Akkuyu'nun perde arkası: Özgüvenli işleyiş...
Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatının en büyük hissedarı Rus devlet şirketi Rosatom, ana yüklenici/yapımcı olan Rus Titan 2 ve Türk şirketi İçtaş Joint Venture ile ortaklığı olan sözleşmeyi feshetti. İçtaş'ın sözleşmeye aykırı davrandığı ve iş güvenliğini sağlamadığı gerekçesiyle yapılan fesihten sonra Titan yine başka bir Rus şirketi ile ortaklık kurdu ve sözleşme imzaladı. Yani aslında ana yüklenici şirketteki Türk ortak tasfiye edilmiş oldu. Tamamlandığında Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 12'sini karşılayacak, yüzde 93'ü Türk 25 bin personelin çalıştığı 2 bin 200 mühendisin görev yaptığı 20 milyar dolarlık Akkuyu Santrali'nin en kritik üretim aşamalarına geçildiği dönemde Türk firmanın projeden çıkarılması, endişelere ve soru işaretlerine yol açtı. Umarım ki bu kritik proje planlandığı gibi zamanında bitirilir ve Türkiye, enerji açığının önemli bir bölümünü karşılarken, devam projeleriyle barışçıl nükleer enerji yeteneğine de kavuşmuş olur. Habertürk'ten Bülent Aydemir yazdı...
ABONE OLAkkuyu Nükleer Güç Santrali, hem Türkiye’nin kazanacağı yetenekler, hem Rusya, hem de batı ile ilişkilerinde kritik önem taşıyor. Her şeyden evvel bu projeden yüzde 50 oranında ana yüklenici Türk firmanın çıkarılması, şu anlama geliyor:
Eskiden proje şirketi tamamen Rus (projenin mantığına göre normal) Ana yüklenici (dizayn yerleştirme ve yapım) firma yarı yarıya Türk ortaklığıyken; şimdi hem proje hem yüklenici firma yüzde yüz Rus oldu. Böylece Türkiye, bu teknolojiden, know how kazanamayacak. Uluslararası rekabete dahil olamayacak; sadece alt taşeron seviyesinde işgören olarak kalacak. Milli açıdan önemli olan konu bu; yoksa fesih haklı mı haksız mı o konu tarafları ve hukuku ilgilendirir. Ancak mevcut durumda milli çıkarlar söz konusu… Türkleri alt taşeron seviyesinde bile tutup tutmayacakları Rusların insafına kaldı. Yerli mal yerli işçi mühendis kullanıp kullanmayacakları da…