İşletmelerin ve diğer kuruluşların mali işlem ve olaylarının para ile ifade edilmiş şekilde kaydedilmesi, sınıflandırılması, özetlenerek rapor edilmesi ve sonuçlarının analiz edilmesi ve yorumlanması ile ilgili iş ve işlemleri kapsayan bir işletme fonksiyonudur. Aynı zamanda bir bilim ve eğitim disiplini olan muhasebenin başlıca işlevleri; 1) Kayıt, 2) Sınıflandırma, 3) Özetleme ve 4) Raporlama şeklinde sıralanabilir.
Muhasebe, işletmelerin varlık ve kaynaklarının oluşumunu, bunların kullanılma şeklini, yaptığı işlemler sonucunda bu varlıklardaki ve kaynaklardaki değişmeleri, işletmelerin mali durumlarını açıklayacak bilgileri sağlayan ve bu bilgileri ilgili kişi ve kurumlara ileten tüm işletmeler için gerekli bir bilgi sistemi ve işlevdir.
Muhasebe, en geniş anlamıyla, 'sayma, ölçme ve kıymet biçme" ihtiyacının sonucu olarak, hayatın her alanında insanlık tarihi boyunca var olan bir olgudur. İnsanoğlu erken zamanlardan bu yana esas itibarıyla dünyada var olan ya da tanımlanabilen unsurların sayılması, ölçülmesi ve bunlara birer kıymet biçilmesi ihtiyacını duymuş ve bu ihtiyacı karşılamak için çeşitli uğraşılarda ve faaliyetlerde bulunmuştur. Bu doğrultuda muhasebe yani hesap yapma ihtiyacının oluşması, yazının bulunması ve hatta para ve benzeri değişim araçlarının icat edilmesi ile daha da önem kazanmıştır. Muhasebe tarihçilerine göre, muhasebe olarak kabul edilebilecek yazılı ve günümüze kadar gelebilmiş kaynaklar Mezopotamya ve Eski Mısır uygarlıklarına kadar gitmektedir. İnsanlığın var olduğu her ortamda muhasebe bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkar.
Temel olarak insanoğlu, iki konuda sayısal bilgiye ihtiyaç duymuştur. Bunlardan ilki, herhangi bir andaki sahip olduğu haklar ve aynı anda üstlendiği yükümlülüklerdir. Haklar, hukuki olarak sahip olunan maddi ve maddi olmayan varlıklardan oluşur. Yükümlülükler ise başka kişi, kurum ya da kuruluşlara verilen sözlü veya yazılı taahhütler/sözlerdir. İnsanların (gerçek kişilerin) ya da insanların oluşturdukları kurum ve kuruluşların (tüzel kişilerin) hakları ile yükümlülükleri arasındaki fark, onların servetini veya net varlıklarını veya öz sermayelerini oluşturur. Buna gerçek ve tüzel kişilerin zenginlikleri de demek mümkündür. Gerçek ve tüzel kişiler, belirli aralıklarla sahip oldukları serveti veya zenginliği hem kendi bilgilenme ihtiyaçlarını karşılamak hem de vergi ve benzeri unsurlar alan devlet ve benzeri oluşumların istedikleri tutarların hesaplanmasını sağlamak için sayma, ölçme ve kıymet biçme faaliyetlerinde bulunur. Bu işlemler, hem geleceğin planlanmasında hem de geçmişte gerçekleştirilenlerin yarattığı son durumun anlaşılmasında yardımcı olur. Diğeri ise herhangi bir dönemdeki faaliyetlerin gerçek ve tüzel kişilerin serveti üzerinde yarattığı etkiyi ölçmeye veya anlamaya yardımcı olan bilgilerdir. Gerçek ve tüzel kişilerin belirli bir dönemde servetlerinde bir artış olması durumunda kazanç, bir azalış olması durumunda ise kayıp olduğunu söylemek mümkündür.
İnsan yaşamında yer alan tüm uğraşılar ve faaliyetler, zaman temelli bir yaklaşımla, üç başlık veya üç temel fonksiyon altında sınıflandırmak mümkündür: Planlama, uygulama, kontrol etme. Bunlardan ilki olan planlama gelecek zaman ile ilgilidir: "Hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmak ve her an ölecekmiş gibi ibadet etmek" insanoğlunun gelecekle ilgili kendini güvende hissetmesini sağlayan uğraşılarını çok güzel özetleyen bir sözdür. İnsanoğlu geleceğini planlayabilmesi için sahip olduğu servetin hak ve yükümlülük unsurları hakkında bilgilenme ihtiyacı duyar; planlama gelecekle ilgili karar alma, karar alma ise seçenekler arasından seçim yapma demektir. Burada sözü geçen seçenekler aslında "bilgi" demektir. Bilgi, güç demektir. Uygulama, yaşamın kendisidir. Çoğu zaman uygulama kapsamına giren faaliyetler, gerçek ve tüzel kişilerin sürekli bir şekilde servet unsurlarında değişimlere neden olur. Mesela satın alma, satma, üretme, tüketme vb. uğraşılar veya faaliyetler servet unsurlarının şekil değiştirmesine, azalmasına, artmasına veya başka bir unsura dönüşmesine neden olur. Uygulama aşamasında yer alan faaliyetlerin ve uğraşıların planlandığı gibi gerçekleştirilmesi, kuşkusuz önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere ulaşmak için önemlidir. İnsan yaşamında yer alan temel fonksiyonlardan üçüncüsü kontrol etme fonksiyonudur. Bu fonksiyon aslında muhasebenin kendisidir; yaşanmışların, olmuşların, ölmüşlerin hesabını yapmak ve kalanları ölçmek, hem mevcut durum hem de geçmiş ile ilgili raporlar hazırlamak muhasebenin temel görevidir. Geçmişte yaşanmış bir dönemde gerçekleştirilmiş her türlü olayın, doğal olarak ölçülebilenlerin bir raporda özetlenmesi, bu olayların servet üzerindeki etkisinin belirlenmesi "ne umduk, ne bulduk" "neyi hedefledik, neyi gerçekleştirdik" gibi soruların cevaplanmasına hizmet eder. Bu amaçla hazırlanmış çeşitli tablolar vardır; kar-zarar tablosu, gelir-gider tablosu ya da gelir tablosu, nakit akım tablosu, fon akım tablosu, kar dağıtım tablosu, öz kaynak/öz sermaye değişim tablosu bu konuda önemli örnekleri oluşturur. Ayrıca gelinen noktadaki veya içinde bulunulan zaman dilimindeki servet unsurlarını, hak ve yükümlülükleri özetleyen önemli bir rapor vardır ki buna bilanço denmektedir.
Başlangıçta belirtildiği gibi muhasebe, saymak veya hesap yapmak amacıyla yapılan faaliyetler ve bu faaliyetlerin özetlenmesi anlamına gelmektedir. Ancak, bu bağlamda sorulması gereken önemli bir soru vardır; sayılacak olan nedir veya neyin muhasebesi yapılacaktır? Adı konulabilen, çerçevesi çizilebilen, özellikleriyle çevresindeki diğer unsurlardan ayırt edilebilen her şey sayılabilir ve hesabı yapılabilir. Bunlara muhasebe dilinde veya kapsamında hesap denmektedir. İnsanlar veya gerçek kişiler, insanların oluşturduğu kar amaçlı veya kar amaçsız tüzel kişiler, paralar, alacaklar, menkul ve gayrimenkuller, her türlü haklar ve yükümlülükler, ürünler, birimler, alıcılar, satıcılar, çalışanlar ve adı konabilecek, hesabı yapılabilecek olan her şey muhasebe için bir hesaptır ve bu hesaplar kendi aralarında aynı nitelikte veya aynı amaca hizmet etmesi açısından bir araya getirildiğinde veya gruplandığında hesap grupları oluşmaktadır. Bunların hesabının sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi doğrultusunda çift-taraflı kayıt sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem günümüz itibarıyla sadece kar amaçlı şirketlerin hesaplarının tutulması için değil aynı zamanda devlet kurum ve kuruluşlarının hesaplarının tutulmasında, devletin denetim fonksiyonunun yerine getirilmesinde ve diğer alanlarda çok amaçlı olarak kullanılabilmektedir.
Muhasebe, günümüz iş dünyasında kullanılan özel bir dildir; buna işletme dili veya işletmenin dili demek mümkündür. Günümüz iş dünyası gün geçtikçe küreselleşmekte ve karmaşıklaşmaktadır. Böyle bir ortamda konunun tarafları, paydaşları veya çıkar grupları; amaçlarını gerçekleştirebilmek, servetlerini koruyabilmek ve kazançlarını artırabilmek için burada bahsedilen dili bilmek, anlamak ve kullanmak durumundadır. Aksi halde servet sahiplerinin geçmişte yaşandığı gibi, servetlerini tümden veya kısmen kaybetmelerine neden olan muhasebe skandallarının yaşanması her zaman mümkündür. Bu nedenle burada bahsedilen muhasebe dili gün geçtikçe uluslararasılaşan bir yapıya doğru gitmektedir. Çünkü sermaye sınır tanımamaktadır, para ve sermaye piyasaları gün geçtikçe gelişmekte ve entegre bir dünya finans sistemine doğru gidilmektedir.
Muhasebeyi sektörlere göre ve amaçlarına göre vb. çeşitli açılardan sınıflandırmak mümkündür. Sektörlere göre yapılan sınıflandırmada karşımıza, banka muhasebesi, sigorta muhasebesi, tarım ve hayvancılık muhasebesi, ticari muhasebe, imalat muhasebesi, üretim muhasebesi gibi işletmelerin temel faaliyet alanlarına göre ve bu sektörlerin ihtiyaçlarına göre yapılandırmak ve sektörel bir işletme dili olarak muhasebeyi bu şekilde çerçevelendirmek mümkündür. Muhasebeyi amaçlarına göre genel/finansal muhasebe, maliyet muhasebesi, yönetim muhasebesi gibi sınıflandırmak da mümkündür.
Muhasebe, kar amaçlı veya kar amaçsız organizasyonlarda ve işletmelerde gerçekleşen iş ve işlemlerin tespit edilmesi ve bunların kaydedilmesi ve kayıtların saklanması ve ilgili iç ve dış karar vericilere raporlanması işlevleriyle; sürdürülebilirlik, hesap verilebilirlik, etkinlik ve verimlilik ölçümleri, servetlerdeki değişimlerin tespit edilmesi, maliyet ve performans yönetimi vb. bakımından önemli ve küresel düzeyde standartları olan bir işlevdir. Gelişen bilişim teknolojileri, muhasebe alanında da yeni imkan ve kolaylıklar sunmaktadır.
YAZAR
Recep Pekdemir