Genellikle uzun vadeli fon (finansal kaynak) talep edenler ile fon fazlasına sahip ekonomik birimleri karşılaştırarak fon transferine aracılık eden piyasalardır (pazarlardır). Ekonomilerde reel sektör ve finansal (mali) sektör şeklinde ikili bir ayrım yapılmaktadır. Reel sektör ihtiyaç duyulan mal veya hizmetlerin üretildiği sektördür. Sermaye piyasaları ise finansal sektör içerisinde yer alır.
Finansal piyasalar; fon ve finansal araçların vadelerine göre ikiye ayrılmaktadır: para piyasaları, sermaye piyasaları. Kısa vadeli finansal işlemlerin yapıldığı piyasalar para piyasası, uzun vadeli işlemlerin yapıldığı piyasalar ise sermaye piyasası olarak adlandırılmaktadır. Para ve sermaye piyasaları kesin sınırlarla birbirinden ayrılmış, tamamen farklı özellik veya nitelikleri olan piyasalar değildir. Tam tersine birbiriyle bağlantılı ve iç içe girmiş piyasalardır. Hatta sermaye piyasaları para piyasalarını da kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. İşlem yapılan coğrafi bölgenin genişliğine göre; yöresel, ulusal ve uluslararası sermaye piyasaları tasnifi de yapılmaktadır. Günümüzde bilgi-iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve on-line işlemler ile birlikte finansal piyasaların işlem, araç ve kurumlarının uluslararası niteliği öne çıkmaktadır.
Sermaye piyasaları, uzun vadeli fon arz edenler ile fon talep edenlerin karşılaştığı; fon ve finansal araç değişiminin gerçekleştiği piyasalardır. İşlemlerin gerçekleştirilmesini sağlayan kurumsal yapı ve aracılar ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar da sermaye piyasası tanımı içinde yer almaktadır. Sermaye piyasalarında işlem gören finansal araçlara genellikle "menkul kıymet" adı verilmektedir. Çıkarılan menkul kıymetler, ortaklık belgesi (hisse senedi) şeklinde olabileceği gibi borçlanma belgeleri (tahvil vb.) şeklinde de olabilir. Bunlar dışında, kar zarar ortaklığı belgeleri, gelir ortaklığı senetleri vb. farklı melez finansal araçlar da söz konusu olabilir.
Yatırımcılar, belirli bir gelir veya getiri beklentisi ile yatırım yaparlar. Hisse senedi yatırımlarından beklenen periyodik getiri kar payı (temettü), borçlanma belgelerinden beklenen periyodik getiri ise faizdir. Ayrıca satın alınan menkul kıymetlerin piyasa değerinin artma (sermaye kazancı) olasılığı da yatırımcının başka bir beklentisi veya başka önemli bir yatırım saikidir.
Tasarruf sahipleriyle fon ihtiyacı olan ekonomik birimlerin aracılı veya aracısız olarak doğrudan karşılaştıkları piyasalar, birincil piyasalardır. Bu piyasalarda gerçekleşen işlemlerle yatırımcı, doğrudan bir işletmenin ortağı veya alacaklısı konumunu kazanır. Sermaye piyasalarında ihraç edilen menkul kıymetlerin halka arz yoluyla çok sayıda küçük tasarruf sahiplerine satılması söz konusu olduğundan genellikle bu konuda uzmanlaşmış aracı finansal kurumların hizmetlerinden yararlanılır. Sermaye piyasalarında bireysel yatırımcılar adına portföy oluşturup yöneten kolektif yatırım kurumları da faaliyette bulunurlar.
Birincil piyasalarda çıkarılıp satılan menkul kıymetlerin tekrar alım-satıma konu olduğu piyasalar ise ikincil piyasalardır. İkincil piyasalarda menkul kıymetler genellikle aracı kurumlar vasıtasıyla alınıp satılır. Bu piyasalar uzun vadeli yatırım yapan birikim sahiplerinin aldığı finansal araçları, paraya çevirme veya başka bir yatırıma dönüştürme fırsatı sağlar. Sermaye piyasalarının gelişmişlik düzeyi büyük ölçüde bu piyasaların işlek ve canlı olmasına bağlıdır. İşlem gören finansal araçların bolluk ve çeşitliliği de başka bir gelişmişlik ölçüsüdür. Bu piyasalarda gerçekleşen işlem hacminin büyük bölümü ikincil piyasa işlemlerinden oluşur. İkincil piyasalarda, kuralları belli ve düzenli sermaye piyasası işlemlerinin gerçekleştirildiği örgütlü pazar yerleri menkul kıymet borsalarıdır.
Sermaye piyasaları, Batı'da Sanayi Devrimi'nin oluşturduğu sermaye birikiminin bir sonucu olarak gelişmiş ülkelerde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Osmanlı Devleti'nin borçlanma tahvilleri üzerinde gayrimüslim bankerlerce işlem yapılmasıyla İstanbul'da, 1866'da Dersaadet Tahvilat Borsası kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde 1929 yılında Menkul Kıymet ve Kambiyo Borsaları Kanunu çıkarılmıştır. Aynı yıl, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kurulmuştur.
Sermaye piyasaları ile ilgili en kapsamlı düzenleme 1981 yılında çıkarılan Sermaye Piyasası Kanunu ile yapılmıştır. Düzenleme ve denetleme yetkisi olan bağımsız bir kurul olan Sermaye Piyasası Kurulu bu kanunla oluşturulmuştur. Kanun aynı zamanda sermaye piyasası araçları ve kurumları ile ilgili düzenlemeler getirmiştir. 1983 yılında Menkul Kıymet Borsası hakkında kararname çıkarılmış, 1985 yılında ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası faaliyete başlamıştır. 2012 yılında ismi Borsa İstanbul olarak değiştirilmiştir.
Sermaye piyasaları oluşturduğu fırsat, araç ve mekanizmalarla ekonomide oluşan birikimlerin reel yatırımlara aktarılmasını sağlayarak ülke kalkınmasına katkıda bulunur. Ayrıca oluşan uzmanlaşma ile tasarrufların daha verimli ve getirisi yüksek alanlara transferi de sağlanmış olur. Aynı yapı bu özellikleriyle fon transfer maliyetlerinin düşürülmesi sonucunu da doğurur.
YAZAR
Ekrem Yıldız