hepsinde mağlup oldu. Bütün yenilgilere rağmen doymadı. Şu anda yapılanları yok etmek isteyen bir güruh var. Bu güruhun tek vaadi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmemize engel olmak. Önümüzdeki seçimin farkı ve önemi buradan geliyor. 'Bunlar alacaklarını alamaz' diyor. Bunu bir Cumhurbaşkanı adayı nasıl kullanır. Tabii ki bunun ödemesini yapaksın. Bir ülkenin güvenirliği buradan gelir. Ahmet gider Mehmet gelir. Mehmet gelirse Ahmet'in bıraktığı yerden devam edecek. Ana muhalefet de, yandaki hanım da 'Biz bunu ödemeyiz' diyor. Diyemezsin bunu. Devletin devamlılığına leke sürecek, tüm dünyada ülkemizin itibarını zedeleyecek olanlara milletim fırsat vermeyecektir.

        "51 YAVRUMUZUN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN SELO DEĞİL Mİ?"

        Terörist başını bırakacaklarmış, Selo'yu bıracaklarmış, bu ülke bir hukuk devleti. FETÖ'nün uzantıları bırakılacakmış. KHK'lılar bırakılacakmış. Hukuk devletinin hukukiliği nerede? Şimdi eline yetkiyi alan 'cezaevinin kapılarını açıyorum herkes serbest' mi diyecek. Bunların hepsi oy saikiyle yapılan şeyler. Biz hukuk devletinin içerisinde bunu oya tahvil etmek için bu tür taahhütlerde bulunamayız. Bu hukuk devletinin genel anlayışına hakim değildir. Şu anda Cumhurbaşkanlığı adaylığımı genel af üzerine bina etmedim. Ülkeyi terör örgütlerine teslim etmeye gayret ediyorlar. Diyarbakır'da 51 yavrumuzun ölümüne neden olan Selo değil mi? Selo'nun kendisi aslında Kürt değil; Zaza'dır. Kürt evlatlarımızın ölümü üzerinden kendisine bir rant devşirmeye çalışıyor. Sokağa döktü, 51 Kürt yavrumuz öldürüldü. Hatta araç da üzerinden ezerek geçtiler. Şu anda Bay Bayl Kemal de, Meral Hanım ve diğerleri de bunları dışarı çıkarmak için vaatlerde bulunuyorlar. Aynı şekilde FETÖ ile ilgili vaatleri var. Aynı şekilde bunları listeye koyuyorlar.

        "BUNLAR DIŞ MİHRAKLARIN SİPARİŞİYLE BİR ARAYA GELEN KUKLALAR"

        Bunların söylediği sözler o denli hakaret eden bırak bakan olmayı, milletvekili dahi olamaz dedikleri kişiyi listelerinde en uygun yerlere koydular. Bunlar diyelim ki bize ihanet ettiyse şimdi demek ki ihanet sırası onlarda. Onlara da gereken ihaneti yapacaklardır. Bizim de onlardan zaten beklediğimiz bir şey olmadığı gibi de biz gitmek isteyene zorla dur demedik, demeyiz, kapıyı açtık. Bunlar dış mihrakların siparişiyle bir araya gelen kuklalar.

        "AİLE VE GENÇLİK BAKANLIĞI KURACAĞIZ"

        Burada gençler konusunda bizim yola çıkışımızda, o zaman yaş sınırı neydi? 30'du. 30 yaş seçme seçilme yaşıydı. Sonra 18'e kadar indi. Biz ara müdahale yaptık. Seçilme yaşı 25. Dedik ki, yetmez, gençlikle ilgili adımımızı seçme seçilme olarak 18'e indirelim. Verdiğimiz mücadelede neticeyi aldık. Seçme ve seçilme yaşı 18 oldu. Bu seçimde adaylarımızdan bir veya iki tanesi 18 yaşında. Bir tane bizim iyi yüzücümüz var. 19 yaşında. Galatasaray Üniversitesi'nde başarılı bir yüzücü. Şimdi bunlar, 30 yaş altı 25 adayımız mevcut. Her yıl onbinlerce gencimiz ve engellemiz işe başlıyor. Mülakatların sebebi kurumların ihtiyaçlarına en uygun insan kaynağına erişme gayesidir. Gençlerimizin kafasında soru işareti bırakmamak için, zorunlu bazı alanlar dışında başarı sıralamasıyla işe alımı esas hale getireceğiz. Üniversiteli öğrencilerimizin aldığı ilk bilgisayar ve cep telefonundan vergiyi kaldırıyoruz. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik ediyoruz. Yeni evlenen çiftlere 48 ay vadeli evlilik kredisi vereceğiz. Bunun için Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Doğalgazın gelirini buraya aktaracağız, her alanda gençlerimizi bu bankayla destekleyeceğiz. Norveç benzerini yapıyor. Onu gençlik için kullanıyor. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimizi hibe ve teşvik programıyla yanlarında olacağız.

