'Ozan Sağdıç: Fotoğrafçının Tanıklığı' İstanbul Modern'de
İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, Türkiye'de fotoğraf alanının yaşayan en önemli figürlerinden Ozan Sağdıç'ı ağırlıyor. Sanatçının 1950'lerden itibaren çalışmalarından geniş bir seçkinin yer aldığı 'Ozan Sağdıç: Fotoğrafçının Tanıklığı' sergisi 20 Ekim'e kadar müzede görülebilir.
İstanbul Modern, Türkiye fotoğraf tarihinin ustalarına odaklanan sergilerine Ozan Sağdıç ile devam ediyor. Sanatçının 1950’lerden itibaren çalışmalarından geniş bir seçkinin yer aldığı 'Ozan Sağdıç: Fotoğrafçının Tanıklığı' adlı sergi, dünyada fotoğrafın en yaygın türlerinden biri olan belgesel fotoğrafa odaklanıyor. Türkiye’nin sosyal, politik, ekonomik, kültürel ve görsel tarihine de ışık tutuyor.
Ozan Sağdıç70 yıllık kariyeri boyunca Türkiye’nin görsel arşivinin oluşumunda önemli bir rol üstlenen Ozan Sağdıç, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere hemen hemen tüm ülkede gerçekleştirdiği çalışmalarıyla değişimin ve durağanlığın yan yanalığını fotoğraflarıyla kayıt altına alıyor. Çalışmalarındaki konuların çeşitliliği ve insani deneyimler karşısındaki ironik gözlem gücü, Sağdıç’ı 1950’lerden itibaren değişen, dönüşen dünya ile etkileşim halinde şekillenen Türkiye’nin tanığı yapıyor.
İstanbul Modern Fotoğraf Küratörü ve Bölüm Yöneticisi Demet Yıldız Dinçer ile fotoğraf sanatçısı ve yazar Merih Akoğul’un küratörlüğünü üstlendiği, Burgan Bank'ın desteklediği sergide Dr. Ruhi Oğuz Sağdıç ise danışman olarak yer alıyor. 'Ozan Sağdıç: Fotoğrafçının Tanıklığı'nda, ülkeye yön veren politikacıların, sanat ve edebiyatın etkin isimlerinin portrelerinin yanı sıra değişimin yaşandığı her alan ve dönemde, çalışanları, eğlenenleri, seyahat edenleri, çocukları kısacası sıradan insanlarla dolu sokak hayatını yansıtan siyah beyaz ve renkli fotoğraflar sergileniyor.
Sanatçının karanlık odasından çıkan baskılar
Sergide Ozan Sağdıç’ın karanlık odasından çıkan baskılar da dahil olmak üzere 127 fotoğraf yer alıyor. Fotoğrafların üretildiği teknik ve dönem, sergide yer alan vintage baskılar ve Hayat dergisinden örneklerle de aktarılırken, ülkenin 1950’lerden itibaren görsel bir panoraması izleyiciyle buluşuyor. Fotoğrafa başladığı yıllarda dünyada ve Türkiye’de 'altın çağını' yaşamaya başlayan fotomuhabirliğin ülkedeki en önemli temsilcilerinden biri olan Sağdıç’ın 'Fotoğrafçının Tanıklığı' sergisi, aynı zamanda sanatçının çalışmalarının çok yönlülüğüne de işaret ediyor.
Fotografik ve görsel bir yolculuk
İstanbul Modern’in, fotoğrafın Türkiye ve dünyadaki gelişim ve dönüşümünü kimi zaman ustaların kimi zaman ise genç sanatçıların objektifinden sanatseverlerle buluşturduğuna dikkat çeken İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, “Şahin Kaygun, Gökşin Sipahioğlu, Yıldız Moran, Ara Güler, Lütfi Özkök ve Şakir Eczacıbaşı gibi Türkiye’de fotoğrafın önde gelen isimlerinin ardından yine bir ustanın, 70 yıla sığdırdığı çalışmalarından özel bir seçkiye ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye’nin en önemli fotoğrafçılarından Ozan Sağdıç’ın ‘Fotoğrafçının Tanıklığı’ adlı sergisi, 100. yılını geride bıraktığımız Cumhuriyetimizin farklı zamanlarına tanıklık eden anları gözler önüne seriyor. Gerek fotomuhabiri gerekse fotoğraf sanatçısı olarak, Türkiye’nin kültürel, siyasi ve sosyolojik tarihine de tanıklık eden Sağdıç’ın fotoğrafları, 1950’lerden başlayarak izleyicileri fotografik ve görsel bir yolculuğa çıkarıyor” dedi.
Ozan Sağdıç’ın gençlerle buluşmasına tanıklık ediyoruz
İstanbul Modern’in yeni müze binasında sanatseverlerle buluşan ikinci fotoğraf sergisinin de destekçisi olmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç, “Uzun soluklu olarak planladığımız kültür-sanat çalışmalarımız kapsamında değerli sanatçıların özgün fikir ve üretimlerini toplumla buluşturmaya katkı sağlıyoruz. Türkiye tarihinin en önemli anlarını fotoğraflayan değerli sanatçı Ozan Sağdıç’ın ‘Fotoğrafçının Tanıklığı’ sergisinin özellikle genç izleyicilerle buluşmasına tanıklık etmenin gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.
Keşfedilmeyi bekleyen katmanlı bir arşiv
Ozan Sağdıç’ın yüz binlerce fotoğrafı içeren arşivinden kapsamlı bir seçki yapıldığını belirten serginin küratörlerinden Demet Yıldız Dinçer, “Sergi, sanatçının çalışmalarının geniş perspektifini gözler önüne sererken, arşivinin keşfedilmeyi bekleyen pek çok katmanı olduğunu da gösteriyor. Sergideki seçki, izleyicilere içinde nostalji barındıran bir kurgu yerine, geçmişin pek çok veçhesini içeren bir sunumla, Sağdıç’ın külliyatının pek çok okumasının mümkün olduğunu hatırlatıyor. Sergiyi hazırlarken büyük bir titizlikle bize destek veren sevgili Ozan Sağdıç’a teşekkürlerimizi sunarız” dedi.
Tanıklığını şiir gibi işler
Ozan Sağdıç’ın akıp giden yaşama fotoğraf çekmek dışında hiçbir müdahalesi olmadığını ifade eden sergi küratörlerinden Merih Akoğul ise “Bu yüzden, onun fotoğraflarına bakanlar, Sağdıç’ın vurgulamak istediği detayı hemen görürler. Düşüncesini ve tanıklığını fotoğraflarında şiir gibi işler Ozan Sağdıç. Yaşamın doğal akışı içinde yakaladığı anlar, fotoğraflarına bakan izleyicisiyle samimiyetle buluşur. Bu da Sağdıç’ın fotoğraflarını biricik kılar” dedi.
Ozan Sağdıç kimdir?
Ozan Sağdıç, 1934’te Burhaniye Pelitköy'de doğdu. Sağdıç’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları Edremit'te geçti. Ortaokulu İzmir’de okuyan Sağdıç’ın resim-iş öğretmeni ressam Âbidin Elderoğlu oldu. Liseyi İstanbul’da Kabataş Lisesi'nde yatılı olarak okuyan Sağdıç, 1953 yılı yaz tatilinde ilk kutu fotoğraf makinesine kavuştu, İstanbul'un çeşitli görüntülerini çekmeye başladı. 1954 yılında Boğaz’ın buzlarla kaplanması olayı onun ilk aktüel fotoğraf deneyimi oldu. Bir dönem memleketi Edremit'teki Lâle Sineması’nda makinist yardımcılığı yaptı ve ağabeyinin çıkardığı Edremit gazetesinde sayfa düzenlemeleri ile uğraştı. 1955 yılında İstanbul’a döndü ve ilk başvurduğu fotoğrafhane Foto Sait’te işe girdi. Sait Bey, bir akşam onu İstanbul Umum Fotoğrafçılar Derneği’nin yönetim kuruluna götürdü ve dernek kâtipliğine yatay geçişini sağladı. Bu görevi aracılığıyla İstanbul’da sektörde çalışan bütün fotoğrafçıları tanıdı. Dernek başkanı Şevket Tanju'nun stüdyosunda yaptığı gözlem ve gönüllü yardımcılıkla portre fotoğrafçılığının bütün inceliklerini öğrendi. Ödünç aldığı bir Rolleiflex makine ile İstanbul’un güzel köşelerini fotoğrafladı. 1956 yılında haftalık Hayat mecmuasını çıkaran ekibin dikkatini çekti ve dergi yayına başlar başlamaz Ara Güler ile birlikte derginin ilk iki fotomuhabirinden biri olarak, 1960’a kadar Hayat’ın İstanbul kadrosunda çalıştı. 1960 yılında Hayat dergisinin o yıl Ankara’da açılan bürosuna atandı.
Gazetecilik ve fotoğrafçılık yaşamını bu tarihten sonra Ankara'da sürdürdü. Ankara’da, Devlet Tiyatroları’nın sahne fotoğraflarını da çekmeye başladı. Bu kurumun basılı yayın çalışmalarında da yer aldı, grafik kaygısı taşıyan ilk tiyatro afişlerini yaptı. Bu arada kitap ve yayın kapakları üzerine çağdaş grafik anlayışına uygun örnekler verdi. Turizm ve Kültür Bakanlıklarının arşiv ve tanıtıcı yayınlarına büyük katkılar sağladı. 1968’de The British Journal of Photography’ye gönderdiği bir fotoğraf “Yılın Fotoğrafı” olarak yayımlandı. Bugüne değin yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık 50 kadar kişisel sergi gerçekleştiren Sağdıç’ın çeşitli zamanlarda gösterime sunduğu müzik senkronlu diaporama gösterileri özel ilgi gördü. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültelerinin kuruluş yıllarında fotoğraf sanatı ile ilgili dersler verdi.