Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Postmodern Edebiyat Nedir?

        Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve ele aldığı konuları çoğul bakış açıları ile tam manasıyla gerçekliğe bağlamadan hazcı bir yaklaşımla işleyen edebi eserlere denir. 

        Modernliğin kendi içindeki eleştirilerinde ortaya çıkan ve bir anlamda onun devamı olan postmodern durum, Toynbee'nin (ö. 1975) 1960'ların başlarında bu terimi kullanması ile gündeme girmiş, yüksek kapitalizm, yeni teknolojiler ve yeni medya üzerinden hızla yayılmıştır. Postmodern dünya, anlamın ve gerçekliğin kaybolduğu hipergerçeklik ve Baudrillard'ın simülasyon dediği bir benzetim dünyasıdır. Özellikle ideolojilerin sonu, büyük anlatıların ve kahramanın ölümü gibi iddialarla kendi alanını oluşturmuştur. Postmodern edebiyat denilince öne çıkan türler roman ve öyküdür. Modernist tutumun kurgudaki seçkinciliği ve ciddiyeti yerine postmodern alabildiğince geniş bir alandan ve serbestçe konuşur. Özellikle fantastiğin sularında ve polisiye olay örgüsünün etrafında her şeyin yer bulabildiği (karnaval) bir genişlik taşır. Buna bağlı olarak kurgusal metinlerde determinist gerçekliği dikkate almadan sadece oyun amacıyla üstkurmaca ve metinlerarasılık üzerinde konumlanan bir anlatma biçimi tercihi vardır. 

        Üstkurmaca, anlatıcının oyunlarına yaslanan bir kavramdır. Anlatıcı çoğulluğu, kurgunun içinde tekrar kurgunun yer alması bu tekniğin esasıdır. Böylelikle modernin belirliliği yerine belirsizlik, gerçeğin neden sonuçla ilişkisi veya parçalı gerçekliğin derinliği yerine gerçeğin kırılması, ortadan kalkması sağlanır. Metinlerarasılık, daha önce yazılmış bir eserin çeşitli tekniklerle, anlatıya dahil edilmesidir. Bu tekniklerle her metnin daima kendinden öncekilerden bir parça olduğu vurgulandığı kadar seçkinci yaklaşımın anlamsızlığı da vurgulanmak istenilir. Metinlerarasılığa bağlı olarak pastiş tekniği, seçkin bir sanat eserinin biçim, üslup gibi özelliklerini taklit eder. İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası romanında destan ve geleneksel anlatıların giriş formellerini kullanması buna örnek verilebilir. Metinlerarasılıktaki parodi tekniği ise yine bilinen bir eserin bütününü, kahramanını veya bir cümlesini gülünç duruma getirmek demektir. Yine aynı romandaki Descartes'ın (ö. 1650) Metot Üzerine Konuşma kitabının adının "Zagon Üzerine Öttürmeler" adıyla çevrilmesi bir parodidir.

        Postmodern kurgudaki ironi ise gerçekliğin bozulmasına yardım ettiği kadar yazarın ciddiyet mesafesini, metnin mesajını ortadan kaldıran bir tercihtir. Bu aslında modern edebiyatla beraber gelişmiş bir anlatım tarzı iken postmoderndeki gerçeğin yitimiyle çıkışsız bir alay unsuruna dönüşmüştür.

        Postmodern temalar denilince duygu ve düşünce ağırlıklarından uzaklaşmış ironi ve oyun içinde kalmış kavramlar söz konusudur. Örneğin aşk, savaş, ölüm, yoksulluk, göç vb. birçok tema fantastik zaman ve mekanlarda eğlenceli olay parçalarına dönüştürülerek anlatılır. Bu oyunsu yapı içerisinde acı, sevinç, heyecan gibi birçok duygu ya da varlık, amaç gibi fikirler basitleştirilir.

        Postmodernle beraber öznenin ya da yazarın ölümü tartışılmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak anlatılardaki kişiler de merkez rollerini kaybederler. Kurgularda merkezi bir figürün bulunması parçalı ve akışkan yapıya ters olduğu için çok sayıda kişi, figür bulunur. Hatta bu figürlerin fiziki, psikolojik özellikleri de derinleştirilmez. Zaman zaman figürler arasına yazar da karışarak anlatıya dahil olur.

        Dünyada 1960'lar itibarıyla yaygınlık kazanan postmodern edebiyat, Umberto Eco'nun (ö.2016) Gülün Adı, Patrick Süsskind'in Koku'su, Peter Handke'nin Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi, Paul Auster'in Cam Kent'i, Italo Calvino'nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu'su, Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık'ı gibi eserlerle dikkati çekmiş ve bir okur kitlesi oluşturmaya başlamıştır. Türk edebiyatında yaygınlık kazanması ise 1980 sonrasıdır. Orhan Pamuk'un Beyaz Kale (1983), Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm (1983), Adalet Ağaoğlu'nun (ö. 2020) Romantik Bir Viyana Yazı (1993), Hasan Ali Toptaş'ın Bin Hüzünlü Haz (1998), İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası (1995) romanları bu tarzın öne çıkan eserleridir.

        Modernin gerçeklik düşüncesinin başka bir dönüşümü olan postmodern durum, edebiyatta çoğulcu bakış açıları, fantastiğin zenginliği, kahramanların idealden ziyade sıradanlığı ve yazarın ironik tutumuyla geniş bir çerçeve kurarak yaygınlığını sürdürmektedir.

        YAZAR

        Ertan Örgen

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa