Yeni yıla, 2024’e daha adım atmaz ilk haftasında havacılıkta iki tane önemli hadise yaşandı. Yılın ilk günlerinde Japonya’da pistte iki uçak çarpıştı. Yeni nesil, geniş gövdeli, çift koridorlu, kompozit Airbus A350 kısa sürede alev topuna döndü. Yılın ilk hafta sonunda Amerika’da yine yeni nesil, tek koridorlu, dar gövdeli Boeing 737 Max 9 uçağının havada acil çıkış kapısı patladı.
Tokyo’da Japan Airlines (JAL) filosundaki yarı plastik diyebileceğimiz yüzde 50’si kompozit gövdeli Airbus A350-900 model uçak, iniş esnasında pistte bulunan bir başka uçakla, küçük gövdeli Dash 8 olarak bilinen De Havilland Canada DHC-8 modeliyle çarpışması sonrasında 20 dakika içinde adeta küle döndü. İlk uçuşuni 20 Eylül 2021’de yaparak, 10 Kasım)da JAL’a teslim edilen uçak iki yaşındayken yandı, iskeleti çıktı. Böylece yeni nesil uçak ilk defa böyle bir kaza yaşayarak, kullanılmaz hale geldi. Hızlı bir şekilde alev alıp, küle dönmesi sektörün üzerinde durduğu bir husus.
Tokyo’daki kazanın ders çıkarılacak tarafı ise Japonların kısa sürede, uluslararası havacılık kuralları gereği 90 saniyelik limitte uçakta bulunan 376 yolcuyu burnu bile kanamadan tahliye etmeleriydi. Tahliyede kurallara uymanın, görevli personeli dinlemenin önemi bir kez daha ortaya çıkarken, Japon kültürünün de uçağın sorunsuz boşaltılmasında etkisi de çok konuşuldu.
Cuma günü, Alaska Airlines filosunda 8 hafta önce hizmete giren, 1282 uçuş nolu 737 MAX 9 uçağının havada sol taraftaki acil çıkış kapısı patladı. Uçak Portland’dan Kaliforniya’ya doğru gidiyordu. Gelişme üzerine pilotlar 171 yolcu ve altı mürettebatla birlikte geri dönüp, güvenli bir şekilde iniş yaptılar. ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA) bu olay sebebiyle Boeing 737 MAX 9 modelinin uçuşlarını durdurarak, derhal denetlenmesi kararını verdi. MAX 9’lar en fazla ABD’li havayollarının filosunda bulunuyor. Alaska Airlines’te 65, United Airlines’ta 45 adet bulunuyor.
Boeing 737 MAX ailesi toplamda 7-8-9 ve 10 olmak üzere 4 ayrı modelden oluşuyor. 2017 yılında ilk servise verilen ve çok kullanılan modeli 737 MAX 8, kabin içi tasarıma göre 162 ile 178 arasında yolcu taşıyabiliyor. Ondan daha sonra 2019’da hizmet giren ve daha büyük olan 737 MAX 9 modeli ise 178 ile 193 arasında yolcu kapasiteli. MAX 7 ve 10 modeli ise henüz hizmete girmedi, sertifika sürecinde onay bekliyor.
Şimdiye kadar 1.400 adet MAX ailesinden havayollarına teslim edilmiş ve bunların sadece 220 adedi MAX 9 modeli. FAA, filosunda MAX 9 bulunan havayollarının uçuşlarını durdurması gerektiğini açıklarken, Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi, Avrupa Birliği’nde bu model uçaklardan bulunmadığını duyurdu. Türk Hava Yollarında (THY) ise MAX 9’larden 5 adet bulunuyor.
Boeing 737 MAX 9 ilk uçuşunu 2019’de Çin’de gerçekleştirmişti. Çin Sivil Havacılık Otoritesi de gelişmeler hakkında Boeing ve FAA ile iletişime geçmiş durumda. FAA’nin MAX 9’ların uçuşlarını durdurma kararından dünya genelinde 171 uçağın etkileneceği belirtilirken, bu modellerin gerekli denetimlerden geçmesinin de uçak başına yaklaşık 4 ile 8 saatlik bir zaman alacağı belirtiliyor. Fakat FAA’nin uçakların yeniden havalanması için vereceği karar beklenecek.
İki kazada da yeni nesil uçaklar baş rollerde. İkisinin de model uzantısında 9 rakamı var.
Kompozit gövdeli iki yaşındaki Airbus A350-900 kısa sürede tamamen yandı. Uçağın bu kazada hiçbir rolü yok, zira piste kontrolsüz çıkan Dash-8 model Sahil Güvenlik uçağı sebebiyle kazan yaşındı. Ancak Airbus A350-900 modelin uçağın çok hızlı tutuşarak, kısa sürede küle dönmesi soru işaretleri içeriyor.
Amerika’da Boeing 737 MAX 9 uçağında durum çok daha farklı. Yeni nesil, 8 hafta önce hizmete giren uçağın havada acil çıkış kapısı patlıyor. Ancak hiçbir can kaybı olmadan uçak geri dönüp, piste teker koyuyor. Fakat olayın başkahramanı bu modelin kendisi olması sebebiyle servisteki tüm uçakların uçuşu askıya alındı. Yeni teknoloji bir uçağın havada acil çıkış kapısı neden patlar? Çift koridorlu devasa bir uçak 20 dakikada nasıl küle döner? Sorularının cevabını önümüzdeki günler öğreneceğiz. Havacılığın çok daha güvenli yapılması için de önemli de dersler çıkarmış olacağız.
2023’ün en dakik havayolları ve havalimanları...
Dünyanın en dakik havayolu ve havalimanı listesinde bu yıl da en dakik olan, tam zamanlı olarak operasyon yapan çıkmadı. Bu dakiklik meselesini sadece havayolu veya havalimanı olarak değerlendirmemek gerekir. Bu durum tüm operasyon ayaklarının zincirleme olarak ortaya çıkardığı bir durum. Havacılık analizleri yapan Cirrium, “On Time Performance (OTP)” olarak bilinen en dakik şirketleri her yıl ocak ayında açıklandığında ben de burada değerlendirmesini yapıyorum.
Gelelim asıl meselemize…
Geçen yılın en dakik havayolu Avianca olmuş. Delta Air Lines ise Kuzey Amerika’da zirvede yer alırken, Avrupa’da Iberia Express, Latin Amerika’da Panama merkezli Copa Airlines, Asya Pasifik’te Japon ANA, Orta Doğu ve Afrika’da Oman Air lider durumda. Güney Afrika merkezli Safair, düşük maliyetli taşıyıcı olarak en dakik havayolu oldu. Türkiye’den ön sıralarda dikkat çeken havayolu ve havalimanı yok. Türk Hava Yolları, Pegasus, Corendon, Southwind, Mavi Gök Aviation, Freebird, SunExpress listede olmadığı gibi İstanbul Havalimanı, Antalya Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı da yok. Aralık ayının zamanında operasyon yapan ilk 20 havayolu listesinde de Türkiye’den bir şirket yer almıyor.
Avianca yüzde 85,73 zamanında varışla lider olurken havayolu 213 bin 39 uçuş gerçekleştirdi. Onu ikinci sırada yüzde 85, 51’le Azul Havayolları 310 bin 972 uçuşla takip etti. Qatar Airways yüzde 85, 11 ve 183 bin 90 uçuşla üçüncü olurken, Delta Havayolları yüzde 84,71 zamanında varış yaparken uçuş sayısı 1 milyon 635 bin 486 oldu. Bu kadar fazla uçuşla bu oranı yakalayan Delta Havayolları bu kategoride ortalama alınınca lider konumda yer aldı. Beşinci ise Iberia yüzde 84, 38 zamanında varışı 170 bin 750 uçuş sayısıyla yakaladı.
En dakik, zamanında operasyon yapan 5 havayolu:
1-Avianca: % 85,73
2-Azul Havayolları: % 85,51
3-Qatar Airways: % 85,11
4-Delta: % 84,71
5-Iberia: % 84,38
Havayollarında durum bu şekildeyken havalimanlarında ise ABD’lilerin üstünlüğü ön plana çıktı. En dakik havalimanı ABD’den Minneapolis St. Paul Havalimanı oldu. Havalimanı yüzde 84, 44 olurken toplam uçuş sayısı 289 bin 817 rakamını gördü. Onu ikincilikte Hint Rajiv Gandhi Havalimanı yüzde 84,42 zamanında varış ve 168 bin 426 uçuşla takip etti. Üçüncülük yine bir Hint Kempegowda Havalimanı’nın oldu. Kempegowda yüzde 84,08 zamanında varış ve 237 bin 446 uçuş sayısıyla ulaştı. Dördüncü sırada Kolombiya’nın en işlek havalimanı El Dorado’ya yüzde 84,01 ve 292 bin 486 uçuşla gitti. Bunları Salt Lake City Havalimanı yüzde 83,99 zamanında varış ve 226 bin 705 uçuşla takip etti.
En dakik, zamanında operasyon yapan 5 havalimanı:
1-Minneapolis St. Paul Havalimanı: % 84,44
2-Rajiv Gandhi Havalimanı yüzde: % 84,42
3-Kempegowda Havalimanı: % 84,08
4-El Dorado Havalimanı: % 84,08
5-Salt Lake City Havalimanı: %83,99
En ölümcül pist çarpışmaları!
Geçtiğimiz pazartesi günü Japonya’nın başkenti Tokyo Haneda Havalimanı’nda Japan Airlines’a (JAL) ait JAL 516 uçuş nolu Airbus A350-900 yolcu uçağı inişte Dash-8 model Sahil Güvenlik uçağıyla çarpıştı. Sahil güvenlik uçağında bulunan 6 kişiden 5’i hayatını kaybederken JAL’daki 379 yolcu 90 saniye içinde başarıyla tahliye edildi. Yolcuların kurallara uyması, kabin memurlarının direktiflerini saygıyla yerine getirmesi çok büyük bir ölümcül kazanın eşiğinden dönülmesini sağladı. Ağır hasara yol açan çarpışma sonucu iki uçakta kullanılamaz hale geldi.
Havacılık sektöründe bugüne kadar bu tür hadiselerin meydana geldiği birçok kaza bulunuyor. Bu kazalarda 1977’den bu yana 778 kişi hayatını kaybetti. Pistte iki uçağın çarpışmasıyla meydana gelen 1977’de Tenerife’de yaşanan ve 583 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan kaza en ölümcülü olarak kayıtlara geçti. Bugüne kadar pistte meydana gelen başka çarpışma hadiseleri de var.
Tenerife Faciası 27 Mart 1977
İspanya’nın Tenerife Adasında bulunan Los Rodeos Havalimanı veya Tenerife Kuzey Havalimanı’nda 27 Mart’ta 1977 havacılık tarihinin en ölümcül kazası gerçekleşti. İletişim hatası sebebiyle o yıllardın en büyük gövdeli uçağı Boeing 747’ler yerde, pistte çarpışmasıyla büyük kaza meydana geldi. Kazanın olduğu gün Tenerife Adası yoğun sis altındaydı. Görüş açısı oldukça düşüktü. Ayrıca o dönem ilkel ve küçük bir havalimanı olan Tenerife Kuzey Havalimanı, Hava Trafik Kontrol Kulesi’ne ve uçaklara yardımcı olacak radarlara sahip değildi. Tenerife Havalimanı’nda sis içinde kalkış yapan bir KLM B747 model uçağı, pilotlar ve Hava Trafik Kontrolleri (ATC) arasında yaşanan korkunç bir karışıklık sonucu pisti terk etmemiş olan bir Pan Am B747 uçağına arkadan çarptı. KLM kaptanı, Pan AM B747’nin pisti terk ettiğini ve Las Palmas Havalimanı’nda meydana gelen terör saldırısı nedeniyle yaşanan uzun bir gecikmenin ardından yola çıkmak için acele ettiğini düşündü. KLM uçağı, kule ile KLM uçağı arasındaki bir yanlış anlamadan kaynaklanan bu iznin alındığına dair kesin kanaatle kalkış izni almadan havalanmıştı. Pistte iki uçağın çarpışması neticesinde toplam 583 yolcu ve mürettebat hayatını kaybetti. 61 kişi de kurtulmuştu. Hayatta kalanlar Pan Am B747’nin ön bölümünde oturan yolculardı.