        "KOCAELİ ŞEHİR HASTANESİ'Nİ CUMARTESİ AÇIYORUZ"

        Yabancı ülkeler üst düzey hastalarını bizim şehir hastanelerimize gönderiyor. Çam Sakura Hastanesi olmasaydı, diğerleri olmasaydı işimiz zordu. Şu anda 19 ayrı yerde şehir hastanemiz var. Her büyükşehire 1 tane şehir hastanesini kuracağız. Cumartesi inşallah Kocaeli Şehir Hastanesi'ni açıyoruz. Ardından İzmir'i açacağız. Bütün bunlarla beraber yaygınlaştıracağız. Yap işlet devretle bunları açıyoruz. Bay Bay Kemal bunları bilmez. Bir de eğitim araştırma hastanelerimiz var. Onlar da ayrı özelliğe sahip. Şehir hastanelerimizin diyebilirim ki bir alt segmenti. İnsana değer vermedikten sonra bu işi nasıl başaracaksınız?

        "SEÇİMLERDEN SONRA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ"

        Seçim bitecek, inşallah bunun adımlarını atmış olacağız. Biz gençlerin çağının adeta misaferiyiz. Aile koruma kalkanı programımız aileyi güçlendirmeye yönelik, yenilikçi mekanizmalarımızdan sadece biri. Bu programın ilk aşamalarını zaten başlattık. Şimdi daha kuşatıcı şekilde programı genişletiyoruz. Ev hanımlarının emekliliğine destek vermek olacak programın en yeniliklerinden biri. Her aileden en az 1 kişiye iş imkanı sunacağız. En az 3 çocuk diyorum. Onların eğitimden istihdam, evliliğinden çocuk bakıma kadar her alanda ailelere maddi katkı vereceğiz. Ev hanımlarına yönelik aynı şekilde planlarımız var. Bunlarda da ev hanımlarının sigortalılığı konusunda atacağımız adımlar olacak. Ev hanımlarının emeklilik primlerinin bir kısmını devlet olarak biz ödeyeceğiz.

        "LGBT GİBİ SAPKIN AKIMLARIN MİLLETİMİZE DAYATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

        Aile bizim kutsalımız. Bu kurumun korunması önceliğimiz. Anayasal değişiklik yapacak kadar konuya sahip çıkıyoruz. Aile yapımızı, kadınları, çocukları korumak için her türlü mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Kazanımlardan geri gitmek mümkün değil. Bizim mücadelemiz kazanımlardan geri düşürecek sapkın akımlardır. Yani LGBT gibi sapkın akımların ülkemizde varlık göstermesine, milletimize dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Tacizci, tecavüzcü CHP teşkilatından olunca bunların ağzını bile bıçak açmıyor. Partisindeki taciz, tecavüzleri örtmek için gösterdikleri çabanın onda birini kadın haklarında göstermeyenler bize söz söyleyemez.

        "CHP MAĞDURLARININ DA KİMSESİ BİZ OLACAĞIZ"

        Bu ülkede çözülmedik hiçbir sorun bırakmadık, bırakmayız. Adaletsiz şekilde belediyeden atılmış olan vatandaşlarımızı tabii ki göreve getirmeyi ancak biz başarırız. Onlara yapılan zulüme dtuyarsız kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Bağkur sorununu, taşeron sorununu da biz çözdük. Bnular geldiler bütün bunları zor duruma soktular. 'Kimse işten atılmayacak' dedi. Ne oldu? O kadar insanlar işten atıldı. Haftalarca belediyelerin önünde gösteriler yaptılar. Bunlar tekrar işe alındı mı? Bay Bay Kemal bunları görmedi mi? İşten atılan vatandaşlarım, bunların çoluğu çocuğu haftalarca, aylarca aç susuz kaldılar. Bunların bir kısmını biz tabii devlette işe aldık. Ama bunlar yeniden belediyelerde işe almadılar. İnşallah iktidarımızda bu işin çözümünü biz getireceğiz. 2023 yerel seçimde de inşallah bu ülkede bütün mağdurlar gibi CHP mağdurlarının da kimsesi biz olacağız.

        TCG ANADOLU GEMİSİ SAVUNMA SANAYİNDE ÖNEMLİ AŞAMA

        Bizde proje bitmez. Hele hele savunma sanayinde bu projeler hiç bitmeyecek. İşte Rusya-Ukrayna olayı ortada. Bu ülkenin hayallerini gerçekleşen adımları atmaya devam edeceğiz. Aracı yaparsınız, mühimmatın yoksa aracın olması işe yaramaz. Bütünüyle bunların mühimmatını da yaparsanız, üretimini gerçekleştirirseniz, o zaman karşı tarafa güç gösterisinde çok rahat bulunursunuz. Biz başardıklarımızı yapılamaz, edilemez diyenlere inat başardık. Togg bunun en güzel örneği. Altay tankı önümüzdeki günlerde aynı şekilde Savunma Bakanlığımıza teslim edilecek. Bu arada almanlardan aldığımız Leoparlar'ın tamir, bakımıyla ilgili Adapazarı'nda Bay Kemal'in eleştirdiği, Katar'a sattılar dediği bir şey yok. Katar burada BMC'ye ortak olmuştur. Yüzde 51 bizim. Orada tamir bakım fabrikası bizim yeni yatırıma gerek duymadan süratle oradaki fabrikayla bütün tankların tamir bakımı orada yapılıyor. Bu bizi ciddi avantaja geçirdi. Yeni yatırıma girmiyorsun. TCG Anadolu. Bir terbiyesiz çıkmış. Güya o da askeriyenin içinden çıkmış birisi. Kalkıyor TCG Anadolu ile ilgili en ağır hakaretleri yapıyor. Bu adam teröristlerle iç içe olan adam. Ahlaksız birisi. CHP yapısının içerisinde. Zannediyorum aday da yapmadılar. Biz TCG Anadolu'yu ordumuza teslim ettik. Gezdim gördüm. Üzerinde İHA şu anda. Bu İHA dışında helikopterler üzerinde. Bütün bunlar buradan iniş, kalkışı yapabilecekler. Bunlar bizim dünya standardında çok daha farklı bir yere gelmemizi sağladı.

        "TCG ANADOLU'NUN BİR MİSLİ BÜYÜĞÜNÜ DAHA YAPACAĞIZ"

        Barbaros için denizlerin kaptan-ı deryası derlerdi. Şimdi bu bizi denizlerde çok çok güçlü bir yere taşıyor. Yeni bir adım daha atıyoruz inşallah. Bunun bir misli büyüğünü daha inşallah inşa edeceğiz. Bu bizim kendi tersanemizde üretildi. Bunların içine tank da girebilecek. 1400 personel var. Öyle rastgele sıradan bir şey değil. Çıkmış bir ukala bir şey diyor; aldatmışız. Bunlar cidden yapabildikleri, ortaya koyabildikleri zaten bir eserleri yok. Şu eseri görüp de buna eleştiri getirmek, kınama getirmek, yenilir yutulur bir şey değil. Gurur duyması lazım. TGC Anadolu ile Türkiye'nin her köşesinde askeri operasyon yöneteceğiz. O mavi denizlere bununla rahat açılacaksın. Mavi vatan aynı şekilde. Boyu 220 metre yapıda. İçeride gezdiğinizde hijyeniyle, her şeyiyle pırıl pırıl. Hepsinde havadan, denizden hakimiyeti var. Böyle bir gemi bu. Ama bunlar anlardan da, anlamazdan da konuşuyorlar. Sen Erdoğan'ı sevmeyebilirsin, Hulusi Akar'ı sevmeyebilirsin. Cebimize koyup da bunu bir yere getirecek değiliz. Bu millete, bu devlete, bu orduya, bizden sonraki nesillere emanet edeceğiz. Uçaklarımız, İHA aynı şekilde. Hele şu Kızılelma...

        "CHP'Lİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNİN YAPTIĞI BİR ESER VAR MI?"

        Kızılelma 32 bin fitte operasyona hazır. Ve bu insansız. Herhangi tehdit, dehşet, buna vızıltı. Yapanlarla gurur duyuyorum. Allah rahmet etsin Özdemir abimizle, oğullarıyla gurur duyuyorum. Biz seçimi kazandım, Amerika'ya gittim. Oğul Bush'la görüşme yaptım. 'Bize söz verdiniz, terörle mücadelede bize İHA verin' dedim. Rice'yı verdi 'Niye vermediniz, 48 saat içinde vereceksiniz' dedi. İHA'yı aldım. Allah rahmet eylesin Özdemir Bey evlatlarıyla adımı attılar. İHA'nın üretimine girdiler. Ardından SİHA, ardından Akıncı, ardından Kızılelma. Bunlarla adamlar iftihar etmiyor. Erdoğan'ın döneminde bunlar yapıldı diye. Siz yapın biz de sizi alkışlayalım. Bugün CHP'nin elindeki büyükşehir belediyelerin Türkiye'nin iftihar edeceği bir eserleri var mı? Yok. Tutun şöyle köprülerden, viyadüklere varıncaya kadar var mı? Biz Marmaray'ı yaptık, Avrasya Tüneli'ni yaptık önünü kesmeye çalıştılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün önünü kesmeye çalıştılar. Başaramadılar, fırsat vermedik.

