Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi: Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini... İşte devamı

        Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, Nutuk'un "Türk Gençliğine Bıraktığım Emanet" başlıklı bölümünde yer alır. "Türk istiklâli" ve "Türk Cumhuriyeti" kavramları üzerine kurulmuş bir metindir. On üçü tam ve ikisi eksiltili hitap cümlesi olmak üzere toplam 15 cümleden oluşur.

        Mustafa Kemal, bu hitabıyla geçmişte yaşanılan sıkıntıların bir daha tekrar etmemesi için Türk milletinin istikbali olan gençlere hayati öğütlerde bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisiyle birlikte ortaya çıkan karanlık manzaranın tasviri ile başlar. Bu karanlık şartlarda dahi Türk gençliğinin ödevinin Türk istiklal ve cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmak olduğu ifade edilir.

        REKLAM

        Mustafa Kemal, bir nevi siyasi vasiyetnamesi niteliğinde olan gençliğe hitabeyi okurken çok etkilenmiş ve gözyaşlarını tutamamıştır. Bu duygusal anlar, gazeteler aracılığıyla halka aktarılmış; yerli gazetelerin yanı sıra yabancı gazeteler de "Gözleri Yaşlı Mustafa Kemal" (Daily Telegraph), "Mustafa Kemal'in Göz Yaşları" (Daily Herald) gibi başlıklarla haberi vermişlerdi. Atatürk'ün Nutuk'u, özellikle de Gençliğe Hitabe kısmını okurken çok duygulanması kamuoyu ve özellikle gençler üzerinde büyük bir heyecan yaratmış ve Maarif Vekaleti 26 Ekim 1927'de aldığı bir karar ile "Gençliğe Hitabe"'nin okullardaki bütün sınıflara asılmasına karar vermiştir.

        13 Ocak 1928 tarihinde alınan bir kararla Türkiye'de sınıflara, okutulan kitaplara ve önemli eğitim kurumlarına konulmuştur.

        Ey Türk Gençliği!

        Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

        Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

        Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! (1927)

        Mustafa Kemal Atatürk

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa