Yasin Aktay: 2017 yılında Suriye'de ateşkes planı uygulanacak
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay: 2017 yılına girdiğimiz zaman Suriye'de bir ateşkesin gerçekleşmesi gibi bir planın uygulamaya sokulmasını istiyoruz
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, parti genel merkezinde, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Aktay, yılın son MYK toplantısını yaptıklarını, 2016 yılını her yönüyle değerlendirdiklerini belirtti. Yeni yılın Türkiye'ye ve dünyaya hayırlar getirmesini dileyen Aktay, 2016'da Türkiye'de, bölgede ve dünyada önemli gelişmelerin olduğunu söyledi. Bu dönemde Türkiye'de talihsiz hadiselerin yaşandığını, ülkenin terör saldırılarına maruz kaldığını anımsatan Aktay, bu yıl terör örgütlerinin bütün çeşitleriyle Türkiye'ye gelerek, çullanmaya çalıştıklarını bildirdi.
2016'ya 1 Kasım seçimlerinin akabinde kurulan yeni bir hükümetle girildiğini vurgulayan Aktay, yaşanan iki seçime rağmen büyümenin yüzde 4'ün üstünde gerçekleşmiş olduğu bir yılın geride bırakıldığını ifade etti.
"Terör saldırılarının çeşitlenerek, ülke gündemini kuşatmaya çalıştığı bir ortamda, ülkemiz terör gündemine asla teslim olmadı." diyen Aktay, bütün terör saldırılarına rağmen Türkiye'de kalkınma açısından çığır açıcı yatırımlar ve gelişmeler yaşandığına değindi.
DEV YATIRIMLARIN AÇILIŞI BİR GÜNDE YAPILDI
Aktay, 2016'da arka arkaya bir çok dev yatırımın hayata geçirildiğini belirterek, bu yatırımlar arasında Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, Ankara'da Yüksek Hızlı Tren Garı, bir çok stadyumların yer aldığına işaret etti. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde de arka arkaya yapılan yatırımların açılışlarının gerçekleştirildiğine dikkati çeken Aktay, bu dev yatırımların açılışlarının bir gün içerisinde, toplu bir şekilde yapıldığını bildirdi.
Aktay, Ankara'da metro inşaatlarının da hızla devam ettiğini ve 2017'de bunların da tamamlanacağını belirterek, "O kadar terör saldırısına ve Türkiye üzerinde yaratılmak istenen olumsuz havaya karşın aslında toplama baktığınızda kalkınma anlamında bir hayli mesafe kat ettiğimiz, bir hayli ilerleme kaydettiğimiz bir yılı da geride bırakmış oluyoruz." dedi.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Aktay, 2016'nın en önemli olayının 15 Temmuz günü Türkiye'nin maruz kaldığı "kapsamlı terör, darbe ve işgal girişimi" olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu bir darbe girişimiydi ama bu darbe girişiminin çok daha vahim bir boyutu aynı zamanda kapsamlı bir terör örgütüydü, kendi halkını katleden, halkına acımayan, sivil insanları katleden bir terör saldırısıydı. Aynı zamanda da bir işgal girişimiydi, çünkü kendi ülkesine karşı en ufak bir sadakat duygusuna sahip olan insanların yapamayacağı bir hadiseydi. Ülkemizin yabancı müdahalelere sonuna kadar kapılarını açan bir ihanet girişimiydi bu girişim. Allah muhafaza gerçekleşmiş olsaydı şu anda neler olabileceğini tahmin bile edemiyoruz."
Aktay, 15 Temmuz'da Türk milletinin darbelere karşı demokrasiye olan tutkusu ve demokrasiye gerekirse bir bedel ödeme pahasına sahip çıkma konusunda ortaya koyduğu güçlü iradenin tezahür ettiğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:
"Türkiye halkı bu vesileyle demokrasiyi ne kadar fazla hak etmiş olduğunu ele güne göstermiş oldu. Türkiye halkından daha fazla demokrasiyi, kendi kendini yönetmeyi, kendi iradesine sahip çıkmayı, bu kadar hak etmeyi gösterebilmiş belki de başka bir halk daha yoktur. Türü içerisinde bu anlamda belki de ilktir. Bir halkın var olan bir hükümeti, meşru bir hükümeti, demokrasiyi, korumak uğruna, bir yönetimi korumak uğruna, tankların karşısına, silahların karşısına çıkarak ortaya koymuş olduğu bu direniş belki de dünya siyaset tarihinde ilkler arasında yerini almayı hak etmiş bir olay."
"AB İÇERİSİNDEKİ GELİŞMELERİ İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Aktay, 2016'da dünyada da birçok olayın gerçekleştiğine dikkati çekerek, bunlardan birisinin de Avrupa Birliği'ndeki (AB) gelişmeler olduğunu bildirdi. AB'nin, Türkiye'nin entegre olmaya, bütünleşmeye çalıştığı bir süreç olduğuna değinen Aktay, şunları ifade etti:
"Bu süreç böyle olmaya devam edecektir. Türkiye Avrupa Birliği sürecinden hiçbir şekilde vazgeçmiş ve vazgeçecek de değildir. Ancak AB içerisindeki gelişmeleri de yakından ilgiyle izlemeye devam ettik, edeceğiz. AB içerisinde ne yazık ki 2016 yılı içerisinde gerek Türkiye'ye karşı tutulan raporlarda ortaya konulan söylemler gerekse Türkiye'nin maruz kaldığı terör örgütleriyle mücadele konusunda Türkiye'ye hiç bir şekilde bir destek verilmiyor olması, Türkiye açısından bir hayal kırıklığı nedeni olmuştur."
Aktay, Türkiye'nin FETÖ tarafından maruz kaldığı darbe girişiminin sadece Türkiye'yi hedef alan değil, Avrupa değerlerini, demokrasiyi, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi değerleri de hedef alan bir teşebbüs olduğunu bildirdi.
AB içerisindeki gelişmelerin tamamının ilgiyle izlendiğini belirten Aktay, İngiltere'nin referandum neticesinde Avrupa Birliği'nden çıkma kararının da AB açısından önemli bir hadise olduğunu vurguladı.
Aktay, Avrupa Birliği'ndeki insan hakkı ihlalleri konusunda da 2016'da ciddi tespitleri olduğuna işaret ederek Aktay, "Bilhassa Türklere, Müslümanlara yönelik İslamafobik yaklaşımlar, söylemler aslında AB değerleri ve AB'nin kendi yapısı açısından da kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bunu da kaydetmekte bir fayda var." dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, "Anayasa değişikliği için belli bir mutabakat ve uzlaşma seviyesi yakalanmış ve bu hat üzerinden ciddi bir toplumsal diyalog içinde anayasa değişikliği için çalışmalar hızla devam etmektedir." dedi.
Aktay, parti genel merkezinde, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlığına Donald Trump'ın seçildiğini hatırlatan Aktay, Trump'ın 20 Ocak'ta görevi devralacağını bildirdi. ABD'nin Suriye'de ve Irak'ta izlediği politikanın Türkiye'yi memnun etmediğini vurgulayan Aktay, Türkiye'nin bu konuda rahatsızlığını ifade ettiğini aktardı.
Aktay, şöyle devam etti:
"Suriye'ye ilk başta 'Esed'i devirmek' gibi bir hedef ortaya koyarak giren Amerika Birleşik Devletleri tuhaf bir biçimde Esed hedefini bir kenara itip 'DEAŞ' diye önüne konulmuş olan, muhtemelen Esed'in ortaya koymuş olduğu bir hedefe yoğunlaşmaya başladı. DEAŞ'la doğru dürüst mücadele ettiği de söylenemez ama DEAŞ'la mücadele adına PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD'yi destekleme yoluna gitmektedir. PYD bir başka terör örgütüdür."
Bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü palazlandırıp, onu cesaretlendirerek, önünü açıp güçlendirerek yapılan mücadelenin hayırlı neticesinin olamayacağını söylediklerini belirten Aktay, bunu söylemeye de devam edeceklerine işaret etti.
"TÜRKİYE ELİNDEN GELENİ YAPMAYA ÇALIŞTI"
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen ile örgütün lider kadrosu ve orta kademesinin ABD'de imkan, hareket kabiliyeti alanı bulabilmesini kaygıyla izlediklerini vurgulayan Aktay, bunu da dostluğa ve müttefikliğe yakıştıramadıklarını bildirdi.
Aktay, "Özellikle FETÖ'ye bağlı, Amerika Birleşik Devletleri'nde faal olan okulların almakta oldukları maddi destekler doğrudan doğruya aslında terörün finansmanı kapsamına sokulabilecek, o kapsamda değerlendirilebilecek bir ilişki biçimi. Biz bu çerçevede umut ediyoruz Trump'ın yönetimi devralmasından sonra bu siyaseti gözden geçirebileceğini umuyoruz." dedi.
Suriye'deki yangının söndürülmesi için Türkiye'nin her zaman elinden geleni yapmaya çalıştığına dikkati çeken Aktay, Türkiye'nin Suriye'nin geleceğine Suriyelilerin karar vermesini savunduğunu ifade etti. Suriye'nin geleceğine Suriye'nin dışından birçok unsurun karar verdiği, müdahil olduğu bir ortamda bulunulduğunun altını çizen Aktay, Halep'te yaşanan katliamları durdurabilmek için Türkiye'nin büyük gayret gösterdiğini, Avrupa'nın ise bun sessiz kaldığını vurguladı.
Aktay, Türkiye'nin Halep'ten 45 bin sivil insanın tahliye edilmesini sağladığına işaret ederek, tahliye edilenlere insani yardımların ulaştırılması konusunda da Türkiye'nin tüm çabaları sarf etmeye devam ettiğini ifade etti.
