Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ali Bardakoğlu görevinden ayrıldı

        Hükümet, türban konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’la ters düşen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nu görevden alarak yerine yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez’i atadı. Ali Bardakoğlu’nun, bugün yapılacak törenle görevi yardımcısına devredeceği bildirildi.

        Türban konusunda “Bize bırakmayın, siyasetçiler çözsün’’ açıklamasıyla hükümete ters düşen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu görevden alındı ve yerine yardımcısı Mehmet Görmez getirildi. 7 yıldır Diyanet’in patronluğunu yürüten Bardakoğlu’nun kararnamesinin Resmi Gazete’de bugün yayınlanacağı bildirildi.

        Diyanet’in kuruluş kanununda yapılan değişiklikle başkanların görev süresi 5 yılla sınırlandırılmış, ancak süresi dolanların bir kez daha atanması sağlanmıştı. Kararın, Diyanet bütçesinin Meclis’te görüşüldüğü bir günde gerçekleşmesi dikkat çekti. Dün öğleden sonra, Ali Bardakoğlu’nun kurumdaki yeniden yapılanma konusunda bugün bir basın toplantısı yapacağı duyuruldu. Akşam saatlerinde ise görevden alındığı bilgisi kulislere yayılınca, basın toplantısının aslında devir teslim töreni olduğu anlaşıldı.

        BARDAĞI TÜRBAN TAŞIRDI

        Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik’in değişiklik konusunda uzun süredir Başbakan Erdoğan’ı ikna etmeye çalıştığı öne sürülürken, bardağı taşıran son damla ise Bardakoğlu’nun türban açıklaması oldu. “Başörtüsü sorununun çözümü için Diyanet’e soralım” diyen Başbakan Erdoğan’la ters düşen Bardakoğlu, HABERTÜRK’e, “Diyanet siparişle görüş açıklamaz. Görüşü belli. Başörtüsü dinin gereği ancak önşartı değildir. Çözüm zemini siyasettir. Bireysel özgürlüklerin çizgilerini belirlemek Meclis’in işidir. Laiklikle başörtüsü karşı karşıya getirilirse, laikliğe haksızlık olur” demişti.

        ÖDÜLLÜ AKADEMİSYEN

        Bu arada, 1959’da Gaziantep’te doğan Mehmet Görmez, Gaziantep İmam Hatip Lisesi’ni ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. 1994’te “Sünnet ve Hadisin

        Anlaşılması ve Yorumlanmasında Metodoloji Sorunu” adlı teziyle doktorasını bitiren Görmez, bu çalışmasıyla 1996’da Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Birincilik Ödülü’nü aldı. 2006 yılında da profesör olan Görmez, 2003’te Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Evli ve üç çocuk babası olan Görmez, Arapça ve İngilizce biliyor.

        DİYANET İŞLERİ BAŞKANI AÇIKLAMA YAPTI

        Dinin evrensel varoluş çağrısını bilmeyenler, dini günlük hayatın bir realitesi zannederler. Ama dinlediğimiz ayetler bizi hep bir asla bağlı olmamızı öğütlüyor.

        Geride bıraktığınız hayırlı işlerdir diyor. Dünya hayatı iyilikte doğrulukta süren bir yarıştan ibarettir öğüdünü veriyor.

        Din, hukuk, ahlak, siyaset ilişkisi her zaman kolay anlaşılamadı ve bağlantıları anlamak kolay olmadı.

        Osmanlı aydınlarının da bugünün aydınlarının da temel problemlerinden birisi dini kavramak ve diğer kavramlarla nasıl bir ilişkide olması gerektiği gibi, ortaya koymak gibi ciddi sorunlarımız olmadı değil.

        18. yüzyıldaki bu pozitivizm hareketi bizim iki asrımızı gölgeledi ve dinle ilişkilerimizi nasıl kuracağımızı ciddi şekilde sarstı.

        20. yüzyılın başındaki gelişmelerde, dine bir güvenlik penceresinden bakma gibi bir yanlışı doğurdu. Batı’da din konusu 11 Eylül’den sonra bir güvenlik sorunu olarak algılana geldi.

        Diyanet İşleri Başkanlığı da bu karmaşık dünyada, bize böyle bir önemli geleneği ifade ediyor.

        Bugün Avrasya coğrafyası için Diyanet’in ne anlama geldiğini görmek isteyenler, biraz o coğrafyaya ulaşsalar yeterlidir.

        Onlar için Diyanet İşleri Başkanlığı asla dönüştür, kimliktir ve Osmanlı’dan beri devam eden karşılıksız vermenin karşılığında oluşan bir vefa duygusudur.

        Böyle olduğu içinde biz dış ülkelere açıldık. Ama dışarıya açılırken kendi toplumumuzu unutamazdık.

        Toplumumuza açıldık. Dinin umumi şefkatinde o kalplere ipek yumuşaklığı veren merhametinden herkesin istifade etmesi gerekmez miydi? İşte biz de onu yaptık.

        Engellilere sahip çıktık ve kadın hakları konusunda ülkemizin hataları olduğunu açık açık söyledik.

        7 yıl içinde bayan görevlilerimizin sayısı 13 binlere ulaştı. Artık biz onları teşkilatımızın ayrılmaz parçası olarak görüyoruz.

        Şu anda sözleşmelerle birlikte yüzbinleri aşan bir kadroya sahibiz. Gönlümüz arzu eder ki bütün mensuplarımız, ilahiyat fakültesi mezunu olsun, dünyada din hakkında olup biten her şeyi takip etsinler.

        Bunun için hizmet için eğitim kurslarını, ezanı ve kuranı güzel okuma kurslarını açtık. Benim ülkemde din görevlisi görevi hakkıyla yaptığı vakit o niçin bu işi yapıyor diyen bir kimse yoktur.

        Bugün burada bu rolü yüklenecek yeni bir dönemin başlangıcını haber vermek için sizleri buraya yorduk. Teşkilat kanunumuz senelerdir üzerinde çalıştığımız bir konuydu. Bu kanunu işleme koyma imkanına kavuştuk.

        Sadece benim ve bakanımın bildiği bir şeyi de söyleyeyim. Geçtiğimiz Kasım ayında Kasım ayı başında ayrılacağımı Bakan Çelik'e söylemiştim.

        Teşkilat kanunu çıkıncaya kadar hiçbir yere kıpırdamamam gerektiğini, daha sonra da isteğinin yerine getirileceğini söyledi. Artık nöbet değişimi zamanı geldiğini söylemiştim.

        Ben teşkilat kanunu olgunlaştığı zaman, önemli olan sürekli nöbet değişimi yapmaktır.

        Yeni dönemde, yeni yapılanma döneminde yeni bir kadronun isabetli olacağını ilk defa ben talep ettim.

        Ben hazırlıklarımı 14 temmuz’a göre yapmıştım fakat araya Ramazan girdi, yaz programlarımız girdi.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa