Üretim Ve Operasyon Yönetimi nedir?
Mal ve hizmet üretim faaliyetlerinin planlanması, örgütlenmesi, yürütülmesi (gerçekleştirilmesi) ve kontrolünü içeren, geleneksel olarak"üretim yönetimi" diye de adlandırılan işletme işlevidir. Hizmetler sektörünün gelişmesiyle "üretim ve operason yönetimi"olarak da isimlendirilen bu işlev; hem iktisadi varlık ve sistemlerin temelini oluşturan bir uygulama alanıdır; hem de özellikle işletme yönetimi, işletme ve endüstri mühendisliği alanları içinde yer alan önemli bir bilim ve eğitim dalıdır.
Üretim, dar anlamda, "bir fiziksel varlık üzerinde, onun değerini arttıracak bir değişiklik yapmak ya da ham madde veya yarı mamulleri kullanılabilir bir mamule dönüştürmektir" şeklinde tanımlanmaktadır. Bu, mühendislik alanına özgü ve mal üretimini vurgulayan dar kapsamlı bir tanımdır. Buna karşılık, iktisat ve işletme alanlarında üretim, "fayda yaratma"ya yönelik her tür faaliyeti içerir şekilde daha geniş olarak tanımlanmaktadır. Buna göre "üretim; emek, sermaye, doğal kaynaklar, girişim gibi üretim fatörlerini kullanarak "faydalı (insan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip)" ürünlerin ortaya çıkarılmasına yönelik faaliyetlerdir." Mal üretimi yanında her türlü hizmet faaliyetini de kapsayan bu tanım, üretimin en geniş kabul gören tanımıdır.
İnsanlık tarihi boyunca varolan üretim, tarihi süreç içinde, özellikle sanayi devriminde sonra ciddi gelişim göstermiştir. Önceleri insangücü ve basit üretim araçlarıyla gerçekleştirilen aile ihtiyaçlarına yönelik "el imalatı" ve takiben yöresel taleplere yönelik "atölye tipi üretim"in yerini sanayi devriminden sonra "kitle üretimi" ve diğer çağdaş üretim şekilleri almış ve son zamanlara geldikçe hizmet üretimi de önemli ölçüde gelişmiştir. Teknolojik gelişmelerle üretimin artması, piyasaların genişlemesi, küreselleşme, rekabetin artması vb. değişmelerin sonucu olarak mal ve hizmet üretimi ile tedarik ve pazarlama faaliyetlerinin önemi de artmıştır. Böylece gittikçe küreselleşen ve artan rekabet, sadece işletmeler arasında olmaktan çıkarak tedarik zincirleri arasındaki rekabete dönüşmüştür. Günümüzde işletmeler, üretim ve operasyonla ilgili kararlarında, sadece üretim merkezini değil tüm tedarik zincirini de göz önüne almak zorundadır.
Mal ve hizmet, genel özellikleri bakımından bazı farklılıklar gösterir: Mal somuttur, hizmet soyuttur. Mal üretildikten sonra depolanabilir, hizmet üretildiği anda tükenir depolanamaz. Mal üretildikten sonra bir yere nakledilebilir, hizmet değil hizmet veren nakledilebilir. Malın kalite özelliklerinin ölçülmesi kolaydır, hizmetin kalitesinin ölçülmesi ise zordur. Yer seçiminde, mallarda sadece maliyet önemlidir, hizmetlerde ise müşteriye yakınlık da önemlidir. Standardizasyon, mal üretiminde kolaydır, hizmette ise genellikle zordur.