        "EKSİKLİKLER NELERDİR, YAŞAYARAK UYGULAMAYA KOYMAMIZ LAZIM"

        Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimizin başarısını son 5 yılda güçlenen siyasal ve ekonomik istikrarda gördük. Afetlerde müdahalede, terörde birçok adımları yeni sistemle atabildik. Sistem değişime, dönüşüme, restore etmeye açık. İlk dönemdeki tecrübelerimizin ışığında sistemi daha ileri taşıyacak adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz. Gelişmelere göre elden geçirmeye, nerede eksiğimiz olsun, bunları giderme bizim yapıcı üslubumuz. Emniyet, sağlık, adalet, eğitim, dış politikada ne gibi eksiklikler var, hepsini gözden geçireceğiz. Bunların hiçbirisi hükümet sistemimizle ilgili değil. Bunlar demokratik reform önerilerimiz. Biz toplumun, STK'larla görüşerek bu alanda söz sahibi olan akademisyenlerimizle görüşerek adımları atma fırsatını bulacağız.

        "CHP'YE GÖNÜL VERMİŞ VATANDAYŞLARIMIZ PARTİLERİNİ BU TERÖR SEVİCİLERDEN KURTARACAK"

        HDP eşittir PKK söyledik, söylüyoruz. Şu anda terör örgütüne müzahir parti Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak masadaki 7. ortak olduğunu ortak olduğunu ilan etti. Dolayısıyla terör örgütü o masanın ortağıdır. Masada söz sahibi olan örgüt argo bir tabir olacak ama racon kesecektir. Soruyorum terör örgütü bu açıklamaları yaparken CHP acaba ne yapıyor? Kandil'den terör örgütünün uzantısına destek gelirken, CHP'den birileri çıkıp PKK, YPG, HDP'yi eleştirdiğini gördünüz mü? Masanın etrafındakilerden bir ses çıktı mı? Hayır. Maalesef masanın ortaklığı HDP'nin bölücülük ve Türkiye düşmanlığı üzerindeki gündemine teslim olmuştur. Halka kendilerini kabul ettiremeyince terör örgütlerinden medet umar hale geldiler. Terör örgütleri kim parasını verirse onun emrine girer. Ama siyasi partilerin terör örgütlerinin kucağına düşmesi endişe vericidir. İnanıyorum ki, 14 Mayıs'tan sonra CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımız da partilerini terör sevicilerin elinden kurtaracaktır.

        ÖCALAN VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A AF

        Bunu AK Parti olarak bize sorarsanız böyle bir şey olamaz. Ama ana muhalefet hem terörist başı hem de Selo ile ligili açıkladılar. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Bunca insanın kanına gireceksiniz, ondan sonra da özgürlük diyeceksin, böyle bir şey yok.

        "14 MAYIS'TA VATANDAŞLARIM BUNLARA YOL VERMEYECEK"

        HDP'ye ve dolayısıyla PKK'ya neler vaad ettikleri tek tek ortaya dökülüyor. Niçin gidip, parlamentoda görüştüler de parti merkezlerine gidemediler. Partiye gittikleri zaman bir açıklama yapmaları lazım. Bunu yapmadıkları gibi parlamentoda bu işi kapalı kapılar arkasında ne söylediler? İçlerinden üst düzeyde yönetici sıfatı yok ama bir kadın garip garip şeyler söyledi. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaklarmış. Bunu özel görüşmelerinde de orada görüşmüşler. Sen CHP olarak bununla ilgili 'hayır bizim böyle düşüncemiz yok, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıramayız' demedi. PKK ve HDP ne derse onu yapmaya amade bir Bay Bay Kemal var şu anda. PKK terör örgütünün dağ kadrosundan bile Bay Bay Kemal'e destek açıklamaları yapıldı. Bay Bay Kemal partisindeki tacizcileri, tecavüzcüleri korumayı bilir. PKK'ya, FETÖ'ye umut verir. Genel başkanı olmuş partiye tek bir seçim kazandıramamış. Aldıkları birkaç belediye oradaki işlerin yürümediğini cümle alem biliyor. Böyle bir partinin iktidara gelme ihtirası traji komiktir. 14 Mayıs'ta sevgili vatandayşlarımdan bunlara yol vermeyeceğini görüyorum. Kesinlikle orada bir pazarlık yapıldı. Hadi açıklayın, niye açıklayamıyorsunuz. Açıkladıkları anda taşlar yere dökülecek. Teröristlere umut verenlere ben inanıyorum ki, milletim de iktidarı vermeyecektir.

        "TÜRKİYE YÜZYILI BAŞLIYOR MANŞETİ ATARDIM"

        Ben gazeteci değilim ki. Bana siyaseti sorun. Bu soruyu benim size sormam lazım.Manşeti nasıl atarsınız dersenit; Türkiye Yüzyılı başlıyor diye atardım.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa