Turizmi, coğrafyanın ilkeleri, yaklaşımları, araştırma yöntemleri ve konuları çerçevesinde ele alan bir disiplindir. Turizmin toplum ve ekonomik temelli bir sektör olması, turizm coğrafyasının araştırma konularını da daha çok Beşeri ve İktisadi Coğrafya sınırları içinde bırakmaktadır. Ancak birçok turizm türünün, turistik hizmetlerin (ulaşım, konaklama vd) ve çeşitli aktivitelerin (dağcılık, doğa yürüyüşü, kano-rafting vb); yer şekilleri, iklimsel olaylar, bitki örtüsü ve su kaynaklarıyla doğrudan ilişkili olması ve çeşitli etkileşimlerin yaşanması, Fiziki Coğrafya'nın birçok alt dalının da (iklim, jeomorfoloji, hidrografya vd) turizm için ne denli önem taşıdığını ortaya koymaktadır. Sonuçta turizm ve coğrafyanın birçok ortak yönü, turizm coğrafyasının gelişmesini beraberinde getirmiş, bu disiplini adeta turizmin temel taşlarından biri yapmıştır. Sözgelimi; her ikisinde de doğal ve kültürel mekanların çok önemli bir yer tutması; hareketlilik ve değişikliklerin sürekli yaşanması; coğrafyanın küresel, bölgesel ve toplumsal güncel olaylara eğilmesi ve turizmin de bu kapsamın içinde kalması, ikisini birbirine yakınlaştırmış, adeta bütünleştirmiştir. Bu kadar çok konunun arasından coğrafyacıların turizme ilgi duymasının arka planındaki en önemli anahtar kelime ise "değişim" dir. Bir turizm coğrafyacısının aklındaki başlıca sorular da bu değişimle ilgilidir: Destinasyonlar zaman içinde nasıl gelişmekte ve nasıl değişmektedir? Turistler nereden-nereye, nasıl seyahat etmekte ve nelerin değişiminde rol oynamaktadırlar? Turizm destinasyonlarında aktörler arasındaki etkileşim, hangi değişimlere yol açmaktadır? Turizm sektörünün paydaşları arasındaki güç ilişkileri ve dinamikler birbirlerini nasıl etkilemekte ve ne tür sonuçlar doğmaktadır?
Coğrafyacılar uzun yıllardan beri turizm araştırmalarına katkı vermektedirler. Zaten tarihsel süreçte turizm coğrafyasının ilginç paradokslarından biri, coğrafi geleneğin kendisinin de seyahat ve keşif üzerine kurulu olmasıdır. Richard Butler; boş zaman, rekreasyon ve turizmin coğrafi araştırmalarda yer alışını üç döneme ayırmaktadır: Birincisi; 1950 öncesine inen betimleme evresi, ikincisi; 1950'lerden 1980'lerin sonuna kadar özel araştırmaların yapıldığı tematik evre, üçüncüsü; günümüze doğru gelişen çağdaş-çeşitlilik evresi.
Çağdaş dönemde (Butler'ın üçüncü evresi) 1990'lardan itibaren turizm coğrafyası, uzmanlık ve konu çeşitliliği açısından çok hızlı bir büyüme sürecine girmiştir. Bu yeni yapılanma, coğrafya biliminde giderek artan uzmanlık alanları ve yeni alt disiplinlerin doğmasıyla paralellik göstermiştir. Diğer taraftan kültür ve miras, küreselleşme, hareketlilik ve göç, iklim, enerji, Coğrafi Bilgi Sistemleri, turizmde üretim ve tüketimdeki hızlı dönüşümler ile yönetişim-turizm ilişkisi turizm coğrafyacıları tarafından mercek altına alınmıştır. Ancak, bu tür yeni gelişmelerle interdisipliner sınırların iyice ortadan kalkması, ayrıca konuların daha da çeşitlenmesi, turizm coğrafyasının parçalanarak "melez" hale geldiği endişesini doğurmuş ve eleştirilere yol açmıştır. O nedenle de turizm coğrafyasında üç yaklaşımdan -yer, mekan, çevre- uzaklaşılmamasına dikkatler çekilmiştir. Gerçekten de bu üç kavramı turizm coğrafyasından çıkardığımızda geriye hiç bir şey kalmamaktadır. Çünkü onlar hem coğrafya hem de turizm için son derece önemli ve kilit rolü oynayan vazgeçilmez kavramlardır. Nitekim fiziki, sosyo-kültürel ve ekonomik içerikli yer, mekan ve çevre, hem ayrı ayrı hem de aralarındaki ilişkilere bağlı olarak bir bütünsellik içinde turizmin doğuşu, gelişmesi, gerilemesi, alansal büyümesi ve coğrafi dağılımı üzerinde etkin güce ve role sahiptir.
Günümüzde turizmin devingen bir olgu ve diğer sektörlerle yakın ilişkiler içinde olması, yaratıcılık ve yeniliklerle beslenmesi, "turizm coğrafyasının yeni paradigmaları" adı altında kuramsal bakış açısını ve araştırma çerçevesini yenilemesini de beraberinde getirmekte; kalkınma ve az gelişmişlik, sürdürülebilirlik hedefleri, küresel iklim değişimi, doğal ve kültürel peyzajlar, kimlik, toplum temelli ve katılımcı planlama, turist profili, dijital teknolojiler, sosyal medya, çağdaş geçici hareketlilik, emeklilik göçü, zaman-mekan tüketimi, toplumsal cinsiyet, Coğrafi Bilgi Sistemleri vb. güncel konular, turizm coğrafyacılarını farklı kulvarlara çekmektedir. Turizmin insan hedefli, yoğun emek ve rekabete dayalı bir sektör olması, turistik destinasyonların özgün, yenilikçi ve çağımızın sağlıklı yaşam arayışlarının merkezindeki eko-bio yaklaşımlarla uyumlu gelişmesini şart kılmaktadır. O yüzden kitle turizminin alternatifi olarak gösterilen ve birçoğu doğal coğrafi mekanları ve yerel kültürleri sahiplenen turizm türlerinin (ekoturizm, kırsal turizm, doğa turizmi, kamp-karavan turizmi, akarsu turizmi, dağ ve kış sporları turizmi vd) sorumlu, saygılı, yavaş gibi kavramlarla yan yana gitmesi beklenmektedir. Bu durumda bir turist için korunmuş, kimlikli, eşsiz, ilginç doğal ve kültürel coğrafyaların her zaman tercih sebebi olacağı kesindir.
Turizm coğrafyasının uluslararası düzeyde kurumsallaşması, Uluslararası Coğrafya Birliği (IGU) içine alındığı 1972 yılına kadar inmektedir. Uzun yıllar birlik çatısı altında varlık gösteren turizm coğrafyası disiplini, son olarak 2008 yılında "Turizm Coğrafyası, Boş Zaman ve Küresel Değişim" adlı bir komisyona sahip olmuştur. Komisyon, çeşitli yayınlar yapmakta, yıllık konferanslar düzenlemekte, üyelerine destekler vermekte, birçok ülkedeki araştırma kurumlarıyla ortak faaliyetler yürütmekte ve aylık gazete çıkarmaktadır.
Görüldüğü gibi geçmişten bugüne turizm coğrafyası sürekli yenilenmiştir. Ama her zaman yer, mekan, çevre, insan ve toplum kavramları merkezde yer almıştır. İşte turizm coğrafyasının kuramsalı da bu kavramlar üzerinden neden-sonuç ilişkisi, karşılıklı ilgi ve etkileşim, dağılış kalıplarına dayanmaktadır. Turizm coğrafyasının bu çoğulcu ve çok boyutlu yapısı, interdisipliner ve multidisipliner araştırmalar yapılmasına olanak vermektedir. O halde turizm coğrafyasının; turizm ekonomisi ve işletmeciliği, tanıtım ve pazarlama, rekreasyon, şehir ve bölge planlama, mimarlık, peyzaj mimarlığı, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi alanlarla ortak çalışmalar yapması son derece olağandır.
Turizm coğrafyasında genellikle sosyal bilimlerin niteliksel ve niceliksel yöntemleri kullanılmakta, analiz-sentez, örnek olay incelemeleri, sözlü görüşme ve anket çalışmaları, derleme, eylem araştırması vd. yapılmaktadır. Bugünden yarına; turizmin dünyada giderek daha fazla alana yayılması, sürekli yeni mekanların ortaya çıkması, onları kullanan turizm türleri ve turistlerin de yıldan yıla çoğalması, hepsinin doğal, kırsal ve kentsel coğrafyalarla iç içe olması, turizm coğrafyasının her zaman gündemde kalacağına ve önemini koruyacağına işaret etmektedir. Turizm coğrafyası, bilim çevreleri ve toplumların bilgi ve keşif meraklarına uyum sağlayarak gelişmesine devam edecek, bazı konular ve kavramlar gözden düşerken CBS, küresel iklim değişikliği, doğal afetler, riskler ve insanların bunlara karşı tutumları önem kazanacaktır.
YAZAR
Füsun Baykal