Hollanda futbolunun çöküşü devam ediyor!

Hollandalılar aslında vakitlerini partilerle geçirmeye alışıktır ancak şu sıralarda kutlama yapmaları için hiçbir sebepleri yok. Bu günlerde ülke sınırları içindeki mekanlarda futbola dair bir şey bulmak zor. Aslında bu duruma alışsalar iyi olur, zira 24 takımın yer aldığı 2016 Avrupa Şampiyonası na katılamadılar, 2018 Dünya Kupası nda yoklar. Geçen günlerde bir kötü haber daha aldılar ve UEFA sıralamasında 12. sıraya düştüler. Yani artık Eredivisie şampiyonu, Şampiyonlar Ligi ne doğrudan katılamayacak! 2010 Dünya Kupası nda finale çıkan, 2014 te de üçüncü olan bir milli takımı olan ülkeden bahsediyoruz! Bir dönem dünya futboluna yön veren ülkenin bu duruma nasıl düştüğünü inceledik.Hollanda nın bu çöküşü aslında Robin van Persie, Wesley Sneijder, Arjen Robben jenerasyonun talihiyle paralellik gösteriyor. Üç sene önce Brezilya da düzenlenen Dünya Kupası nda son şampiyon İspanya ya attığı kafa golüyle 5-1 lik unutulmaz galibiyetin mimarı olan Van Persie, 13 Ekim 2015 te Çekya ile oynanan mücadelede kendi kalesine atarak aleyhlerine olan farkı 3 e çıkarmıştı.Sneijder ın asisti ve RVP nin golü, az olan Euro 2016 şanslarını çöpe atmıştı. Hollanda nın yaşadığı temel sorunlardan bir tanesi, yeni jenerasyonları bir türlü yakalayamamaları. Hollanda nın son dönemde yetiştirdiği Wesley Sneijder, Arjen Robben, Robin van Persie gibi oyuncular, uzun yıllar sırtladıkları milli takımdan uzaklaşırken yerlerini dolduracak kapasitede oyuncular çıkmadı. Daley Blind, Georginio Wijnaldum, Memphis Depay gibi isimler beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremedi. Teknik direktör Dick Advocaat, ikinci baharını yaşayan Ryan Babel, Marvin Zeegelaar gibi oyuncuları kadroya dahil etmeye başladı. Peki bir dönemin futbolcu fabrikası olarak beklenen Hollanda tekrar ayağa kalkabilir mi? Sanmıyorum diyor Hollanda nın Hardgras dergisi editörlerinden Henk Spaan, FourFourTwo ya: Gelecek hiç parlak değil!Yeni jenerasyon için umut veren Timothy Fosu-Mensah, Matthijs De Ligt, Donny van de Beek gibi gelecek vadeden oyuncular, milli takım kadrosuna dahil edildi. Hollanda nın çok şey beklediği Abdelhak Nouri ise ne yazık ki futbola dönemedi. Bu yaz Ajax ın Werder Bremen le oynadığı hazırlık maçında ritim bozukluğu nedeniyle helikopterle hastaneye kaldırılan Nouri nin beyninde ciddi ve kalıcı hasar tespit edilmişti. Genç yıldız şu sıralarda hayatta kalmakla meşgul. TOTAL FUTBOL ENGEL Mİ? PSV nin futbol direktörü Marcel Brands 2014 yılında ülkenin diğer iki büyüğü olan Ajax ve Feyenoord futbol direktörleri Marc Overmars ve Martin van Geel le yaptığı tartışmada şunları söylemişti:Zeki ve taktiksel yönden kuvvetli birçok oyuncu yetiştiriyoruz. Yapmamız gereken tek şey kazanma faktörüyle düşünebilmek. Portekiz e gittiğimde Sporting, Benfica ve Porto yu inceledim, bizden tamamen farklıydı. Orada gördüğüm üzerinde durulan tek şey kazanmaktı. Karşıt görüşteki bizler, Yüzde 80 topla oynadık, iyi de oynadık ancak ama 1-0 kaybettik. düşüncesindeyiz! Artık böyle olmaması gerekiyor. Almanya ya bakarsanız aşmamız gereken bir basamak olduğunu görürsünüz. Almanlar sürekli fiziksel futbol oynuyor, oyuncular çok fazla koşuyor. Futbol 10 yıl önce tekniğe dayalı olduğunda onlar bizim tarzımızı izledi, şimdi sıra bizde.Hollandalıların karşı karşıya kaldığı çıkmazlardan biri de, aslında insanlık tarihi boyunca birçok kaşifin başına bela olan bir şeydi. Hollanda futbolunu öne çıkaran total futbol geride kalan yıllarda diğer ülkeler tarafından özümsendi hatta ileriye götürüldü.1960 ve 70 lerde Rinus Michels in teknik direktörlüğünde ve Johan Cruyff un saha içi liderliğinde modern bir oyun tarzı icat eden Portakallar; tam saha pres, akışkan hücum, sürekli yer değiştiren oyuncular ve teknik beceriye dayalı stilleriyle futbolun egemen gücüydü. Ne var ki bunu artık tüm dünya öğrendi ve dolayısıyla da Hollanda nın fark yaratabileceği bir konu kalmadı.