Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Kuzey Atlantik Teşkilatı olarak da bilinen, Kuzey Amerika ve Avrupa'dan Türkiye'nin de dahil olduğu 30 ülkenin üyesi olduğu, hükûmetler arası bir askeri ittifaktır. NATO, bir ortak savunma örgütüdür. Kurucu Antlaşması'nın 5. Maddesi uyarınca üye ülkelerden herhangi birinin üye ülkeler dışında bir ülkeden askeri tehditle karşılaşması durumunda, örgüt üyeleri ortak savunma yapmayı taahhüt eder. NATO, askeri operasyonların yanı sıra insani yardım operasyonları ve çatışması sonrası durumlarda barışın korunmasına yönelik faaliyetlerde de bulunur. NATO'da üye ülkelerin egemenlik devri söz konusu değildir, kararlar hükûmetler arası sistemle yani oybirliğiyle alınır, her üyenin veto hakkı vardır.
NATO'nun kuruluşu, İkinci Dünya Savaşı'nın bitimini takiben Fransa, İngiltere, Kuzey Amerika, Kanada, Benelüks ülkeleri, Portekiz, İtalya, Norveç, Danimarka ve İzlanda arasında 4 Nisan 1949 tarihinde imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşmasına dayanır. Antlaşma'nın ana amacı, Batı Avrupa'nın muhtemel bir Sovyet askeri tehdidine karşı korunmasıdır. Antlaşmayı takiben NATO'nun uluslararası bir örgüt olarak kurulması ve böylece entegre bir askeri yapının oluşturulması ise Kore Savaşıyla olmuştur. NATO yıllar içinde, özellikle de Soğuk Savaş'ın bitimini takiben Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine genişleyerek bugünkü üye sayısına ulaşmıştır.
Varşova Paktı'nın çöküşünü takiben NATO'nun Soğuk Savaş sonrası dünyadaki rolü ve stratejik önemi çok tartışılmıştır. Ancak Soğuk Savaşın bitiminden kısa bir süre sonra dağılmakta olan Yugoslavya'da yaşanan etnik çatışmalar, NATO'nun Avrupa güvenlik mimarisinde kendisini yeniden tanımlamasını mümkün kılmıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası ilk askeri operasyonunu önce Bosna'ya, daha sonra da Kosova'ya yapmıştır. 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra kuruluşun tarihinde ilk kez 5. Madde işletilerek Afganistan'a NATO kuvvetleri gönderilmiştir. Daha sonraları Aden Körfezi'nde korsanlık faaliyetlerinin engellenmesi, Arap Baharı sırasında Libya'da uçuşa yasak bölgenin kontrolünün sağlanması gibi başka önemli görevler üstlenmiştir. Son dönemlerde NATO üzerine yaşanan en önemli tartışmalardan biri bazı üye ülkelerin NATO bütçesine olan katkılarının taahhütlerinin altında kalıyor olmasıdır. Her NATO üyesi ülkenin, NATO bütçesine Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının en az yüzde 2'si oranında katkıda bulunması beklenmektedir. Avrupa ülkelerinin çoğunluğunun bu hedefi tutturmuyor olması Amerika tarafından artan düzeyde sorgulanmakta ve eleştirilmekte bu da Trans-Atlantik güvenlik bağlarının zayıflaması riskini beraberinde getirmektedir.
YAZAR
Senem Aydın Düzgit