Osmanlı İmparatorluğu'nda ayanlar ve merkezi otorite arasındaki ilişkileri düzenleyen 1808 senesinde kaleme alınmış mukavelenin adıdır.
18. yüzyılda merkezi otoritenin taşrada etkisizleşmesine koşut olarak devlet ve tebaa arasındaki temas noktasında bulunan ayanlar, Osmanlı savaş organizasyonuna yaptıkları etkin katkı dolayısıyla nüfuz alanlarını, siyasi ve mali imkanlarını genişleterek Saray'a rakip hanedanlar olarak ortaya çıkmışlardı. Osmanlı-Rus Harbi (1806-1812) devam ederken 24 Ağustos 1807'de Slobozia Mütarekesi'yle başlayan ateşkesi fırsat bilen Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa (ö. 1808), ordusuyla ve III. Selim'in (1761-1808) tahttan indirilmesi (29 Mayıs 1807) sırasında Rusçuk'a firar etmiş olan Nizam-ı Cedid taraftarı üst düzey devlet adamlarıyla beraber İstanbul'a gelerek IV. Mustafa'yı (1779-1808) tahttan indirdi ve yerine 28 Temmuz 1808'de II. Mahmud'u (1785-1839) geçirdi. Bu esnada Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazam olarak atanması ayanların taht değişikliği yapabilecek ve sadaret makamına tırmanabilecek kadar güçlendiklerini ortaya koymaktadır. İmparatorluk'ta yeni bir düzenin kurulması için harekete geçen Sadrazam, öncelikle ülkede hüküm süren nüfuzlu ve kendisiyle çatışma içerisinde bulunmayan taşra hanedanlarının liderlerini başkente davet etti. Amaç, ayanların kendi arasındaki ve Saray'la olan çatışmalarını bitirecek yeni bir nizamın inşasıydı.
Bu yeni nizama temel teşkil etmesi düşünülen Sened-i İttifak metni, 7 Ekim 1808'de II. Mahmud'un onayına sunuldu. Senet, taşra hanedanları ile vükela-yı devlet arasındaki çatışmaların Osmanlı İmparatorluğu'nu zayıflattığını ve devletin, ancak taşradaki güç odakları ile merkezi idare arasında kurulacak ittifakla eski gücüne kavuşabileceğini belirtir. Bu bağlamda ayanlar ile merkezi idare arasındaki bir ittifak mukavelesi olarak da görülebilecek Sened-i İttifak, öncelikle padişaha ve otoritesine yönelecek tehditlerin imzacılar veya mensup oldukları hanedanlar tarafından bertaraf edileceğini karara bağlar. Buna mukabil Osmanlı merkezi otoritesi, sahip olduğu meşru şiddet tekelini "devlet askeri" toplama yetkisi verilen taşra hanedanlarıyla resmen paylaşmayı kabul etmiştir. Zira Padişah, İmparatorluk taşrasındaki otoritesini bölge ayanları aracılığıyla uygulayacak ve sadrazamın vazedeceği emir ve yasaklar, Padişah tarafından yapılan düzenlemelerle aynı statüde kabul edilecekti. Ayanların kendi aralarındaki ilişkilerini, tebaa ve merkezi idare ile münasebetlerini yeniden düzenleyen senet, taşra hanedanlarına bir tür dokunulmazlık verirken diğer taraftan da merkezdeki askeri gücün zapturapt altına alınmasını öngörüyordu. Kaleme aldığı bir hatt-ı hümayunla senedin uygulanmasını taahhüt eden II. Mahmud, Sened-i İttifak'ın altısı ulema, dokuzu kalemiye ve dokuzu, çoğunluğu ayan aslından gelmekle beraber seyfiyeden olan imzacılarıyla aynı sorumluluğu paylaştığını kabul etmişti.
Senedin sonuç kısmı söz konusu şartların devamlılığı için bundan sonra göreve gelecek sadrazam ve şeyhülislamların da bu şartları onaylamasını öngörüyordu. Fakat senedin ömrü Alemdar Mustafa Paşa'nın 16 Kasım 1808'deki ölümüyle birlikte son buldu. Sened-i İttifak Osmanlı padişahının iktidarını sınırlayan belgelerden birisi olarak değerlendirilir.
YAZAR
Fatih Yeşil