Üstelik Jose Mourinho, Diego Simeone, Jürgen Klopp ve birçok yeni teknik direktörün etkisiyle total futbola karşıt sayılabilecek olan geçiş futbolu moda oldu. Birçok takım bu futbolu benimserken total futbol oynayan takımlara karşı iyi sonuçlar aldılar, rakiplerini elemeyi başardılar hatta kupa kaldırdılar. Ajax, 1971-1973 arasında Şampiyon Kulüpler Kupası nı üç kez kazanırken, Hollanda Milli Takımı da iki finali ev sahibi ülkelere kaybetmesine rağmen 1974 ve 1978 Dünya Kupalarının en iyi takımıydı. Belki kupa kazanamadılar ancak oyun anlayışı olarak geleceğe yönelik eşsiz bir kapı açtılar.Takip eden süreçte başta Ajax olmak üzere birçok Hollanda kulübünden dünya çapında yetenek çıktı. Hollanda nın Euro 88 de zafere ulaşmasının yanı sıra, Milan ve Barcelona da Hollandalı oyunculardan oluşturduğu iskeletleri sayesinde Avrupa futbolunu domine etti. Onların ardından Dennis Bergkamp, Clarance Seedorf, Davids ve De Boer kardeşlerin yer aldığı jenerasyon bayrağı devraldı. Bir sonraki grupta ise Robben, Sneijder, Van Persie ve arkadaşları vardı.Tüm bu yetenekli isimlere rağmen, karşılaştıkları rakipler Hollanda nın taktiğini çözünce düşüş süreci de başlamış oldu. Durum öyle bir noktaya geldi ki; günümüzde Hollanda ya özgü olarak tanımlanacak oyun tarzıyla oynamayan ülke sayısı yok denecek kadar az!Sadece teknik direktör bazında değil, genel anlamda Hollanda Okulu nun kendisi bir anda çok anlamsız ve içi boş gelmeye başladı! Kulüpler göreve getirdikleri antrenör ya da hocalara sundukları sözleşmelere geleneksel oyun anlayışını bozmamalarına dair özel maddeler koyuyor. 1970 lerden itibaren çift kanatlı 4-3-3 formasyonunu benimseyen Hollandalılar, artık bu anlayışın uzun süredir bayatladığını ve tazelenmesi gerektiğinin farkında.TERCİH OLMAKTAN ÇIKTILAR! Eredivisie, sadece civar ülkelerle sınırlı kalmayan bir cazibe ancak Hollanda Milli Takımı için aynısını söylemek oldukça zor. Hollanda ligi, Danimarka dan Belçika ya hatta Uruguay a kadar birçok ülkeden genç oyuncuları 16-19 yaş aralığında bulabiliyor. Luis Suarez, Christian Eriksen, Toby Alderweireld bunun yakın zamandaki en güzel örnekleri. Bu oyuncular, Hollanda nın en üst düzey takımlarında oynama şansı bularak kendilerini geliştirdiler. Hollandalı olsalardı Portakallar ı bu yaz Rusya da izleme ihtimalimiz bir hayli yüksekti.2014 yılında üç büyük kulübün futbol direktörleri, federasyonun güçlü bir futbol direktörüne ihtiyacının olduğu konusunda uzlaştı. Jelle Goes, 2013 yılında çalışmaya başladı ve 2016 da ortaya konan Yarının kazananları adlı raporda büyük bir emek harcadı. 2016 da futbol direktörlüğüne Hans van Breukelen getirildiğinde Goes, altyapıya kaydırıldı. Geçen yaz her ikisi de görevlerinden istifa ederek ayrıldı. Hollanda nın yaşadığı diğer bir sorun, genç yeteneklerin kendilerinden beklenen seviyeye bir türlü çıkamamaları. Eljero Elia, Ibrahim Afellay, Ismail Aissati gibi isimler büyük potansiyel olarak nitelendirildi ancak yıldız kategorisine ulaşabilen olmadı. Aissati yi daha önce Antalyaspor da izledik, Elia ise şu sıralarda Başakşehir in başarısı için ter döküyor. Hakim Ziyech in durumu ise Hollanda Futbol Federasyonu nun içindeki durumu özetliyor. 24 yaşındaki yıldız, tüm altyaş kategorilerinde Hollanda nın formasını giyse de Hollandalıların elinden kaçtı!Mayıs 2015 te milli takıma dahil olsa da forma giymedi ve Kasım 2015 te tercihini değiştirerek Fas Milli Takımı nı tercih etti. Dönemin teknik direktörü Danny Blind e bu durum sorulduğunda Ziyech in gerçek bir 10 numara olmamasını ve oyun tarzına uymamasını gerekçe gösterdi. Ülke futbolunun efsanelerinden Marco van Basten, Mayıs 2016 da Ziyech ve Oussama Tannane nin Hollanda Milli Takımı nı seçmemeleri üzerine ağır konuştu. Van Basten iki futbolcuyu da aptal çocuklar olarak tanımladı ve Hollanda dururken Fas ı seçmek nasıl bir aptallıktır? ifadelerini kullandı. Ziyech ve Tannane yi diğer bir genç yetenek Sofyan Amrabat izledi. Ülkemizde izlediğimiz Nordin Amrabat ın kardeşi olan Sofyan da Fas la birlikte 2018 Dünya Kupası nda boy gösterebilecek.Hollanda nın bir daha 1988 deki başarıya ulaşabilmesi pek olası gözükmüyor. Hem Avrupa şampiyonu oldular, hem de dönemin en iyi beş oyuncusundan dördünü kadroda barındırıyorlardı. Ballon d Or oylamasında ilk üçte yer alan Marco van Basten, Ruud Gullit ve Frank Rijkaard ın yanı sıra, beşinci Ronald Koeman a sahip bir kadrodan söz ediyoruz! Spaan şöyle diyor: Artık o tarz oyuncularımız yok. Hollanda da özellikle 10-18 yaş arasında verilen eğitimin üst düzey olduğuna inanıyorum. Manchester United, Arsenal, Barcelona gibi kulüpler burayı yakından takip ediyor. Gelgelelim 18-21 arası bir şeyler ters gidiyor! Antrenörlerimiz, yetenekli oyunculara seviye atlatacak kapasitede değil. Spaan a göre bir diğer sorun da oyuncuların olgunlaşma fırsatı bulamadan yurt dışına çıkması. Mesela Van Basten, Dennis Bergkamp, Gullit gibi isimler İtalya ya gittiklerinde 20 li yaşların ortasına yaklaşıyordu. Ruud van Nistelrooy da İngiltere ye transfer olduğunda 25 yaşındaydı. Bu oyuncular, ayrıca daha deneyimli isimlerle aynı takımda oynamanın da faydasını gördüler ve bu sayede Hollandalılara özgü karakterlerini muhafaza etmeyi başardılar.ARTIK DAHİ YETİŞMİYOR! Sorunların en büyüğü, Hollanda nın artık dahi olarak nitelendirilebilecek oyuncu yetiştirememesi. Son yıllarda İspanya, Belçika, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden çıkan birçok oyuncu, aslında eskiden olsa tipik Hollandalı olarak adlandırılırdı!Hollanda yıllardır Belçika nın futboldaki yetersizliğiyle alay etmişti ancak artık roller değişti. Portakallar, yetiştirdikleri oyuncuların yurt dışındaki performanslarına bakıp iç çekerek neden Eden Hazard ya da Kevin De Bruyne gibi etkili olamadıklarını sorgular hale geldi.Cruyff, 2011 de Ajax taki kötü gidişi önlemek için bir reçete hazırladı. 2008 de kırmızı-beyazlı kulübe dönen Bergkamp, o dönemki en büyük destekçisiydi ve şu sözleri sarf etmişti: İşler bir süredir kötüye gidiyor ama hiç kimse farkında değil. Belki de bunu görmek istemediler! Ajax ın çıkardığı oyuncular iyi, disiplinli, teknik kapasitesi yüksek olabilirdi ancak hiçbiri özel ya da yaratıcı değildi.En nihayetinde kulüp içerisinde yaşanan savaşı Cruyff kazanırken, altyapıda görev yapan birçok antrenör kovuldu ve kulübe yeni bir zihniyetin aşılanması kararı alındı. Ortak hedef, Ajax ı olağanüstü yetenekler yetiştiren bir akademi haline getirmekti.Mesela Cruyff ve altyapı direktörü Wim Jonk, Heerenveen de oynayan orta saha oyuncusu Daley Sinkgraven in alınmasına karşıydı çünkü kulübün kendi yetiştirdiği oyunculara şans vermesi gerektiğini düşünüyorlardı. Öte yandan Bergkamp, Marc Overmars ve dönemin teknik direktörü Frank de Boer da takımın güçlenmesi için gerekirse o geleneğin bir kenara bırakılabileceğini savundu.Hollanda Futbol Federasyonu, içinde bulundukları krizle baş edebilmek için gerekli önlemleri alıyor ama yetecek mi zaman gösterecek. Şimdilik hedefleri, 1990 ve 2000 lerde uluslararası arenada büyük hezimetler yaşadıktan sonra büyük bir evrim geçiren Fransa ve Almanya nın izinden gitmek.Hollanda, kendini tüm dünyaya nasıl futbol oynanacağını öğretecek ülke olarak görmüştü ama artık bunu diğerlerinden öğrenme zamanları geldi!