"VEBAL BÜTÜN İNSANLIĞIN ÜZERİNDEDİR"
Aktay, "Doğrusu Türkiye'nin bu çabaları dünyanın her tarafından takdirle de karşılanmaktadır. Kimse Türkiye'nin bu yaptıklarını görmezden de gelmiyor ancak biz istiyoruz ki, gönül arzu ediyor ki böyle bir hayırlı işte dünya bir dayanışma içerisinde olsun, salt, kuru takdirlerle bu vebal geçiştirilmesin. Bu yük bütün insanlığın yüküdür. Eğer bir yerde insanlar katliama maruz kalıyorsa, çoluk çocuk öldürülüyorsa, başlangıç yaşlarındaki çocuklar öldürülüyorsa bunun sorumluluğu, bunun vebali bütün insanların üzerindedir." diye konuştu.
Halep'teki ateşkesin bütün Suriye genelinde yaygınlaştırılması konusunda Türkiye'nin gerek Rusya Federasyonu ve gerekse İran'la diplomatik çabalarının sürdüğüne değinen Aktay, 2017 yılına Suriye'de kanın durduğu bir ortamda girmesini temenni etti.
Aktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2017 çok daha umutlu, geleceğimizi daha iyi planlayan ve el birliği ile ortaya koyduğumuz geleceği inşa projesi ile giriyoruz. Bahsettiğim şey, anayasa değişikliği. Anayasa değişikliği için belli bir mutabakat ve uzlaşma seviyesi yakalanmış ve bu hat üzerinden ciddi bir toplumsal diyalog içinde anayasa değişikliği için çalışmalar hızla devam etmektedir. MYK gündemimizde bu konularda da ele alındı. Konu halen Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda görüşülmeye devam etmektedir, oraya aktarılmıştır. Orada yapılan tartışmaları, çalışmaları yakından izliyorsunuzdur. İktidarıyla muhalefetiyle bu konuda çok örnek bir çalışmanın yürütülüyor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu çalışmalar zaman zaman bir takım gerginliklere, gergin tartışmalara da sahne olmuyor değil ancak bunlar demokrasinin tabiatından olan şeylerdir."
İktidar ve muhalefet partilerindeki tüm milletvekillerine çalışmalara yaptıkları katkılar nedeniyle teşekkür eden Aktay, muhalefet niyetiyle de olsa ortaya konulan görüşlerden faydalandıklarını belirtti. "(Paket gelmiş, olduğu gibi çıkacaktır, burada yapılan tartışmaların hiçbir faydası yok) gibi bir takım şeyler söyleniyorsa bunların hiçbir geçerliliği yok." diyen Aktay, sürecin olması gerektiği gibi sürdüğünü vurguladı. Aktay, TBMM Başkanlığına sunulan metinde yer alan "yedek milletvekilliği" maddesinin kamuoyunda ortaya çıkan akıllar ve komisyondaki tartışmalar neticesinde geri çekildiğini dile getirdi.
SURİYE'DE ATEŞKES
Anayasa değişikliğine ilişkin çalışmaların MHP ile mutabakat halinde yürütüldüğünü anımsatan Aktay, MYK toplantısında yerel yönetimlerle ilgili mevcut durumun değerlendirmeye alındığını anlattı.
Yerel yönetimlerin AK Parti'yi var ettiğini, partinin ilk çıkış zeminini hazırlayan önemli bir alan olduğunu belirten Aktay, yerel yönetimlerin etkili ve verimli olması, güçlendirilmesi, daha iyi bir noktaya getirilmesi için yapılan çalışmaların değerlendirildiğini ifade etti.
Aktay, "Başkan yardımcılarının vasıfları ve bakanların göreve başlama şekilleriyle ilgili bazı tartışmalar var. Bu konularda da değişiklik yapılacak mı, toplantıda gündeme geldi mi? Takvimde bir değişiklik var mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Başkan yardımcılarının nitelikleri, vasıflarıyla ilgili bir konu gündeme gelmedi. Komisyonda, bu tür tartışmalar orada kalıyor, ne yapılıyorsa orada yapılıyor, MYK gündeminde böyle bir konu ele alınmadı. Takvim, TBMM'nin kendi takvimidir, bu konuda bir şey söylememiz mümkün değil."
"Türkiye ile Rusya'nın Suriye'de savaşan taraflara ateşkes önermesi konusunda bir plan üzerinde anlaştığı yönünde haberler var. Siz bu bilgileri teyit eder misiniz? Bu planın içeriği nedir, bilgi sahibi misiniz?" sorusu üzerine Aktay, bu konuda bilgisi olmadığını belirterek, "Yalnız böyle görüşmeler yapılmaktadır. Türkiye'nin bu konudaki ısrarı bu yöndedir, tarafları bir araya getirmeye ve bir ateşkes yani 2017 yılına girdiğimiz zaman Suriye'de bir ateşkesin gerçekleşmesi gibi bir planın uygulamaya sokulmasını istiyoruz." ifadesini kullandı.
Aktay, anayasa teklifine ilişkin Başbakan Binali Yıldırım'ın miting yapıp, yapmayacağına ilişkin soruyu, "O konuda henüz bir program yok, ne zaman yapılacağı, Meclisten bunun ne zaman çıkacağı, Meclis takviminin nasıl teşekkül edeceği Meclise bağlı ama bizim her konudaki hazırlıklarımız tamam." diye yanıtladı.