Bu farklılıklara bakılarak, üretilen tüm "ürünler"in kolayca "mal" ve "hizmet" olarak iki gruba ayrılacağı düşünülmemelidir. Çünkü, ilk bakışta, "mal" olarak nitelendirilen bir ürünün belirli oranda "hizmet; "hizmet" olarak nitelendirilen bir ürünün de, belirli oranda "mal" içerdiği görülebilmektedir. Örneğin ilk bakışta otomobil 'fiziksel bir mal'dır. Otomobilin imalat sürecine bakıldığında, mal ile ilgili özellikleri birebir karşılayan bir üründür. Ancak, otomobilin pazarlama-satınalma sürecinde ve sonrasında "hizmet" de kaçınılmaz bir şekilde işin içine dahil olmaktadır. Daha otomobil alınmadan, bir galeride otomobili ve özelliklerini incelerken "hizmet" alınmaya başlanılır. Otomobili alınırken "kredi" kullanılacaksa devreye "finansman"; mevcut araba verilip yenisi alınacaksa, "takas" hizmeti de sürece dahil olacaktır. Otomobil alındıktan sonra bir "kaza" yapılırsa veya otomobil arızalanırsa bu defa devreye "servis" işletmesi (hizmet) girer. Bu tür aksaklıklar olmasa da "periyodik bakım" için servis mutlaka uğranılması gereken bir yerdir. Müşterilerini memnun etmek için işletmelerin sadece mükemmel otomobiller (mallar) üretmesi yetmez; sözü edilen "hizmetler"in de mükemmel olması gerekir.
Hizmet üretiminin gelişmesiyle mal ve hizmet üretimi arasındaki karşılıklı bağımlılık ve geçişimin artması, "operasyon (işlemler) yönetimi" kavramının doğmasına yol açmıştır. Böylece, geleneksel olarak kullanılan "Üretim yönetimi" yanında "Üretim ve Operasyon yönetimi" de kullanımı yaygınlaşan bir kavram olmuştur. Üretim ve operasyon yönetimi, bir işletmede farklı girdilerin, mal ve/veya hizmet çıktılarına dönüştürülmesiyle ilgili iş ve işlemlerin düzenlenmesi ve yönetilmesi, olarak tanımlanabilir.
Üretim ve operasyon yönetimi (ÜOY), hazırlık ve üretimin planlanması, gerçekleştirilmesi ve kontrolüyle ilgili faaliyetleri kapsar. Bu çerçevede, "ürün (mal, hizmet) tasarımı", işyeri seçimi ve tesis (yerleşim) düzenlemesi, gerekli girdilerin tespit ve temini, üretim süreçlerinin planlanması, üretimin gerçekleştirilmesi ve kontrolü gibi faaliyetler gerçekleştirilir.
Üretim ve operasyon yönetiminin amacı, "işletmenin elinde bulunan malzeme, makine ve insangücü gibi kaynakları en etkin şekilde kullanarak; doğru (istenen) kalitede, doğru miktarda mamülün, doğru zamanda ve doğru (en düşük) maliyetle üretilmesini ve müşteriye sunulmasını sağlamaktır. Tanımda geçen miktar, kalite, zaman ve maliyet, üretim/operasyon yönetiminin temel taşlarını ve odak noktalarını oluşturur. Yönetimin görevi, üretim faktörlerini en iyi şekilde temin edip kullanarak müşterinin (miktar, kalite, zaman ve maliyet bakımından) tam arzu ettiği mal veya hizmeti üretmektir.
Üretim ve operasyon yönetiminin bu dört temel odak noktasının birbirleriyle çelişen tarafları da vardır. En fazla miktarı en kısa zamanda üretmeye çalışmak, bunun için verimliliğe dayalı teşvikli ücret sistemleri uygulamak, kaliteyi düşürebilir. Mal ve hizmetlerde mükemmel bir kalite düzeyini sağlamaya çalışmak da, aşırı bir maliyete neden olabilir. Kalite düzeyini arttırdıkça bunun parasal olarak karşılığını almak ancak bir yere kadar mümkündür. Kalite düzeyini çok üst seviyelere yükseltmekle, her zaman aynı oranda daha fazla para kazanılmayacağını da unutmamak gerekir. Önemli olan hedeflenen kalite düzeyini mümkün olan en düşük maliyetle sağlamaktır.
Üretilen ürünlerin zamanında teslim edilmesi, müşteri memnuniyeti açısından çok önemlidir. En mükemmel ürünler bile, zamanında teslim edilmediği takdirde değerini kaybedebilmektedir. Özellikle, endüstriyel ürünler; bir başka işletmenin girdilerini oluşturuyorsa; teslimattaki gecikmeler, alıcı işletmede üretimin durmasına bile neden olabilmektedir. Ürünleri belirli bir zaman periyodu içinde üretmeye çalışırken; bunun mevcut kapasite dahilinde ve normal mesai içinde gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Yine, sadece (düşük) maliyete odaklanmak; daha ucuz ama niteliksiz iş gücü istihdamına, daha ucuz ama uygun olmayan malzeme ve girdi kullanılımına; bunlar da kalitesiz ürünler, zamanında teslim edilemeyen siparişler ve memnun olmayan müşteriler gibi olumsuz sonuçlara yol açabilecektir. Kısacası, "miktar-kalite-zaman-maliyet" bakımından en uygun bileşenin bulunması, üretim ve operasyon yönetiminin en temel amacını oluşturmaktadır.