Madrid Pist Kazası 7 Aralık 1983
Madrid-Barajas Havaalanında kalkış yapan Iberia Havayollarına ait Boeing 727 model uçağı, Aviaco Havayollarına ait McDonnell Douglas DC-9’a çarptı. 7 Aralık 2023’te meydana gelen kazada 93 yolcu ve mürettebat yaşamını kaybetti.
Iberia’nin 350 uçuş nolu Boeing 727 uçağında 84 yolcu ve 9 mürettebat vardı.
Aviaco’nun 134 uçuş nolu uçağında DC-9 uçağında ise 37 yolcu ve 5 mürettebat bulunuyordu. Kaza şöyle oldu: Boeing 727 pistte kalkış için hızlanırken, DC-9 sisli havada yanlış bir manevra yaparak girdi. Boeing 727 kokpit ekibi DC-9 fark ettiğinde çok geç olmuştu. 727 havalanmak için yeterli hıza ulaşamadığı için arka gövdesi DC-9’a çarptı. Her iki uçak da alev aldı ve yandı. DC-9’daki 42 yolcunun tamamı yaşamını kaybetti. Boeing 727’de bulunan 93 kişiden bir mürettebat, 50 yolcu öldü. Yoğun siste her iki uçakta birbirinden kaçmaya çalıştı ama başarısız oldular.
Los Angeles çarpışması 1 Şubat 1991
Boeing 737-300 olan USAir ait Boeing 737-300 model uçağı 1493 uçuş numarasıyla Los Angeles Uluslararası Havaalanına indiğinde, pistte bulunan SkyWest Airlines ait Fairchild Swearingen Metroliner turboprop uçağı çarpıştı. USAir uçağı piste inerken, Hava Trafik Kontrollerinin yanlış yönlendirmesiyle aynı piste SkyWest uçağı da kalkış pozisyonu hazırlandı. Boeing 737, Japonya’da hafta başında yaşanan hadise de olduğu gibi küçük turboprop, pervaneli uçakla çarpıştı. Boeing 737’deki yoğun yangın nedeniyle, her iki ön çıkış da dahil olmak üzere altı adet acil çıkışından üçü kullanılamaz hale geldi. Kanat üzerindeki iki acil çıkıştan sadece birisi kullanabildi. 737’deki 89 yolcunun 23’ü yangının sebebiyle dumanda boğularak yaşamını kaybetti. Küçük uçaktaki 12 kişinin ise tamamı öldü. Kaza sonrası ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB), ABD Federal Havacılık İdaresi’nin (FAA), Hava Trafik Kontrol Kulesi’ni yeterince denetlemediğine açıklarken, Los Angeles Havalimanı’nda kalkış ve iniş için farklı pistlerin kullanılması yönündeki tavsiyesine yol açtı.
Milano pistinde sistem kazası 8 Ekim 2001
İtalya’nın Milano Linate Havalimanı’nda 8 Ekim 2001 Pazartesi sabahı Danimarka’nın Kopenhag kentine gitmek üzere İskandinav Havayolları (Scandinavian Airlines) uçuş hazırlığı yapıyordu. İçinde 110 yolcunun bulunduğu McDonnell Douglas MD-87 model uçağı kalkış sırasında Cessna Citation CJ2 ile çarpıştı. İş jeti Cessna’da bulunan 4 kişi pistte Paris’e gitmek üzere beklerken MD-87 ile çarpıştı. İki uçakta da bulunan 114 kişi yaşamını yitirdi. Yapılan soruşturma sonrası çarpışmanın havaalanındaki çalışmayan ve uyumsuz güvenlik sistemlerinden, yetersiz standartlar ve prosedürlerden kaynaklandığı açıklandı. İtalyan havacılık tarihindeki en ölümcül kaza olarak kayıtlara geçti. İki uçak da çarpışma sonrası yandı.