Barış Kılıç: Bazı gerçekleri görmezden gelmekle o gerçekleri yok etmiş olmuyoruz
SHOW TV'nin iddialı dizisi 'Kızılcık Şerbeti'nde 'Ömer Ünal' karakterine hayat veren Barış Kılıç, hem diziyi hem de merak edilenlerini anlattı. 'Kızılcık Şerbeti' için, "Hikayenin çok içimizden ve gerçekliklerimizden yazılmış olması bu projede olmamı sağlayan en büyük etkendi." diyen ünlü oyuncu, "Bazı gerçekleri görmezden gelmekle o gerçekleri yok etmiş olmuyoruz." ifadelerini kullandı
Gerçek bir hikâyeden ekranlara uyarlanan SHOW TV'nin yeni dizisi 'Kızılcık Şerbeti' bu akşam yeni bölümüyle ekranlara gelecek. Aynı doğrulara fakat farklı kültürlere sahip iki ailenin çocuklarının ani evliliğiyle bir araya gelmelerini çarpıcı bir anlatımla ekrana taşınan dizide Barış Kılıç, Evrim Alasya, SettarTanrıöğen, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör, Müjde Uzman, Aliye Uzunatağan, Feyza Civelek, Ceren Yalazoğlu Karakoç, Emrah Altıntoprak, Feray Darıcı, Selin Türkmen, Özlem Çakar, Oral Özer, RahimcanKapkap, Serkan Tınmaz, Tuana Gizem Uzunlar gibi birbirinden başarılı oyuncular yer alıyor.
Yeni bölüm öncesinde Barış Kılıç ile hem diziyi hem de kendisini konuştuk.
'Kızılcık Şerbeti'nden gelen teklifi kabul etmenizde en önemli etkenler nelerdi, senaryoyu okuduğunuzda ilk ne hissettiniz?
Hikayenin çok içimizden ve gerçekliklerimizden yazılmış olması bu projede olmamı sağlayan en büyük etkendi benim için. Bazı gerçekleri görmezden gelmekle o gerçekleri yok etmiş olmuyoruz. Bu hikayeler biz bu topraklarda var olduğumuzdan beri var. Benim ailemde de var, senin onun herkesin ailesinin gerçekleri aslında. Bir sürü insan doğru anlayışta olamadığından ya da hayatın renklerine kapalı olduğundan geçmişte bu konulardan dolayı mağdur ve mutsuz oldu. Bir kimseyi inancından ya da yaşam tarzından dolayı el gibi görmek ya da kendinden olmadığını hissetmek bu devirde artık gerçekten çok ayıp. Önemli olan bu dünyanın en değerli varlığı olan insanın kalbine dokunmak, ona sadece insan olduğu için değer vermektir. Nasıl olsa bu evrenin bir düzeni akışı, değiştiremeyeceğimiz bir gerçeği var. Bari şu kısacık ömrümüzü sevgiyle güzellikle ve anlayışla yaşayalım. İşte tam da bu sebepten dolayıdır ki biz bu anlayışla sevginin tüm farklılıkları yok edebilecek gücünü göstermek adına bir yola çıktık. Her türlü farklılığımıza rağmen birlikteliğimizin ne kadar heyecan verici, sıradanlığın dışına çıkıp tanıştığımızda aslında hepimizin aynı olduğunu görmek bence en kıymetli olandır. Bu hikaye ile biraz olsun bu olguları öne çıkartıp azıcık da olsa hepimize aşkın ve sevginin sıcaklığını, aşılmaz denilen olmaz denilen o heyecan verici birleşmelerin tadını gösterebilirsek ne mutlu bizlere. Umarım hepimiz ön yargılarımızdan kurtulur birlikte ne kadar güzel olabileceğimizin değerini anlarız.
Dizide nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Dizideki karakterim aslında tam da birbirine zıt görünen iki aile arasında bu anlayışı öne çıkartıp aralarında köprü olmaya çalışan biri. Aslında kendisi de bu anlayıştan dolayı zorla ve yanlış bir evlilik yapmış olmanın bedelini bu yaşına kadar ödemiş biri. Belki de gerçek aşkı ve sevgiyi bu yüzden hiç tadamamış biri. Ama bu birleştirici yani bundan sonraki hayatı için Ömer’e de bir ışık yakacak. Ve tüm baskı ve zor gelen alışkanlıkları kırıp yepyeni bir hayata uzanabilmenin heyecanına o da kapılacak.
Dizide iki uç aile arasında kalan bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Siz ise bu aşkta yeğenine destek olan bir amcayı canlandırıyorsunuz. Taraflar arasındaki ailesel farklar sizce ilişkinin ilerleyen dönemlerinde etkili olur mu?
Tabii ki bu anlatmaya çalıştığım şeyler bir çırpıda olamıyor. Önce kendimizi fark edeceğiz, ne istediğimizi ama ne olduğumuzu görüp asıl olmak ve asıl yaşamak istediğimiz hayat için nelerden vazgeçebileceğimize karar vereceğiz. Tabii ki kolay olmayacak, birileri karşı çıkıp birileri destek olup yürü diyecek. İşte bu mücadele de günün sonunda bizi biz yapacak her türlü farklılığımıza zıtlıklarımıza rağmen. İnsan olduğumuzu fark edip durup bir düşüneceğiz. Sabit anlayışların, hayata tek bir yerden bakmaların aslında mutluluğumuza hizmet etmediğini göreceğiz belki de bu hikayeyle.
Canlandırdığınız rolle gerçek karakterinizin uyuştuğu noktalar neler?
Oynadığım karakterle gerçek hayattaki yakınlığımı sormuşsunuz. Benim de herkes gibi her inançtan, bir sürü farklı hayat görüşünden sayısız arkadaşım var. Ben insanları asla bu ön yargılara göre değerlendirmem. Çünkü ben de birilerine ters gelen alışkanlıklara sahip olabilirim. Birinin beni tanımadan benimle ilgili olumsuz şeyler düşünmesi beni çok üzer. Ben insanın hayattaki duruşuna, samimiyetine ve dürüstlüğüne bakarım. Kim olursa olsun benim ruhuma iyi geliyorsa beni tebessüm ettiriyorsa buyursun gelsin, baş tacıdır. Kimsenin anlayışına hakaret etmem kimseyi hor görmem. Yeter ki o da bana aynı gözlerle baksın. Oturalım yiyelim içelim, aşık olalım, gülelim eğlenelim. Ne güzel olur. Bir süre sonra hiç de farkımızın olmadığını göreceğiz zaten. Ve daha da hassas davranırız öyle insanlarla birbirimizi kırmamak üzmemek adına. Kendimizden daha çok değer veririz ona aman kırılmasın yanlış anlamasın diye. Biz böyle büyüdük böyle öğrendik.
Genellikle sizi karizmatik ve salon erkeği rolleriyle görüyoruz. Yakışıklılığınız nedeniyle bu tarz rollerin üzerinize yapıştığınızı düşünüyor musunuz?
Ben rolleri görünüşüne göre değerlendirmem. Hikayeye kattığı değer önemlidir rolün. Bir şeyin ucundan tutması, etki etmesi sevdiğim şeylerdir. Varsın kim olursa olsun.
En karakteristik özelliğiniz nedir?
Dürüstlük ve samimiyet kırmızı çizgimdir. Samimiyetsiz ve yalancı insan sevmem nokta.
Oyuncu olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Mimar olmak isterdim.
Formunuzu korumak için neler yapıyorsunuz?
Az ye, sürdürülebilir spor yap, yaşam tarzına dikkat et.
Bir dönem oyunculuğa küsmeye başladığınızı söylemiştiniz. Mesleğinize olan tutkuyu ateşleyen ne oldu?
Ben hayatı ne mesleğime, ne de bulunduğum duruma göre değerlendirmem. Oyunculuk benim en büyük heveslerimden biri. Ama ondan çok daha büyük ve önemli değerlerim var benim. Buradaki başarım ya da başarısızlığımın güncel yaşantıma etki etmesini istemem ve buna izin vermem. Ailem, çocuklarım arkadaşlarım hepsi bir değerdir benim için. Biri gitse biri kalsın hayatımda. Oyunculuk da sadece bunlardan biri daha fazlası değil. Çok seviyorum ama vazgeçilmezim değil. Yapmak istediğim sürece yapacağım oyunculuğu.
12 ve 14 yaşında iki çocuğunuz var. Babalık size neler kattı?
Babalık sahip olduğum en büyük değer benim için. İki çocuğum var ve onlara güzel şeyler öğretmeye çalıştım hep. Sağ olsunlar onlar da bana bir sürü şey öğretiyorlar. Bu birliktelik çok özel. Vaktimin çoğunu iş dışında onlarla geçiriyorum çünkü çok eğleniyoruz birlikte. Derdim sadece onlara bir şey öğretmek değil onların da bana sahip çıkması benimle olmaları beni çok mutlu ediyor. Her gün başka bir şey her gün başka bir gün bizim için. Ne mutlu.