Üretim ve operasyon yönetiminin gelişim sürecinde zamanın ihtiyaç ve imkanlarına göre, "Geleneksel ve Çağdaş üretim modelleri" diye sınıflandırılan modeller ortaya çıkmıştır.
El sanatı tarzı üretim ve kitlesel üretim, geleneksel üretim modelleridir. El sanatı tarzı üretim, insanoğlunun varoluşu ile ortaya çıkan ve sanayi devrimine kadar egemen olan, çok basit alet ve düzeneklerin kullanıldığı bir modeldir. 1920'li yıllara kadar yoğun olarak kullanılan el sanatı tarzı üretim, üretim modellerinin en eskisi olarak kabul edilmektedir.
Yirminci yüzyılın başları yönetim anlayışında 'Taylorizm'in, üretim sisteminde ise 'Fordizm'in öne çıktığı bir dönem olmuştur. İlk olarak Ford otomobil fabrikalarında uygulanan kitlesel üretim sistemi, gittikçe artan bir ilgi görerek yaklaşık olarak yirminci yüzyılın üçüncü çeyreğinin sonuna kadar süren bir döneme damgasını vurmuştur.
Başlıca Çağdaş Üretim Modelleri; yalın üretim, tam zamanında üretim, esnek üretim ve çevik üretim şeklinde sıralanabilir. Yalın üretim, müşteri istekleriyle kesin olarak uyumlu bir şekilde ve daha az fire ile üretimini gerçekleştirmek için daha az insan emeği, daha az yer, daha az yatırım ve daha az zaman kullanımını vurgulayan, 2. Dünya Savaşı sonrasında Japonların içinde bulundukları ekonomik koşullarda ortaya çıkmış olan yeni bir üretim anlayışıdır.
Tam zamanında üretim (JIT), 'çekme sistemi'ni temel alan ve sistem stoklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir üretim sistemidir. Çekme sistemi, sadece talep edildiğinde küçük partilerden oluşan bir üretimin gerçekleştirilmesini ifade eder. Bir ürün talebi son istasyona iletildiğinde, kanban kartlarıyla istasyonlar arası malzeme çekimi sağlanır.
Esnek üretim sistemi, bir ürünün imalatından bir başka ürünün imalatına geçişte her hangi bir zaman kaybı yaşanmadan çeşitli ürünleri üretebilen; üretilecek ürüne göre tezgah, kesici takım değişimi ve parça aktarımını robot kullanarak otomatik olarak gerçekleştirebilen, bilgisayarla bütünleştirilmiş bir üretim sistemidir.
Değişim ve belirsizlik ortamında karşılaşılan beklenmedik gelişmelere çözüm üretmeyi amaçlayan çeviklik, günümüzdeki rekabet ortamında, işletmelerin mevcut pozisyonlarını sürdürmek için başvurdukları bir tepkidir. Çevik üretim ise müşteri isteklerine en hızlı bir şekilde cevap verebilen, üretim süresini azaltan, ürün kalitesini arttıran ve bir ürünün imalatından farklı bir ürünün imalatına hızlı bir şekilde geçiş yapabilen üretim sistemidir.
Bilişim, iletişim, malzeme, lazer, enerji vb. alanlardaki teknolojik gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan büyük veri, makine öğrenmesi ve yapay zeka, 3 Boyutlu baskı, eklemeli imalat, nesnelerin interneti, robotlar, akıllı sistemler, karanlık (insansız) işyerleri, endüstri 4.0 gibi yenilikler ve konular, üretim ve operasyon sistem ve yöntemlerini de köklü biçimde değiştirme potansiyeline sahip güncel konular arasındadır.
YAZAR
Necdet Özçakar